toplu mezar diyince aklıma geldi: Bi gün bizim Türkler bi toplu mezar bulmuş (galiba erzurum dolaylarında) 'bunlar Ermenilerin galiba! ' diyip saklamışlar yıllarca.. Geçen onlarca yıl sonra o mezarların Ermenilere değil de katledilen Türklere ait olduğu anlaşılmış!
Varın siz düşünün gerisini..
sonbahar damlardı damlarımıza
biz seninle sararırdık
aydınlansın diye şu kirli yüzler
biz durmadan savaşırdık
acımasız olma şimdi bu kadar
dün gibi dün gibi çekip gitme
bırak da dolanayım ayaklarına
kum gibi kum gibi ezip geçme
Bilirsiniz elbet havaalanlarında falan tabelalarda önce o memleketin diliyle altında da İngilizce yazar.. Çünkü ingilizce dünya dilidir. Ezan da aynen böyle önce Türkçe sonra Arapça okunmalı.. Sonra Arapça okunmalı o da dinin evrenselliğini bozmamak için.. Ama kesinlikle Türkçe de okunmalı.. Bunun mantığı namaza çağırmak değil mi eğer ben denileni anlamıyorsam boru sesinden ne farkı var? İkisin de de anlarım çağrıyı amma velakin ne dediğini de bilmek lazım değil midir?
Peygaberimiz ilk eşi ölene kadar başka hanım almamış.. Eşi ölünce de genellikle korumak ve kollamak adına evlenmiş.. Zaten sonraki eşlerinin genellikle dul ve yaşlı olması bunu gösterir.. Şüphesiz ki Arap kültürü gibi ataerkil bir kültürde dul bir hanım olmak, himayesizlikti, zordu.. Bu sebepten bir çok kere hanımlar kendileri gelip Peygamberimize kendilerini nikahına almasını istemiştir.. Hz. Muhammed (s.a.s) gibi çok sayılan, sevilen, lider ve peygamber olan bir insan istese Arabistan'ın bütün güzel kızlarıyla evlenebilirdi, hepsinden de ayrı ayrı çocuklar yapabilirdi ama sonraki eşlerinden sadece bir tanesinden çocuğu olmuş değil mi?
Bakın Allah'a (O yücedir) , dine, Hz. Muhammed'in peygamber olduğuna inanmasak bile o gerçekten çok saygı duyulacak, içten ve samimi bir insan idi... Hİç görmeden bu kadar kesin konuşabileceği yegane insandır.. Nitekim komünist 'Nazım Hikmet' dahi sağlam bir inancı olmamasına rağmen Hz.Muhammed'i sayardı; O'nu KİTLELERİ ARKASINDAN SÜRÜKLEYEN, ÇAĞINDA BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLER YARATAN İYİ BİR DEVRİMCİ diye nitelerdi...
Bilmem anlatabildim mi?
sosyalizm Türkçe'de toplumsalcılık demektir.. O zaman güzel bir şey.. Ama etrafımda pek toplumsalcı göremiyorum... Hadi benim yaşıma verin.. Siz gördünüz mü?
Ermeni Katliamı diye birşey yoktur! ...karşılıklı vuruşma ve zorunlu göç vardır (savaş alanından çıkılması için)
Kürt diye bir şey elbette ki vardır.. O denilen kart kurt sesi değil Türkçe'nin bazı lehçelerinde Kürt 'sert kar' demektir.. Ama bu Kürtlerin Türk olduğunu göstermez...
Türklerle Kürtler birbirine düşürülmüş iki kardeştir.. Kuvay-i Milliye'yi daha etraflı irdeleyin.. Gaziantepteki ilisleri dinleyin..
Türkiye'de işkence olmuştur.. Aa herşe düzelir YETER Kİ BİZ ''SADECE'' KÖTÜ YÖNLERİMİZİ GÖRMELİYİM!
'Ne mutlu Türk'ü diyene! ' Irki bir söyle değil aksine enternasyonel bir söylemdir.. Bu, hangi dinden, ırktan, renkten, dilden olursa olsun kendini Türk hisseden ve Türkiye'nin yararına çalışan herkesi biz Türk diye kabul ediyoruz.. Demektir.. Ne mutlu anasının karnından Türk çıkana demiyor..
