Hayat bir kibrit çöpü gibidir. İnsanın doğumu ile beraber kibrit alevlenir, Kişi belli bir seviyeye ulaştığı zaman (ömür olarak) kibrit alevi yarıya kadar ulaşır. İnsan yaşadıkça kibrit yanmaya başlar, ve insan yaşlandığı zaman alev dibe vurur...
Kibritle beraber, hayatta söner...
Hayata elveda deyip Ölümün eli sıkılır...
Hayat gerçek değildir, sadece gerçeğin gölgesidir. Bu gölge ta ki, aynalar insanları göstermeyene kadar hükmünü sürdürecektir.
Hepimiz rüyadayız, uykuda. Umarım herkes imanlı ve inançlı bir şekilde bu uyku alemine veda eder...
Yaşam ve ölüm iki hasım şimdi,
İki şüpheli şahıs..
Her an birisindir, her an ikisi!
Aşığın aşkı hem eza, hem de haz bakımından en mükemmelidir. Azap kelimesi iki anlamda da kullanıldığı için Âşık daima aşk azabı içerisindedir. Kâh bu azap mutluluk olup aşığın yanan yüreğine su serper, kâh bir od olup aşığın yürek sancısına sancı eker…
Ama her sancının içinde muhakkak ki mutluluk gizlidir.
Âşık olmak aslında demirin kılıç olması gibidir arkadaşlar.
Usta balyoz ile demire defalarca vurur… Yüreğine, zihniyetine, bedenine…
Demirin çığlıkları ne kadar kulakların aşinası olsa da, usta işini yapmaya devam eder, duymazlıktan gelir. Çünkü ustanın işi eğitmektir!
Defalarca inen balyozun akabinde, demir narda yanar. Tutuşur. Çığlığı âşıkların yüreğine kor düşürür. Ve tüm âşıklar o şekilde yanacağını düşünür. Bir müddet ateşin içerisine yandıktan sonra demir artık şikâyetçi olmaktan vazgeçer. Çünkü dayanma gücünün eskiye nazaran arttığını görür. Ve artık şekillenmeye başlar. Tekrar başa döner. Balyoza!
İşlendikten sonra artık kılıç halini alır. Ve her zaman demir olmak ister, tekrar kılıç olabilmek için… Eğitiminin daha bir artması için, daha bir pişmesi için.
Gecenin sabıkalı yalnızlığında ruhun infazıdır.
Siyahımsı gecelerde, Yar diye ölüme sarılmaktır.
Yürümektir bir yok oluşa,Belki ölüme, Belki tanımsız bir hüzne..
Ağlamaktır aşk,
Göz yaşının durulmuş dalgalarında hıçkırmak
Bir Serçenin kanat çırpışındaki mahsunluktur..
Bir aşığın yarine itirafıdır;
Seni seviyorum deyişinde Var olan mahçubiyettir.
İdam sahpasındaki zanlının Son dileğidir aşk..
Sevdanın sokaklarında gezinen aşıktır,
Bir Eşkiyanın destansı öyküsüdür belki..
Belki karanlık bir şairin Yürek sancısıdır.
Ve Gecesini ve yıldızlarını terk edip Ölüme susamasıdır.
Yarin Yüreğine dokunuştur aşk..
Dalgaların kıyılara şiirlerini bırakıp,Utangaç şekilde geri kaçmasıdır.
Karabasandır, Uykuları katledip Ruhu daraltan,
Bir çok geceyi göz yaşı ile sabaha erdirmektir.
Gözlerinin bileğini kesip yare ağlamaktır!
Bütün sevdalara eyvallah deyip Aşka aşık olmaktır Aşk.
Ağıttır aşk.
Beklemedik saatlerde haykırıştır karanlığa..
Bestesiz bir türküdür, Nazımsız bir şiir.
Sevda gibi sade ve samimi
Bir yağmur damlasıdır Pencerenin buğusunda eriyen.
Bir yıldızın geceyi sorgulayıp titreyerek kaymasıdır Aşk..
Aramaktır aşk..
Kaderin çizelgesinde, rüzgarın sesinde, arayıştır.
Buğulu bir gecenin üşüyen dakikalarında,
Kanayan yürekten damlayan Sevdadır aşk..
İki çift göz ile Dünya’yı sorgulamaktır..
Açmasa bile Vuslatın kapısını çalmaktır aşk..
