efenim evvelen ajanda neden bozulsundur ajanda pekala ajanda iken de şiir defteri olabilir...ha yani 'şiir defteri'deyu özel defterler mi vardır imal edilmiş midir? o halde neden sebep ajandanın ipleri sökülmeye yeltenilir deri kabı soyulup üzerine 'falanın şiir defteri'deyu ibraz edilir yaftalanır mındar edilir?
efenim tüketiciliğin bilem bir edebi var idir...
adap ilen...
Hububatların telef olduğu bir yer o mahsül meydanı…ve ki âmiyyeldir her konuşma…ve her sudud da âmiyyel…fekat hububatların muhayyilemize madem nebatat ve dahi nohut bulmaya muvaffak olamamada…liyakatsiz kalmada sebat etmededir…o zaman usul yerine usulsüzlük dilemeli…
İnleyelim efenim o halde…
Sırra kadim hece neşretti faili o sühan
Bihan bihan meyletti intihara yetmez mi
(ey faili,beytim ziyadesi ilen açık değil mi? zaten topu topu iki satır anlamadıysan gayrı sarfı çabayı telef etmeye değmez ki!)
elbette efendim tarlayı ekmekte fayda vardır…ama ki eşşek inadeder,çifte atar,çüş eder…zira ki “tarlayı sür”usulü vardır…ama ki usul sadece eşeğedir an-ı seyyaldir…aslında marazlı olan usul değil merkebin kendisidir…ve ki dileriz yavaş yavaş gazir oladır…eğer ki merkebimiz bir lahzada sabrımızı taşıracak olursa derdest eder Ka'm eyleriz…
el’an…bendim için…beklemedeyim…ama ki kargalar saldırdu mu…ki merkebin usulsü muhalleb olmuştur…arazime meyyil veren o yar,artezyen hayalimi ziyadesylen sokup zora,ettireceği hayli zarardır…
aşkola merkep inadın hep banadır…
tarlamın meyili o sakit yardandır
bire on veren bakladan da müstağni müflis bir kuluz…bağdatta kaldı hesap dalaveradan…
efenim birşeylere rağmen sevgi olmaz bir şeyden sebep sevgi olur...sevgi 'katlanmak'olduğu zaman merhamet olabilir ne bileyim hastalıklı bir aşk olabilir yahudda en kötü ve zayıf ihtimalle ana baba kardeş sevgisi olabilir hani atsan atılmaz satsan satılmaz hesabı...ilgisiz alakasız cümleciklere rağmen sonu güzel bağlanmış ;)
saygı ilen...
efenim bir bayanın asla yazmaya cesaret edemeyeceği nadide terimlerden idir.mevzu bahis bayanları -muhtemelen bayan olmadığından-ki bunlar sanki hemcinsi değilmiş gibim bu kadar rahatlıkla ve fütursuzca kıyasıya eleştirebilen bir bayanın şahsını bu makalenin neresine koyduğunu henüz saptayamamış bulunmaktayımdır zira olaydaki pişkin mütebessim şahıs muhtemelen benim idir ;) haliylen leylayı satırlarda aramaya çıkmış fekat sukut-u hayal ilen geri dönmüşüm idir.zira leyla muhayyel idir.ayrıyetten bir ince husus 'en çok sahiplendiğin şey muhtemelen asla sahip olamadığın ve en çok kaybetmekten korktuğun şey'idir dusturu ilen...
bir başka ince husus da şudur ki 'insan insanın aynasıdır,birinde gördüğün kusur muhtemelen sende katbe kat vardır sana batan aslında kendi vasfındır'düsturunu eyyice bellemiş bir toplum olabilmek temennası ilen...
efenim son incelen bir husus da şudur ki 'muhtemelen' lafzı geçen cümlelerden 'muhtemelen'i düşünüz zira onlar şahsımızın inceliğinden ;)
saygı ilen...
Yüz verme ayıya; gelir eder halıya. ipini verme dayıya; koparaman sürer seni bostana!
Oğul, cins-i latife aldanıp kargayı klavuz alma; bil ki,burnun batarsa b.ka çıkmaz bir daha!
Oğul,epeydir edebi terktesin,gözümden kaçtı sanma!
Fizanlı Necip
Edeb-ul adap bab:3456 ayı fıkrası:34
'sırrını söyler isen dostuna dert olur girersin postuna'yani ki sırrını verirsen dostuna dert olur sana bunu da söyler isen derman bulunur elbet
besteciğim sen bana söyle korkma ;)
fekat şu bir çelişki olabilir efenim'eyyi adam lafının üstüne gelir' ilen 'iti an çomağı hazırla'denilir muhtemelen ip kopuk 'eyyi adamsın vesselam'lafları ilen sırtı sıvazlanır gönlü hoş edilir.efenim atalarımızın gözünü seveyim hepsi akıllı adamlar idir...
ataya rahmet ilen...
Hiss-i derûnîmi sem’an âb-ı âlbâlû ahzetmek için gûşedeki bakkala nazar eyleyüb iltifat ettim. Bab-ı bakkalda, bakkal hurşid efendi’nin kerimesi ol kadd-i ra’nâ, dil-rübâ yı dil-güşâya vuruldum. Âb-ı âlbâlû ferâmuş ile bidare oldum. Hariçten bir sadâ gelüb gönlümü şâd eyledü, gale: insan, nisyan ile maluldür.
