Piyasaların sağlıklı bir şekilde işlediği sırada mortgage uygulamasıyla çalışanların maaşlarını kendilerinde toplayan, daha sonra oluşacak kriz ile dört bir koldan haciz işlemlerine başlayarak 3 aylık karını en çok açıklayan banka 560 milyon açıklıyor..
Hacizdeki işyerleri, daireler, arsalar ve daha nice ücretlerine haciz gelen işçiler, kendi yağında kavrulması gerekirken Türkiy'nin mevcut şartlarında hayallerine banka araçılığı ile ulaşmaya çalışan insanlarımızın durumları içler acısı..
Bankalar için kan emen vampir demek daha iyi olur...
Karun... Dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanı... 'Karun kadar zengin olmak' deyimin kaynağı... Hazinelerinin anahtarlarını dahi küçük bir ordu ancak taşıyabiliyordu. Ama o Hz. Musa'nın uyarısnı dikkate almamış ve helak olmuştu. Peki Hz. Musa onu nasıl uyarmıştı?
Bugün dünyanın bazı coğrafyalarında insanlık onuruna yakışmayacak derecede sefalet içinde yaşayan yoksullar var... Yine dünyanın bazı yerlerinde de bu yoksullara seyirci kalan büyük çapta zenginler de var...
Kur'an-ı Kerim, dünyadaki yoksullara ilgisiz kalan servet sahiplerine ibret olması için Karun'un zenginliğini anlatmış, sonunda bunca servetiyle yerin dibine batışına da (yoksullara ilgisiz kalan) servet sahiplerinin dikkatlerini çekmiş...
Onca varlığına rağmen yoksullara el uzatmayan Kârun'a bir gün Hz.Musa:
'Rabbimiz kimi insanları varlıkla kimini de yoklukla imtihan eder. Senin imtihanın da varlıkla oluyor. Sakın çevrendeki yoksullara ilgisiz kalmayasın' uyarısında bulununca o
'Ben bu serveti kendi emeğimle kazandım, yoksula yardım etmek borcunda değilim! ' diyerek de sefalet içinde inleyenlere ilgisiz kalmaya devam etmişti.
Hz. Musa'nın yine de onu hırsıyla baş başa bırakmayıp ikazlarını sürdürmesinden rahatsızlık duymaya başlayan Kârun, O'nu halkın gözünden düşürüp de etkisiz hale getirmek için bir komplo hazırlar. Ona iftira etmesi için bir kadın tutar. Hz. Musa, büyük bir kalabalığın içinde vaaz verirken ayağa kalkıp konuşmaya başlayan kadın:
'Ey insanlar beni dinleyin! ' diyerek herkesi kendine baktırır, ama söyleyeceği sözün gerisini getiremez ve gözleri yaşlarla dolu, gerçeği anlatmaya başlar:
'Kârun bana, Musa'ya iftira etmem için bir kese dolusu altın verdi. Gerçi ben kötü bir kadınım ama mâsum bir insana, hele Allah'ın Peygamber'ine iftira edecek kadar da adi değilim. İşte bana verdiği...' diyerek ortaya attığı kesenin ağzı açılır, içindeki altınlar da ortaya saçılır.
Kârun'un işi peygambere iftiraya kadar vardırışı, Allah'ın (cc) gayretine dokunur. Duasını kabul edeceğini bildirdiği Hz. Musa da ellerini açıp şöyle dua eder:
'Ya Rab, kendisine ikram edilen bunca servetin gereğini yerine getirmeyip de işi senin peygamberine iftiraya kadar götüren Kârun'a layık olduğunu ver; ki vereceğin bu ceza, kendinden sonra gelecek -yoksullara yardım etmeyen- tüm zenginlere de ibret olsun! '
Merkezi tam da Karun'un çiftliği olan dehşetli bir deprem olur. Öyle bir deprem ki: ortasından yarılan toprak Kârun'u malıyla, mülküyle, çiftlikteki tüm varlığıyla yerin dibine aşağı çeker. Ölüme yuvarlanan Kârun'un son feryadı
Kârun, o çok sevdiği servetinin altında kalarak boğulmuş, serveti -kendisiyle beraber- yerin dibine batmış, evinin yerinde devasa bir krater oluşmuştur. Olay öyle tüyler ürperticidir ki, günlerce şehirdeki insanların ağzını bıçak açmaz.
