hep giden mi suçludur
geri de duran günahsız mı
var git sevdiğim
ben koşarım peşinden
sen! sen yürü önden
adımların klavuz bana
saçlarının değdiği rüzgar soluğum
ufkunun alabildiği senin olsun
benim ufkum sen
delinmesi gerekmiş dağların
bir vesileymiş ferhat; aciz
su gerekmiş dağların ardındaki köye
suya yapılan, zavallı şirinmiş; taciz
birşey o gün olacaksa o o gün olur
o şey o gün olmayacaksa o o gün olmaz.
dağlar engeldi
türküler edildi
kurbanlar verildi
ve dağlar herşeye rağmen delindi.
atıldık ahlakın tam ortasına
etik denildi kurallara
hayat denildi kaçınılmazlığa
ve ölüm dedik aslında gerçek yaşama
iki kapı dedi gören gözler
hayat dersin ezilişine, kahrına, hesabına
anladığında geç olur yalnızlığına
memat dersin gülerek
ama içinden gizlice ürpererek
bildiğin halde kabullenmeyerek
herkesten gayrı sana da olduğunu istemeyerek
istersin cenneti ama ölümü istemeyerek...
bir sudur yaşam dediğimiz ilham,
bir rüzgardır kendinden habersiz.
akıp gider; hızdır, korkudur biraz,
biraz ekşi, biraz soğuk...
farkında değilizdir yokluğumuzun
yada sancılanan hayallerimizin.
yürürüz bilmeden ayaklarımızın telaşını
başımız ilerdedir, gözlerimiz aklımızın karıştığı yerde...
hissetmeyiz soluk borumuzdan geçen milyarları
ve tanımayız aslında köşe de duran pasaklı çocuğu.
umrumuzda değildir şu ya da bu.
dudağımıza saplanmış türkü, dakika gibidir
ayakkabımızdan çıkan fırtınanın günahı günah keçilerinindir
kaostur yarattığımız bakirlerin ezgisinde.
anlayan olmayacak
anlatamayacağımız hislerimizi.
elbet biri okuyacak yazdığımızı
biri tartacak ağırlığını
ama idrak yine çatlayacak
kan yine akacak
adımlar atacak
güneş yine akacak
biz yine görmeyeceğiz köşede duran pasaklı çocuğu.
iki sanatçı iddaaya girerler. ikiside kendisinin daha yetenekli olduğunu söyler. ve sonra bir yarışma düzenlemeye karar verirler. konu serbesttir. boyutlar malzeme herşey sanatçının dileğine yeteneğinin seçimine bırakılır. şu tarihte eserleri getirmek üzere ayrılırılar. gün gelir çatar.
biri övünerek resminin üstündeki örtüyü kaldırır. müthiş bir resimdir. bir asmayı resmetmiştir ve çok gerçekçidir. çok geçmez ki kuşlar tabloya konar ve üzüm tanelerini gagalamaya başlarlar. eserin sanatçısı güler ve övünerek der ki; 'bak ne kadar gerçekçi değil mi? zavallı hayvanlar onun gerçek olduğunu zannettiler. hahaha...'
sıra ikinci sanatçıya gelmiştir. o sessizce durur. etkilenmiştir. boynu bükük bekler. biraz önce ki sanatçı yanına gelir 'hani senin ki nerde? göster bakalım neler yaptın' der. bizimki biraz utanarak 'ya benim ki o kadar iyi değil. ama ille de görmek istiyorsan işte orda. şu vardaki perdenin arkasında' der. diğeri görüp dalga geçmek için hızla duvarın yanına gider ve perdeyi açmaya çalışır. ama.... ama perde yoktur. aman Allah'ım. tekrar dener. olamaz. perde hakikaten yoktur. o sadece perde çizmiştir. ve kendisi aklı olduğu halde bunu farkedememiş ve gerçek olduğunu zannettmiştir. oysa o sadece hayvanları kandırabilmişti. bizim sanatçı gayet mütevazii ve bilge bir gülümseme ile yavaşça oradan ayrılır.