Ol gül-i ruhsâr ki mutlakan özünde âlbâlû ketmeylemiş.
Derûnumdan bir nidâ gelüp nefsimi irşad eyledü: gale: alâ-eyyi-hâl…
tercemesi:
Transa geçip teres vişne suyunu almak için köşedeki bakkala doğru tırıs gittim. Bakkalın kapısında, bakkal Hurşit efendi’nin o güzel (çehresi çilli, saçı muhtemelen bitli, bacağı çarpık, ne yaparsan yap artık) kızına yumuldum. Vişne suyu aklımdan pırladı. aynı anda bir dış ses zırladı: nisyan, pinhan ilen malumdur.
O aşüfte kız ki kesinlikle avurtlarında çifter adet vişne depolamış. derken içimden bir ses geldi döşümü dürttü: … may be... hâlâ eyyi hâl…
Çiçeğe aç denildi ve çiçek açılıverdi. “dünyada yalnız eşekler zevki için yaşar” denildi.zevk mahluka külfet olan işlerin yapılması içindi aciz olan anlayamadı onu amaç edindi.ve binlerce elemi de yüklendi.cennet kaydı ellerinden cennet sabredenlere vaad edildi\verildi.
fî-yakalı
Muhterem fizanlı ilen bir deneme bir yorum bin nasihat ilen…
“Yüzüme mahsus hüzünlerim”gibi komik başlıklı daha başındayken şahsımı tebessüm ettiren bir deneme debelenmesini ele alacağızdır inşallah….
“Ben vardım ve yüz çevirdi bulutlar.”oğul haddin bil, elbette yüz çevirecektir bulutlar peygamber değilsen alış buna bukadar.
” Ben vardım huzura, kapılar kapandı.”evvelen hangi kapıya gideceğini bilmeyen elbette şaşalar.hem kapıyı açan hem kapıda duran bakışır afallar.gayet normal idir hele ki kapıdaki hırpani ise elbette suratına kapanacaktır kocaman kapılar. “Kapısında yattım, köpeklerle sabahladım,”oğulcuğum kapıya geldin suratına kapandı köpekle yattın daha hiç alır mı seni içeri hem köpekle yatmak ayıptır bizim buralarda ziyadesylen na\hoşt\t\ur bil oğul!
“tiz bir çığlık gibi geçti içimden geceler, nemli bir rüzgar olsun okşamadı saçlarımı.”evladım umumi bir evde çalışan bayan vari bir cümle ile sömürüye köpekle başladın daha da edepsiz devamdasın hayret ilen…hem havada olur nem, rüzgar ilen sürüklenir tabiat olaylarıyla ilgilen…
“Ben yürüdüm ve benle yürüdü uzaklar.”evlat, ufuk hep ufuk kalır öyle yakalanmaya çalıştıkça yakalanır ele gelir bişi değil idir ancak bir nokta seçilir ki bu araba gibim hareket edebilen bir nokta olmadıkça ona göre uzaklaştım denilir aksi takdirde sende bu kafayla nereye gitsen oraya uzak kalırsın derim…
“Saralı değildim.”nöbet geçiren epilepsi hastaları nöbet esnasında pek bilinçli değillerdir evladım bunu anlayamaman normal idir.
“Veremli değildim.”ayağını kahveden kestiysen evladım veremi eradike ettik biiznillah yine de nolur nolmaz kendini havalandır.
“Hummalı değildim.”evladım kenelerden uzak isen bitten pireden ddt ilen korunur isen,zenci de değilsen humma olman pek imkan dahilinde olmayıp olsan bilem yine nöbet esnasında bilincin kapanacağından dert etme kendini rahat tut!
“Yağmur susuzu dualarım vardı.”evladım yağmur duasını mı kastettin anlayamadım fekat öyle her duayı kabul olur mu sandın kediler haftada bir gün uçaydı gökte serçe,gölde balık kalmaz idi.
“Yüzüme mahsus hüzünlerim vardı.”bu lafı kimden duydun oğulcuğum ben hiç beğenmedim yüze mahsus hüzün mü olur kalbe değmeyen hüzünden gönle vurmayan sevgiden,akla girmeyen dersten,kulağa küpe olmayan sözden hayır mı gelir.
“Bir damla gözyaşına muhabbetim ve hasretim vardı.”oğul erkek adam ağlamaz ağlayan erkek soğandan bilinip yüzüne bakılmaz.aşk pazarına çıksa üstüne para versen satılmaz.boş yere ağlayana da heves olmaz.
“Ben geldim ve şehirden el etek çekti yağmurlar.”oğul dedim sana uğursuzluk var sende şehrimden uzak ol oğul fizandan ırak ol!
“Islak kaldırımlara sürdüm ellerimi, yüzümü oluklara uzattım… Allah’ım.”beter ol oğul dilenmeyesin deyu evvelen nasihat ettim üstü kapalı fekat belli anlayamadın idrakine varmadı ne edeyim sana ben oğul.kızılcık sopası ilen mi geleyim?