Bir gün Rabbimiz yine de Hz. Musa'ya: 'Eğer o yerin dibine aşağı batıp giderken 'Ya Musa! ' diye kulumu değil de, 'Ya Rab! ' diye beni yardıma çağırsaydı yine de onun cezasını erteler, mühlet verirdim' diye buyurur.
Dün Karun'un yerinde olmak isteyen insanlar, onun yerin dibine aşağı batışını gözleriyle gördükten sonra artık, 'İyi ki Karun gibi zengin değiliz' diyerek hallerine şükrettiler. Ve bu olaydan sonra yoksula yardım etmeyen servet sahiplerini de 'Karun gibi zengin adam' diye tarif etmeye başladılar.
' Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz ' diyerek gemiyi öven insanlara karşılık, gayreti ilahiye dokunmasından olacak ki, buzdağına çarparak günümüze kadar uzanan ibretlik ve bir o kadar acı bir hikaye.
Elinde piknik sepeti, veya bir demet çiçek ile bütün mahalleyi arkasında toplayarak genç, yaşlı, çoluk çocuk demeden ' Hayat Sevince Güzel ' şarkısını rıhtım boyu söyleyen, 60'lı ve 70'li Yılların Ayşeciği, zamanımızın ise Ayşe Teyzesi olduğundan emin olduğum sanatçımız..
Mevlanın kapısına gelip, ısrarla kapıyı çalan gördümde, boynu bükük bir vaziyette geriye döneni görmedim...
İnkar için vermiş olduğu mücadelenin %10'luk kısmını imanını kurtarma mücadelesi için vermiş olsalardı, kendilerine nasıl kapıların açılacağını mevladan başka kimse bilemezdi.
Emek ve çalışmanın kaybolmaya yüz tuttuğu devrimizde, gençlerin zengin olmak için birbirleri ile kıyasıya rekabet ettiği üzülerek izlediğim tv programlarından bir tanesi..
Hayatını kutudan çıkacak olan paraya endeksleyen insanlar ve onları alkışlarla izleyen boş insanlar..
Satanist, katil, bir genç kızın cesedini çöpe atacak kadar alçalan Cem Garipoğlu denilen insan bozmasının amcası..
Şu anda hangi ülkededir bilinmez, ama Tek istediğim bir genç kızı öldürüp, ailesini yasa boğan bu zengin evladının (!) bir an önce yakalanıp, en ağır cezayı alması...
Yurdum insanı farkında olmadan bağrında dev bir mafya oluşturmuş ki, aziz milletimiz bile ' vay be bizde ne cevherler varmış ' demekten kendisini alamamıştır.
Kazılmadık toprak, dibine ulaşılmamış kuyu kalmadı, mafya değil, mezarcı desen yeridir bunlara, ha babam kazma kürek işleri.
Aziz milletimizin canı sağolsun, bizde bu billurluk dururken biz daha çok köstebek gibi toprak kazar dururuz.
Profları durmadan Osmanlı Hanedanını inceleyerek, mesth olurlarken, bizlere barbar yakıştırmasını yapmaya çalışan sözüm ona çakma proflarımız nerelerdeler acaba..
şaklaban
27.05.2009 - 15:20Boş,boş konuşup kafa şişiren, komik olduğunu zannedip çevresindekileri kendisine ifrit eden, çok konuşup çok yanılan insanlar.
banka
27.05.2009 - 14:15Piyasaların sağlıklı bir şekilde işlediği sırada mortgage uygulamasıyla çalışanların maaşlarını kendilerinde toplayan, daha sonra oluşacak kriz ile dört bir koldan haciz işlemlerine başlayarak 3 aylık karını en çok açıklayan banka 560 milyon açıklıyor..
