Mutlu yıllar dileğiyle Bir Yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında Umarım 'Harika bir Yıldı' dersin Doğum günün kutlu olsun Nice yaşlara Saygı ve Sevgilerimle.
Ya:(( Free Evir şimdi sana yazarken fonda ne çalıyor (Gül gazeli esturmantel) gidişinle üzdün beni ve diğer dostlarını haberin ola.. sayfana uğramıştım baktım ki ne yapıyor arkadaşım ama gördümki sen hokkalı bir sözle veda etmişsin bizlere sessiz sedasız... Bence durman gerekliydi burda! .. senin bir duruşun vardı kendine has sağlam kimliğinle var olmuştun burda! .. Hiç şüphe duymadım senden benim idealist arkadaşım! .. Bu kaçış birilerinden değil birşeylerden kaçış kendini korumak adına yıpranmışlık adına haksızlıklar karşısında duruştur bu gidişin bence! .. sosyal duyarlık sahibi bi o kadar duyarlı kendinin fark ettiklerini başkalarınada farkettirmeye çalışan bi o kadar uğraşan çırpınan arkadaşım uydumu yakıştımı şimdi sana çekip gitmmek bence hiç yakışmadı! .. umarım yine dönersin buraya aklı selim kardeşim bilki kıymet bilen değer veren insanlarda var sana ben ve diğer dostların gibi..
Hadi kafanı dağıt dinlen ve dön tekrardan aramıza..
Biz seninle eski çağlardan kalma bir hüznün,insanı içten yıkan yanıyla sevdik bir birimizi.Aslında dile dökmeye cesaret edemediğimiz bir tutukluluk hali. Senin her bana gelişinde,benim sana her gelişim de tüm Dünyaya haykıracak kadar çoktuk..Sen giderken ardında koca bir şehride götürdün..Ben kalırken koskaca şehirde pencere önü yalnızlıklarına dost oldum...
Valla başkasının neyidir bilmemde...ilk tanıştığım..can dostlarımdan..biridir kendileri..ha bu arada..kendilerine bideeee...boğazda yemek borcum da var..unutmadım bu aradaaaaaa...:= :))
kim tarafından pompalanıyor bu kokuşmuş dediğiniz ideoloji; bahsettiğiniz insanlara?
basın?
yayın?
hatta devlet kurum ya da kuruluşları?
mesela bir vali tarafından pompalanıyor mu sizce?
üniversiteler?
sivil toplum kuruluşları? (baskına uğrayan ya da uğramayan diye de düşünerek)
başka? ? ?
cami hocaları?
saymaya devam edelim mi?
ya da,
sizden rica etsem...
yukarıdakileri okurken, girmiş olabileceğiniz savunma duygusu ya da 'şu söylediğine şu karşılığı verirsem payını vermiş olurum' ya da 'halk verdi oyunu sen hala yediremedin he he' tarzı yanıtları, 10 dk kadar erteleyip, şunları düşünmek için ayırsanız bu 10 dk'yı:
-ülkedeki basın-yayın organlarının yüzde 80-90'lık bölümü, iktidara yakın durmakta mıdır? hatta bunların bir çoğu ile hem başbakanın hem de diğer hükümet kanadındakilerin organik bağı dahi var mıdır? (buna; kamuoyu araştırma firmalarını da ekleyebilirsiniz. iki tıklama yaparak, bu şirketlerin bir çoğunun, hükümet kanadında aktif olanların ya da onların akrabalarının olduğunu göreceksiniz) (ve bu parantezi de, sabah-atv grubunu kimler tarafından hangi imkanlarla alındığını tekrar gözden geçirmenizde fayda olacağını düşündüğüm için açtım. önemli ve anlamlıdır.)
-devlet kurumlarının, kuruluşlarının; hatta valilerin, hükümet propagandası yaptıkları söylenemez mi? az önce bahsettiğim basın-yayın organlarının o yüzde 90'lık kısmında dahi, bu tür haberlere rastlamadık mı?
-üniversitenin sözlük anlamını, kökünü irdelediğinizde, üniver-site; yani dünya-evi anlamı çıkıyor. dünya insanı yetiştirmek için vardır üniversiteler. özerk olmalarının gereksinimindeki en büyük pay bundadır. konuşan bir üniversite, muhalif olabilen bir üniversite görebiliyor musunuz?
