Şair 1924 yılında Sivas’ın Şarkışla Kazasına bağlı Ortaköy de dünyaya gelmiş. Sekiz yaşlarında ilk okula başlamış ancak bir devre okuduktan sonra geçim sıkıntısı nedeniyle Babası Adana’ya çalışmaya götürmüş. Daha küçük yaşlarda gurbetin ve hasretliğin ne olduğunu öğrenen şair, çektiği çilelerden esinlenerek daha küçük yaşlarda şiir yazmaya başlamış. 1947 senesine kadar da Adana’ya gidip gelerek çeşitli yerlerde işçi olarak çalışmış, yine aynı yıl evlenip askere gitmiş, üç yıl askerlikten sonra köyüne dönüp tekrar rençberliğe başlamış.
1950 den sonra biri kız üç çocuğu olmuş. 1964 yılında geçim sıkıntısı iyice artan şair ailesiyle iş bulmak amacıyla Ankara’ya gelmiş ve çeşitli binalarda görev yaparak geçimini sağlamaya çalışmış 1984 yılında da emekli olmuş.
Şairin şiirle tanışması çocukluk yıllarına dayanıyor demiştik, şiirlerine konu olarak, gurbet, hasretlik, doğa ve insan sevgisi ve dünyadaki olumlu ve olumsuz olaylardan etkilenip yazmış. Dünyadaki insanları sadece insan olduğu için seven ama haksızlıklara karşı da insanları eleştirmekten çekinmeyen bir yapıya sahiptir.
Şu benim ruhumda doğruluk yatar
Kimileri haram toplayıp yutar
Başkasının hakkın(ı) pazarlar satar
Böyle bir kimseye insan diyemem
Diyerek de haksızlığa karşı tepkisini ortala koyar.
Şiirlerinin bir kısmını Gönül Bahçem isimli kitapta bir kısmını www.antoloji.com da bir kısmını Kültür Bakanlığının açtığı yarışmalara göndererek yayınlanmaya değer bulunan şiirlerini Yaşayan Halk Ozanları kitabında veTasarruf isimli kitaplarda yayınlanmıştır halen de on beş şiiri Kültür Bakanlığının arşivinde saklanmaktadır ve çeşitli sitelerde okuyucularına sunmuştur. Daha yayınlanmayı bekleyin şiirleri bulunmaktadır.
Şair 1924 yılında Sivas’ın Şarkışla Kazasına bağlı Ortaköy de dünyaya gelmiş. Sekiz yaşlarında ilk okula başlamış ancak bir devre okuduktan sonra geçim sıkıntısı nedeniyle Babası Adana’ya çalışmaya götürmüş. Daha küçük yaşlarda gurbetin ve hasretliğin ne olduğunu öğrenen şair, çektiği çilelerden esinlenerek daha küçük yaşlarda şiir yazmaya başlamış. 1947 senesine kadar da Adana’ya gidip gelerek çeşitli yerlerde işçi olarak çalışmış, yine aynı yıl evlenip askere gitmiş, üç yıl askerlikten sonra köyüne dönüp tekrar rençberliğe başlamış.
1950 den sonra biri kız üç çocuğu olmuş. 1964 yılında geçim sıkıntısı iyice artan şair ailesiyle iş bulmak amacıyla Ankara’ya gelmiş ve çeşitli binalarda görev yaparak geçimini sağlamaya çalışmış 1984 yılında da emekli olmuş.
Şairin şiirle tanışması çocukluk yıllarına dayanıyor demiştik, şiirlerine konu olarak, gurbet, hasretlik, doğa ve insan sevgisi ve dünyadaki olumlu ve olumsuz olaylardan etkilenip yazmış. Dünyadaki insanları sadece insan olduğu için seven ama haksızlıklara karşı da insanları eleştirmekten çekinmeyen bir yapıya sahiptir.
Şu benim ruhumda doğruluk yatar
Kimileri haram toplayıp yutar
Başkasının hakkın(ı) pazarlar satar
Böyle bir kimseye insan diyemem
Diyerek de haksızlığa karşı tepkisini ortala koyar.
Şiirlerinin bir kısmını Gönül Bahçem isimli kitapta bir kısmını www.antoloji.com da bir kısmını Kültür Bakanlığının açtığı yarışmalara göndererek yayınlanmaya değer bulunan şiirlerini Yaşayan Halk Ozanları kitabında veTasarruf isimli kitaplarda yayınlanmıştır halen de on beş şiiri Kültür Bakanlığının arşivinde saklanmaktadır ve çeşitli sitelerde okuyucularına sunmuştur. Daha yayınlanmayı bekleyin şiirleri bulunmaktadır.
E-mail: serdogmus24@mynet
İzinden Yürü
Dinle Türk gençliği düşme hataya
Dönme bir tarafa izinden yürü
Sesini duyurdu yedi kıtaya
Yolunu takip et izinden yürü
Ne şehitler verdik kanlar çağladı
Analar bacılar az mı ağladı
Hasta bu ülkeye ilaç sağladı
Yolunu takip et izinden yürü
Türkiye karanlık zindana döndü
Nice vatandaşın ocağı söndü
Askeriyle yedi düveli yendi
Yolunu takip et izinden yürü
On dokuz mayıs’ta bir güneş doğdu
Kara bulutları Vatan’dan kovdu
İzmir de düşmanı denizde boğdu
Yolunu takip et izinden yürü
Kurtuldu bu ülke serbest yaşarsın
Şeriata kucak açmış koşarsın
Laik cumhuriyet niçin şaşarsın
Yolunu takip et izinden yürü
Harap bu ülkenin sardı yarasın
Hür yaşarsın utan yüzün karasın
Sen kimsin ki bir yarayı sarasın
Yolunu takip et izinden yürü
Sen bir esir padişahın kuluydun
Özgürlük yok ızdırapla doluydun
Çiğner tepelerdi sanki yoluydun
Yolunu takip et izinden yürü
Minareli camin olurdu kışla
Esir tüccarının yolunu boşla
Sözüm padişaha gel onu taşla
Yolunu takip et izinden yürü
Süleyman der Atatürk’tü mimarı
Temel atıp yapıyordu imarı
Onun arkasından atmayın barı
Yolunu takip et izinden yürü.
Süleyman Erdoğmuş