Tarhan Tekelioglu Adlı Üyenin Nedir Yazıları ...

  • ekabir

    09.10.2003 - 01:44

    k b r harflerinden olam kelimenin coguludur..
    büyükler manasina gelir..
    elit tabaka anlaminda kullanilir...

  • stuttgart

    09.10.2003 - 01:43

    Mercedes Porsche ve Bosch firmalarinin merkezi...
    tepeleri ile bazen istanbulu hatirlatir..
    ama bogazin yerinde fukara bir Neckar nehri ile idare etmektedirler..
    Baden Württemberg eyaletinin bassehri...

  • eski açık

    09.10.2003 - 01:41

    Kale arkasinda ucuzcu seyircilerin oturdugu tribün...
    Tezahüratlari pek kale alinmazmis... Zira kimse duyamazmis..
    Futbolcular da yumruk sov icin bu bölüme pek ugramazmis..

    Tezahürat esnasinda pahali ve orta fiyatli tribünleri oldugu yerlerdekiler, eski acigi tezahürata davet ederlermis:
    ESKİ AÇIK SARI DESENE diye,
    eger ses gelirse,
    kendileri de ardindan kırmızı diye bagiracaklar...

  • eski açık sarı desene

    09.10.2003 - 01:40

    Kale arkasinda ucuzcu seyircilerin oturdugu tribün...
    Tezahüratlari pek kale alinmazmis... Zira kimse duyamazmis..
    Futbolcular da yumruk sov icin bu bölüme pek ugramazmis..

    Tezahürat esnasinda pahali ve orta fiyatli tribünleri oldugu yerlerdekiler, eski acigi tezahürata davet ederlermis:
    ESKİ AÇIK SARI DESENE diye,
    eger ses gelirse,
    kendileri de ardindan kırmızı diye bagiracaklar...

  • eski açık sarı desene

    09.10.2003 - 01:36

    Galatasarayin soyunma odasi ile trübünden görünen ve görünmeyen yanlarinin filmi...
    Galatasarayin ilklerinden biri...
    Fatih Terimin futbolcularini motive edis tarzi, teselli verisi falan anlatiliyormus...

  • berat kandili

    09.10.2003 - 01:26

    Kurani Kerimin levhi mahfuzdan semai dünyaya indigi, insanlarin bir senelik riziklarin gözden gecirildigi, amel defterlerinin Hz. Allah'a arz edildigi, bir yillik olacak olaylarin belirlendigi, öleceklerin listesinin Azrail A.S.'a verildigi gece..

    Bu gece her kim 100 rekat namaz kilarsa diye bir hadisi serif var..
    Her rekatta 1 fatiha 10 ihlais serif ile iki rekatta bir selam verilerek kilinan bu namazi kilanlar o sene gelecek yilin beraet kandiline kadar ölürlerse sehit olarak ölürler denir...
    Tabi biz inananlar icin..

  • hortumcu

    09.10.2003 - 01:05

    Hortumcu var diyerek halki iskillendirip bir baska hortumcunun ikame edilmesi sürecinde kullanilan medyatik silah...

  • abdülhak hamit

    09.10.2003 - 00:53

    makberin sairi
    belcikali lücien hanimin kocasi...
    borcu borcla kapatarak hayatini finanse eden ekabirden

  • zekeriya beyaz

    09.10.2003 - 00:41

    televole

  • berat kandili

    07.10.2003 - 08:53

    dogrusu beraet kandili

  • aşk

    07.10.2003 - 01:45

    A s k v e d ü n y a y i k u r t a r m a k

    Ask bu duyguyu yasama potansiyeli olan bireyin, libidosundaki artisin ihtiyac fazlasini kanalize edecegi bir aktarim objesini bulur bulmaz hedefe kilitlenmesidir. Bazen platonik düzeyde sadece gönülle oldugu gibi bazen de oldukca (yüksek) düzeyli iliski seklinde de gerceklesebilir. Özellikle son zamanlarda gereksiz ayrintilarla kayb edecek zamani´miz yok, fast food caginda yasiyoruz fikrinden gidip, gereksiz gönül fasliyla vakit harcanmasina yüz verilmiyor... Isin özüne, et, süt ve bilumum proteinli ürünlerden maximum yararlanma kaygisina ask deniyor... Düzeyli olmazsa, duygu düzeyinde kalirsa buna torbadan hangisi cikarsa psikolojik marazlardan bir tanesinin ismi yapistiriliyor. Ask dedigin düzeyli olmalidir yani... (adil düzenle ilgisi yok, benzerlik sadece sizin cagrisim siisteminizin fesadligi)

    Tanimindaki vurgu faydalilik vurgusu siddetini artirdikca, eski felsefelerden miras kalan aska verilen önem de siddetini artirmaktadir.