'Ya sev ya terket' manen oldukça güzel bir cümle olmasına rağmen bir kesmin diline doladığı bir söz olduğu için böyle antipatik geliyor başkalarına.. (Bu aynı 'emek' 'özgürlük' gibi kelimelerin solcular, 'vatan' 'bayrak' 'ülkü' gibi kelimelerin de milliyetçiler tarafından sahiplenmiş olması gibi bir şey Her solcu ben idealistim der ama hiç bir solcu ben ülkücüyüm demez!) (ülkü=ideal)
YAZIYI KONUYLA BAĞLAYIM.. NEYMİŞ BUNLAR TÜRK YALANLARI DEĞİL; TÜRK DOĞRULARI-YALANLARI İMİŞ..
hadi bir olta atayım da araştırın gerisini.. Stalin Gürcü idi... Ben iddia ediyorum ki Stalin gölgede kalmış da olsa ırkçıydı... Daha doğrusu ırkçı bir tarafı vardı... Sovyetler Birliği içindeki tüm ülkelerin arasından Gürcistan'a tanınan özel haklar ve Türkiye'den toprak istenmesi... Türkiye'den istediği toprakları acep nereye bağlayacaktı? ? Direk Rusya S.C'ne mi yoksa Gürcistan S.C.'ne mi? ?
Komünist evrensel bir sözcük olup tam karşılığı 'Ortaklamacı'dır.. Lakin Eclemif'in de belirttiği gibi komünistler tarihte komünizme ihanet etmiş ve oportünist davranmıştır.. Bu da önyargılara sebep olmuştur.. Tabii bunların dışında da komünizm yani ortaklamacılık sütten çıkmış ak kaşık değildir... Yine de öncelikle tarihi sonra Das Kapitali, sonra bilimum Marks, Engels, Luksemburg gibi kuramcıların kitaplarını aksi iddiada da 'Komünizm'in Kara Kitabı'nı okumanızı tavsiye ederim..
Bir gün Nobel ödülü alan Pablo Neruda'ya şöyle bir soru yöneltilmiş: Bir antoloji kitabı hazırlayacak olsanız ve sadece 10 tane şair alacak olsanız bu kitaba içine Nazım Hikmet'i koyar mıydınız?
Pablo Neruda: 1 tane şair de koyacak olsam kesinlikle Nazım Hikmet'i koyardım..
Bir gün Nobel ödülü alan Pablo Neruda'ya şöyle bir soru yöneltilmiş: Bir antoloji kitabı hazırlayacak olsanız ve sadece 10 tane şair alacak olsanız bu kitaba içine Nazım Hikmet'i koyar mıydınız?
Pablo Neruda: 1 tane şair de koyacak olsam kesinlikle Nazım Hikmet'i koyardım..
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
kimse bilmez nereli olduğunu
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi susar akşama doğru
bir cebinde daskapital
bir cebinde daskapital
bir cebinde kenevir tohumu
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
fırtınadan arta kalmış bir teknede
tevekkül içinde görkemli sakalı
ve iğleti paltasıyla
gizlediği macerasıyla
bir acayip adam yaşardı
akşamları susardı ben konuşsam kızardı
bir sürgün kasabasıydı
bir eski zamandı hazirandı
çocuktum evden kaçmıştım
gelip ona sığınmıştım
küçücük bir koydu sığdı
burayı keşfeden belki oydu
uzaktan kasabanın ışıkları yanardı
içim anneyle dolardı ağlardım
suphi şöyle bir göz atardı
gizli bir cigara sarardı ağlardı
sonra barışırdık ben fülüt çalardım
cigara sönerdi ağlardık
nerden geldiğini bilmezdim
kimsesizdi belki kimliksizdi
onun macerası onu ilgilendirirdi
kimseye ilişmezdi
birşeylere küfrederdi hep
tedirgin bir balık gibi uyurdu
bazen kaybolurdu arardım
yağmurun altında dururdu
bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu
hergün okurdu ben birşey anlamazdım
kapağını seyreder duymazdım
SAKALLI BİR RESİMDİ KİMDİ?
