Füsun Yoknaz - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı

1959 yılının 6 Ekim'inde doğmuşum,
Halam istememiş doğmamı,
Annem diretmiş, aldırmam ben çocuğumu demiş,
Geç yazdırmış babam nüfusa beni,
Korkmuş, ceza alacaklar sanmış..
26 Ekim yazar nüfusumda doğum tarihim
Ama ben 6 Ekim, İstanbul'un kurtuluşunda doğmuşum
Bunu yazıyorum çünkü benim için önemlidir bu kısım
Babamın korkusunu severim,
ama aynı zamanda doğum günümü de
Ben sülalenin tek kızıyım,
Ne kadar zordur bilemezsiniz sülalenin tek kızı olmak
Şımarık derler, sülalenin tek kızı olarak doğmak
Şımarıklık ise sevgi yoksunluğundan geçer,
Sülalenin tek kızı ise her daim sevilir gözetilir
Büyüdüm her kız gibi
Ama sadece evde
Gezdirmediler beni, tanıtmadılar kişileri, göstermediler hiçbir şeyi
Evden çıkmak beni mutlu ederdi
Bugün bile, çıkmayınca evden, başım ağrır, hasta olurum
En azından balkona çıkarım
Sonra okul hayatı,
İlkokul, ortaokul, lise
İlkokul da okudum sadece erkeklerle
Çocuktuk elbette
Bekir arkadaşım vardı, beni korurdu gözetirdi,
Şimdi nerededir bilmiyorum, neredeyse ona, mutluluklar diliyorum,
Bir kız lisesinde okudunuz mu? Zordur kızlarla geçen hayat
Tanıyamazlar erkekleri
Karşılarına ilk çıkanla evlenirler,
Sonra beni ailem bankaya yerleştirdi,
Otomasyon servisi, bilgi hazırlama operatörü, seksen kızın arasında yine ben
Yaptığımız iş, bilgileri bilgisayar ortamına vermekti…
Aman Allahım! Ne sıkıcı bir işti
Üç parmağımız çalışırdı sadece,
İlk üç ay her gün ağladığımı hatırlarım,
ama hiç kimseye dert yanmadım
Nasıl yanabilirdim ki, demişlerdi Füsun çalışmalısın!
Sonra eşimle tanıştım,
Evlendim,
Zorlu bir birliktelik!
Tam 30 yıl
Kızım 28 yaşında, oğlum ise 23
Kızımı annem büyüttü, ama kızım küçükken beni tanımıyordu
Abla derdi bana
Bu beni derinden yaralardı
İkinci çocuğum olduğunda işten ayrılmaya karar verdim,
anneliği tadayım dedim, dışardan ödeme şeklini kabul ettim.
12 yıl çalıştım, 8 yıl dışardan ödeyerek emekli oldum.
Kızım girişkendir, onun sayesinde öğrendim yüzmeyi,
tenis oynamayı,
Kızım üniversite sınavları aşamasında çok üzülmüştü..
Ne biçim bir şey bu dedim!
Üniversite sınavına girmeye karar verdim…
Ziraat Teknikeri oldum sonunda
Ama ben kırk yaşındaydım, sıra arkadaşlarım ise onsekiz
O çocuklarla okumak ne kadar zordur bilemezsiniz
Kopya isterler, Aman Tanrım nasıl veririm ki?
hocam benden de ufak
Vermezsem arkadaşlar küsüyor, versem hocam ayıplıyor
Saklarlar kitaplarımı, kalemlerimi,
Sonra ara dur, nerededir diye
Arkadaşlar ayıp oluyor yapmayın n'olursunuz,
Verin artık şu kitaplarımı, kalemlerimi
İlk dönem olmuştum okul birincisi
Çok kıskandılar bir dedikodu bir dedikodu
Yok Füsun dedim, senin nene gerek birinci olmak
Bitir okulunu, sonra ne yaparsan yap
Bitirdim, Ziraat Teknikeri olarak
Ama tanımam buğdayı, ananası
Ben kırk yaşına kadar saksıda görmüşüm toprağı
Emeklilikten sonra iyi olur demiştim toprakla oyalanmak,
Yok arkadaşım ne anladım, ne de anlarım toprakla oynamaktan
Şimdi ise açık öğretim üçüncü sınıf işletme öğrencisiyim
Son yıllarda bir şeyler yazmaya başladım,
Yazı desem yazı değil, şiir desem şiir değil,
Sadece sözcüklerin yan yana gelişi
Zaten bütün okul hayatımda
en kötü notları alırdım kompozisyondan
Sonra Antolojiyle tanıştım...
İşte buradayım, sizlerle yazılarımı paylaşmaktayım…
Saygı ve sevgilerimi sunmaktayım,,,,