    'Her ne var ise alemde ask imis ancak'

    gibi bir dizenin hakliligi da ici yeniden doldurulmus ask baglaminda en baba bicimde ispatlanmaktadir, filmler vs.ler vasitasiyla...

    Pencerenin camlari icerdeki iki varligin duygu yogunlundan dolayi buzlu cam gibi görünene kadar bugulanmazsa, yukaridaki dizenin geregi olan felsefi derinlikten tamamen yoksun oluyor o film... Derinlik önemli...

    'Her ne var ise alemde ask imis ancak'

    madame ki öyle, o zaman alemin ayakta kalmasi, kurtulmasi da bu kavramin derinligi ile baglantili olmalidir...

    felsefeyi (hikmet) modern zamanlara uyarlayan Hollywood
    bu felsefi gereklilik (determinisme) baglaminda, hemen gerekli boslugu doldurmak icin beynin kivrimlarini harekete gecirdi...

    Bu amacla 5. element adli film ortaya cikti... Filmde dünya tehlikededir... Birileri ebesini bellemek üzere harekete gecmektedir ve dünyanin ebesinin bellettirilmemesi lazimdir.. (fistik gibi seyler varken niye dünyanin ebesi bellensin ki? .. logik degildir... ne bellenmesi lazimsa o bellenmelidir yani..)

    lafi toparlarsak..
    dünyanin ebesinin bellettirilmemesi lazimdir,
    yani dünya kurtarilmalidir...

    bu amacla, dünyayi bir cok kereler kurtarmis olan bruce beye rica edilir. o da 'yine mi kurtariciiz, ya adami birakmiyorsunuz ki iki dakka cay icek, zirt birt sunu da kurtariver bunu da kurtariver abii, yani bizim özel hayatimiz yok mu' gibisinden nazlanmalardan sonra bir kerre daha kurtarmak üzere 'bu son olsun ha' deyip ise girisir.. Ama yeni trendden haberi yoktur. bu defa dünya o kaddar felsefi bicimde kurtarilacaktir ki, bilseydi bruce, naz etmeden atlardi felsefe askindan...

    Dünyanin kurtarilmasi icin ugrasilirken en önemli kurtarma araci olan 5. element bir makine marifetiyle yeniden üretilir (reproduktion) .... Arac mükemmeldir (biber kirmizisi saclari, pürüzsüz gövde aksami vs..) .. Ama is bu araci kullanmaktadir.. E bu isi de burce abimiz yapacaktir yani..
    memleketimizde multifunktionel elemanlar vardir, her türlü araci kullanabilirler ya.. bruce da o cinsten.. her türlü arac itina ile kullanilir türünden..
    Ama bu arac baska arac...
    ama yine olsunnn....
    dag ne kadar yüksek olursa yol üstünden asar, bruce beyde de bu aracin farkliligina uygun da donanim vardir..

    zira ki bruce abimiz, bu gibi araclari kullanmak icin gerekli olan tastesteron denilen yeterlilik belgesinden gereginden fazla nasibedar oldugundan saclari dökkülmüstür de, konu ile ilgili olarak mesela bruce diye resmi bassilmistir konu mankeni olarak..

    e yani birakin da bu araci da o kullansin...

    neyse efeeemmm, , ,
    (günes de dogmak üzere, paralari söyle kesenin icine ativerin bu arada hanci, serbbetlerimizi tazeleyiver)

    alemin temeli olan askin, dünyayi kurtarmak icin gerekli oldugu, filmde bir yerlerdeki yazilardan tamamen tesadüfi yollarla ögrenilir (ögretici sinema, shakespearin tiyatroya bakisindan esinlenmistir.- yazarin palavrasi) ve bruce bey abimiz de insanligin iyiligi icin alemin iyiligi icin dünyayi kurtarmak icin gereklli aygitin üzerine cikar...
    gaz debriyaj el fireni vs. gerekli aygitlari bir iyi yokladiktan sonra
    sööle bir üst kontak yapar ve veeeeee...

