'insan' isimli eserini okumanın insan olmanın evrelerinden biri diyecegim geliyor..
'kevir' ise yanıp tutusmus bir ic dünya manzarası.. ancak ressam/yazar tabiatı okuyabildigi kadar iyi resmedememis. o dünyayı kelimelerle örmek bir yere kadar, ondan sonrası okuyucuya kalmıs. seriati bunu üslubuyla okuyucuya saglıyor. okuyucu anlayabilmek icin aynı karsılıgı vermek zorunda. yani aslında icinde o dünyayı biraz yasıyor olması lazım. fıtrat gibi.. insanlık geregi..
kırgız yazar.. kitap okumanın lezzeti onun diliyle bambaşka..
alabildiğine yalın, insanı dinlendiren bir tabiat resmi yahut ruhunuzda akıp giden bir müzik gibi.
bozkırları seyredin, aşık olun, hayal edin.. insanı tanıyın.. ve tanıdığınıza yabancı kalıp, gıpta edin..
'ne masayı anlatacagım diye masa sözcügünü kullanacaksınız, ne kusu anlatacagım diye kus sözcügünü; ne de askı anlatacagım diye ask sözcügünü.' /Cocteau
aslında bunu kamusal alana sormak gerekiyor
sayın kamusal alan bu durum icin ne diyorsunuz, birileri sizin adınıza kararlar veriyor da?
efendim?
ses yok.. ben bir sey duyamıyorum, sizler?
ne insanlık durumu ama.. önce bir sey icad eder, sonra da bir güzel tabu yaparız onu.. insanın önüne geciririz.
nedir terim?
deyim, tabir vs.
terimlere de bakın; Ankara, Kemalettin Subaşı, Erguvan Agacı vs.
biri sehir, öteki kişi/isim, digeri kitap
alakayı demdeme..
eh bizde uyduk hani
amin malouf'un bir kitabı. ne yalan söyleyeyim Yavuz Bahadıroglu'nun Buhara Yanıyor 'unu tercih ederim. o kadar bahsedilmesine rağmen ben pek bir şey bulamadım maalouf'un okudugum kitaplarında. bir de alttan alta bir propaganda var sanki kitapta.. niyeyse? rahatsız edici..
geciniz..
'Eğer birşey öpmek istiyorsan git Hacer-i Esved'i öp! Hiç olmuş bir kimsenin elini öpmek için kendi varlığından sıyrılman gerekir. Belli sayıdaki sözlerle can ve ruh kavranabilir mi? Birşeyi öpmek için dudak değil, ta gönülden gelen bir 'ah' lazımdır.'
Vera, derin bir uykudaymıs gibi, kıpırdamadan duruyordu oldugu yerde, sonra birden geldi kendine, Mark'ın arkasından -onun gittigine inanamadan- saskın, üzgün bakmaya basladı.
'inanmayan insanın sevemeyecegini söylerler, diye gecirdi icinden, ben inanmıyorum ona, demek... sevmiyor muyum onu? Gittigi icin neden böyle sızlıyor icim, neden dünyam kararıyor öyleyse? Suraya düsüp ölmek istiyorum! ...'
-Hayır, yalnız bir aylıgına, altı aylıgına istemiyorum ben aşkı, o kadar...
Mark alaylı,
-Ya bütün bir ömür icin ister misiniz, öteki dünyada da? diye sordu.
-Evet, bütün bir ömür icin isterim! Bir gün bitecegini bilmeyeyim isterim; oysa siz biliyorsunuz, söylüyorsunuz da bunu: Böyle bir mutluluga inanmıyorum ben, istemiyorum da onu; icten olamaz böyle bir mutluluk, güclü olamaz...
-Ne zaman söyledim?
Çok kereler söylediniz, belki gizli bir niyetiniz yoktu, ama benim icimde yer etti. 'Uzaklara bakmanın ne geregi var? dediniz kac kere. Dar kafalılıktır bu! Kisi mutlulugu metreyle ya da kiloyla alır gibi mi alacak? Yanından gecerken yakala onu, birkac yudum al, bıkmamak icin bırak sonra, baska mutluluklar aramaya kos! Dalından düsmesine fırsat verme elmanın, hemen kopar, yarın bir baskasını koparırsın. Bir yerde cürüyüp gitme, salyangoz gibi bir budakta asılı durma hep. Size haz verdigi sürece asılın birbirinizin boynuna, sonra ayrılın...' Söz arasında hep siz söylediniz bunları. Demek inancınız bu...
