ey mavi gökyüzünün pusu / özgür kuşların oğlu güne yoldaş bana eş mektupların bağrından çıkarken mi buruştu avuçlarında hanımeli kokmuyor serin bahçelerin ben Pîrâye! feverana kapılıp da bırakmadım seni
dinle beni sen duy beni efkâr-ı esrar mektup düşer, ben düşerim, şiir düşer geceye...
ey zaman bu nasıl hız böyle yine hangi koşudan kalmışsın kan/ter içinde nerdesin acı yel / kovan hayatın ibresine akrebin zehri mi bulaştı ah! bu yüreğimin kuytularında kaç ceylan öldürdün böyle kendimden geçecek kadar öfkelendiğim anlardayım başım ağır, göz kapaklarımda tonlar şiddetimin renginde büyüyor içimde kan davaları eylem yeri yüreğim mahpusun kadınları göz suyunda kayarken yıldızlar kafesteki vurgun kuşlar kadar özgür mü ne kavgası ne direnişler aşk yanığı hiç bir şeye benzemiyor değil mi sonsuz gam mühürledim onunla gönlüme
ben Pîrâye! feverana kapılıp da bırakmadım onu gitme dedim maviliklerin derinlerine gitme gitme dedim bu atlar ezelden rüzgâr kan / atlı gitme dedim ayaklarında demir lâleler gitme dedim ben dedikçe can attı gitti...gözden alıp, gönlünde ıraklara attı beni ondan kaldı yüreğimde bu son şarapnel parçası sessizliğin uzattığı gecelerde şimdi vefam acıtıyor ne kubbe kalıyor bende ne mihrap üstüne mihrap bir yokluğun içinde soldu çıtkırıldım hanımelleri hangi gün gitmiş de aynısıyla gelebilmiş ki yerine her susmak içimden bir ölüm kusmaktır şimdi gitme dedim gitme bu atlar ezelden rüzgar kan / atlı kal dedim sadece kal kal da dudaklarından anlamlı bir zafer bağışla gidişiydi aynı anda içimi ezerek geçti ölüm ben gitme dedim o rüzgar gibi can/attı rüzgar kan / atlı
can düşer, ben düşerim, kanım düşer geceye...
ben Pîrâye! feverana kapılıp da bırakmadım onu har vurdukça ateş yandı korladım dem vurdukça yandı yürek köreldim hadi vur kalem, vur! .. yine vur acımın üstüne yüksünmeden taşıdım / taşırdım da harlı sevdayı ecel aman verseydi can baş üstüne ben bekledim hep bekledim alnımdan yüzüme dökülür oldu ölümcül dolun ayın kızıl ter taneleri..
ucu kıvrık mektuplar ve matem elbisem üzerimde siyah tüllerini çektim mâbedimin bilirim yeni değil mecburi hudutsuz aşklara yelken açanlar bir meçhûlden gelir bir meçhûle kaçar gitme dedim gitme her ışık güneş değil kara geceye eşti gitme dedim gitme can / attı bu atlar ki ezelden rüzgar kan / atlı
dinle beni sen duy beni efkarı esrar aşk düşer, ben düşerim, sözüm düşer geceye...
ben Pîrâye! feverana kapılıp da bırakmadım onu mahpusun karısı ben hanımeli kestim kızıl saçlarımı boyadım siyaha üç dilek hakkım varsa üçünde de oydu demeyin sakın inanmama cürrettini göster deyip de sıkıntılandırmayın beni acı acı güldürmeyin, söyletmeyin batar mı su yüzüne çıkan gerçekler biri yüreğimde, iki de gözüm var benim gördüm orada duruyordu saadetimi çalan münevver
söylesenize, yalan mıydı aşk şairlerin en büyük aşkla yazdığı şiirler kadar göz düşer, ben düşerim, gönül düşer geceye...
ne yapsam yanlış ne söylesem yanlış olur kalp sancısı ben Pîrâye! feverana kapılıp da bırakmadım onu vur kalem vur, yine vur acımın üstüne yıkılsa da dünya taş taş üstüme yüksünmeden taşırdım / taşıdım da harlı sevdayı ecel aman verseydi can baş üstüme
ama dönemezdim... ben bir mezar gördüm avuçlarında şiir düştü, ben düştüm, ölüm düştü geceye...