Hacizdeki işyerleri, daireler, arsalar ve daha nice ücretlerine haciz gelen işçiler, kendi yağında kavrulması gerekirken Türkiy'nin mevcut şartlarında hayallerine banka araçılığı ile ulaşmaya çalışan insanlarımızın durumları içler acısı..
Bankalar için kan emen vampir demek daha iyi olur...
vergi
27.05.2009 - 14:09Ülkemiz vergi cenneti..
Maaştan vergi, çöpten vergi, alışverişten vergi, konuttan vergi, arabadan vergi...vs.vs.vs..
Halkımızın çoğu ödediği verginin farkında bile değil, bu kadar yükün altında asgari ücret 477 TL..
k.d.v
27.05.2009 - 14:07Kanıma Dokunuyor Vallahi.. :)
S.Muhammed Fettah EROL
27.05.2009 - 14:05Nur yolunun kutlu yolcuları..
Karun Hazineleri
27.05.2009 - 13:54Karun... Dünyanın gelmiş geçmiş en zengin insanı... 'Karun kadar zengin olmak' deyimin kaynağı... Hazinelerinin anahtarlarını dahi küçük bir ordu ancak taşıyabiliyordu. Ama o Hz. Musa'nın uyarısnı dikkate almamış ve helak olmuştu. Peki Hz. Musa onu nasıl uyarmıştı?
Bugün dünyanın bazı coğrafyalarında insanlık onuruna yakışmayacak derecede sefalet içinde yaşayan yoksullar var... Yine dünyanın bazı yerlerinde de bu yoksullara seyirci kalan büyük çapta zenginler de var...
Kur'an-ı Kerim, dünyadaki yoksullara ilgisiz kalan servet sahiplerine ibret olması için Karun'un zenginliğini anlatmış, sonunda bunca servetiyle yerin dibine batışına da (yoksullara ilgisiz kalan) servet sahiplerinin dikkatlerini çekmiş...
Onca varlığına rağmen yoksullara el uzatmayan Kârun'a bir gün Hz.Musa:
'Rabbimiz kimi insanları varlıkla kimini de yoklukla imtihan eder. Senin imtihanın da varlıkla oluyor. Sakın çevrendeki yoksullara ilgisiz kalmayasın' uyarısında bulununca o
'Ben bu serveti kendi emeğimle kazandım, yoksula yardım etmek borcunda değilim! ' diyerek de sefalet içinde inleyenlere ilgisiz kalmaya devam etmişti.
Hz. Musa'nın yine de onu hırsıyla baş başa bırakmayıp ikazlarını sürdürmesinden rahatsızlık duymaya başlayan Kârun, O'nu halkın gözünden düşürüp de etkisiz hale getirmek için bir komplo hazırlar. Ona iftira etmesi için bir kadın tutar. Hz. Musa, büyük bir kalabalığın içinde vaaz verirken ayağa kalkıp konuşmaya başlayan kadın:
'Ey insanlar beni dinleyin! ' diyerek herkesi kendine baktırır, ama söyleyeceği sözün gerisini getiremez ve gözleri yaşlarla dolu, gerçeği anlatmaya başlar:
'Kârun bana, Musa'ya iftira etmem için bir kese dolusu altın verdi. Gerçi ben kötü bir kadınım ama mâsum bir insana, hele Allah'ın Peygamber'ine iftira edecek kadar da adi değilim. İşte bana verdiği...' diyerek ortaya attığı kesenin ağzı açılır, içindeki altınlar da ortaya saçılır.