NE KADAR MÜTEEBESSİMDİ?
sordum birgün suphiye
söylediklerini niye anlamıyorum diye
bildiklerini dedi yüzleştir hayatla
ve sınamaktan korkma
doğruyla yanlışı ozaman anlayabilirsin
ve onu anlıyabilirsin sonra gülerdi
günlerim yüzlerce ayrıtıyı merak etmekle geçerdi
sonra yine akşam olurdu suphi susardı
ben konuşsam kızardı tekneye martılar konardı
yüreğim suphiye yanardı ağlardım
suphi denize tükürürdü gökyüzünü tarardı ağ
bir sürgün kasabasıydı
bir eski zamandı hazirandı
çocuktum evden kaçmıştım
gelip ona sığınmıştım
bir gün aksilik oldu annem beni buldu
suphi kaçıp kayboldu
kasaba çalkalandı olay oldu
ben sustum kanım dondulardı
sonra barışırdık ben fülüt çalardım
yıldız kayardı ağlardık
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
kimse bilmez nereli olduğunu
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi susar akşama doğru
BİR ELİNDE DAS KAPİTAL
BİR ELİNDE DAS KAPİTAL
BİR ELİNDE KENEVİR TOHUMU
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
polisler onu bulduğunda tekti felaketti
herkes meydanda birikti
karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti
ansızın dönüp bana baktı anladın mı dedi
anladım dedim anladım
ve o günden sonra hiç bir zaman hiç bir yerde hiç ağlamadım
Muhamed ismi kendi kendimi şaşalatıyor.. Muhammed ismi bana Sevgili Peygaberimi çağrıştıyor ve ben bir insanı hiç görmeden nasıl bu kadar severim diye şaşalıyorum... Atatürk'ü çok severim ama diyebiliri ki şurda şöyle şöyle yanlış yapmış ya da şunu yapmasaydı, ya da aynı şekilde Nazım Hikmet için... Ama Sevgili Peygamberim için böyle bir şey bulamıyorum...
Şimdi buraya ne yazsam eksik kalacak ya da bir şey yazacağım belki tutup başka yerinden yanlış anlaşılacak.. Ama ne olursa o benim için CAN demek Sevgili demek MADDİYATA ÖNEM vermeyen GÜZEL bir insan demek..
Bırakın insanlar yazsın görüşlerini ama mümkünse doğru ve saygılı yazılsın... Ben rahatsız olmuyorum çünkü Sevgili Peygamberimin değeri düşmüyor tabii ki.. eminim O olsaydı da izin verirdi kendisiyle ilgili her türlü fikrin açıklanmasına...
Turancıların coğrafi bilgisinde büyük yer tutan bir memlekettir.. Zira Mançurya Büyük Turan Devleti'nin doğu sınırı olarak kabul edilir.. 'Balkanlar'dan Mançurya'ya kadar tek bayrak...'
da
30.07.2003 - 11:44Ayrıca da Rusça'da 'evet' demektir..
ermeni soykırımı
30.07.2003 - 11:37toplu mezar diyince aklıma geldi: Bi gün bizim Türkler bi toplu mezar bulmuş (galiba erzurum dolaylarında) 'bunlar Ermenilerin galiba! ' diyip saklamışlar yıllarca.. Geçen onlarca yıl sonra o mezarların Ermenilere değil de katledilen Türklere ait olduğu anlaşılmış!
Varın siz düşünün gerisini..
ahmet kaya
30.07.2003 - 11:09sonbahar damlardı damlarımıza
biz seninle sararırdık
aydınlansın diye şu kirli yüzler
biz durmadan savaşırdık
acımasız olma şimdi bu kadar
dün gibi dün gibi çekip gitme
bırak da dolanayım ayaklarına
kum gibi kum gibi ezip geçme
ezan
24.07.2003 - 13:14Bilirsiniz elbet havaalanlarında falan tabelalarda önce o memleketin diliyle altında da İngilizce yazar.. Çünkü ingilizce dünya dilidir. Ezan da aynen böyle önce Türkçe sonra Arapça okunmalı.. Sonra Arapça okunmalı o da dinin evrenselliğini bozmamak için.. Ama kesinlikle Türkçe de okunmalı.. Bunun mantığı namaza çağırmak değil mi eğer ben denileni anlamıyorsam boru sesinden ne farkı var? İkisin de de anlarım çağrıyı amma velakin ne dediğini de bilmek lazım değil midir?