evet bu hikayeyi neden anlattım. çünkü günümüzde eğer o üstün yetenekli bir sanatçı varsa o kesinlikle Tuna Ferit Hidayetoğlu'dur.
meraklıları için;
deviantart.com ve dinodream.com sitelerinde tuna ferit olarak aratmalarını tavsiye ederim
kimileri der ki resim ışıktır renktir. herşey onda gizlidir. ışığı yakalarsan huzura ulaşırsın.
kimileri de derki hayır resim çizgidir ahenktir.bu eşsiz ritmi yakalarsan hürriyeti hissedersin.
kimileride der ki hayır resim ışıktır resim çizgidir. bu ikisini birleştirebilirsen hürriyeti hissedip huzura ulaşırsın. soluğun kesilir umursamazsın.
tuna ferit böyle bir yetenek. çizgiyi ışığa öyle yedirmiş ki onun çizimlerine bakarken bazen dudaklarınıza engel olamıyor ve şunları fısıldıyorsunuz ürkekçe 'vaayy! adam ne kadar güzel çekmiş. makinesi çok kaliteli olmalı...' evet çizimin aslında bir fotoğraf olduğu kanısına varıyorsunuz. o kadar etkili o kadar ileri
tuna ferit hidayetoğlu... yakında ders kitaplarında da işlenecek olan yetenek
tuna ferit hidayetoğlu!
yaşayan bir efsane olarak nitelendirsek abartmış olmayız.
illustrasyon alanında sadece türkiye de değil hemen tüm dünya da saygıdeğer bir yer edinmiş nadide bir şahsiyet.
1970'li yıllarda ortaya çıkan hiperrealizm sanat akımının günümüzdeki (şahsi kanaatimce) nadir temsilcilerinden.
gazi üniversitesi resim öğretmeliğinden mezun olan Üstad çok sayı da ünlünün illustrasyon çalışmasını yapmıştır. başlıcaları;
amy lee
milla jovovich
britney spears
tuba ünsal
robyn'dir.
meraklıları için deviantart.com ve dinodream.com sitelerinde 'tuna ferit' olarak aratmalarını tavsiye ederim.
ne arap'ın acem'e ne de acem'in arap'a bir üstünlüğü vardır. üstünlük ancak takva iledir. hepiniz ademin çocuklarısınız. adem ise topraktandır.
dün yoktuk bugün varız ve yarın bir zamanlar var olduğumuz bile bilimeyecek. tüm bunları bile bile sahibi olamayacağını şüphesiz bildiğimiz bir sermaye için kavga neden?
aşk
15.01.2008 - 17:20dokunmayon ağlarım...
dolmuştaki delikli paspasa bozuk para düşürmek
11.10.2007 - 14:33son derece iğrenç bir durumdur. hele bir de dolmuş hakikaten dolmuşsa paranın düştüğünü umursamazsınız bile.
eli ayağı düzgün helal süt emmiş kız
11.10.2007 - 14:32inekler son zamanlarda helal süt vermiyor hehehe :)
eli ayağı düzgün helal süt emmiş kız
11.10.2007 - 14:31son zamanlarda nesli tükenen ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde nadir görünen bir canlı türü.
eli ayağı düzgün helal süt emmiş kız
11.10.2007 - 14:31son zamanlarda nesli tükenen ve tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde nadir görünen bir canlı türü.
nedir bölümünün ihtiyaçları
20.09.2007 - 15:00sav
hayat sermayesi
20.09.2007 - 14:59olmayan bir avuntu.
kimden kalmıştır kime kalmıştır.
o sermaye değil bir kredidir.
artırmakta sende tüketmekte
figür
20.09.2007 - 14:58kusursuzluğu yansıtma amacıyla durdurulan hareketin yüzey üzerinde raksıdır.