“Ben vardım ve yüz çevirdi bulutlar.”oğul bu ne kibir elbette sevmez dilencileri bulutlar ki peygamber de değilsin daha kaç defa zikir edeyim.oğul kanaatkar ol toprak seni üstünde tutuyorsa hamdet kabuletmeyip depseydi bunu bil kaldırımı değil toprağı öp geç!
“Ben vardım huzura, kapılar kapandı.”huzura varmak içun oğul kapılardan geçmek gerekir hangi huzurdur ki bu üstüne kapı fırlatır oğul makul ol “deneme”deyu saçma laflar etme!
“Mücrimlerle anılmak yazıldı alnıma.”oğul ateş olsan cürmün kadar derler söz sahibi atalar; kimsin ki boyundan ala cürüm işleyesin yan kesicimisin oğul tebdili kıyafet gezersin!
“Vebalılarla bir sürüldüm şehirlerden.”karantinaya alınır evladım veba var ise bir yerde kimse sürülmez o şehirden başka yere.aklını başına al! cebinde fare saklama hemster koy onun yerine nolur nolmaz oğul,dikkatli ol
“Yağmur susuzu yüreğimle mecalsiz kalakaldım dağlar başında.”oğul dağlara çıkmaya mecalin olduysa inmeye mecal gerekmez zati at kendini yuvarlan in aşaği! oğul inadetme dağ başında at kendini yardan hem sen kurtul hem biz kurtulalım beladan!
“Bütün kapılar kapandı.”dağdaydın az evvel oğul,hangi kapı bu? azıttın mı oğul o kapıyı dağ başında nerden buldun?
“Yolların sonu, dibi karanlık ve mustarip uçurumlar.”afferim oğul rahatça bırak kendini,zati dünyaya ne hayrın oldu ki evvelden ahirde de olsun en doğrusu bu oğul!
“Çok zamandır bulutsuzum. Sitemim var.”hangi yüzvermez idi bulutlar oğul anlamadım ne alıp veremedin bulutununan,rahat bırak oğul onlar seninle eğleşmez çarpar billah yıldırımylan…
“Susunca dağları ürperten kahrım var.”destur ilen oğul,nasıl bir susuşmuş bu kime susuştun oğul nasıl bir iş ettin de susuştun Allah seni bildiği gibi yapsın oğul!
“Hasretinden çatlamış dudaklarım var.”hasetten çatladın sen oğul çarpıtma olayı aklını başına koy!
“Ah kimsenin geçmişe bir vefa borcu yok ve yarın, pek karanlık hep eyyam-ı buhur…”oğul buraya kadar geldin burada mı eyyamı akıl edip koydun eyvah oğul kendi ayıbında boğul!
”Alnımda yağmursuz mührü var.”yağmurlar götürsün bulutlar götürsün sellerde boğul oğul rahat bırakacaktın sen şimşeklerimi çekmeyecektin üstüne çok geç oğul!
“Yağmurla büyüyor dağlar.”oğul tabiatla ilgilen demiştim az evvel yağmur yağarsa aşınır dağlar rüzgar olur toprak olur erir dağlar.oğul ağlarsa sana anan ağlar gayrısı billah yalan ağlar!
“Tek ü tenha bir ağaçtan ummana el uzanıyor.”oğul ummanın kıyısına ağaç uzanmaz uzansa bilki senin haberin olmaz atma oğul sallama!
“Kıyılar, coştukça coşuyor şehrin çocuklarıyla.”oğul ne ilgisi var şimdi çoluk çocuk nerden doluştu,pencereyi mi açtın oğul sesleri mi geldi?
“Yağmurla boğuluyor dünya, ben, toprakla boğuluyorum.”oğul gözünü toprak doyurmaz senin olabildiğin kadar tamah et matah ol!
“Bu kirli, kaypak şehre, ucuz hesapların insanlarına yağıyor yağmur; caddeler, kirli çatılar yağmurla yıkanıyor; çocuğun, bebek arabasından düşen ayakkabısının teki logarlarda boğuluyor.”oğul logarda sen boğul.bebeklerin peşine mi düştün psikopatlığa mı soyundun oğul derhal bu kalıtımdan kurtul!
“Bebeğin ayakkabısına düşen yağmur için olsun nelere ihanet etmezdim.”sebil sübyanı rahat bırak oğul,elerimlen boğarım seni billah parçalar dağ başındaki kuşlara yem ol!
“Ne kadar da çaresizim! ”ben varsam çaren yoktur senin oğul. “Ben vardım ve yüz çevirdi bulutlar.”bu konuyla alakalı konuşmıycam artık anlamıyorsun oğul.
“Ben vardım huzura, kapılar kapandı. Tevbelerimden başka azığım yok.”bohçanı al git oğul dağa çık,kaç benden kaç!
“Siyaha çalan rengim ile cahiliyye Mekkesinin pazarlarında alınıp satılan bir kölesiyim yağmurdan uzak.”evvelen demiştim oğul üstüne para versem kim alır seni gerçekçi ol oğul!