-Hayır, yalnız bir aylıgına, altı aylıgına istemiyorum ben aşkı, o kadar...
Mark alaylı,
-Ya bütün bir ömür icin ister misiniz, öteki dünyada da? diye sordu.
-Evet, bütün bir ömür icin isterim! Bir gün bitecegini bilmeyeyim isterim; oysa siz biliyorsunuz, söylüyorsunuz da bunu: Böyle bir mutluluga inanmıyorum ben, istemiyorum da onu; icten olamaz böyle bir mutluluk, güclü olamaz...
-Ne zaman söyledim?
Çok kereler söylediniz, belki gizli bir niyetiniz yoktu, ama benim icimde yer etti. Söz arasında hep siz söylediniz bunları. Demek inancınız bu...
'Kamil kimseler dünya zevkine kapılmadı. Sonuçta dünyanın bir gölge, boş bir arzu, bir oyuncak ve hayal olduğunu bildiler. Rüyanın gerçekle ne kadar ilgisi varsa, cihanın da zevkle o kadar ilgisi vardır. Herkes aşk eteğini tutarak Allah'a yaklaştı.'
tiyatro
02.10.2008 - 23:28ne lüzumsuz..
halil cibran
01.03.2005 - 19:55hayalkırıklıgı..
miraç
11.09.2004 - 21:06'Hayır, sandıkları gibi değil! Yakında bilecekler.' 78/4
'Kitap'ı ve resullerimiz aracılığıyla gönderdiğimizi yalanlayanlar yakında bilecekler' 40/70
yakında bilecekler..
arthur schopenhauer
19.07.2004 - 20:41'Aforizmalar' okunmaya değer..
latife tekin
19.06.2004 - 12:47bir imgelem ustası.. 'gece dersleri' ve 'ask isaretleri' bu yönüyle cok zengin kitapları. zihin açıcı, okuyun..
ali şeriati
19.06.2004 - 12:35'insan' isimli eserini okumanın insan olmanın evrelerinden biri diyecegim geliyor..
'kevir' ise yanıp tutusmus bir ic dünya manzarası.. ancak ressam/yazar tabiatı okuyabildigi kadar iyi resmedememis. o dünyayı kelimelerle örmek bir yere kadar, ondan sonrası okuyucuya kalmıs. seriati bunu üslubuyla okuyucuya saglıyor. okuyucu anlayabilmek icin aynı karsılıgı vermek zorunda. yani aslında icinde o dünyayı biraz yasıyor olması lazım. fıtrat gibi.. insanlık geregi..
cengiz aytmatov
12.06.2004 - 20:40kırgız yazar.. kitap okumanın lezzeti onun diliyle bambaşka..
alabildiğine yalın, insanı dinlendiren bir tabiat resmi yahut ruhunuzda akıp giden bir müzik gibi.
bozkırları seyredin, aşık olun, hayal edin.. insanı tanıyın.. ve tanıdığınıza yabancı kalıp, gıpta edin..
göçebe
25.12.2003 - 21:22hamsun'un okunası romanı..
aşk
25.12.2003 - 11:39'ne masayı anlatacagım diye masa sözcügünü kullanacaksınız, ne kusu anlatacagım diye kus sözcügünü; ne de askı anlatacagım diye ask sözcügünü.' /Cocteau
kamusal alan
29.10.2003 - 18:21aslında bunu kamusal alana sormak gerekiyor
sayın kamusal alan bu durum icin ne diyorsunuz, birileri sizin adınıza kararlar veriyor da?
efendim?
ses yok.. ben bir sey duyamıyorum, sizler?
ne insanlık durumu ama.. önce bir sey icad eder, sonra da bir güzel tabu yaparız onu.. insanın önüne geciririz.
terim
16.10.2003 - 12:25nedir terim?
deyim, tabir vs.
terimlere de bakın; Ankara, Kemalettin Subaşı, Erguvan Agacı vs.
biri sehir, öteki kişi/isim, digeri kitap
alakayı demdeme..
eh bizde uyduk hani
semerkant
16.10.2003 - 12:06amin malouf'un bir kitabı. ne yalan söyleyeyim Yavuz Bahadıroglu'nun Buhara Yanıyor 'unu tercih ederim. o kadar bahsedilmesine rağmen ben pek bir şey bulamadım maalouf'un okudugum kitaplarında. bir de alttan alta bir propaganda var sanki kitapta.. niyeyse? rahatsız edici..
