Sakla Yamalarını Kalbim Ne gül, ne yarın! Gül, küle karılmış günlerin tortusunda. Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda. Sakla yamalarını kalbim... İnsanlar büyüdükçe günler kısalırlar; günlerimiz gibi aşklarımız da yittikleri duraklarda kalırlar. Sakla yamalarını kalbim... Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla. Yürü, arkana bakma, ama umursa. B a z e n a n ı l a r a e n ç o k y a k ı ş a n e l b i s e, b i r k a ç d a m l a g ö z y a ş ı d ı r u n u t m a... Yılmaz Odabaşı*******************KAÇ KEZ VURULUR KAPIbağışlanmaz davranışlar da vardır namluların ucunda sevebilir misin ya da her iki zamanlarda... bir bozgun muydu sence sevişmek kendini ateşe atmak gibi diyelim, unutmadın mutluluğun tadını her şeyi, ama her şeyi göze almak ve kaç kez vurulur kapı... önce, kendimizi yenmek zorundayız, katılır mısın? İç güdüler, beyni yadsır bilir misin özenmek mi? ... düş evreni yeniden doğuyor, rahatlıyorum... dostluk tutkumuzu boğsak mı ne yalanlar, erdemsizlikler mi en çoğalan yaşamda en doğurgan... unutma, sadece, bedelini ödediği şeye sahip olur kişi bir namuslu ilkedir bu erdemden yana ve haklı olmanın çilesini çekerim ben hep karanlıkta kişi başkalaşıyor mu, ne dersin de ki uzaklarda kentlerimizin üstünde bir gecedir şimdi kurduğum belki sensindir... ola ki özlerim kafam karışır şöminenin bir köşesinde sen, bir köşesinde ben susmuşuz... kaç kez susulur birlikte kaç kez vurulur kapı? ...Ergun Evren
Sakla Yamalarını Kalbim
Ne gül,
ne yarın!
Gül, küle karılmış günlerin tortusunda.
Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda.
Sakla yamalarını kalbim...
İnsanlar büyüdükçe günler kısalırlar;
günlerimiz gibi aşklarımız da
yittikleri duraklarda kalırlar.
Sakla yamalarını kalbim...
Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla.
Yürü, arkana bakma, ama umursa.
B a z e n a n ı l a r a e n ç o k y a k ı ş a n e l b i s e,
b i r k a ç d a m l a g ö z y a ş ı d ı r u n u t m a...
Yılmaz Odabaşı
*******************
KAÇ KEZ VURULUR KAPI
bağışlanmaz davranışlar da vardır
namluların ucunda sevebilir misin
ya da her iki zamanlarda...
bir bozgun muydu sence sevişmek
kendini ateşe atmak gibi
diyelim, unutmadın mutluluğun tadını
her şeyi, ama her şeyi göze almak
ve kaç kez vurulur kapı...
önce, kendimizi yenmek zorundayız, katılır mısın?
İç güdüler, beyni yadsır bilir misin
özenmek mi? ...
düş evreni yeniden doğuyor, rahatlıyorum...
dostluk tutkumuzu boğsak mı ne
yalanlar, erdemsizlikler mi en çoğalan yaşamda
en doğurgan...
unutma, sadece, bedelini ödediği şeye sahip olur kişi
bir namuslu ilkedir bu erdemden yana
ve haklı olmanın çilesini çekerim ben hep
karanlıkta kişi başkalaşıyor mu, ne dersin
de ki uzaklarda
kentlerimizin üstünde bir gecedir şimdi kurduğum
belki sensindir...
ola ki özlerim
kafam karışır
şöminenin bir köşesinde sen, bir köşesinde ben
susmuşuz...
kaç kez susulur birlikte
kaç kez vurulur kapı? ...
Ergun Evren