“Hava kuru ve sıcak. Öylesine sıcak ki gölgesi uzuyor güneş neye çarparsa. Yağmurlar uzuyor uzak…”oğulcuğum rahman aşkına artık tabiatı rahat bırak! debelenme deneme yazacam deyu depecek bu tabiat seni haberin olsun oğul!
“Kayalara yağan yağmur kadar nasipsizim. Yağmur uzak.”oğul meraketme bedevi olsan talihin çölde kutup ayısından!
“Bulutların benden beklediğini yüreğime yaz Allah’ım”oğul bana kalırsa sen sen sor ne ben söyleyeyim…
haşa ilen…
estağfrllah ilen…
Sana değmez..
Bu sitemler sana değmez
Kalbime bir hançer sapla vur gitsin
Beni aldattın bunu bile bile kahretsin
Sana kızmıyorum
Sana son sözüm...
Unut gitsin
Dalavera~1
Rivayet oymuş ki “allah’tan gafil olmama hali”lafzının akabinde neler söylenmiş:
Efenim beş harfe gizlenmiş veduda not düşülmüş vedud şerh edilmiş.sonra tekrar giz olmuş sır olmuş sırlanıvermiş sırtlana sırtını vermiş.sen ben olup”mai” denizde boğuluvermiş lerzesiz sessiz de olmuş bu olup bitenler onca gürültü patırtıya rağmen hangi yüzle sessiz sedasız denmiş buna bir mana yakıştırılamamış el’an.koku çağırmış ses çağırmış da ona gidermiş ıraktan.evliya ya haspam.”akıl iftirakı mümkinle ittisal etmez” yıkılmış fuzulinin beytinin duvarı bu münasbetsiz teşbih yüzünden.bir aşk kırıntısı ile kanaat edileceği söylenip nokta kadar mecazi aşkı ilahiyata giydirmek o halde neden? neresine yetişir, utanmazmısınız edep yerlerinizden?
Topunuza lanet ilen…
Tövbe estağfrllah ilen….
Hacet olmaz saklamaya yüzün,var ise kişiliğin!
Oğul,benden kork! tüm maskelerini bulup, gelirim yanına kulağını burup; kızılcık sopasıyla hem hal olup,perişan eylerim saçın sakalın eteğine doldurup!
Madenden evvelen kömür ahiren gevher çıkar. Kurdun zamanı tuzağa takılana kadar.Tuzağın hükmü oğul; bacağın kırana kadar. Oğul ahmak olma, perçemin içine pençe mi sığar!
Efenim evvelen bir hatırlatma kurşun kalem sonrasında bir tahta kurusu gelir peyda olur yanında nokta gibim durur gider gider 'tahtakurusu tarafından yenik bir kalem'olur.yalan olur dolan olur…
Gelelim vera’ya hurufi,sır,zihni değil ama hissi,türk değil emma farisi,pire değil lakin tahta kurusi olduğuna dair rivayetler var idir fekat sadece ayni olmamış idir.herkes tahayyül etmiş fekat nasıl olduysa zahir olamamış idir.derkenar olarak da vedud’a düşülmüş şerh imiş tövbe haşa…kim bu kullar yarabbi göğün hangi katında sanıyorlar da kendilerini.cehennemden bi haber bir ateşin bağrında yalandan inliyorlar! desdur ilen…sonra da uzakatn uzağa ilahi aşka ulaştık dediklerine şehadet eden var mı acep? şahitleriyle beraber yansınlar “zalimler için yaşasın cehennem! ”zannedersem bu durumlar için söylenmiş!
Ehl-i vera olalımmış makul olalım efendiler adam olalım aklımızı başımıza alalım!
Allah cümlemizi affetsin! ! !
Amin ilen…
Asabiyet ilen…
Karanlıkta yazı yazmak
01.04.2009 - 16:27nasıl bi manyaklıksa artık?
muhsin yazıcıoğlu
01.04.2009 - 16:26Allah rahmet eylesin...
kesemizden gitti adam...
iyiler uzun yaşamaz bilmeliydik halbuki...
rahmet ilen...
Ajandadan bozma şiir defteri
01.04.2009 - 16:23efenim evvelen ajanda neden bozulsundur ajanda pekala ajanda iken de şiir defteri olabilir...ha yani 'şiir defteri'deyu özel defterler mi vardır imal edilmiş midir? o halde neden sebep ajandanın ipleri sökülmeye yeltenilir deri kabı soyulup üzerine 'falanın şiir defteri'deyu ibraz edilir yaftalanır mındar edilir?
efenim tüketiciliğin bilem bir edebi var idir...
adap ilen...
vera
19.03.2009 - 17:36dalavera-3
Meyal ise terellidir ömür hayl-i intisal etmez…
Hububatların telef olduğu bir yer o mahsül meydanı…ve ki âmiyyeldir her konuşma…ve her sudud da âmiyyel…fekat hububatların muhayyilemize madem nebatat ve dahi nohut bulmaya muvaffak olamamada…liyakatsiz kalmada sebat etmededir…o zaman usul yerine usulsüzlük dilemeli…
İnleyelim efenim o halde…
Sırra kadim hece neşretti faili o sühan
Bihan bihan meyletti intihara yetmez mi
(ey faili,beytim ziyadesi ilen açık değil mi? zaten topu topu iki satır anlamadıysan gayrı sarfı çabayı telef etmeye değmez ki!)