geciniz..
ahiret
16.10.2003 - 11:21gözyaşları.. gözyaşları..
ramazan
13.10.2003 - 20:11şölen..
amak-ı hayal
30.09.2003 - 20:53'Eğer birşey öpmek istiyorsan git Hacer-i Esved'i öp! Hiç olmuş bir kimsenin elini öpmek için kendi varlığından sıyrılman gerekir. Belli sayıdaki sözlerle can ve ruh kavranabilir mi? Birşeyi öpmek için dudak değil, ta gönülden gelen bir 'ah' lazımdır.'
yamaç
29.09.2003 - 17:37kitaptan istek üzerine yazılan pasajlar
yamaç
27.09.2003 - 19:06'Dönüp arkasına baktıgı icin Tanrı bagıslasın Vera'yı! ...'
Mahvoldu Vera..
acımasızlık Goncarov'un yaptıgı
yamaç
27.09.2003 - 18:58Vera, derin bir uykudaymıs gibi, kıpırdamadan duruyordu oldugu yerde, sonra birden geldi kendine, Mark'ın arkasından -onun gittigine inanamadan- saskın, üzgün bakmaya basladı.
'inanmayan insanın sevemeyecegini söylerler, diye gecirdi icinden, ben inanmıyorum ona, demek... sevmiyor muyum onu? Gittigi icin neden böyle sızlıyor icim, neden dünyam kararıyor öyleyse? Suraya düsüp ölmek istiyorum! ...'
yamaç
27.09.2003 - 18:52-Hayır, yalnız bir aylıgına, altı aylıgına istemiyorum ben aşkı, o kadar...
Mark alaylı,
-Ya bütün bir ömür icin ister misiniz, öteki dünyada da? diye sordu.
-Evet, bütün bir ömür icin isterim! Bir gün bitecegini bilmeyeyim isterim; oysa siz biliyorsunuz, söylüyorsunuz da bunu: Böyle bir mutluluga inanmıyorum ben, istemiyorum da onu; icten olamaz böyle bir mutluluk, güclü olamaz...
-Ne zaman söyledim?
Çok kereler söylediniz, belki gizli bir niyetiniz yoktu, ama benim icimde yer etti. 'Uzaklara bakmanın ne geregi var? dediniz kac kere. Dar kafalılıktır bu! Kisi mutlulugu metreyle ya da kiloyla alır gibi mi alacak? Yanından gecerken yakala onu, birkac yudum al, bıkmamak icin bırak sonra, baska mutluluklar aramaya kos! Dalından düsmesine fırsat verme elmanın, hemen kopar, yarın bir baskasını koparırsın. Bir yerde cürüyüp gitme, salyangoz gibi bir budakta asılı durma hep. Size haz verdigi sürece asılın birbirinizin boynuna, sonra ayrılın...' Söz arasında hep siz söylediniz bunları. Demek inancınız bu...
yamaç
27.09.2003 - 18:51-Hayır, yalnız bir aylıgına, altı aylıgına istemiyorum ben aşkı, o kadar... Söz arasında hep siz söylediniz bunları. Demek inancınız bu...
Mark alaylı,
-Ya bütün bir ömür icin ister misiniz, öteki dünyada da? diye sordu.
-Evet, bütün bir ömür icin isterim! Bir gün bitecegini bilmeyeyim isterim; oysa siz biliyorsunuz, söylüyorsunuz da bunu: Böyle bir mutluluga inanmıyorum ben, istemiyorum da onu; icten olamaz böyle bir mutluluk, güclü olamaz...
-Ne zaman söyledim?
Çok kereler söylediniz, belki gizli bir niyetiniz yoktu, ama benim icimde yer etti.
bilim
26.09.2003 - 20:33hakikate tutulan ışık
yunus emre
25.09.2003 - 21:15'Benim bunda kararım yok
Ben gine gitmeğe geldim
Bezirgânım metâım çok
Alana satmağa geldim'
ursula k. le guın
25.09.2003 - 21:08fantezist, alısamadım..
amak-ı hayal
23.09.2003 - 19:44'Kamil kimseler dünya zevkine kapılmadı. Sonuçta dünyanın bir gölge, boş bir arzu, bir oyuncak ve hayal olduğunu bildiler. Rüyanın gerçekle ne kadar ilgisi varsa, cihanın da zevkle o kadar ilgisi vardır. Herkes aşk eteğini tutarak Allah'a yaklaştı.'
Toplam 60 mesaj bulundu