Türlü varlıkların müjdelendiği saf yokluk. - DERRİDA, Yazı ve Fark dan, yazı neden olabiliyor, ifade var ondan,
biricikliğinden kaynaklı, ama, yazı sınırda çiziyor, ve çerçeveliyor, yani bir resim çıkarıyor senden, renkler sana özgülük içeriyor, ama, o renkler giderer karışıyor, ya da soluyoru, işte işin o renkleri canlandırarak görünür kılmak,
nedir o, insan olma mrediveinniden ağır ve emin adımlarla çıkmak, nereye, yokluğa çünkü bir düşüş değil, varış
ve aşma, yani aşağıda bırakma, bu yükselişin iceriği kendini ancak ifadede bulacak, yani dile gelmeyen, doğa da
serseri bir mayına dönmüş, yönsüz varlığa dönüşmektir çünkü, kayboluşu yaşamak, halbuki varlık, kayıp değil
kazançtır, ve o sana bağlı.
Eh harika olgu, ebedi gerçek, kendi varlığımızdır, ve hayatın en önemli görevi benliği kavramaktır, çünkü mükemmel bir benlik anlayışı olmadan başkalarını anlamayı asla gerçekten öğrenemeyiz.
Ortamını zehirlerken açığa çıkar, ve eş zamanlı çok uzaklarda panzehiri de faaliyete geçer, kayıt altına alınır,
süre bitince de, mutlu son, özgür irade yok, ve artık delikten çıkış da, toplam önemli, tövbe bir kere, yalama musluk değil bu.
Pişman olana beyaz bir sayfa açarım, tekrar ederse artık rahmet yolları kapanır. - KENDİ,
Dünya insana kurulmuş mükemmel bir tuzaktır. - BAUDRİLLARD, Fransız Filozof, 2009
Oyun böyle kurulur, ve sepet havası, yan yerine, son fırsat da ateş çöplüğüne.
Işığa gelince, güneşe karşı olan hava aydınlanır, yeryüzüyle karşılaşır ve yeryüzünü aydınlatır, zatından dolayı
aydınlık olandan ortaya çıkan ışık, ilk ışık, başkası sebebiyle aydınlık olandan ortaya çıkan ikinci ışıktır, havanın
ışıkla keyfiyet kazanmasının delili, sabah vaktinde güneş doğarken, ufku aydınlık görmemizdir, gölge ikinci bir
ışıktır, karanlık aydınlık olabilen şeyin ışığının olmamasıdır.
Necmüddin KAZVİNİ, İranlı Filozof, 1277
Çev. Salih AYDIN,
Bliim danışmanlığını Nasiriddün TUSİ nin yaptığı dönemin önemli bir ismi, Astronomluğu da var, Hikmetül ayn
başyapıtı ve tam bir felsefe klasiği, meraklısı bulabilir.
Işıktan parlak, bir de ruhu kat, sen keyfe bak, gölgesi de cabası.
Defalarca yazdım, tek başına hiçbir şeydir, başka biriyle tanışınca, bilgi olmaya başlar, eskisini altına alır tadını
çıkarır, ve gene başladığı yerdeki bilgi olur, bur döngü yani, diyorlarya, zaman başlamadan önce ne vardı, gene
zaman vardı, sürekli zamanı doğurarak, yeni zamana geçip, bir daha zaman üretir, yani sayısız big bang olgusu,
ama, O - doğmayan ve doğurmayandır, - yani hepsinin dışında ve denetim elinde.
Peki bu tekniğin yükselişi ve şehirli endüsriyel yapının başlamasıyla paylaşma nedeniyle yükselen küötülük,
insan doğasının parçalanmasından amaç nedir, neden tarihi böyle kurgulamaya başlar, çünkü yeni test dönemi daha ağır olacaktır, ve aday sayısı da daha fazla, ama, daha az geçit verilecektir, bu konuda bizim bin yıllık birikimimiz bir avantaj tabii, biraz geç kalındı ama, büsbütün de değil, peki beklenen ne ,işte o yokedici parçalanma da kim bütünlüğe sahip çıkacak ve koruyacak, yani gene kendi yoluna girenlere geç diyor, yan yollara girenleri de kaybediyor, artık izi yok, sadece işkencesi var, burda kastım sevme, sevişme meselesi değil sağlığını ve yaşamı koruma kastım, ben başka formül biliyorum, dersen, yap, ama, fazla umutlu değilim, yapısı böyle kurulmamış, fazla dağılmamın sonu yok, toparlıyamıyorsun genelde. istisnalar olabilri belki,ama esas.