muhammed
24.07.2003 - 12:22Peygaberimiz ilk eşi ölene kadar başka hanım almamış.. Eşi ölünce de genellikle korumak ve kollamak adına evlenmiş.. Zaten sonraki eşlerinin genellikle dul ve yaşlı olması bunu gösterir.. Şüphesiz ki Arap kültürü gibi ataerkil bir kültürde dul bir hanım olmak, himayesizlikti, zordu.. Bu sebepten bir çok kere hanımlar kendileri gelip Peygamberimize kendilerini nikahına almasını istemiştir.. Hz. Muhammed (s.a.s) gibi çok sayılan, sevilen, lider ve peygamber olan bir insan istese Arabistan'ın bütün güzel kızlarıyla evlenebilirdi, hepsinden de ayrı ayrı çocuklar yapabilirdi ama sonraki eşlerinden sadece bir tanesinden çocuğu olmuş değil mi?
Bakın Allah'a (O yücedir) , dine, Hz. Muhammed'in peygamber olduğuna inanmasak bile o gerçekten çok saygı duyulacak, içten ve samimi bir insan idi... Hİç görmeden bu kadar kesin konuşabileceği yegane insandır.. Nitekim komünist 'Nazım Hikmet' dahi sağlam bir inancı olmamasına rağmen Hz.Muhammed'i sayardı; O'nu KİTLELERİ ARKASINDAN SÜRÜKLEYEN, ÇAĞINDA BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLER YARATAN İYİ BİR DEVRİMCİ diye nitelerdi...
Bilmem anlatabildim mi?
sosyalizm
24.07.2003 - 11:13sosyalizm Türkçe'de toplumsalcılık demektir.. O zaman güzel bir şey.. Ama etrafımda pek toplumsalcı göremiyorum... Hadi benim yaşıma verin.. Siz gördünüz mü?
yüz büyük türk yalanı
24.07.2003 - 10:49Ermeni Katliamı diye birşey yoktur! ...karşılıklı vuruşma ve zorunlu göç vardır (savaş alanından çıkılması için)
Kürt diye bir şey elbette ki vardır.. O denilen kart kurt sesi değil Türkçe'nin bazı lehçelerinde Kürt 'sert kar' demektir.. Ama bu Kürtlerin Türk olduğunu göstermez...
Türklerle Kürtler birbirine düşürülmüş iki kardeştir.. Kuvay-i Milliye'yi daha etraflı irdeleyin.. Gaziantepteki ilisleri dinleyin..
Türkiye'de işkence olmuştur.. Aa herşe düzelir YETER Kİ BİZ ''SADECE'' KÖTÜ YÖNLERİMİZİ GÖRMELİYİM!
'Ne mutlu Türk'ü diyene! ' Irki bir söyle değil aksine enternasyonel bir söylemdir.. Bu, hangi dinden, ırktan, renkten, dilden olursa olsun kendini Türk hisseden ve Türkiye'nin yararına çalışan herkesi biz Türk diye kabul ediyoruz.. Demektir.. Ne mutlu anasının karnından Türk çıkana demiyor..
'Ya sev ya terket' manen oldukça güzel bir cümle olmasına rağmen bir kesmin diline doladığı bir söz olduğu için böyle antipatik geliyor başkalarına.. (Bu aynı 'emek' 'özgürlük' gibi kelimelerin solcular, 'vatan' 'bayrak' 'ülkü' gibi kelimelerin de milliyetçiler tarafından sahiplenmiş olması gibi bir şey Her solcu ben idealistim der ama hiç bir solcu ben ülkücüyüm demez!) (ülkü=ideal)
YAZIYI KONUYLA BAĞLAYIM.. NEYMİŞ BUNLAR TÜRK YALANLARI DEĞİL; TÜRK DOĞRULARI-YALANLARI İMİŞ..
