Ferda Ekmekyapar Parla Adlı Antoloji.com Üyes ...

❤ Mutlu ❤ Huzurlu ❤ Bir❤ Yıl ❤ Olsun❤ ღ
ღ ❤ ╚ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ೋ ღ ❤ ღ ೋ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ═ ❤ ღ
Güne iyi başla,
Üzgün olma,
Nefret etme,
Aşkı yaşa,
Yaşamı sev,
Dünü unut,
Işığını yansıt,
Ne olursa olsun gülmeyi unutma... diyerek güzel bir gün ve yeni yaşın sana sağlıklı mutlu vede sevdiklerinle birlikte neşe içinde olması dileğimle

Doğum Gününüzü Can-ı Gönülden Kutlar sağlık,sıhhat, huzur ve mutluluk dolu nice nice yıllar dilerim.
Sevgi, Saygı ve Muhabbetle

SAYGI KAYIĞINA BİNMEDEN SEVGİ DENİZİ GEÇİLMEZ
Günaydın Hayirli sabahlar :-) 
Doğum Gününüzü Can-ı Gönülden Kutlar sağlık,sıhhat, huzur ve mutluluk dolu nice nice yıllar dilerim.
Sevgi, Saygı ve Muhabbetle

İ.y.i.k.i D.O.Ğ.D.U.N

İ yiki doğdun be arkadaş
Y ıllardan biri daha, eskidi şimdi sende
İ çinde yaşadığın bu dünya,senin şimdi
K abline neşeler veren dostun kimdi
İ ilk sevda gibi bugün sevincin
D oğum günün kutlu olsun,senin için gökten melekler indi
O kyanuslar kadar engin yüreğin
G önül dostlarınla birlikte kalsın
D ün bir yaş daha gençken yaşamda
U fuklarda özgürce gezerken,sevincini herkes paylaşsın
N ur doğsun yeni yaş yüzüne,bu akşam
C an gelsin yarınların için özüne
A adını tarihe yazalım gel birlikte
N ey sesleri eşliğinde. o muhteşem gözüne
……………………iyiki doğdun be arkadaş.
……………………doğum günün kutlu olsun


BUGÜN DOĞUM GÜNÜNÜZ..NİCE YILLARA EFENDİM..
RBBİM UFKUNUZU AYDINLIK,ETSİN.

ASİLL HANFENDİYE SAYGIALRIMLA.

Utanmalarımdan Gaybana

Bir sessizliğin gölgesine sığınmıştı,
narin bakışlı Deniz Kulesi dinledi beni.
Gözlerinin derinliginde kaybolduğum an
dinledi hemde hiç utanmadan...
Saltanat kayığı yelken açmışken sana
Kız Kulesi tercümanlık yaparak anlattı herseyi İstanbula.
Bense utanmalarımdan Gaybana..
Boğuldum anlatamamanın anlamsızlığında,
Oysaki ben boğazların sularından yudumlayıp sevdaları,
surlarından kopartarak cesareti bir akşam vakti
Ayazlara Sarmalayıp Yüregimi Verecektim Ellerine...
Sessizce ve korku İle...!

Haydar Altıntaş

Allahım!
Sen zayıf düşmüşlerin Rabbisin, Rabbimsin. kendimi sana emanet ediyorum,sevdiklerimi sana emanet ediyorum Ya Rab Senin lütfun merhametin sonsuzdur. Gazabının üzerime inmesinden, yahut hoşnutsuzluğundan, karanlıkları aydınlatan, dünyanın ve âhiretin düzenini sağlayan Vechinin nuruna sığınırım, razı ol benden Ya Rab! ...

Allahım!
herşey Senin elinde, bütün işlerim Sana râci, ahvâlim Senden gizli değil, tasalarım ve hüzünlerim Sence malum. Bütün işlerimi hal ve hareketlerimi hayreyle, ey Kendisine döneceğim', ey sır­rımın fısıltılarını ve alenî hitabımı işiten ve bilen, emelimin mahiyeti­ni ve dönüşümün hakikatini bilen Zat!