Uykusuz saatlerin yoldaşıdır.
Yarin teninde gezinen bakış,
Dudaklarında menzil kuran buselerdedir aşk..
Kıskançlıktır Aşk....
Sevgilinin bedenine düşen yağmur damlasını kıskanıştır.
Ona esen rüzgar’a sitemdir!
Saçını okşayan yeli semahların bağrında katletmektir.
En güzel çiçeklerin zarafetinde olan bedenini saran elbiseleri lanettir!
Karanlık bir bakıştır,
Sevgilinin güzelliğini sunduğu aynalara..
Karanlıktır aşk..
Sadıktır. Siyahımsı bir bunalımın yeşeren dertleridir.
İlk yazılan şiirdir,İlk duyulan heyecan.
Yalvarıştır, istemektir, çaresizce vuslata diz çöküştür.
Umudun gırtlağını kesip karanlığa ağlamaktır..
Yıldızlara eyvallah deyip, Geceye yürümektir.
Bir fırtınanın önderliğinde esmektir Aşk..
Ölümdür aşk..
Hasretin her saniyede bir kurşun sıkmasıdır yüreğe.
Azrail’in saat başı ziyaretinde gizlidir aşk..
Gurbetin zorluğunda, Gecenin korkutan yanındadır aşk..
Kahpe bir kurşunun Saygısız edası ile arkadan vuruşunda ağlayıştır,
Şairlerin öldüren mısralarında pusattır,
Ve apansız mazinin karşına çıkmasıdır..
Dağların gizlediği eşkiyaların tehlikeli şiirlerindedir,
Bilinmez bir sevdayı Karanlığa gömmektir! .
Azrail’in ellerindedir En son menzili
Hak’kın huzurundadır aşk..
Her ne kadar anlatmaya çalışsak lügatın çaresiz kaldığı, 29 harfin yetmediği aşikardır..
Aşk bana;
Benim ölüme olduğum kadar yakın,
Sizin hayata bağlığınız kadar uzaktır!
hayat
26.07.2008 - 13:29Hayat bir kibrit çöpü gibidir. İnsanın doğumu ile beraber kibrit alevlenir, Kişi belli bir seviyeye ulaştığı zaman (ömür olarak) kibrit alevi yarıya kadar ulaşır. İnsan yaşadıkça kibrit yanmaya başlar, ve insan yaşlandığı zaman alev dibe vurur...
Kibritle beraber, hayatta söner...
Hayata elveda deyip Ölümün eli sıkılır...
Hayat gerçek değildir, sadece gerçeğin gölgesidir. Bu gölge ta ki, aynalar insanları göstermeyene kadar hükmünü sürdürecektir.
Hepimiz rüyadayız, uykuda. Umarım herkes imanlı ve inançlı bir şekilde bu uyku alemine veda eder...
Yaşam ve ölüm iki hasım şimdi,
İki şüpheli şahıs..
Her an birisindir, her an ikisi!
aşk
24.07.2008 - 09:57Usta sizsiniz! Yüreğinizi eğitin...!
aşk
24.07.2008 - 09:56Aşığın aşkı hem eza, hem de haz bakımından en mükemmelidir. Azap kelimesi iki anlamda da kullanıldığı için Âşık daima aşk azabı içerisindedir. Kâh bu azap mutluluk olup aşığın yanan yüreğine su serper, kâh bir od olup aşığın yürek sancısına sancı eker…
Ama her sancının içinde muhakkak ki mutluluk gizlidir.
Âşık olmak aslında demirin kılıç olması gibidir arkadaşlar.
Usta balyoz ile demire defalarca vurur… Yüreğine, zihniyetine, bedenine…
Demirin çığlıkları ne kadar kulakların aşinası olsa da, usta işini yapmaya devam eder, duymazlıktan gelir. Çünkü ustanın işi eğitmektir!
Defalarca inen balyozun akabinde, demir narda yanar. Tutuşur. Çığlığı âşıkların yüreğine kor düşürür. Ve tüm âşıklar o şekilde yanacağını düşünür. Bir müddet ateşin içerisine yandıktan sonra demir artık şikâyetçi olmaktan vazgeçer. Çünkü dayanma gücünün eskiye nazaran arttığını görür. Ve artık şekillenmeye başlar. Tekrar başa döner. Balyoza!