Sofokles ki büyü tragedya şairidir, tariteki 6 7 kişiden biri, - En iyisi hiç gelmemek, gelihce de hemeh gitmek, -
o kafada değilim hiçbir zaman, madem ki geldin artık, ve tek fırsat, o zaman bayrağı göndere dikmeden gitmeyeceksin, ondan en zor zamanlar da bile vazgeçmek, on saniye aklıma gelmemiştir, kastedenin fitil fitil
burnundan getirmeden boş gitmem, çünkü Kuran nefsi müdafa hakkı verir, ve sevaptır da puanın artar, sen bir
yapmış değilsin çünkü, bu yanağını çevir dini değil, o zaten yürümediği için, yeni bir düzeltme, ve ilk ve son kez
kendi konuşuyor, üstelik, yani mistik değil, vahiy şiir, ve kısas gelir pasiflik kalkar aktifleşire, ama, asla bu masuma
yapacaksın değildir, mikroplar için Kuran da atış serbest,
Peki neden hızla din ivme kaybeder ve serbestlik arttırılır, rahatça her istediğini yapabilsin, diye, çünkü defalarca
yazdım, kovulmuş istenmeyen bir esfeli safilin beten bir şeysin, ve sınavın da onu düzeltmek,bu evrede bu çok
daha çetin, adamın ısrarını da yazdım o sıcakta demir büküyor diye, artık imanın izi yok, medya sayesinde, ve
bundan sonra elini taşın altına koyacak, o müthiş kalabalık dünyada iyice az ve Onun için de değer verileceklerin
önde geleni olacka, çünkü sınısız seçenek de kafaya takmışı çıkmaz ya da çok az çıkar o da yeter ne yapsin
bir sürü kovulmuş zırvayı, orası cennet, dünya bataklığı değil, teimzileyen kendini gidecek.
Duygusallıkla hiçbir bağı yoktur, ama, duyusallıkla bütün ilişkiler ağının üstüne çıkar ve uzaktan bakma yeteneğini kurar, annemin hiç ağladığını görmedim demiştim, aslında o katılık değil, güvendi, yani bu dindarlık olgusunun
insana kattığı üstünlük önce içinde boy verir, ve makbulu dışardan hiç görünmeyen, içini demir bir kala yapan,
o güvende her yer ölümde bile bahçeye döner.
Her insan bir risktir ve sonuna kadar da öyle kalır, çözüm yeri burası değildir, ondan sağlığını ve mutluluğunu
korumak isteyen önce lüzumsuz yük taşımamalıdır, bu seçme olgusu da hayatidir, kendinden kaybettiğni yerine
koyamıyabilirsin, ve geçip gider çoğu, ondan zaten hiç güvenmediğim bir türe, açık liman olmak, ancak süzmelerin işidir, ve sonunda iş ağır kayıplara kadar gider, ve telafi de edemez, baştan önünü kesersen, sağlığına da korumaya almışın demektir, yoksa sana ne olduğu hiç kimsenin umurunda değildir, en yakınlarım dediklerin dahil, seni tek koruyacak olan gene sensindir, Ortega Gasset in dediği gibi insan gerçekte tek başınadır, ama, kendini kalabalıkta sanır, yani Erkin Babanın altını çizdiği, - Kara ki yazı yazıldı sanma sakın, insanın da kaderi böyle, kimse kimseye yardım edemez, ancak bunu kendin yapabilirsin, ondan kaderlerini
gayretlerine bıraktık der, Kuranda, ve buna boyun eğişte de özgürlük var der Hallac da, yani kalıcı özgürlük
arayanlar önce girişi burdan yapacak, bir mahkumiyetten, işte artık önünde hiçbir engel yok.