Kârun'un işi peygambere iftiraya kadar vardırışı, Allah'ın (cc) gayretine dokunur. Duasını kabul edeceğini bildirdiği Hz. Musa da ellerini açıp şöyle dua eder:
'Ya Rab, kendisine ikram edilen bunca servetin gereğini yerine getirmeyip de işi senin peygamberine iftiraya kadar götüren Kârun'a layık olduğunu ver; ki vereceğin bu ceza, kendinden sonra gelecek -yoksullara yardım etmeyen- tüm zenginlere de ibret olsun! '
Merkezi tam da Karun'un çiftliği olan dehşetli bir deprem olur. Öyle bir deprem ki: ortasından yarılan toprak Kârun'u malıyla, mülküyle, çiftlikteki tüm varlığıyla yerin dibine aşağı çeker. Ölüme yuvarlanan Kârun'un son feryadı
'Ya Musa! beni kurtar, yoksullara fazlasıyla yardımda bulunacağım'dır.
Artık çok geçtir.
Kârun, o çok sevdiği servetinin altında kalarak boğulmuş, serveti -kendisiyle beraber- yerin dibine batmış, evinin yerinde devasa bir krater oluşmuştur. Olay öyle tüyler ürperticidir ki, günlerce şehirdeki insanların ağzını bıçak açmaz.
Bir gün Rabbimiz yine de Hz. Musa'ya: 'Eğer o yerin dibine aşağı batıp giderken 'Ya Musa! ' diye kulumu değil de, 'Ya Rab! ' diye beni yardıma çağırsaydı yine de onun cezasını erteler, mühlet verirdim' diye buyurur.
Dün Karun'un yerinde olmak isteyen insanlar, onun yerin dibine aşağı batışını gözleriyle gördükten sonra artık, 'İyi ki Karun gibi zengin değiliz' diyerek hallerine şükrettiler. Ve bu olaydan sonra yoksula yardım etmeyen servet sahiplerini de 'Karun gibi zengin adam' diye tarif etmeye başladılar.
titanic
27.05.2009 - 13:52Büyük lokma ye, büyük söz konuşma.
' Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz ' diyerek gemiyi öven insanlara karşılık, gayreti ilahiye dokunmasından olacak ki, buzdağına çarparak günümüze kadar uzanan ibretlik ve bir o kadar acı bir hikaye.
zeynep değirmencioğlu
27.05.2009 - 13:42Elinde piknik sepeti, veya bir demet çiçek ile bütün mahalleyi arkasında toplayarak genç, yaşlı, çoluk çocuk demeden ' Hayat Sevince Güzel ' şarkısını rıhtım boyu söyleyen, 60'lı ve 70'li Yılların Ayşeciği, zamanımızın ise Ayşe Teyzesi olduğundan emin olduğum sanatçımız..
ateist
27.05.2009 - 10:29Mevlanın kapısına gelip, ısrarla kapıyı çalan gördümde, boynu bükük bir vaziyette geriye döneni görmedim...
İnkar için vermiş olduğu mücadelenin %10'luk kısmını imanını kurtarma mücadelesi için vermiş olsalardı, kendilerine nasıl kapıların açılacağını mevladan başka kimse bilemezdi.
namaz
27.05.2009 - 10:19Her yaşın ayrı bir özelliği vardır ama,
Gençlik zamanında kılınanı daha makbuldür....
Yağmura Kafa Tutan Küp Şeker
27.05.2009 - 10:04Ne kadar kafa tutarsan tut..
Şerbet olacaksın sonunda..
Mahalle Baskısı
27.05.2009 - 10:00Ne uygulayanına rast geldim, ne maruz kalanına..
Göbeğini kaşıyan adam furyasından sonra ortalığa atılan yeni bir gündem maddesi.
Müslüman mahallesinde salyangozuna rağbet edilmeyen kişilerin yavuz hırsız rolünü üstlenmesidir tahminen..
var mısın yok musun
27.05.2009 - 09:54Emek ve çalışmanın kaybolmaya yüz tuttuğu devrimizde, gençlerin zengin olmak için birbirleri ile kıyasıya rekabet ettiği üzülerek izlediğim tv programlarından bir tanesi..