    düzeyli askin alameti olan yararlilik prensibinin hasosu olan protein aktarimi gerceklesirken,
    alet coskuyla calismanin, ve askin etinden sütünden ve proteinli sair ürünlerinden yararlanmanin bir nisanesi olarak helecan icinde sarsilmaya baslayinca,
    hasil olan enerji ile

    'Her ne var ise alemde ask imis ancak'

    dizesinin neo version kommentarlari (yorum) geregi alem, temeli olan askin olusturdugu enerji ile pür nur olur... ortalik aydinlanir ve dünyanin ebesini bellemeye azm etmis cümle mefsedet bir anda yok olur, butlana erer...

    (dünyanin ebesinin bellenmemesi icin, ayni eski caglardaki kurban gelenegi gibi, bir baska seyin bellenmesi gerekiyordu, bruce bey de onu yapti gibi fesad yorumlar olsa da..)
    bu direkt olarak alemin temeli olan aaskla ilintili bir durumdur...

    dünyanin kurtulmasi icin ask yapilmalidir..
    evrensel düzeyde oldugu gibi lokal ve national düzlemde...
    ayni sekilde türkiyemizin de kurtarilmasi icin ask lazimdir.. netekim türkiyeyi kurtarmak icin kollari sivayan her fedakar yerli bruce'larimiz illa da memleket sevdasindan bahs etmektedirler.. memleketlerimize olan askllarini ifade etmektedirler ve memleketi kurtarmak icin hemen en kestirme yoldan da aska baslarlar...

    kurtarilmasi icin ask sarttir, zira ki memleketimizin ismi zaten feminen bir isimdir..

    Islam dünyasinin da kurtarilmasi icin ask sarttir..
    bu gün bu ise soyunan(!) büyüklerimiz de senelerdir islam dünyasina olan asklarini dile getiriyorlardi... Ama kendileine firsat verilmediiginden asklarini eyleme dökemiyorlardi..

    simdi firsat buldular ve kurtarilmasi gereken ilk yer olarak ortadogudan basladilar..
    aska baslamak icin gereken sey bir teskere kaldi,

    onun icin de yattigi siperde gez göz arpaciktan askinin et ve süt aksamini tahayyül eden mehmetciklerimiz gibi
    'gel teskere gel,
    bitsin bu hasreeetttt' makaminda terennüm eylemektedirler..

    bilmem anlatabildim mi?

  • pınar

    06.10.2003 - 02:08

    bestekar, klasik türk musikisi sanatcisi, tasavvuf musikisi sanatcisi
    Selahattin PINAR

  • liliput

    06.10.2003 - 02:05

    Gülliver'in gezileri esnasinda düstüg bir memleketin ahalisi hep cücelerden mütesekkildir..
    adlarina liliputlar denir..
    avrupada cüceler icin lilliputaner tabiri kullanilir mecazen..

  • örf

    06.10.2003 - 02:03

    Eskiden beri bilinen yapilagelen uygulamalar...
    Halkin irfanindan neset eden devletin yasasinda yer almayan kanunlar vs...

  • kanton

    06.10.2003 - 02:02

    yönetim olarak bizdeki vilayetin isviçredeki karsiligidir..
    ama fark olarak buradaki kantonlarin ayri kanunlari, ayri secimle gelmis yönetimleri vardir..
    Dünyanin en acayip memleketi denebilecek isvicrede gemeinde denilen kücük ilcelerin bile neredeyse ayri kanunlari veya mevzuatlari var..

    yerinden yönetimin cenneti...

  • isviçre

    06.10.2003 - 01:59

    Isvicreli'ye sormuslar:
    Was ist Glück?
    (Sans veya mutluluk nedir?)
    cevap:
    Glück ist Schweizer sein...
    (Sans [veya mutluluk veya her ne harika laf ise...] isvicreli olmaktir)

  • isviçre

    06.10.2003 - 01:56

    Türklerin yogun olarak yasadigi kuzeydeki kantonlar Almanya gibidir..
    Asil cennet ise güneylerdir..