elbette efendim tarlayı ekmekte fayda vardır…ama ki eşşek inadeder,çifte atar,çüş eder…zira ki “tarlayı sür”usulü vardır…ama ki usul sadece eşeğedir an-ı seyyaldir…aslında marazlı olan usul değil merkebin kendisidir…ve ki dileriz yavaş yavaş gazir oladır…eğer ki merkebimiz bir lahzada sabrımızı taşıracak olursa derdest eder Ka'm eyleriz…
el’an…bendim için…beklemedeyim…ama ki kargalar saldırdu mu…ki merkebin usulsü muhalleb olmuştur…arazime meyyil veren o yar,artezyen hayalimi ziyadesylen sokup zora,ettireceği hayli zarardır…
aşkola merkep inadın hep banadır…
tarlamın meyili o sakit yardandır
bire on veren bakladan da müstağni müflis bir kuluz…bağdatta kaldı hesap dalaveradan…
ragmen sevgiler
19.03.2009 - 16:40efenim birşeylere rağmen sevgi olmaz bir şeyden sebep sevgi olur...sevgi 'katlanmak'olduğu zaman merhamet olabilir ne bileyim hastalıklı bir aşk olabilir yahudda en kötü ve zayıf ihtimalle ana baba kardeş sevgisi olabilir hani atsan atılmaz satsan satılmaz hesabı...ilgisiz alakasız cümleciklere rağmen sonu güzel bağlanmış ;)
saygı ilen...
BINGILDAK
18.03.2009 - 18:40bi de efenim beyinleri büyüyor tabi bir miktar...
itina ilen...
kıskanç bayanlar
18.03.2009 - 17:11efenim bir bayanın asla yazmaya cesaret edemeyeceği nadide terimlerden idir.mevzu bahis bayanları -muhtemelen bayan olmadığından-ki bunlar sanki hemcinsi değilmiş gibim bu kadar rahatlıkla ve fütursuzca kıyasıya eleştirebilen bir bayanın şahsını bu makalenin neresine koyduğunu henüz saptayamamış bulunmaktayımdır zira olaydaki pişkin mütebessim şahıs muhtemelen benim idir ;) haliylen leylayı satırlarda aramaya çıkmış fekat sukut-u hayal ilen geri dönmüşüm idir.zira leyla muhayyel idir.ayrıyetten bir ince husus 'en çok sahiplendiğin şey muhtemelen asla sahip olamadığın ve en çok kaybetmekten korktuğun şey'idir dusturu ilen...
bir başka ince husus da şudur ki 'insan insanın aynasıdır,birinde gördüğün kusur muhtemelen sende katbe kat vardır sana batan aslında kendi vasfındır'düsturunu eyyice bellemiş bir toplum olabilmek temennası ilen...
efenim son incelen bir husus da şudur ki 'muhtemelen' lafzı geçen cümlelerden 'muhtemelen'i düşünüz zira onlar şahsımızın inceliğinden ;)
saygı ilen...
aforizmalar
18.03.2009 - 16:59Ey Oğul,
Yüz verme ayıya; gelir eder halıya. ipini verme dayıya; koparaman sürer seni bostana!
Oğul, cins-i latife aldanıp kargayı klavuz alma; bil ki,burnun batarsa b.ka çıkmaz bir daha!
Oğul,epeydir edebi terktesin,gözümden kaçtı sanma!
Fizanlı Necip
Edeb-ul adap bab:3456 ayı fıkrası:34
carpe diem (anı yaşamak)
18.03.2009 - 02:10efenim 'aslolan hoşaftır; hoşaf bitene kadar yeme işlemiyle iştigal edilecektir.gayrısı bizi alakadar etmez idir'.......................................harfelsefe
itina ilen...
çelişkili atasözleri
17.03.2009 - 18:23'sırrını söyler isen dostuna dert olur girersin postuna'yani ki sırrını verirsen dostuna dert olur sana bunu da söyler isen derman bulunur elbet
besteciğim sen bana söyle korkma ;)
fekat şu bir çelişki olabilir efenim'eyyi adam lafının üstüne gelir' ilen 'iti an çomağı hazırla'denilir muhtemelen ip kopuk 'eyyi adamsın vesselam'lafları ilen sırtı sıvazlanır gönlü hoş edilir.efenim atalarımızın gözünü seveyim hepsi akıllı adamlar idir...
ataya rahmet ilen...
erkek kaprisi
17.03.2009 - 18:18efenim kaprisliye kaprisli davranmak sadakadır ;)
haliylen...
kafası karışık olmak
17.03.2009 - 18:02leyla olup mecnun ayağına yatmak...
daha da hayret ilen...
vera
17.03.2009 - 16:32dalavera-2
Hiss-i derûnîmi sem’an âb-ı âlbâlû ahzetmek için gûşedeki bakkala nazar eyleyüb iltifat ettim. Bab-ı bakkalda, bakkal hurşid efendi’nin kerimesi ol kadd-i ra’nâ, dil-rübâ yı dil-güşâya vuruldum. Âb-ı âlbâlû ferâmuş ile bidare oldum. Hariçten bir sadâ gelüb gönlümü şâd eyledü, gale: insan, nisyan ile maluldür.