-insanlara pompalanması dediniz; bu aynı zamanda insanları sömürmedir, öyle değil mi? bir fikri pompalamaya çalışırken, yönlendirmelerde bulunuyorsunuzdur. bunu fütursuzca yaptığınızda, duygularıyla oynamış olmaz mısınız insanların? yani insani hislerini istismara kalkmış olmaz mısınız? cami önünden miting yapmak gibi mesela... bu ya da buna benzer bir davranış görebildiniz mi, kendini muhalif olarak tanımlayan kişi ya da kurumlardan?
muhalif olan insanların pompalanmayla bu muhalefette bulunduğu düşünceniz sürüyor olabilir...
peki, sizin bu hükümetle ilgili; yaptıkları ve söyledikleriyle ilgili; hiçbir korkunuz, tereddütünüz, ya da hoşnutsuzluğunuz yok mudur?
bu soruyu biraz değiştirip şöyle de sorabiliriz: akp'nin tüm derdi, şu anda iyi? olduğunu söylediği ülke ekonomisini kalkındırmak maksadı mıdır?
akp'den önce her şey güzel miydi? hayır!
fakat durumun böyle olması; ve de inen enflasyon rakamlarının sayesi, bize akp'nin her yaptığını kabuledilebilir ve irdelenemez fikrini aşılamalı mı?
bu ülkenin stratejik konumunun önemi, ilkokuldan itibaren öğrenmemiz gereken bir konu. burada hemfikir olduğumuzu varsayarak; dünyanın jandarmalığına soyunmuş bazı ülke ve ülke birliklerinin bu konum üzerinde eskiden beri söz sahibi olabilme çabasından da söz edebiliriz sanırım...
bu çabanın ne şekillerde olabileceğini; dünyanın yakın tarihine baktığımızda görmemiz mümkün değil midir?
sanayi devriminden itibaren; sömürü kültürünün (emperyalizmin) yerleşmeye çalıştığı ülkelerde, bu ülkeleri bölme politikalarından bahsetmemiz yanlış mıdır sizce?
bu soruya 'yanlış değildir' diyorsanız, devam etmeye çalışalım.
türkiye cumhuriyeti; anayasasında, kendini tarif etmiştir. kimliğini bildirmiştir. bunlardan; şu anda muhalif olanların tehlikede gördüğü iki özelliği alalım.
(kuvvetler ayrılığı ilkesi, demokratik devlet özelliğinden doğar. ister seçim yasaları, ister yasama-yürütmenin türkiye'de hiçbir zaman ayrı kuvvetler olamaması ve isterse yargının üzerindeki -sadece- tartışmalara baktığımızda; söylendiği gibi, gerçek demokrasiye yürüyüşümüzü değil; demokrasiyi yalnızca 'parlamenter demokrasi' şeklinde anladığımızı söylemek yanlış mıdır? eğer yanlış değil ise, gerçek demokrasiden bahsetmemiz de mümkün olamayacağından, ülke kimliğinin yapı taşlarından birine, aslında sahip olmadığımızı ortaya koyup, ayrıca tartışılması gerektiğini söyleyebiliriz sanıyorum)
üniter devlet
laik devlet
yukarda yazdıklarımın doğruluk payını yüksek bulan arkadaşlara; neden üniter devlet ve neden laik devlet; nasıl üniter devlet ve nasıl laik devlet kavramlarında ve bu kavramları tehlikede görüp görmediği hakkında tartışma öneriyorum.
bu tartışmanın; ister anayasadaki 'türk' hukuki kimliği; ister düyadaki sınıf çatışmaları, isterse de bunlarla birlikte ya da bunlardan ayrı, değerlendirilebilecek kavramların da göz önünde bulundurulup; slogan yerine bilgi alış-verişi, bilimsel bilgi ve kabul görmüş tespitler üzerinden gideceğini umuyorum.
buna gerek duymamın nedeni; sadece bir gazete haberini ya da köşe yazarını baz alıp, ya da sadece beğendiğimiz-beğenmediğimiz liderler üzerinden yaptığımız tartışmaların çok da yararlı olmadığını düşünmemdir.
katılacak arkadaşların; bu öneriyi (gayet doğaldır) dikkate almayanları düşünerek, yazısına ÜLKE KİMLİĞİ başlığını atmasını rica ediyorum. böylece tartışmaya katılan arkadaşları takip etmemiz daha kolay olacaktır.
bir misyon yüklenmiyorum. aklıma gelen bir öneriyi paylaşmış oluyorum.
senem erva ve çuka bask şkesti, tşk ederim... :) iyi ki varsınız... ve sevgilim, deniz kızı ponyo, 2 yılı aşkın bi süredir bensenim, senben... iyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın...
Arkadaslar yildizlar gibidir, onlari her zaman göremezsin ama senin icin her zaman varolduklarini ve seni düsündüklerini bilirsin. Dogum günün kutlu olsun...Nice Yillara.