İlâhî!
Sana arzediyorum kederimi ve hüznümü ve şika­yetlerimi, Senden umuyorum sıkıntılarımı gidermeni, iltica yalnız Sana' dır. Yardım yalnız Sen'den gelir, ey bütün sırlarımı bilen Zat!

İlâhî!
Kapın isteyenlere açık, senin fazlın sınırsız, şikayet­ler ve dilekler yalnız Sana varıp dayanır.

İlâhî!
merhamet et, ey hallerin Kendisine arzedildiği, ey sırları ve gizli konuşmaları bilen, ey işiten ve gören ve ey en yüce, ey yeryüzünün ve göğün Rabbi, en güzel isimlerin sahibi, ey devam ve beka sahibi!

Yâ Rabbî!

Dile getirdiğim, getiremediğim bütün dualarımı, niyazlarımı kabul eyle
Efendimize, onun âl ve ashâbına sonsuz salât ve selam eyle.......
AMİN..

Merhametsiz kış sabahlarından önce herkesin, ayaklarını ısıtmak için birine ihtiyacı vardır.
Kış aslında iki kişilik bir mevsimdir.
Uyku kokan yorganlar, birbirine karışan rüyalar, sayıklamalarla uyandırdığın biri ve onun gecenin ortasında gülen yüzü…
Bu, sokulmanın mevsimi. Eskiden pazarlarda satılan civcivler gibi, kemikler, eklemler birbirine geçmeli.

Kış: bir insanın başka bir insan için yapıldığının delili!

bensiz kalma aşkım geldim gayrı....

Sen gideli kaç saat oldu? Kaç gün geçti..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..

Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor. Seni sevmek bir sonsuzluk gibi büyüyor içimde. Haftanın her gününe, geçen her saate senin adını verdim. Senin adınla başlıyor mevsimler, yıllar sen varsan içinde, geçerli...

Özlem bir yağmur gibi yağıyor üstüme. Damlalar yüreğime vuruyor. Gecenin karanlığında bir başınayım.Uykularım bölük pörçük. Bütün rüyalarımda sen.. gözlerim kapanır kapanmaz gözlerin yaklaşıyor. Sonra bir rüzgar alıp seni, benden uzaklara götürüyor.

Geceler boyu sabahlayıp uğruna, boşluğa düştüğüm sevdiğim, bitanem, gözbebeğim.. Yüreğimden mühürlendim sana.. Şiirler havalanıyor kuşlar gibi, şarkılar ağlıyor yokluğuna.. Sevgilim hayatı sende buldum ben, tükenirsem sen tüketirsin beni.

Yoksun, gittin, tek başına koydun... Bu nasıl bir özlemdir, kendi gövdem ateşten bir gömlek.. yanıyorum..Yetti artık, yetiş n'olur dayanamıyorum.

'Kasabalarda hayat, bozkırın ortasında sürdürülen yolculuklara benzer. Her tepenin ardında 'yeni ve farklı bir şey' çıkacakmış duygusu ama her zaman birbirine benzeyen, incelen, kıvrılan, kaybolan veya uzayan tek düze yollar.'

benbenim:


Guzel arkadaslarim bir sekilde burdaysaniz ve bu yaziyi okumaktaysaniz kendi yolculugunuza cikmissiniz demektir.

Bu yolculuktaki en onemli sey Guvenmektir.

Ruhunuzun onunuze koydugu seye guvenmek.

İnsan gozlerinize ne kadar farkli gorunurse, ne kadar tuhaf gorunurse gorunsun guven duymak.

Ve yurumeye devam etmek.

Guvenmek muazzam bir meseledir.

Siz nekadar guvenirseniz, kapilar da o kadar sizin icin acilacaktir.