  • isviçre

    06.10.2003 - 01:55

    özellikle tessin (ticino) kantonu avrupada turizmin önemli güzergahlarindan biridir...
    ISvicre'ye gidip de bu kantonu görmeyen isvicreyi gördüm dememeli..
    lugano locarno vs-
    bellinzona sehri de fena degil hani..

  • isviçre

    06.10.2003 - 01:54

    yahya kemal:

    SİSTE SÖYLENİŞ

    Birden kapandi birbiri ardinca perdeler...

    Kandilli, Goksu, Kanlica, Istinye nerdeler?

    Som zumrut ortasinda, muzaffer, akip giden

    Firuze nehri nerde? Bugun saklidir, neden?

    Benzetmek olmasin sana dunyada bir yeri;

    Eylul sonunda boyledir Isvicre golleri.

    dediyse, istanbulu bir yerlere benzetmeye cüret ettiyse, o bir yerlerin degerini tahmin edin...

  • isviçre

    06.10.2003 - 01:51

    Alpler üzerinde bulundugu icin dag turizminin cenneti
    Gölleri ile ünlü...

  • meyyale

    06.10.2003 - 01:47

    Hifzi Topuz'un annesinin anneannesi Meyyale ve kocasi Hasan Hilmi Efendi ekseninde Osmanlinin son devrini ani tarzinda ele alan kitab..

    genis bilgi icin:
    http://www.imece.org/arsiv/meyyale.html

  • z vitamini

    06.10.2003 - 01:43

    Nihal Atsiz'in yazdigi zevati mutade ve sefler devrini elestiren hiciv komedi tarz eseri..

    http://www.nihalatsiz.net/z_vitamini.html adrsine hepsini kayd etmisler...

  • quattro

    06.10.2003 - 01:31

    audi arabalarin spor tarzi serisi...

  • savni sami özer

    06.10.2003 - 01:25

    Sami Savni Özer


    1950 yılında İstanbul’da doğdu. Dini ve müziği, tanınmış hocalardan öğrendi. Doğuştan müzisyen olarak nitelendirilen ve hayatını müziğe adayan Sami Savni Özer, küçük yaşta, çok özel kabiliyeti ve hassas kulağıyla dikkat çekti.
    Genç bir çocukken, müezzinleri dinleyerek, ezanı ve dini müziğin değişik makamlarını öğrendi. Klasik Türk Müziği ve dini müzikten oluşan kendi repertuarını kurdu.
    Bir çok orkestra ve guruplara katılarak solistlik kariyerine başladı.17 yaşına geldiğinde, kabiliyetini farkedip etkilenen tanınmış bestekar Amir Ateş, kendisini Üsküdar Musiki Cemiyeti hocalarından merhum Emin Ongan’a tanıttı. Emin Ongan, hemen sanatçıyı talebe olarak kabul etti ve onunla beraber 13 yıl boyunca klasik Türk Müziği meşk etti.
    Çok iyi bir Türk müziği ve dini müzik birikimine sahip olan Sami Savni Özer, Tasavvuf Müzüği hakkında bilgisini derinleştirdi. Ayrıca,1998-1999 yıllarında MFÖ ile birlikte çeşitli konserlere katıldı. Mazhar Alanson ve Cem Yılmaz’ın birlikte rol aldıkları Her Şey Çok Güzel Olacak filminin, “Bu ne biçim hikaya böyle” ve “ Fırtınalar” adlı şarkılarını Mazhar Alanson’la birlikte seslendirdi. Ve filmin akışı içinde bir kaside okudu. Fahir Atakoğlu ile bir çalışma yaptı.1986 ‘dan beri Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorunu Araşturma ve Yaşatma Vakfı’nda çalışmalarına devam etmektedir.
    1999 yılında tamamı ilahilerden oluşan Divane Gönlüm ve bu son eseriyle, tasavvuf müziğini geniş kitlelere dinletmeyi amaçlamaktadır.

    Kaynak:http://www.beyzamuzik.com/sozer.htm

Toplam 803 mesaj bulundu