Ol gül-i ruhsâr ki mutlakan özünde âlbâlû ketmeylemiş.
Derûnumdan bir nidâ gelüp nefsimi irşad eyledü: gale: alâ-eyyi-hâl…
tercemesi:
Transa geçip teres vişne suyunu almak için köşedeki bakkala doğru tırıs gittim. Bakkalın kapısında, bakkal Hurşit efendi’nin o güzel (çehresi çilli, saçı muhtemelen bitli, bacağı çarpık, ne yaparsan yap artık) kızına yumuldum. Vişne suyu aklımdan pırladı. aynı anda bir dış ses zırladı: nisyan, pinhan ilen malumdur.
O aşüfte kız ki kesinlikle avurtlarında çifter adet vişne depolamış. derken içimden bir ses geldi döşümü dürttü: … may be... hâlâ eyyi hâl…
ben küçükken
16.03.2009 - 20:54çok balık tutar idim büyüdük daha da çok tutmaya başladık efenim...
ima ilen...
yanılgılar
16.03.2009 - 20:49Çiçeğe aç denildi ve çiçek açılıverdi. “dünyada yalnız eşekler zevki için yaşar” denildi.zevk mahluka külfet olan işlerin yapılması içindi aciz olan anlayamadı onu amaç edindi.ve binlerce elemi de yüklendi.cennet kaydı ellerinden cennet sabredenlere vaad edildi\verildi.
fî-yakalı
yorum ve aşırı yorum
16.03.2009 - 14:54Muhterem fizanlı ilen bir deneme bir yorum bin nasihat ilen…
“Yüzüme mahsus hüzünlerim”gibi komik başlıklı daha başındayken şahsımı tebessüm ettiren bir deneme debelenmesini ele alacağızdır inşallah….
“Ben vardım ve yüz çevirdi bulutlar.”oğul haddin bil, elbette yüz çevirecektir bulutlar peygamber değilsen alış buna bukadar.
” Ben vardım huzura, kapılar kapandı.”evvelen hangi kapıya gideceğini bilmeyen elbette şaşalar.hem kapıyı açan hem kapıda duran bakışır afallar.gayet normal idir hele ki kapıdaki hırpani ise elbette suratına kapanacaktır kocaman kapılar. “Kapısında yattım, köpeklerle sabahladım,”oğulcuğum kapıya geldin suratına kapandı köpekle yattın daha hiç alır mı seni içeri hem köpekle yatmak ayıptır bizim buralarda ziyadesylen na\hoşt\t\ur bil oğul!
“tiz bir çığlık gibi geçti içimden geceler, nemli bir rüzgar olsun okşamadı saçlarımı.”evladım umumi bir evde çalışan bayan vari bir cümle ile sömürüye köpekle başladın daha da edepsiz devamdasın hayret ilen…hem havada olur nem, rüzgar ilen sürüklenir tabiat olaylarıyla ilgilen…
“Ben yürüdüm ve benle yürüdü uzaklar.”evlat, ufuk hep ufuk kalır öyle yakalanmaya çalıştıkça yakalanır ele gelir bişi değil idir ancak bir nokta seçilir ki bu araba gibim hareket edebilen bir nokta olmadıkça ona göre uzaklaştım denilir aksi takdirde sende bu kafayla nereye gitsen oraya uzak kalırsın derim…
“Saralı değildim.”nöbet geçiren epilepsi hastaları nöbet esnasında pek bilinçli değillerdir evladım bunu anlayamaman normal idir.
“Veremli değildim.”ayağını kahveden kestiysen evladım veremi eradike ettik biiznillah yine de nolur nolmaz kendini havalandır.
“Hummalı değildim.”evladım kenelerden uzak isen bitten pireden ddt ilen korunur isen,zenci de değilsen humma olman pek imkan dahilinde olmayıp olsan bilem yine nöbet esnasında bilincin kapanacağından dert etme kendini rahat tut!
“Yağmur susuzu dualarım vardı.”evladım yağmur duasını mı kastettin anlayamadım fekat öyle her duayı kabul olur mu sandın kediler haftada bir gün uçaydı gökte serçe,gölde balık kalmaz idi.
“Yüzüme mahsus hüzünlerim vardı.”bu lafı kimden duydun oğulcuğum ben hiç beğenmedim yüze mahsus hüzün mü olur kalbe değmeyen hüzünden gönle vurmayan sevgiden,akla girmeyen dersten,kulağa küpe olmayan sözden hayır mı gelir.
“Bir damla gözyaşına muhabbetim ve hasretim vardı.”oğul erkek adam ağlamaz ağlayan erkek soğandan bilinip yüzüne bakılmaz.aşk pazarına çıksa üstüne para versen satılmaz.boş yere ağlayana da heves olmaz.
“Ben geldim ve şehirden el etek çekti yağmurlar.”oğul dedim sana uğursuzluk var sende şehrimden uzak ol oğul fizandan ırak ol!