Dünyada sanıldığından çok daha kısıtlıdır, hele insan organizmasında, yetersiz bile denebilir, herkesin elini
sıkan insanlar aslında bunu kimsenin elini sıkmadığı için başarır, ama gerçek peşindeysen, elini sıkarken aktardığın enerji herkesi karşılamaz, eşyanın tabiatına aykırı, öyle bir hazne kimsede yok ve hiç olmadı,
boş haznenin saçtığı kimseye bir şey katmaz, dolusu da, doğrudanlıkla oluşmaz, kendi gayret edeceklerin
ihtiyacı kişisel değil, görsel olmalıdır, yani yazılmışlara bile bakmayanın senle bağı göstermeliktir, ve kişiliiğiniz
öyle bir yapıda değilse de fazladan yüktür, bu da sağlıksız dır, yani yapay ve sahte bir konumdur, gerçeklik
tabanı yoktur, sahici de değildir, bir ihtiyacın üstüne atılmasıdır, izine verirsen üstüne binmeyen kalmaz, sen den geriye bir şey de, çünkü bu türler bencilliğine oyuncak arar, sıkılınca da kırar atar, eğer farkındaliğınız
yoksa lüzumsuz enerji sarfından olanı da kaybedersiniz, esası sahteyi devre dışı bırakıp, sahiciyi içerde
tutmaktır, işte o zaman ilk adım atıldı, bile, çinlilerin dediği gibi, bin yıllık bir yolculuk bir adımla başlar,
Niye durduk yerde evrilmiş, her aklına esen evrilirse işimiz var, kafayı yemiş iyice, tut evril, ama, hiç devrilme,
sürekli bir kaşıntı, nereye taşıyorsa malzemeyi, evrilmenin de bir adabı olmaz mı, var ayrıca, arada kaçan ne
peki, yok, peki yokluk, o neden evrilmemiş, yoksa bir varlık nedeniyle bi yerinde sayıyor, hem yerinde sayan,
hem evrilene ne denir, ikisi bir arada nedir, varoluş mu, iyi de neden, her şeye maydonoz bir nedenselillik
hayata içkinken, burda neden feleği şaşsın ki, yoksa feleği şaşan şu aklı evveller mi, bilemedim, ne bildim ki,
her bildiğine bildim diyecek kadar da tükenmedim, yani hayat devam eder, bence ama, bundan sana ne, onu
da anlamadım senin yerin belli, güberelik çay behçesi, giriş bedava, çıkış yok.
Bunu bitirirseniz, bildiğin alçak sürünme, mezun olursanız dağ havası, nerde olduğun bilinmez, üstelik gerçek
oksien, hem hava, hem de havalı, yani rercih meselesi, halatımı hapishane de parayı katlamak için harcayacak
kadar kafayı yemedim daha, deliyiz dediysek her şeyin de bir sınırı var,
Sinir uçları bildirisi, yani özün, dokunuş teknolojilerinde son aşamadır yapay zeka ile üretilemez, taklit edilemez,
ve değiştirilmesi teklif edilemez, insana giriş kapısıdır ve dokunmatiktir, kendiliğinden açılır, özel teknikler edinmeyi
gerketirir, her dokunuş kapı açmaz, özel bir eğilim de göstermek gerekir, yani aynı zaman da külürel bir öğedir de,
yani anayasanız yaparak edinebilirsiniz, çarşı da pazar da satılmaz gidip aramanız gerekir.
Bir el yeni bir beden yapmıyorsa, o el değildir.- Octavio PAZ., Meksikalı DAHİ.
Bakın bu bir sızma hali değildir, bir yekpareliktir, yani bütünlük inmiyora, artık nereyse, o müzik değildir, çünkü
hakıkisi parça parça gelmez, yekpare gelir, ve artık şaşe falan arama, geçmiş olsun bahçelrerinde sabah gezintisi, yani.