Ben Pîrâye
ey mavi gökyüzünün pusu / özgür kuşların oğlu
güne yoldaş bana eş
mektupların
bağrından çıkarken mi buruştu avuçlarında
hanımeli kokmuyor serin bahçelerin
ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım seni
dinle beni
sen duy beni efkâr-ı esrar
mektup düşer, ben düşerim, şiir düşer geceye...
ey zaman bu nasıl hız böyle
yine hangi koşudan kalmışsın kan/ter içinde
nerdesin acı yel / kovan
hayatın ibresine akrebin zehri mi bulaştı
ah! bu yüreğimin kuytularında kaç ceylan öldürdün böyle
kendimden geçecek kadar öfkelendiğim anlardayım
başım ağır, göz kapaklarımda tonlar
şiddetimin renginde büyüyor içimde kan davaları
eylem yeri yüreğim
mahpusun kadınları
göz suyunda kayarken yıldızlar
kafesteki vurgun kuşlar kadar özgür mü
ne kavgası ne direnişler
aşk yanığı hiç bir şeye benzemiyor değil mi
sonsuz gam mühürledim onunla gönlüme
ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
gitme dedim maviliklerin derinlerine gitme
gitme dedim bu atlar ezelden rüzgâr kan / atlı
gitme dedim ayaklarında demir lâleler
gitme dedim ben dedikçe can attı
gitti...gözden alıp, gönlünde ıraklara attı beni
ondan kaldı yüreğimde bu son şarapnel parçası
sessizliğin uzattığı gecelerde şimdi vefam acıtıyor
ne kubbe kalıyor bende ne mihrap üstüne mihrap
bir yokluğun içinde soldu çıtkırıldım hanımelleri
hangi gün gitmiş de aynısıyla gelebilmiş ki yerine
her susmak içimden bir ölüm kusmaktır şimdi
gitme dedim gitme bu atlar ezelden rüzgar kan / atlı
kal dedim sadece kal
kal da dudaklarından anlamlı bir zafer bağışla
gidişiydi aynı anda içimi ezerek geçti ölüm
ben gitme dedim o rüzgar gibi can/attı
rüzgar kan / atlı
can düşer, ben düşerim, kanım düşer geceye...
ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
har vurdukça ateş yandı korladım
dem vurdukça yandı yürek köreldim
hadi vur kalem, vur! .. yine vur acımın üstüne
yüksünmeden taşıdım / taşırdım da harlı sevdayı
ecel aman verseydi can baş üstüne
ben bekledim hep bekledim
alnımdan yüzüme dökülür oldu
ölümcül dolun ayın kızıl ter taneleri..
ucu kıvrık mektuplar ve matem elbisem üzerimde
siyah tüllerini çektim mâbedimin
bilirim yeni değil mecburi
hudutsuz aşklara yelken açanlar
bir meçhûlden gelir bir meçhûle kaçar
gitme dedim gitme
her ışık güneş değil kara geceye eşti
gitme dedim gitme can / attı
bu atlar ki ezelden rüzgar kan / atlı
dinle beni
sen duy beni efkarı esrar
aşk düşer, ben düşerim, sözüm düşer geceye...
ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
mahpusun karısı ben hanımeli
kestim kızıl saçlarımı boyadım siyaha
üç dilek hakkım varsa üçünde de oydu
demeyin sakın inanmama cürrettini göster
deyip de sıkıntılandırmayın beni
acı acı güldürmeyin, söyletmeyin
batar mı su yüzüne çıkan gerçekler
biri yüreğimde, iki de gözüm var benim
gördüm orada duruyordu saadetimi çalan münevver
söylesenize, yalan mıydı aşk
şairlerin en büyük aşkla yazdığı şiirler kadar
göz düşer, ben düşerim, gönül düşer geceye...
ne yapsam yanlış ne söylesem yanlış olur
kalp sancısı ben Pîrâye!
feverana kapılıp da bırakmadım onu
vur kalem vur, yine vur acımın üstüne
yıkılsa da dünya taş taş üstüme
yüksünmeden taşırdım / taşıdım da harlı sevdayı
ecel aman verseydi can baş üstüme
ama dönemezdim...
ben bir mezar gördüm avuçlarında
şiir düştü, ben düştüm, ölüm düştü geceye...
ben Pîrâye!
Esra Kaya