joseph stalin
22.07.2003 - 01:09hadi bir olta atayım da araştırın gerisini.. Stalin Gürcü idi... Ben iddia ediyorum ki Stalin gölgede kalmış da olsa ırkçıydı... Daha doğrusu ırkçı bir tarafı vardı... Sovyetler Birliği içindeki tüm ülkelerin arasından Gürcistan'a tanınan özel haklar ve Türkiye'den toprak istenmesi... Türkiye'den istediği toprakları acep nereye bağlayacaktı? ? Direk Rusya S.C'ne mi yoksa Gürcistan S.C.'ne mi? ?
denizli
10.07.2003 - 20:35Adında deniz geçip de denize kıyısı olmayan bir güzel ilimiz... Horozuyla ünlüdür..
magazin
10.07.2003 - 19:58Aslen İngilizce Magazine'Den geliş Türkçemize... Magazine ise Türkçe'de 'Dergi' demektir.. Artık varın da anlam kayasını siz düşünün..
mafya
10.07.2003 - 19:56Aslen İtalyanca bir kelime olup MAFIA'Dan çevrilmiştir.. Ve MAFIA'yı oluşturan her harf mafyanın felsefesini oluşturan 5 olaydır..
mahsuni şerif
10.07.2003 - 19:51Aşık! ..
dost
10.07.2003 - 19:48Gül yüzlü, güldestim
Pirim ben sana küstüm
İnan değil sana kastım
Cahılle sohbeti kestim
Dooooosst; Dost
ölü
10.07.2003 - 19:30Ruhsuz bedenlere denir (kısaca)
komünist
10.07.2003 - 19:25Komünist evrensel bir sözcük olup tam karşılığı 'Ortaklamacı'dır.. Lakin Eclemif'in de belirttiği gibi komünistler tarihte komünizme ihanet etmiş ve oportünist davranmıştır.. Bu da önyargılara sebep olmuştur.. Tabii bunların dışında da komünizm yani ortaklamacılık sütten çıkmış ak kaşık değildir... Yine de öncelikle tarihi sonra Das Kapitali, sonra bilimum Marks, Engels, Luksemburg gibi kuramcıların kitaplarını aksi iddiada da 'Komünizm'in Kara Kitabı'nı okumanızı tavsiye ederim..
nazım hikmet
10.07.2003 - 10:20Bir gün Nobel ödülü alan Pablo Neruda'ya şöyle bir soru yöneltilmiş: Bir antoloji kitabı hazırlayacak olsanız ve sadece 10 tane şair alacak olsanız bu kitaba içine Nazım Hikmet'i koyar mıydınız?
Pablo Neruda: 1 tane şair de koyacak olsam kesinlikle Nazım Hikmet'i koyardım..
pablo neruda
10.07.2003 - 10:18Bir gün Nobel ödülü alan Pablo Neruda'ya şöyle bir soru yöneltilmiş: Bir antoloji kitabı hazırlayacak olsanız ve sadece 10 tane şair alacak olsanız bu kitaba içine Nazım Hikmet'i koyar mıydınız?
Pablo Neruda: 1 tane şair de koyacak olsam kesinlikle Nazım Hikmet'i koyardım..
karl marks
10.07.2003 - 10:08suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
kimse bilmez nereli olduğunu
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi susar akşama doğru
bir cebinde daskapital
bir cebinde daskapital
bir cebinde kenevir tohumu
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
fırtınadan arta kalmış bir teknede
tevekkül içinde görkemli sakalı
ve iğleti paltasıyla
gizlediği macerasıyla
bir acayip adam yaşardı
akşamları susardı ben konuşsam kızardı
bir sürgün kasabasıydı
bir eski zamandı hazirandı
çocuktum evden kaçmıştım
gelip ona sığınmıştım
küçücük bir koydu sığdı
burayı keşfeden belki oydu
uzaktan kasabanın ışıkları yanardı
içim anneyle dolardı ağlardım
suphi şöyle bir göz atardı
gizli bir cigara sarardı ağlardı
sonra barışırdık ben fülüt çalardım
cigara sönerdi ağlardık
nerden geldiğini bilmezdim
kimsesizdi belki kimliksizdi
onun macerası onu ilgilendirirdi
kimseye ilişmezdi
birşeylere küfrederdi hep
tedirgin bir balık gibi uyurdu
bazen kaybolurdu arardım
yağmurun altında dururdu
bir kalın kitabı vardı cebinde dururdu
hergün okurdu ben birşey anlamazdım
kapağını seyreder duymazdım
SAKALLI BİR RESİMDİ KİMDİ?
