DAMLADA AŞKI YAŞAMAK; OLGUN KARAKTERLİ İNSANLARIN BEKLENTİSİDİR.
Sözleşmenin gereğini yapmak için mücadele eden işçi, patronun menfaatine olacak her türlü yeniliği yapmakla yükümlüdür. Verimliliği artırıcı çalışmaları ile, yapmış olduğu sözleşmenin gerektirdiklerini yerine getirmeye çalışır. İşçiler arasında huzuru sağlama yolu ile, işyerini çalışılabilir hale getirmek görevleri arasındadır. Kendi açımdan düşünürsem, gördüğüm her olumsuzlukta, işçileri patronuma şikayet etmiş gibi düşünüyorum. Kimi işçi, iş yapabilme gücü varken, gücünü kullanmayıp aldığı ücret kadar iş yapma düşüncesinde. Kimi işçi, işyerine çalışan elemanlarla dalga geçme, gönül eyleme amacı ile işe girmiş gibi; aklı fikri muhabbette... Bense, işyerinin en hor görülen işçisi konumunda iken; tüm olumsuzlukları düzeltme çabasını, patrona şikayet etmeksizin sergilemek zorunda olanımdır. Ben, sözümde durduğum sürece işyerinde çalışma imkanı bulurum. Sözümden döndüğüm anda işten atılırım. İş yerinde verimliliği artırma ile düşünmeye başlarım. Düşünme yolu ile, üretilen malın pazarlama aşamasına kadar düşünmem gerektiğini öğrenirim. Hatta üretilen malın, tüketici kullanırken problem yaratıp-yaratmadığını düşünmekte benim görevlerim arasındadır. İşyerinin en hor görülen işçisi olmama rağmen, bir patron gibi düşünmek zorunda olanımdır. Bu düşünme yolunu, patronum için yaparım. Düşünme yolu ile, patron kadar bilgili olurum veya patronumu geçme ihtimalim bile vardır. Diyelim ki, patrondan daha iyi kararlar alabiliyorum. Patronun kim olduğunu unutmadığım sürece, ben yaptırım gücüne sahip bir eleman olabiliyorum. İşyerinde çalışan her kişiyi kendime benzetmek, hatta beni geçmelerini sağlayacak ortamı sağlamakta benim görevlerim arasındadır. Dolayısı ile ben hiçbir zaman terfi edemiyorum. Yani ben, işyerinin hor görülen işçisi kimliğinde işleri organize etme ile yükümlü bir kişiyimdir. Eğer başarıya ulaşabilmişsem, patronum bana sorar; “kim için yaptın bunları? ” diye. Ben de “patronum için yaptım” derim. Patronum, bana “Gerçekçi ol! .. En çok kim kazançlı? ” diye sorarsa; ben de açık yüreklilikle “ben” diyebilmeliyim. “Neden ben kazançlıyım? ” sorusuna mantıklı bir cevap verme zorunluluğum vardır. Vereceğim cevap; “işyerini kendi işletmem gibi gördüm. İşletmenin sahibiymiş gibi havalara girmedim. Kurallara uyması gerektiği konusunda işçileri sıkmadım. Ama kurallara uymayan işçilerin tespitini de yaptım. Çalışmalarımın sonucunda, iş yerinin en hor görülen işçisi olmama rağmen, en bilgili işçisi oldum. Öğrendiklerimle, fırsat verilirse kendi işimi kurup, işimi yönetebilecek kadar bilgili oldum. Bu çalışma da en kazançlı olan benim.” diye cevap verebilecek gücü, kendimde bulabilmeliyim. Yani, her şeyi kendim için yaptım, diye, itiraf etmem bile gerekebilir. Öğrendiklerime örnek olan patronumu unutmadığım sürece ben değerli bir eleman olarak kalırım. Haddimi aştığım anda, kendi işimi kurma amacı güttüğüm anda ben bitik bir insanımdır.
Benim patronum Yıldız TİLBE’dir. Görev vermesi halinde, emirleri doğrultusunda iş yapmaya hazırım.
Şebnem FERAH
..
son sözler
23.06.2004 - 07:02”Gözlerinde hayat pırıl pırıl
Ellerinde ümitlerimiz var
Dünyanın bütün pisliklerine
Sıkılmış o minik yumruklar”
(BİR DERGİDEN ALINTI)
Çocuk, gereken eğitimi alabilirse, sorumluluklarını da öğrenir. Sorumluluk bilinci taşıyan çocuk; kaybedilen insani değerlerin kazanımı için mücadele eder. Yaşamı anlamlı kılanda; uğruna mücadele verilen barış ortamının kısa sürede sağlanmasına ortak olma çabasıdır.
Yine bir gazetede köşe yazarının makalesinde 'AŞKIN İÇİNDE AŞK VAR' diyen yazısı ile karşılaştım. Kişilerin evliliğini BEBEK AŞKI ile kurması gerektiğini anladım. Yani, sorumluluk duyan ANNE adayı, bencilliğinden vazgeçerek; çocuğuna babalık yapabilecek OLGUN KARAKTERDE olan BABA ADAYININ arayışı içine girer. Ya da, sorumluluk duyan BABA adayı; çocuğuna ANNElik yapabilecek, OLGUN KARAKTERLİ ANNE ADAYININ arayışı içine girer. Bu davranış içine girenler; kendilerinde, mantıklı evlilik yapma zorunluluğunu hissederler.
İNSAN KENDİNİ UNUTUP BEBEĞİNİ DÜŞÜNÜRSE DAHA BAŞARILI OLMAZ MI? .. BEBEĞİNİN NE İSTEDİĞİNİ BİLEN, BEBEĞİNE BAKMASINI BİLEN, AYNI ZAMANDA EVLİLİK İÇİN İYİ BİR EŞ KONUMUNDA OLAN DEĞİL MİDİR? .. BEBEĞE SUNULAN SEVGİNİN AYNISINA HEPİMİZİN İHTİYACI YOK MU? .. ÇOCUK EĞİTİMİNDE ETKİLİ OLAN EŞ; AYNI ZAMANDA AİLE İÇİ HUZURU SAĞLAMAKTA DA ETKİLİ OLAMAZ MI? ..
Toplam 1 mesaj bulundu