Ben, olmuş olan, ve olacak olan her şeyim, hiçbir ölümlü kaldıramaz benim peçemi, - Mısır Tanrıçası İSİS,
Dünyanın en yüksek yeri bacı zihin, - Giordano BRUNO, İtalyan Mistik ŞAİR, 1600
Çiçek açar, çünkü çiçek açar, nedensizdir, görülme arzusu yoktur. - Angelus SİLESİUS, Alman Mistik ŞAİR, 1677, Avrupa Veba Salgın ı döneminde ki, uyarıcı ŞAİR,
Kızkardeşsin sen - RİLKE, Alman Mistik ŞAİR, 1926, İkinci Kırım öncesi uyarıcı.
Hikmetinden sual olmaz Tanrımız, dalar uzun kirpikli gözleri, ilkbahar sellerinde bazan, DAĞLARCA, Mistik ŞAİR, 2008, ve 1940 yazılır bu mısralar ikinci kırım başladı.
varlık içinde yokluk
05.07.2024 - 09:22Türlü varlıkların müjdelendiği saf yokluk. - DERRİDA, Yazı ve Fark dan, yazı neden olabiliyor, ifade var ondan,
biricikliğinden kaynaklı, ama, yazı sınırda çiziyor, ve çerçeveliyor, yani bir resim çıkarıyor senden, renkler sana özgülük içeriyor, ama, o renkler giderer karışıyor, ya da soluyoru, işte işin o renkleri canlandırarak görünür kılmak,
nedir o, insan olma mrediveinniden ağır ve emin adımlarla çıkmak, nereye, yokluğa çünkü bir düşüş değil, varış
ve aşma, yani aşağıda bırakma, bu yükselişin iceriği kendini ancak ifadede bulacak, yani dile gelmeyen, doğa da
serseri bir mayına dönmüş, yönsüz varlığa dönüşmektir çünkü, kayboluşu yaşamak, halbuki varlık, kayıp değil
kazançtır, ve o sana bağlı.
varlık
04.07.2024 - 00:56Eh harika olgu, ebedi gerçek, kendi varlığımızdır, ve hayatın en önemli görevi benliği kavramaktır, çünkü mükemmel bir benlik anlayışı olmadan başkalarını anlamayı asla gerçekten öğrenemeyiz.
NOVALİS, ŞAİR, 1801
kişilik
29.06.2024 - 09:26Ortamını zehirlerken açığa çıkar, ve eş zamanlı çok uzaklarda panzehiri de faaliyete geçer, kayıt altına alınır,
süre bitince de, mutlu son, özgür irade yok, ve artık delikten çıkış da, toplam önemli, tövbe bir kere, yalama musluk değil bu.
Pişman olana beyaz bir sayfa açarım, tekrar ederse artık rahmet yolları kapanır. - KENDİ,
Dünya insana kurulmuş mükemmel bir tuzaktır. - BAUDRİLLARD, Fransız Filozof, 2009
Oyun böyle kurulur, ve sepet havası, yan yerine, son fırsat da ateş çöplüğüne.
Onlara bir süre tanınmıştır. - KENDİ.
kanıt
25.06.2024 - 10:01Son kanıt mıdı, ben yokum gölgem var.
akıl
25.06.2024 - 09:45Akıl çağı, gerçekten, nerde.
Akla kim karar verir.
Işık
24.06.2024 - 11:29Işığa gelince, güneşe karşı olan hava aydınlanır, yeryüzüyle karşılaşır ve yeryüzünü aydınlatır, zatından dolayı
aydınlık olandan ortaya çıkan ışık, ilk ışık, başkası sebebiyle aydınlık olandan ortaya çıkan ikinci ışıktır, havanın
ışıkla keyfiyet kazanmasının delili, sabah vaktinde güneş doğarken, ufku aydınlık görmemizdir, gölge ikinci bir
ışıktır, karanlık aydınlık olabilen şeyin ışığının olmamasıdır.