Gunluk yasamlarinizi hernasilsa yasiyorsunuz, onu yasamakta uzmansiniz, onun getirdikleriyle hersekilde siz ugrasacak ve bu deneyimlerden gececeksiniz.

Burda onemli olan surup gitmekde olan gunluk yasamlariniza degil, diger deneyimlerinize, ruhunuza, sizin icin yeni olan cokboyutlu deneyimlerinize,ruyalariniza, ruhsalliginiza odaklanmanizdir.

Bu gruplarda oldugunuza gore herbiriniz spirituellikle ilgilendinizki buradasiniz.

Icinizdeki o harika seye odaklanmak ve orada genislemek yolculugunuzu daha eglenceli yapacaktir hemde sizi cok daha fazla genisletecektir.

belkide zaten birkac yil sonra sunada size cok onemli gorunen gunluk yasamala ilgili seyler kendiliginden yerini digerlerine birakmis olacak.

Siz bunun icin simdi kendinize guvenebilirmisiniz?

4-5 yil sonrasini beklemeden simdi, o icinizde oldugunu cok iyi bildiginiz, zaten deneyimlemeye basladiginiz, ruyalarinizda gordugunuz,cocuklar inizdan size yansiyan seye simdi guvenebilirmisiniz.

Asil onemli olanin o oldugunu anlayabilir ve digerinin bir iluzyon oldugunu ve zaten dagilip gidecegini simdi gorebilirmisiniz.

Su anda harika bir kadinla calisiyorum ve onu burda onurlandirmak istiyorum, kendini tanimsiz bir calismaya boylesine acabildigi ve ruhuna
teslim olabildigi icin.

Bunu sizinle niye paylasiyorum, cok basit birseyi hatirlatmak icin

O boyle teslim oldugunda tabiki tum kapilar ilk elden ona acilir ve tum enerjiler ona hizmet eder.

(birkac gun once kryon ile gece sabaha kadar ruyamda calistim ve yenilenme tapinagini yaplandirdik, kryon bilmeyenler icin DNA ile calisir, eskiden lemuryada yawee ismini verdigimiz biri- su anda bir doktor var, o zamanlarda yenilenme tapinaklarini o yapmis ve hepimiz oralara bayilirmisiz, onun adina sarkilar yazarmisiz, o da su anda dunyada yasiyor ve kryonun usa daki ekibinde calisiyor)

Bu yere ilk gidenlerden biri calistigim kisi oldu ve orada bedeninin icsel saatini-yaslanmasin i durdurduk.

bu size su anda inanilmaz gorunebilir, peki 30 yil sonra tekrar konusalim ve sizler yuzumuze bakin ve hala ayni yasta gorundugumuzu gorun.(zaman gercekten bir iluzyondur,bizler lineer zamandan kozmik zamana geciyoruz ve cok yakinda hepimiz bunun ne demek oldugunu hem anlayacak hemde deneyimleyecegiz)

Siz ruhunuza kosulsuz guvendiginizde tabiki tum kapilar sizin icin acilir.

Nerede, nasil kosullar altinda olursaniz olun, kim oldugunuzu saniyor olursaniz olun..

kendinizi gercekten kesfetme secimini yaptiginizda kesfedersiniz, bunun olmamasina imkan yoktur.

tum olan size soyle der ' arzunuz emirdir '

ve oyledir

Şimdi lütfen yavaşça ve tatlı bir gülümsemeyle geriye doğru yaslanın, gevşeyin ve var olmanın tadını hissetmeye çalışın. İyi ki varsınız, iyi ki hepimiz varız.

Bu boyutta (bireysel) evrim yolculuğumuz daha çok sevgi, daha az korku ve nefretle dolu olsun!

Siz... (şu anda bu yazıyı) okurken inanılmaz bir hızla evren genişliyor ve hareke...t ediyor, onun içinde Dünya dönüyor ve hareket ediyor, onun da içinde biz hareket ediyoruz.