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin Yaşadıklarını Kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
forum yazılarını sildirdikten sonra şimdi bnm boş kalan yazılarıma ben üzüldüm diye karşılık yazmış olman romantik ve tatlı oldugunu kanıtlıyor kanıtlamasına ama yaa chiron! !
Herkes oyuna beyazlarla başlamak ister; Çünki ilk açılışı o yapar. yani hayata bir adım önde başlar... Ama,asıl önemli olan; siyahla başlayıp,hatta en zoruda hayata siyah piyon olarak başlayıp oyunsonuna dogru vezire terfi edebilmektir. Bu oyunun galibi ve kaderi bEnce artık siyahların elindedir.... **beniMm siyah piyonum :)
15.09.2011 - 11:23
Mutlu yıllar dileğiyle Bir Yıl daha bitti, ama sakın üzülme zaman çabuk geçiyor diye Unutma ki herkes aynı şeyi yaşıyor. Bu yılın sonunda geriye baktığında Umarım 'Harika bir Yıldı' dersin Doğum günün kutlu olsun Nice yaşlara Saygı ve Sevgilerimle.
07.11.2010 - 22:24
:((neden?
03.11.2010 - 11:06
Ya:(( Free Evir şimdi sana yazarken fonda ne çalıyor (Gül gazeli esturmantel) gidişinle üzdün beni ve diğer dostlarını haberin ola.. sayfana uğramıştım baktım ki ne yapıyor arkadaşım ama gördümki sen hokkalı bir sözle veda etmişsin bizlere sessiz sedasız... Bence durman gerekliydi burda! .. senin bir duruşun vardı kendine has sağlam kimliğinle var olmuştun burda! .. Hiç şüphe duymadım senden benim idealist arkadaşım! .. Bu kaçış birilerinden değil birşeylerden kaçış kendini korumak adına yıpranmışlık adına haksızlıklar karşısında duruştur bu gidişin bence! .. sosyal duyarlık sahibi bi o kadar duyarlı kendinin fark ettiklerini başkalarınada farkettirmeye çalışan bi o kadar uğraşan çırpınan arkadaşım uydumu yakıştımı şimdi sana çekip gitmmek bence hiç yakışmadı! .. umarım yine dönersin buraya aklı selim kardeşim bilki kıymet bilen değer veren insanlarda var sana ben ve diğer dostların gibi..
Hadi kafanı dağıt dinlen ve dön tekrardan aramıza..
bekelyeceğiz ;))
30.10.2010 - 19:38
Sevgilim,
Biz seninle eski çağlardan kalma bir hüznün,insanı içten yıkan yanıyla sevdik bir birimizi.Aslında dile dökmeye cesaret edemediğimiz bir tutukluluk hali. Senin her bana gelişinde,benim sana her gelişim de tüm Dünyaya haykıracak kadar çoktuk..Sen giderken ardında koca bir şehride götürdün..Ben kalırken koskaca şehirde pencere önü yalnızlıklarına dost oldum...
17.10.2010 - 17:13
nerelerde benim canım aşkım :)
14.10.2010 - 21:03
Bu kervana bir grupla katkıda bulunuyoruz,
hedeflediğimiz her menzilde birlikte olabilmeyi temenni ederiz
Aktife açtığım şiirlerime de beklerim.
Selam, saygı ve sevgiler
Müjgan Akyüz
http://gruplar.antoloji.com/nevbahar-grubu/
21.09.2010 - 16:26
Valla başkasının neyidir bilmemde...ilk tanıştığım..can dostlarımdan..biridir kendileri..ha bu arada..kendilerine bideeee...boğazda yemek borcum da var..unutmadım bu aradaaaaaa...:= :))
18.09.2010 - 05:01
ÜLKE KİMLİĞİ
(VE TARTIŞMA ÖNERİSİ)
ilgili arkadaş ve arkadaşlara...
kim tarafından pompalanıyor bu kokuşmuş dediğiniz ideoloji; bahsettiğiniz insanlara?
basın?
yayın?
hatta devlet kurum ya da kuruluşları?
mesela bir vali tarafından pompalanıyor mu sizce?
üniversiteler?
sivil toplum kuruluşları? (baskına uğrayan ya da uğramayan diye de düşünerek)
başka? ? ?
cami hocaları?
saymaya devam edelim mi?
ya da,
sizden rica etsem...
yukarıdakileri okurken, girmiş olabileceğiniz savunma duygusu ya da 'şu söylediğine şu karşılığı verirsem payını vermiş olurum' ya da 'halk verdi oyunu sen hala yediremedin he he' tarzı yanıtları, 10 dk kadar erteleyip, şunları düşünmek için ayırsanız bu 10 dk'yı:
-ülkedeki basın-yayın organlarının yüzde 80-90'lık bölümü, iktidara yakın durmakta mıdır? hatta bunların bir çoğu ile hem başbakanın hem de diğer hükümet kanadındakilerin organik bağı dahi var mıdır?