Necmüddin KAZVİNİ, İranlı Filozof, 1277
Çev. Salih AYDIN,
Bliim danışmanlığını Nasiriddün TUSİ nin yaptığı dönemin önemli bir ismi, Astronomluğu da var, Hikmetül ayn
başyapıtı ve tam bir felsefe klasiği, meraklısı bulabilir.
Işıktan parlak, bir de ruhu kat, sen keyfe bak, gölgesi de cabası.
şehir
23.06.2024 - 15:10Endüstiryel şehir, insana kurulmuş bir tuzak, psişik bir saldırıdır, yani pusuda, tutuğunu siliyor, hataları toplamında,
ezici bir eleme süreci.
bilgi
23.06.2024 - 14:30Defalarca yazdım, tek başına hiçbir şeydir, başka biriyle tanışınca, bilgi olmaya başlar, eskisini altına alır tadını
çıkarır, ve gene başladığı yerdeki bilgi olur, bur döngü yani, diyorlarya, zaman başlamadan önce ne vardı, gene
zaman vardı, sürekli zamanı doğurarak, yeni zamana geçip, bir daha zaman üretir, yani sayısız big bang olgusu,
ama, O - doğmayan ve doğurmayandır, - yani hepsinin dışında ve denetim elinde.
dağılmak
23.06.2024 - 09:52Peki bu tekniğin yükselişi ve şehirli endüsriyel yapının başlamasıyla paylaşma nedeniyle yükselen küötülük,
insan doğasının parçalanmasından amaç nedir, neden tarihi böyle kurgulamaya başlar, çünkü yeni test dönemi daha ağır olacaktır, ve aday sayısı da daha fazla, ama, daha az geçit verilecektir, bu konuda bizim bin yıllık birikimimiz bir avantaj tabii, biraz geç kalındı ama, büsbütün de değil, peki beklenen ne ,işte o yokedici parçalanma da kim bütünlüğe sahip çıkacak ve koruyacak, yani gene kendi yoluna girenlere geç diyor, yan yollara girenleri de kaybediyor, artık izi yok, sadece işkencesi var, burda kastım sevme, sevişme meselesi değil sağlığını ve yaşamı koruma kastım, ben başka formül biliyorum, dersen, yap, ama, fazla umutlu değilim, yapısı böyle kurulmamış, fazla dağılmamın sonu yok, toparlıyamıyorsun genelde. istisnalar olabilri belki,ama esas.
din
22.06.2024 - 20:41Sofokles ki büyü tragedya şairidir, tariteki 6 7 kişiden biri, - En iyisi hiç gelmemek, gelihce de hemeh gitmek, -
o kafada değilim hiçbir zaman, madem ki geldin artık, ve tek fırsat, o zaman bayrağı göndere dikmeden gitmeyeceksin, ondan en zor zamanlar da bile vazgeçmek, on saniye aklıma gelmemiştir, kastedenin fitil fitil
burnundan getirmeden boş gitmem, çünkü Kuran nefsi müdafa hakkı verir, ve sevaptır da puanın artar, sen bir
yapmış değilsin çünkü, bu yanağını çevir dini değil, o zaten yürümediği için, yeni bir düzeltme, ve ilk ve son kez
kendi konuşuyor, üstelik, yani mistik değil, vahiy şiir, ve kısas gelir pasiflik kalkar aktifleşire, ama, asla bu masuma
yapacaksın değildir, mikroplar için Kuran da atış serbest,
öğütmek
22.06.2024 - 19:42Peki neden hızla din ivme kaybeder ve serbestlik arttırılır, rahatça her istediğini yapabilsin, diye, çünkü defalarca
yazdım, kovulmuş istenmeyen bir esfeli safilin beten bir şeysin, ve sınavın da onu düzeltmek,bu evrede bu çok
daha çetin, adamın ısrarını da yazdım o sıcakta demir büküyor diye, artık imanın izi yok, medya sayesinde, ve
bundan sonra elini taşın altına koyacak, o müthiş kalabalık dünyada iyice az ve Onun için de değer verileceklerin
önde geleni olacka, çünkü sınısız seçenek de kafaya takmışı çıkmaz ya da çok az çıkar o da yeter ne yapsin
bir sürü kovulmuş zırvayı, orası cennet, dünya bataklığı değil, teimzileyen kendini gidecek.