Hepimize İYİ YOLCULUKLAR! ! ! ! ! ! ! .......

'Kazandıklarımla kaybettiklerimi ayrıştıralı çok oldu...Uğruna canımı verdiğim insanların sırası değişti bende...Susmuyorum artık, herşeyimi sıfırladığım günlerde kim varsa yanımda odur benim canım.Benim kıyamadığım değil, bana kıyamayanlar değerli BENDE...

Sevgili Dost!

Bu sabah kuş sesleriyle uyandım. Ne güzel değil mi? Hayır, güzel değil! Açık penceremden ok gibi dalıp yastığıma saplanan karga sesleriydi.

Kuş sesleri dediğimde aklına asla karganın gelmediğini biliyorum. Bu, karganın da bir kuş türü olduğunu bilmeyişinden değil, karganın türünün en önemli özelliği olan güzel bir ötüşten mahrum oluşundan elbette. Yüzümü yıkarken acaba diyordum; acaba türümüzün en önemli özelliklerini taşıyor muyuz? Hareketlerimiz ve sözlerimiz nerelere saplanıyor? Acaba 'insan' denince hatırlanıyor muyuz?

Kötüler atik, iyiler pısırıktır.Etrafınıza bakın,en heyecan verici, en eğlenceli insanlar hep sahtekarlardır. Çünkü sahtekar sempatik olmak zorundadır. İyinin böyle bir mecburiyeti yoktur. İyi sıkıcıdır. Kadınlar “iyiler” e değil, güvenilmez erkeklere aşık olur. Bu yüzden zaten aşk denen altüst oluşla ancak bir üçkağıtçı başa çıkabilir.
Aşkın tadını çıkaramaz iyiler. Onlar sarılıp sessiz bir uzanmayı aşk zanneder. Tekdüzedirler. Yavaştırlar. Kadınlar da dertlerini onlarla paylaşır ama gidip bir güvenilmezle sevişirler. Tutku kötülerin işidir. Sessiz ve efendi bir insan cümlesiyle tanımlanan bir iyilik kolaydır. Sahtekârlık daha zordur, maharet ister...

-: beni artık sevmiyorsun, öyle mi?
-: ya seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum.. hani eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin, yeşil gevrek bir tadı vardı. seni güldürmenin tadı damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı.. yani bişey olduğu vakit, ilk bunu koşayım gideyim, o'na söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu.
-: şimdi n'oldu peki?
-:bilmiyorum, bilmiyorum.. kalbim bir kuyunun dibindeki suda nefes almaya çalışan bir gariban.yukarı tırmanmaya çalışıyor..ama ne yapsın? kuyunun duvarları düz..kuyunun duvarları ıslak....

Eskiden derdim ki; İnsanın başına gelebilecek en kötü şey, bir gün 'yapayalnız kalmasıdır' Öğrendim ki; Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şey: 'Yapayalnız hissetmesine neden olan insanlarla yaşamasıdır.

Yaratanın adıyla başlarım. Eşlik edebilse keşke kaleme gözyaşlarım. Hep kendimden var olan tüm kaçışlarım. Hep benden çıkmada tüm yanlışlıklarım. Âkıbetimden her geçen gün daha çok korkmaktayım. Samimi bir damla gözyaşı için sızlasın içim sızım sızım. Benim eksik olan yanım kaybetmiş olduğum aslım…
'sûz-i dil'

GÜLÜŞLERİMDEN ÖPEREK UYANDIR BENİ... Tanyeri ağarırken çiğ taneleri üzerinden şavkını paylaştırdığı zamanlardan sesleniyorum sana

Biliyormusun tanıtım yazında bahsettiğin sincap aslında bizlerden daha özgür daha mutlu daha içten ve sevgiside bir o kadar pürüzsüz ve saf aslında. Ruhları ve beyinleri bencilliğe, zevke, hırsa boğulmuş biz insanların sevgilerine bile riyakarlık bulaşmış.