(buna; kamuoyu araştırma firmalarını da ekleyebilirsiniz. iki tıklama yaparak, bu şirketlerin bir çoğunun, hükümet kanadında aktif olanların ya da onların akrabalarının olduğunu göreceksiniz)
(ve bu parantezi de, sabah-atv grubunu kimler tarafından hangi imkanlarla alındığını tekrar gözden geçirmenizde fayda olacağını düşündüğüm için açtım. önemli ve anlamlıdır.)
-devlet kurumlarının, kuruluşlarının; hatta valilerin, hükümet propagandası yaptıkları söylenemez mi? az önce bahsettiğim basın-yayın organlarının o yüzde 90'lık kısmında dahi, bu tür haberlere rastlamadık mı?
-üniversitenin sözlük anlamını, kökünü irdelediğinizde, üniver-site; yani dünya-evi anlamı çıkıyor. dünya insanı yetiştirmek için vardır üniversiteler. özerk olmalarının gereksinimindeki en büyük pay bundadır.
konuşan bir üniversite, muhalif olabilen bir üniversite görebiliyor musunuz?
-insanlara pompalanması dediniz; bu aynı zamanda insanları sömürmedir, öyle değil mi? bir fikri pompalamaya çalışırken, yönlendirmelerde bulunuyorsunuzdur. bunu fütursuzca yaptığınızda, duygularıyla oynamış olmaz mısınız insanların? yani insani hislerini istismara kalkmış olmaz mısınız?
cami önünden miting yapmak gibi mesela...
bu ya da buna benzer bir davranış görebildiniz mi, kendini muhalif olarak tanımlayan kişi ya da kurumlardan?
muhalif olan insanların pompalanmayla bu muhalefette bulunduğu düşünceniz sürüyor olabilir...
peki, sizin bu hükümetle ilgili; yaptıkları ve söyledikleriyle ilgili; hiçbir korkunuz, tereddütünüz, ya da hoşnutsuzluğunuz yok mudur?
bu soruyu biraz değiştirip şöyle de sorabiliriz: akp'nin tüm derdi, şu anda iyi? olduğunu söylediği ülke ekonomisini kalkındırmak maksadı mıdır?
akp'den önce her şey güzel miydi?
hayır!
fakat durumun böyle olması; ve de inen enflasyon rakamlarının sayesi, bize akp'nin her yaptığını kabuledilebilir ve irdelenemez fikrini aşılamalı mı?
bu ülkenin stratejik konumunun önemi, ilkokuldan itibaren öğrenmemiz gereken bir konu. burada hemfikir olduğumuzu varsayarak; dünyanın jandarmalığına soyunmuş bazı ülke ve ülke birliklerinin bu konum üzerinde eskiden beri söz sahibi olabilme çabasından da söz edebiliriz sanırım...
bu çabanın ne şekillerde olabileceğini; dünyanın yakın tarihine baktığımızda görmemiz mümkün değil midir?
sanayi devriminden itibaren; sömürü kültürünün (emperyalizmin) yerleşmeye çalıştığı ülkelerde, bu ülkeleri bölme politikalarından bahsetmemiz yanlış mıdır sizce?
bu soruya 'yanlış değildir' diyorsanız, devam etmeye çalışalım.
türkiye cumhuriyeti; anayasasında, kendini tarif etmiştir. kimliğini bildirmiştir.
bunlardan; şu anda muhalif olanların tehlikede gördüğü iki özelliği alalım.
(kuvvetler ayrılığı ilkesi, demokratik devlet özelliğinden doğar. ister seçim yasaları, ister yasama-yürütmenin türkiye'de hiçbir zaman ayrı kuvvetler olamaması ve isterse yargının üzerindeki -sadece- tartışmalara baktığımızda; söylendiği gibi, gerçek demokrasiye yürüyüşümüzü değil; demokrasiyi yalnızca 'parlamenter demokrasi' şeklinde anladığımızı söylemek yanlış mıdır? eğer yanlış değil ise, gerçek demokrasiden bahsetmemiz de mümkün olamayacağından, ülke kimliğinin yapı taşlarından birine, aslında sahip olmadığımızı ortaya koyup, ayrıca tartışılması gerektiğini söyleyebiliriz sanıyorum)
üniter devlet
laik devlet
yukarda yazdıklarımın doğruluk payını yüksek bulan arkadaşlara; neden üniter devlet ve neden laik devlet; nasıl üniter devlet ve nasıl laik devlet kavramlarında ve bu kavramları tehlikede görüp görmediği hakkında tartışma öneriyorum.