kişisel menkîbe
22.06.2024 - 08:14Sahip olduğumuz tek şey tarihimiz, o da bize ait değil. - Ortega GASSET, Filozof, 1955
sanat
20.06.2024 - 23:56Duygusallıkla hiçbir bağı yoktur, ama, duyusallıkla bütün ilişkiler ağının üstüne çıkar ve uzaktan bakma yeteneğini kurar, annemin hiç ağladığını görmedim demiştim, aslında o katılık değil, güvendi, yani bu dindarlık olgusunun
insana kattığı üstünlük önce içinde boy verir, ve makbulu dışardan hiç görünmeyen, içini demir bir kala yapan,
o güvende her yer ölümde bile bahçeye döner.
dostluk
20.06.2024 - 23:33Her insan bir risktir ve sonuna kadar da öyle kalır, çözüm yeri burası değildir, ondan sağlığını ve mutluluğunu
korumak isteyen önce lüzumsuz yük taşımamalıdır, bu seçme olgusu da hayatidir, kendinden kaybettiğni yerine
koyamıyabilirsin, ve geçip gider çoğu, ondan zaten hiç güvenmediğim bir türe, açık liman olmak, ancak süzmelerin işidir, ve sonunda iş ağır kayıplara kadar gider, ve telafi de edemez, baştan önünü kesersen, sağlığına da korumaya almışın demektir, yoksa sana ne olduğu hiç kimsenin umurunda değildir, en yakınlarım dediklerin dahil, seni tek koruyacak olan gene sensindir, Ortega Gasset in dediği gibi insan gerçekte tek başınadır, ama, kendini kalabalıkta sanır, yani Erkin Babanın altını çizdiği, - Kara ki yazı yazıldı sanma sakın, insanın da kaderi böyle, kimse kimseye yardım edemez, ancak bunu kendin yapabilirsin, ondan kaderlerini
gayretlerine bıraktık der, Kuranda, ve buna boyun eğişte de özgürlük var der Hallac da, yani kalıcı özgürlük
arayanlar önce girişi burdan yapacak, bir mahkumiyetten, işte artık önünde hiçbir engel yok.
enerji
20.06.2024 - 22:51Dünyada sanıldığından çok daha kısıtlıdır, hele insan organizmasında, yetersiz bile denebilir, herkesin elini
sıkan insanlar aslında bunu kimsenin elini sıkmadığı için başarır, ama gerçek peşindeysen, elini sıkarken aktardığın enerji herkesi karşılamaz, eşyanın tabiatına aykırı, öyle bir hazne kimsede yok ve hiç olmadı,
boş haznenin saçtığı kimseye bir şey katmaz, dolusu da, doğrudanlıkla oluşmaz, kendi gayret edeceklerin
ihtiyacı kişisel değil, görsel olmalıdır, yani yazılmışlara bile bakmayanın senle bağı göstermeliktir, ve kişiliiğiniz
öyle bir yapıda değilse de fazladan yüktür, bu da sağlıksız dır, yani yapay ve sahte bir konumdur, gerçeklik
tabanı yoktur, sahici de değildir, bir ihtiyacın üstüne atılmasıdır, izine verirsen üstüne binmeyen kalmaz, sen den geriye bir şey de, çünkü bu türler bencilliğine oyuncak arar, sıkılınca da kırar atar, eğer farkındaliğınız
yoksa lüzumsuz enerji sarfından olanı da kaybedersiniz, esası sahteyi devre dışı bırakıp, sahiciyi içerde
tutmaktır, işte o zaman ilk adım atıldı, bile, çinlilerin dediği gibi, bin yıllık bir yolculuk bir adımla başlar,
evrim
20.06.2024 - 22:08Niye durduk yerde evrilmiş, her aklına esen evrilirse işimiz var, kafayı yemiş iyice, tut evril, ama, hiç devrilme,
sürekli bir kaşıntı, nereye taşıyorsa malzemeyi, evrilmenin de bir adabı olmaz mı, var ayrıca, arada kaçan ne
peki, yok, peki yokluk, o neden evrilmemiş, yoksa bir varlık nedeniyle bi yerinde sayıyor, hem yerinde sayan,
hem evrilene ne denir, ikisi bir arada nedir, varoluş mu, iyi de neden, her şeye maydonoz bir nedenselillik
hayata içkinken, burda neden feleği şaşsın ki, yoksa feleği şaşan şu aklı evveller mi, bilemedim, ne bildim ki,
her bildiğine bildim diyecek kadar da tükenmedim, yani hayat devam eder, bence ama, bundan sana ne, onu
da anlamadım senin yerin belli, güberelik çay behçesi, giriş bedava, çıkış yok.