Soyadını nikâh dairesinde bırakanlar
20.09.2007 - 14:47adını mezar taşında unutan kadar koymaz akıllara
en azından kerameti iddaa edilir
beni koyup gitme ne olursun
20.09.2007 - 14:46hep giden mi suçludur
geri de duran günahsız mı
var git sevdiğim
ben koşarım peşinden
sen! sen yürü önden
adımların klavuz bana
saçlarının değdiği rüzgar soluğum
ufkunun alabildiği senin olsun
benim ufkum sen
adım ahmet hayatta çekmedim hiç zahmet
20.09.2007 - 14:44yaşam olmaz çilesiz
bu nasıl hayat dertsiz kedersiz.
sen yaşamamışsın zavallı
hayat olmaz ahmedim zahmetsiz.
herkes ölür ama çok az insan yaşar
ene beşerun mislukum
20.09.2007 - 14:39hepiniz ademin çocuklarısınız
adem ise topraktandır.
yazmamışlar
20.09.2007 - 14:37yazamazlar
kalemi bir elden çok tutan olursa yazamazlar zaten
dağları deldim
20.09.2007 - 14:33delinmesi gerekmiş dağların
bir vesileymiş ferhat; aciz
su gerekmiş dağların ardındaki köye
suya yapılan, zavallı şirinmiş; taciz
birşey o gün olacaksa o o gün olur
o şey o gün olmayacaksa o o gün olmaz.
dağlar engeldi
türküler edildi
kurbanlar verildi
ve dağlar herşeye rağmen delindi.
aldatılanlar
20.09.2007 - 14:26başını çevir dört yana
kokla esen yeli
sonra tahmin et bakalım
aldatılan sen mi
yoksa senden geçenmi?
hepimiz aldatıldık çünkü hepimiz aldattık.
hayat memat meselesi
20.09.2007 - 14:24atıldık ahlakın tam ortasına
etik denildi kurallara
hayat denildi kaçınılmazlığa
ve ölüm dedik aslında gerçek yaşama
iki kapı dedi gören gözler
hayat dersin ezilişine, kahrına, hesabına
anladığında geç olur yalnızlığına
memat dersin gülerek
ama içinden gizlice ürpererek
bildiğin halde kabullenmeyerek
herkesten gayrı sana da olduğunu istemeyerek
istersin cenneti ama ölümü istemeyerek...
hayatın aktığı yerde farkında olamadıklarımız
20.09.2007 - 14:19bir sudur yaşam dediğimiz ilham,
bir rüzgardır kendinden habersiz.
akıp gider; hızdır, korkudur biraz,
biraz ekşi, biraz soğuk...
farkında değilizdir yokluğumuzun
yada sancılanan hayallerimizin.
yürürüz bilmeden ayaklarımızın telaşını
başımız ilerdedir, gözlerimiz aklımızın karıştığı yerde...
hissetmeyiz soluk borumuzdan geçen milyarları
ve tanımayız aslında köşe de duran pasaklı çocuğu.
umrumuzda değildir şu ya da bu.
dudağımıza saplanmış türkü, dakika gibidir
ayakkabımızdan çıkan fırtınanın günahı günah keçilerinindir
kaostur yarattığımız bakirlerin ezgisinde.
anlayan olmayacak
anlatamayacağımız hislerimizi.
elbet biri okuyacak yazdığımızı
biri tartacak ağırlığını
ama idrak yine çatlayacak
kan yine akacak
adımlar atacak
güneş yine akacak
biz yine görmeyeceğiz köşede duran pasaklı çocuğu.
tuna ferit
18.09.2007 - 15:08iki sanatçı iddaaya girerler. ikiside kendisinin daha yetenekli olduğunu söyler. ve sonra bir yarışma düzenlemeye karar verirler. konu serbesttir. boyutlar malzeme herşey sanatçının dileğine yeteneğinin seçimine bırakılır. şu tarihte eserleri getirmek üzere ayrılırılar. gün gelir çatar.
biri övünerek resminin üstündeki örtüyü kaldırır. müthiş bir resimdir. bir asmayı resmetmiştir ve çok gerçekçidir. çok geçmez ki kuşlar tabloya konar ve üzüm tanelerini gagalamaya başlarlar. eserin sanatçısı güler ve övünerek der ki; 'bak ne kadar gerçekçi değil mi? zavallı hayvanlar onun gerçek olduğunu zannettiler. hahaha...'