“Islak kaldırımlara sürdüm ellerimi, yüzümü oluklara uzattım… Allah’ım.”beter ol oğul dilenmeyesin deyu evvelen nasihat ettim üstü kapalı fekat belli anlayamadın idrakine varmadı ne edeyim sana ben oğul.kızılcık sopası ilen mi geleyim?
“Ben vardım ve yüz çevirdi bulutlar.”oğul bu ne kibir elbette sevmez dilencileri bulutlar ki peygamber de değilsin daha kaç defa zikir edeyim.oğul kanaatkar ol toprak seni üstünde tutuyorsa hamdet kabuletmeyip depseydi bunu bil kaldırımı değil toprağı öp geç!
“Ben vardım huzura, kapılar kapandı.”huzura varmak içun oğul kapılardan geçmek gerekir hangi huzurdur ki bu üstüne kapı fırlatır oğul makul ol “deneme”deyu saçma laflar etme!
“Mücrimlerle anılmak yazıldı alnıma.”oğul ateş olsan cürmün kadar derler söz sahibi atalar; kimsin ki boyundan ala cürüm işleyesin yan kesicimisin oğul tebdili kıyafet gezersin!
“Vebalılarla bir sürüldüm şehirlerden.”karantinaya alınır evladım veba var ise bir yerde kimse sürülmez o şehirden başka yere.aklını başına al! cebinde fare saklama hemster koy onun yerine nolur nolmaz oğul,dikkatli ol
“Yağmur susuzu yüreğimle mecalsiz kalakaldım dağlar başında.”oğul dağlara çıkmaya mecalin olduysa inmeye mecal gerekmez zati at kendini yuvarlan in aşaği! oğul inadetme dağ başında at kendini yardan hem sen kurtul hem biz kurtulalım beladan!
“Bütün kapılar kapandı.”dağdaydın az evvel oğul,hangi kapı bu? azıttın mı oğul o kapıyı dağ başında nerden buldun?
“Yolların sonu, dibi karanlık ve mustarip uçurumlar.”afferim oğul rahatça bırak kendini,zati dünyaya ne hayrın oldu ki evvelden ahirde de olsun en doğrusu bu oğul!
“Çok zamandır bulutsuzum. Sitemim var.”hangi yüzvermez idi bulutlar oğul anlamadım ne alıp veremedin bulutununan,rahat bırak oğul onlar seninle eğleşmez çarpar billah yıldırımylan…
“Susunca dağları ürperten kahrım var.”destur ilen oğul,nasıl bir susuşmuş bu kime susuştun oğul nasıl bir iş ettin de susuştun Allah seni bildiği gibi yapsın oğul!
“Hasretinden çatlamış dudaklarım var.”hasetten çatladın sen oğul çarpıtma olayı aklını başına koy!
“Ah kimsenin geçmişe bir vefa borcu yok ve yarın, pek karanlık hep eyyam-ı buhur…”oğul buraya kadar geldin burada mı eyyamı akıl edip koydun eyvah oğul kendi ayıbında boğul!
”Alnımda yağmursuz mührü var.”yağmurlar götürsün bulutlar götürsün sellerde boğul oğul rahat bırakacaktın sen şimşeklerimi çekmeyecektin üstüne çok geç oğul!
“Yağmurla büyüyor dağlar.”oğul tabiatla ilgilen demiştim az evvel yağmur yağarsa aşınır dağlar rüzgar olur toprak olur erir dağlar.oğul ağlarsa sana anan ağlar gayrısı billah yalan ağlar!
“Tek ü tenha bir ağaçtan ummana el uzanıyor.”oğul ummanın kıyısına ağaç uzanmaz uzansa bilki senin haberin olmaz atma oğul sallama!
“Kıyılar, coştukça coşuyor şehrin çocuklarıyla.”oğul ne ilgisi var şimdi çoluk çocuk nerden doluştu,pencereyi mi açtın oğul sesleri mi geldi?
“Yağmurla boğuluyor dünya, ben, toprakla boğuluyorum.”oğul gözünü toprak doyurmaz senin olabildiğin kadar tamah et matah ol!
“Bu kirli, kaypak şehre, ucuz hesapların insanlarına yağıyor yağmur; caddeler, kirli çatılar yağmurla yıkanıyor; çocuğun, bebek arabasından düşen ayakkabısının teki logarlarda boğuluyor.”oğul logarda sen boğul.bebeklerin peşine mi düştün psikopatlığa mı soyundun oğul derhal bu kalıtımdan kurtul!
“Bebeğin ayakkabısına düşen yağmur için olsun nelere ihanet etmezdim.”sebil sübyanı rahat bırak oğul,elerimlen boğarım seni billah parçalar dağ başındaki kuşlara yem ol!
“Ne kadar da çaresizim! ”ben varsam çaren yoktur senin oğul. “Ben vardım ve yüz çevirdi bulutlar.”bu konuyla alakalı konuşmıycam artık anlamıyorsun oğul.
“Ben vardım huzura, kapılar kapandı. Tevbelerimden başka azığım yok.”bohçanı al git oğul dağa çık,kaç benden kaç!