Hayatını kutudan çıkacak olan paraya endeksleyen insanlar ve onları alkışlarla izleyen boş insanlar..
hayyam garipoğlu
27.05.2009 - 09:49Satanist, katil, bir genç kızın cesedini çöpe atacak kadar alçalan Cem Garipoğlu denilen insan bozmasının amcası..
Şu anda hangi ülkededir bilinmez, ama Tek istediğim bir genç kızı öldürüp, ailesini yasa boğan bu zengin evladının (!) bir an önce yakalanıp, en ağır cezayı alması...
fahişe
26.05.2009 - 17:34Musalla taşına bir kadın konulur ve imama bu kadının hayat kadını olduğu hatırlatılır..
Cemaatten bir kaçının sesleri yükselmeye başlar, bu kadının cenaze namazı kılınmaz diye
Ve hoca bu seslerini yükselten kişilere şu cevabı verir..
-Bu kadınla beraber olanların cenaze namazlarınıda kıldırmazsanız, tamam o zaman bu kadınında cenaze namazını kılmayalım.
-İğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batırmak dileğiyle..
Allah kendilerini düşmüş olduğu bataklıktan kurtarır inşallah...
reenkarnasyon
26.05.2009 - 17:17Ruhun bedeni terkettikten sonra başka bir bedende hayat bulması, yıllardır tartışılır durur..
Birisi kalkar - Ben bundan önceki hayatımda Roma Prensesiydim- der ve ortalık allak bullak olur..
Bu tezi bize sunan düşünürlerimize minnettarız, bundan sonraki hayatımda kral olarak dünyaya gelmeye çalışacam.. :)
ümit meriç
26.05.2009 - 17:13Bütün güzellikleri bünyesinde barındıran bir İstanbul hanımefendisi..
İçinin güzelliği yüzüne aksetmiş, sorulan sorulara o kadar güzel cevaplar veriyor ki, ikinci bir soru sormaya gereksinim kalmıyor..
Allah yetiştirenlerden razı olsun...
mafya
26.05.2009 - 17:07İtalya'ya bile ders verebiliriz bu konuda,
Yurdum insanı farkında olmadan bağrında dev bir mafya oluşturmuş ki, aziz milletimiz bile ' vay be bizde ne cevherler varmış ' demekten kendisini alamamıştır.
Kazılmadık toprak, dibine ulaşılmamış kuyu kalmadı, mafya değil, mezarcı desen yeridir bunlara, ha babam kazma kürek işleri.
Aziz milletimizin canı sağolsun, bizde bu billurluk dururken biz daha çok köstebek gibi toprak kazar dururuz.
sadaka
26.05.2009 - 17:01Az sadaka çok belayı def eder..
Sadaka kötü ölümlere manidir..
ve Sosyal olarak insanların dayanışma ve yardımlaşma duygularını artırır..
Saça düşen ilk aklar
26.05.2009 - 10:22Üstümde gezdiğin yeter
Gel artık aşağıya...../..Der gibi...
edep
26.05.2009 - 09:41Edep ile gelen
Lütuf ile döner
enteresan diyaloglar
26.05.2009 - 09:38Bekar arkadaşın üzerine konan bir sinek sebebiyle oluşan diyalog;
- Sinek bekara konarmış!
- Doğru sen bekarken kokundan yanına yanaşılmıyordu..! ! :P
paris hilton
25.05.2009 - 17:55' Salağım ama para bende ' sözünün versiyonu...
vahşi batı
25.05.2009 - 16:39Batıya yakışır bir terim...VAHŞİ...
Profları durmadan Osmanlı Hanedanını inceleyerek, mesth olurlarken, bizlere barbar yakıştırmasını yapmaya çalışan sözüm ona çakma proflarımız nerelerdeler acaba..
Toplam 224 mesaj bulundu