sıra ikinci sanatçıya gelmiştir. o sessizce durur. etkilenmiştir. boynu bükük bekler. biraz önce ki sanatçı yanına gelir 'hani senin ki nerde? göster bakalım neler yaptın' der. bizimki biraz utanarak 'ya benim ki o kadar iyi değil. ama ille de görmek istiyorsan işte orda. şu vardaki perdenin arkasında' der. diğeri görüp dalga geçmek için hızla duvarın yanına gider ve perdeyi açmaya çalışır. ama.... ama perde yoktur. aman Allah'ım. tekrar dener. olamaz. perde hakikaten yoktur. o sadece perde çizmiştir. ve kendisi aklı olduğu halde bunu farkedememiş ve gerçek olduğunu zannettmiştir. oysa o sadece hayvanları kandırabilmişti. bizim sanatçı gayet mütevazii ve bilge bir gülümseme ile yavaşça oradan ayrılır.
evet bu hikayeyi neden anlattım. çünkü günümüzde eğer o üstün yetenekli bir sanatçı varsa o kesinlikle Tuna Ferit Hidayetoğlu'dur.
meraklıları için;
deviantart.com ve dinodream.com sitelerinde tuna ferit olarak aratmalarını tavsiye ederim
tuna ferit
18.09.2007 - 14:56kimileri der ki resim ışıktır renktir. herşey onda gizlidir. ışığı yakalarsan huzura ulaşırsın.
kimileri de derki hayır resim çizgidir ahenktir.bu eşsiz ritmi yakalarsan hürriyeti hissedersin.
kimileride der ki hayır resim ışıktır resim çizgidir. bu ikisini birleştirebilirsen hürriyeti hissedip huzura ulaşırsın. soluğun kesilir umursamazsın.
tuna ferit böyle bir yetenek. çizgiyi ışığa öyle yedirmiş ki onun çizimlerine bakarken bazen dudaklarınıza engel olamıyor ve şunları fısıldıyorsunuz ürkekçe 'vaayy! adam ne kadar güzel çekmiş. makinesi çok kaliteli olmalı...' evet çizimin aslında bir fotoğraf olduğu kanısına varıyorsunuz. o kadar etkili o kadar ileri
tuna ferit hidayetoğlu... yakında ders kitaplarında da işlenecek olan yetenek
tuna ferit
17.09.2007 - 20:56tuna ferit hidayetoğlu!
yaşayan bir efsane olarak nitelendirsek abartmış olmayız.
illustrasyon alanında sadece türkiye de değil hemen tüm dünya da saygıdeğer bir yer edinmiş nadide bir şahsiyet.
1970'li yıllarda ortaya çıkan hiperrealizm sanat akımının günümüzdeki (şahsi kanaatimce) nadir temsilcilerinden.
gazi üniversitesi resim öğretmeliğinden mezun olan Üstad çok sayı da ünlünün illustrasyon çalışmasını yapmıştır. başlıcaları;
amy lee
milla jovovich
britney spears
tuba ünsal
robyn'dir.
meraklıları için deviantart.com ve dinodream.com sitelerinde 'tuna ferit' olarak aratmalarını tavsiye ederim.
evham
16.09.2007 - 22:58ensenizdeki kaçınılmaz soluk.
sizi her an titretir, her an varlığını hissettirir.
hazmedemediklerimiz
16.09.2007 - 22:52hazmedemeyiz çünkü hazmedilemeyiz
yalana tahammülü olmayan yalancılar
16.09.2007 - 22:09edebi edepsizden öğren der mevlana.
herkes çizgi atar sahte dünyaya ama kimse tahammül edemez kendi çizgisinin üstüne atılan çizikten başkasına.
kürt
13.09.2007 - 00:28ne arap'ın acem'e ne de acem'in arap'a bir üstünlüğü vardır. üstünlük ancak takva iledir. hepiniz ademin çocuklarısınız. adem ise topraktandır.
dün yoktuk bugün varız ve yarın bir zamanlar var olduğumuz bile bilimeyecek. tüm bunları bile bile sahibi olamayacağını şüphesiz bildiğimiz bir sermaye için kavga neden?
Toplam 594 mesaj bulundu