bu tartışmanın;
ister anayasadaki 'türk' hukuki kimliği;
ister düyadaki sınıf çatışmaları,
isterse de bunlarla birlikte ya da bunlardan ayrı, değerlendirilebilecek kavramların da göz önünde bulundurulup;
slogan yerine bilgi alış-verişi, bilimsel bilgi ve kabul görmüş tespitler üzerinden gideceğini umuyorum.
buna gerek duymamın nedeni; sadece bir gazete haberini ya da köşe yazarını baz alıp, ya da sadece beğendiğimiz-beğenmediğimiz liderler üzerinden yaptığımız tartışmaların çok da yararlı olmadığını düşünmemdir.
katılacak arkadaşların; bu öneriyi (gayet doğaldır) dikkate almayanları düşünerek, yazısına ÜLKE KİMLİĞİ başlığını atmasını rica ediyorum.
böylece tartışmaya katılan arkadaşları takip etmemiz daha kolay olacaktır.
bir misyon yüklenmiyorum. aklıma gelen bir öneriyi paylaşmış oluyorum.
bilgilerinize.
17.09.2010 - 18:16
hehehehh ama hocam by :)
17.09.2010 - 15:57
iki cumle kullandgın zaman ikincisi tek kelimeden olusuyo,
'by'.. :)
tşk ederim çekirge.. :)
16.09.2010 - 14:32
sen harbiden aşık olmuşsun hocam :)) hadi hayırlısı bakalım çokkkkkkkkkk sevindim mutluluklar by :)
16.09.2010 - 11:25
senem erva ve çuka bask şkesti, tşk ederim... :)
iyi ki varsınız...
ve sevgilim, deniz kızı ponyo,
2 yılı aşkın bi süredir bensenim, senben...
iyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın...
15.09.2010 - 19:15
tanıdıgimm en miikemmelllll adam'a seniiiiii çooooooooookkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk seviyorummmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm :)
15.09.2010 - 15:45
Arkadaslar yildizlar gibidir, onlari her zaman göremezsin ama senin icin her zaman varolduklarini ve seni düsündüklerini bilirsin. Dogum günün kutlu olsun...Nice Yillara.
15.09.2010 - 15:14
MUTLU YILLAR DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN HOCAM :)
15.08.2010 - 12:21
seni çooook seviyorumm bn
28.07.2010 - 14:07
Öpüyorsam ayrılığı gözünden
Söküyorsam yüreğimi göğsümden
Geçiyorsam gözlerinin içinden
Geçiyorsam bir çiçeğin özünden
Sana olan sevdamdandır bilesin
09.07.2010 - 22:41
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda
anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği
acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini avucuma koyduğunda anladım..
'Sana ihtiyacım var, gel! ' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana 'git' dediğimde anladım..
Biri sana 'git' dediğinde, 'kalmak istiyorum' diyebilmekmiş
sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl
ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, 'affet beni' diye haykırmak istemekmiş
pişman olmak,
Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün
affedilmeyi,
Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar
sevmekmiş...
01.07.2010 - 22:45
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin
Yaşadıklarını Kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
11.06.2010 - 16:48
forum yazılarını sildirdikten sonra şimdi bnm boş kalan yazılarıma ben üzüldüm diye karşılık yazmış olman romantik ve tatlı oldugunu kanıtlıyor kanıtlamasına ama yaa chiron! !
31.03.2010 - 16:23
aaaaa o sen miydinnn,
hani bursa semalarından geçerken
ellerinde yuzlerce balonla koşan sen miydinn :)))
31.03.2010 - 15:56
sana bugünn ell salladımmm ama benn :)
20.12.2009 - 13:51
Herkes oyuna beyazlarla başlamak ister;
Çünki ilk açılışı o yapar.
yani hayata bir adım önde başlar...
Ama,asıl önemli olan; siyahla başlayıp,hatta en zoruda hayata siyah piyon olarak başlayıp oyunsonuna dogru vezire terfi edebilmektir.
Bu oyunun galibi ve kaderi bEnce artık siyahların elindedir....
**beniMm siyah piyonum :)
06.12.2009 - 11:49
inşallah :))
piyon olarak basladgımız hayatı
vezir olarak terkederiz :)
Toplam 30 mesaj bulundu