NE KADAR MÜTEEBESSİMDİ?
sordum birgün suphiye
söylediklerini niye anlamıyorum diye
bildiklerini dedi yüzleştir hayatla
ve sınamaktan korkma
doğruyla yanlışı ozaman anlayabilirsin
ve onu anlıyabilirsin sonra gülerdi
günlerim yüzlerce ayrıtıyı merak etmekle geçerdi
sonra yine akşam olurdu suphi susardı
ben konuşsam kızardı tekneye martılar konardı
yüreğim suphiye yanardı ağlardım
suphi denize tükürürdü gökyüzünü tarardı ağ
bir sürgün kasabasıydı
bir eski zamandı hazirandı
çocuktum evden kaçmıştım
gelip ona sığınmıştım
bir gün aksilik oldu annem beni buldu
suphi kaçıp kayboldu
kasaba çalkalandı olay oldu
ben sustum kanım dondulardı
sonra barışırdık ben fülüt çalardım
yıldız kayardı ağlardık
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
kimse bilmez nereli olduğunu
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi susar akşama doğru
BİR ELİNDE DAS KAPİTAL
BİR ELİNDE DAS KAPİTAL
BİR ELİNDE KENEVİR TOHUMU
suphi suphi bir acayip adam
suphi suphi benim canım ciğerim
polisler onu bulduğunda tekti felaketti
herkes meydanda birikti
karakoldan içeri girerken sanki mağrur bir tüfekti
ansızın dönüp bana baktı anladın mı dedi
anladım dedim anladım
ve o günden sonra hiç bir zaman hiç bir yerde hiç ağlamadım
Bir acayip Adam/ Ahmet Kaya
muhammed
10.07.2003 - 09:56Muhamed ismi kendi kendimi şaşalatıyor.. Muhammed ismi bana Sevgili Peygaberimi çağrıştıyor ve ben bir insanı hiç görmeden nasıl bu kadar severim diye şaşalıyorum... Atatürk'ü çok severim ama diyebiliri ki şurda şöyle şöyle yanlış yapmış ya da şunu yapmasaydı, ya da aynı şekilde Nazım Hikmet için... Ama Sevgili Peygamberim için böyle bir şey bulamıyorum...
Şimdi buraya ne yazsam eksik kalacak ya da bir şey yazacağım belki tutup başka yerinden yanlış anlaşılacak.. Ama ne olursa o benim için CAN demek Sevgili demek MADDİYATA ÖNEM vermeyen GÜZEL bir insan demek..
Bırakın insanlar yazsın görüşlerini ama mümkünse doğru ve saygılı yazılsın... Ben rahatsız olmuyorum çünkü Sevgili Peygamberimin değeri düşmüyor tabii ki.. eminim O olsaydı da izin verirdi kendisiyle ilgili her türlü fikrin açıklanmasına...
mançurya
06.07.2003 - 16:24Turancıların coğrafi bilgisinde büyük yer tutan bir memlekettir.. Zira Mançurya Büyük Turan Devleti'nin doğu sınırı olarak kabul edilir.. 'Balkanlar'dan Mançurya'ya kadar tek bayrak...'
cv
03.07.2003 - 13:44kültürel yozlaşma..
gitmek
02.07.2003 - 12:22BİR KİTABA BAŞLAR GİBİ
KOŞARKEN YAVAŞLAR GİBİ
ÖLEN ARKADAŞLAR GİBİ
SESSİZ; SİTEM'Lİ'! .....
gitmek
02.07.2003 - 12:21GÜN OLUR ALIR BAŞIMI GİDERİM
DENİZDEN YENİ ÇIKMIŞ AĞLAR KOKUSUYLA
(...)
GÜN OLUR DELİ GİBİ
GÜN OLUR ALIR BAŞIMI GİDERİM
orhan veli
şey
01.07.2003 - 17:58şey arapça asıllı bir kelimedir ve eşyanın tekilidir... Lakin eşya Türkçede şeyler olarak kullanılmamaktadır..
Toplam 430 mesaj bulundu