İşlendikten sonra artık kılıç halini alır. Ve her zaman demir olmak ister, tekrar kılıç olabilmek için… Eğitiminin daha bir artması için, daha bir pişmesi için.
aşk
23.07.2008 - 14:52Sorunun cevabı mısralarımızda gizli...
AŞK
Gecenin sabıkalı yalnızlığında ruhun infazıdır.
Siyahımsı gecelerde, Yar diye ölüme sarılmaktır.
Yürümektir bir yok oluşa,Belki ölüme, Belki tanımsız bir hüzne..
Ağlamaktır aşk,
Göz yaşının durulmuş dalgalarında hıçkırmak
Bir Serçenin kanat çırpışındaki mahsunluktur..
Bir aşığın yarine itirafıdır;
Seni seviyorum deyişinde Var olan mahçubiyettir.
İdam sahpasındaki zanlının Son dileğidir aşk..
Sevdanın sokaklarında gezinen aşıktır,
Bir Eşkiyanın destansı öyküsüdür belki..
Belki karanlık bir şairin Yürek sancısıdır.
Ve Gecesini ve yıldızlarını terk edip Ölüme susamasıdır.
Yarin Yüreğine dokunuştur aşk..
Dalgaların kıyılara şiirlerini bırakıp,Utangaç şekilde geri kaçmasıdır.
Karabasandır, Uykuları katledip Ruhu daraltan,
Bir çok geceyi göz yaşı ile sabaha erdirmektir.
Gözlerinin bileğini kesip yare ağlamaktır!
Bütün sevdalara eyvallah deyip Aşka aşık olmaktır Aşk.
Ağıttır aşk.
Beklemedik saatlerde haykırıştır karanlığa..
Bestesiz bir türküdür, Nazımsız bir şiir.
Sevda gibi sade ve samimi
Bir yağmur damlasıdır Pencerenin buğusunda eriyen.
Bir yıldızın geceyi sorgulayıp titreyerek kaymasıdır Aşk..
Aramaktır aşk..
Kaderin çizelgesinde, rüzgarın sesinde, arayıştır.
Buğulu bir gecenin üşüyen dakikalarında,
Kanayan yürekten damlayan Sevdadır aşk..
İki çift göz ile Dünya’yı sorgulamaktır..
Açmasa bile Vuslatın kapısını çalmaktır aşk..
Uykusuz saatlerin yoldaşıdır.
Yarin teninde gezinen bakış,
Dudaklarında menzil kuran buselerdedir aşk..
Kıskançlıktır Aşk....
Sevgilinin bedenine düşen yağmur damlasını kıskanıştır.
Ona esen rüzgar’a sitemdir!
Saçını okşayan yeli semahların bağrında katletmektir.
En güzel çiçeklerin zarafetinde olan bedenini saran elbiseleri lanettir!
Karanlık bir bakıştır,
Sevgilinin güzelliğini sunduğu aynalara..
Karanlıktır aşk..
Sadıktır. Siyahımsı bir bunalımın yeşeren dertleridir.
İlk yazılan şiirdir,İlk duyulan heyecan.
Yalvarıştır, istemektir, çaresizce vuslata diz çöküştür.
Umudun gırtlağını kesip karanlığa ağlamaktır..
Yıldızlara eyvallah deyip, Geceye yürümektir.
Bir fırtınanın önderliğinde esmektir Aşk..
Ölümdür aşk..
Hasretin her saniyede bir kurşun sıkmasıdır yüreğe.
Azrail’in saat başı ziyaretinde gizlidir aşk..
Gurbetin zorluğunda, Gecenin korkutan yanındadır aşk..
Kahpe bir kurşunun Saygısız edası ile arkadan vuruşunda ağlayıştır,
Şairlerin öldüren mısralarında pusattır,
Ve apansız mazinin karşına çıkmasıdır..
Dağların gizlediği eşkiyaların tehlikeli şiirlerindedir,
Bilinmez bir sevdayı Karanlığa gömmektir! .
Azrail’in ellerindedir En son menzili
Hak’kın huzurundadır aşk..
Her ne kadar anlatmaya çalışsak lügatın çaresiz kaldığı, 29 harfin yetmediği aşikardır..
Aşk bana;
Benim ölüme olduğum kadar yakın,
Sizin hayata bağlığınız kadar uzaktır!
Toplam 4 mesaj bulundu