okul
20.06.2024 - 19:06Bunu bitirirseniz, bildiğin alçak sürünme, mezun olursanız dağ havası, nerde olduğun bilinmez, üstelik gerçek
oksien, hem hava, hem de havalı, yani rercih meselesi, halatımı hapishane de parayı katlamak için harcayacak
kadar kafayı yemedim daha, deliyiz dediysek her şeyin de bir sınırı var,
değmek
20.06.2024 - 14:27Değmeyene değilmemeli, değmez, artık ne değerse zaten hazırlamış.
eller
18.06.2024 - 19:59Sinir uçları bildirisi, yani özün, dokunuş teknolojilerinde son aşamadır yapay zeka ile üretilemez, taklit edilemez,
ve değiştirilmesi teklif edilemez, insana giriş kapısıdır ve dokunmatiktir, kendiliğinden açılır, özel teknikler edinmeyi
gerketirir, her dokunuş kapı açmaz, özel bir eğilim de göstermek gerekir, yani aynı zaman da külürel bir öğedir de,
yani anayasanız yaparak edinebilirsiniz, çarşı da pazar da satılmaz gidip aramanız gerekir.
Bir el yeni bir beden yapmıyorsa, o el değildir.- Octavio PAZ., Meksikalı DAHİ.
aydınlanmak
18.06.2024 - 15:58Nedir, ışığın kaynağı karanlıktir, onu bilin yeter.
şey
16.06.2024 - 18:33Şey şeyleşirse şeye ne olur, şey midir, artık, şeyleşmek, şeyi yıpratır, girmeyin tütfen, şeye.
müzik
16.06.2024 - 18:04Bakın bu bir sızma hali değildir, bir yekpareliktir, yani bütünlük inmiyora, artık nereyse, o müzik değildir, çünkü
hakıkisi parça parça gelmez, yekpare gelir, ve artık şaşe falan arama, geçmiş olsun bahçelrerinde sabah gezintisi, yani.
kararsızca
08.06.2024 - 22:03Kararsızca davranırsan, heryer kararır, hayatın kesinliği bunu kaldırmaz.
tanrıça
08.06.2024 - 20:09Ben, olmuş olan, ve olacak olan her şeyim, hiçbir ölümlü kaldıramaz benim peçemi, - Mısır Tanrıçası İSİS,
Dünyanın en yüksek yeri bacı zihin, - Giordano BRUNO, İtalyan Mistik ŞAİR, 1600
Çiçek açar, çünkü çiçek açar, nedensizdir, görülme arzusu yoktur. - Angelus SİLESİUS, Alman Mistik ŞAİR, 1677, Avrupa Veba Salgın ı döneminde ki, uyarıcı ŞAİR,
Kızkardeşsin sen - RİLKE, Alman Mistik ŞAİR, 1926, İkinci Kırım öncesi uyarıcı.
Hikmetinden sual olmaz Tanrımız, dalar uzun kirpikli gözleri, ilkbahar sellerinde bazan, DAĞLARCA, Mistik ŞAİR, 2008, ve 1940 yazılır bu mısralar ikinci kırım başladı.
Toplam 628 mesaj bulundu