“Siyaha çalan rengim ile cahiliyye Mekkesinin pazarlarında alınıp satılan bir kölesiyim yağmurdan uzak.”evvelen demiştim oğul üstüne para versem kim alır seni gerçekçi ol oğul!
“Hava kuru ve sıcak. Öylesine sıcak ki gölgesi uzuyor güneş neye çarparsa. Yağmurlar uzuyor uzak…”oğulcuğum rahman aşkına artık tabiatı rahat bırak! debelenme deneme yazacam deyu depecek bu tabiat seni haberin olsun oğul!
“Kayalara yağan yağmur kadar nasipsizim. Yağmur uzak.”oğul meraketme bedevi olsan talihin çölde kutup ayısından!
“Bulutların benden beklediğini yüreğime yaz Allah’ım”oğul bana kalırsa sen sen sor ne ben söyleyeyim…
haşa ilen…
estağfrllah ilen…
şu an ne dinliyorum
16.03.2009 - 13:38Sana değmez..
Bu sitemler sana değmez
Kalbime bir hançer sapla vur gitsin
Beni aldattın bunu bile bile kahretsin
Sana kızmıyorum
Sana son sözüm...
Unut gitsin
vera
16.03.2009 - 01:25Dalavera~1
Rivayet oymuş ki “allah’tan gafil olmama hali”lafzının akabinde neler söylenmiş:
Efenim beş harfe gizlenmiş veduda not düşülmüş vedud şerh edilmiş.sonra tekrar giz olmuş sır olmuş sırlanıvermiş sırtlana sırtını vermiş.sen ben olup”mai” denizde boğuluvermiş lerzesiz sessiz de olmuş bu olup bitenler onca gürültü patırtıya rağmen hangi yüzle sessiz sedasız denmiş buna bir mana yakıştırılamamış el’an.koku çağırmış ses çağırmış da ona gidermiş ıraktan.evliya ya haspam.”akıl iftirakı mümkinle ittisal etmez” yıkılmış fuzulinin beytinin duvarı bu münasbetsiz teşbih yüzünden.bir aşk kırıntısı ile kanaat edileceği söylenip nokta kadar mecazi aşkı ilahiyata giydirmek o halde neden? neresine yetişir, utanmazmısınız edep yerlerinizden?
Topunuza lanet ilen…
Tövbe estağfrllah ilen….
aforizmalar
16.03.2009 - 01:04Ey Oğul,
Hacet olmaz saklamaya yüzün,var ise kişiliğin!
Oğul,benden kork! tüm maskelerini bulup, gelirim yanına kulağını burup; kızılcık sopasıyla hem hal olup,perişan eylerim saçın sakalın eteğine doldurup!
Madenden evvelen kömür ahiren gevher çıkar. Kurdun zamanı tuzağa takılana kadar.Tuzağın hükmü oğul; bacağın kırana kadar. Oğul ahmak olma, perçemin içine pençe mi sığar!
Fizanlı Necip
Leyla’ya s\öğütler kızılcık bahsi:cilt:1:mukaddime 1
çocuk olmak
16.03.2009 - 00:56mükemmelsiniz nusret baba ;)
çok güzel laf 'içinizdeki çocuktan asla utanmayın'
leyla
15.03.2009 - 16:47nazlanıyordu bir zaman
çölün bağrında bedevi çadırında...
bir çerağ müddetince yandı bağrımda...
leyla yalanı isminde ezberledim...
kays gibi mecnuna gizlendim...
meran\ın köğneyini soydum...
dişlerindeki zehiri bileydim...
nefis terbiyesi
15.03.2009 - 16:10'kaybolmuş bir dilin sözcükleri gibi köksüz bağsız durmayı öğrendim'
vera
15.03.2009 - 16:05Efenim evvelen bir hatırlatma kurşun kalem sonrasında bir tahta kurusu gelir peyda olur yanında nokta gibim durur gider gider 'tahtakurusu tarafından yenik bir kalem'olur.yalan olur dolan olur…
Gelelim vera’ya hurufi,sır,zihni değil ama hissi,türk değil emma farisi,pire değil lakin tahta kurusi olduğuna dair rivayetler var idir fekat sadece ayni olmamış idir.herkes tahayyül etmiş fekat nasıl olduysa zahir olamamış idir.derkenar olarak da vedud’a düşülmüş şerh imiş tövbe haşa…kim bu kullar yarabbi göğün hangi katında sanıyorlar da kendilerini.cehennemden bi haber bir ateşin bağrında yalandan inliyorlar! desdur ilen…sonra da uzakatn uzağa ilahi aşka ulaştık dediklerine şehadet eden var mı acep? şahitleriyle beraber yansınlar “zalimler için yaşasın cehennem! ”zannedersem bu durumlar için söylenmiş!
Ehl-i vera olalımmış makul olalım efendiler adam olalım aklımızı başımıza alalım!
Allah cümlemizi affetsin! ! !
Amin ilen…
Asabiyet ilen…
alâeyyihâl
15.03.2009 - 13:11efenim eyyi hal üzere bulunan demek idir...
itina ilen...
Toplam 1020 mesaj bulundu