duyguları mı dinlemeli, yoksa doğruları mı ?
yapmak istenilen mi yapılmalı , yoksa yapılması gerekenler mi ?
duyguların cazibesi ile doğruların vazgeçilmezliği aynı noktada buluşsun istenir de
fakat bu, ne mümkündür..
ömür boyu içimizde yaşadığımız kahredici ama bir o kadar da ihtişamlı
ve galibi olmayan bir savaştır bu…
körümüz var, sağırımız var. matrağımız var, somurtkanımız var…
ve de hala iki satırlık söylenmemiş sözümüz var..
ya acaba gene sancılı bir akşam mı kuşatacak benliğimizi..
aahh hangi ‘’düş ixsirini’’ içsek de şifa bulsak..
yahut ne düşü?
kuru çay neyimize yetmiyor diyip, mütevaziliği mi seçsek :))
istanbul, ne içinde ne dışında olduğumuz..silüetine kayıtlı kaldığımız şehr-i âlimiz..
içindeyken nefes aldırmayan, dışındayken hayâli zihinleri bırakmayan şehir....
lâkin, içimizde hiç sönmeyen bir volkandır bursa aşkı :)
Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin.
Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından uçan.
her insanın yaşamında inişler ve çıkışlar olur..
aslında inmek de bizim elimizdedir, çıkmak da..
hayat merdiveninde inmek çok kolaydır, nihayet yuvarlanır düşersin..
amaa çıkmak için ,yürekten inanmak ve istemek ve ciddi zorluklarla baş edebilmek gerekir..
Mutluluk bir açıdan kişinin içinde sağladığı iç barış, iç dengedir.
Gerçek ihtiyaçlarının farkında olan, elindekilerle yetinebilen insan başına ne gelirse gelsin mutsuz olmaz.
O kişi, her seferinde mutlu olacak bir şey bulacaktır. Bu kişinin bir tarafta ihtiyaçları, umutları, öbür tarafta imkanları arasındaki denge her zaman aynı olacaktır.
İhtiyaçları ve umutlarını imkanlarına göre değiştiren kişiyi kim üzebilir ki.
vapura vuran her dalga aslında seni taşısın bana, eminönünden üsküdar’a geçerken..
kız kulesi boynunu bükmüş, biz yokuz diye..
el ele birlikte turlamalıyız üsküdarı..
fethi paşa korusunun yokuşlarında ket nefes kalsak ta sevincimizi yansıtmalıyız yarı yeşil, yarı sarı yapraklara..
vee çaylarımızı içerken boğaza karşı, gözlerindeki ışıltı sirayet etmeli ruhumun derinliklerine..
balcalı kampüsten barajı seyrederken mis gibi çam havasını içime içime çekmek..
akıl havai, hayaller pembe, düşünceler şen..
barajın maviliğinin ruhlara da yansıması, acemi adımlar..
vee dillerde sezen’in adı bende saklısı..
e iştee, geçmiş zaman olur ki hayali bile cihan değer..
Kalbine iyi bak sevgili sûfî…
Kalp ki maddeden öte mânâ, dikenden öte gül-i rânâ…
Sula sevgili sûfî, sula
Kan nehirleri arasında kalan kalp vadisini istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yoklukla sula
Sonrası bekâ…
Sonrası sıla.....
şehirleri sadece bina yığınlarından ibaret mi sanırız..?
var onların da kendilerine göre ruhları, duyguları..
şehirlerdir kii maziyi, müstakbel an-ları ve geleceği yaşatır bize.
Kahire’nin avazında göz yaşı dökerken, Cordoba’da gemileri yakar, Bağdat’da gül kokusundan mest olur, Bursa’da hüzün ve sevinci aynı anda yaşar...
yürürüz tarihin ayak izlerinde yeniden, İstanbul’un asaletinde..
Gıcık ya da sempatik olmak.. kime göre / neye göre?
Boş ver diyip kaale almamak mümkün, klavyenin buna itirazı yok..
Her şeyi anlamlandırmamalı belki de. hem gardımızı almaya da gerek yok..
Konuşmayı henüz sökememiş çocuk gibi ağzı laf dolu olsa da iyidir iyii..
kafadengidir, kibar ve naziktir her dem. :)))
Amaa bu hali bile tek ayak üstünde durmak cezasını kaldırmayacak :)))
ne dediysen öyledir bildik…
ne söylediysen doğrudur dedik.
mükemmel olmanın kolaylığını sana bırakıp, biz sıradanlığın zorluğunu seçtik :)
zamansızlık senin,
mekansızlık bizim olsun dedik :)
Dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluğumuz.
Öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak…
Ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, yaralayamaz ve kanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar.
Ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır bazen..
şuraya sürekli konuşmak ve sürekli görmek istediğimiz birisini çizelim :P
işte şimdi tanır oldum seni, mor karanfil.. aferin aslına rücû ettin işte, yakıştı vesselam :)
yarım kalan , eksik , belirsiz düşüncelerin ortasında hep gülümseten hoş bir esinti, derin duyguların özlemli birikimi...
aslolan, ‘’hare hare bakışı ‘’ resmedebilmektir belki :)
dehr’in baş döndürücü labirentlerinde mutasyona mı uğradı hem şuurlarmız, hem hayata bakışımız..
kendi kendimize yaptığımız heer kumdan kalenin ,
bir dalga darbesiyle tarumar olduğunu izledikten maâde yeni kaleler yapmak elzem midir, bilmiyorum..
anlam yüklememeyi maharetten saymak gerek belki.. Pp
aslında bana bir eski günlerim lazım, bir de şimdiki aklım.. :)
Kâfi gelir mi yaşanılanları özetlemeye harfler.. Hangi kelimeye sığar bir hayat.. Hangi cümle tam anlatabilir bir ömrü.. Sığmaz, yeterli olmaz, anlatılamaz.. En iyisi..bırak dağınık kalsın.. Hem zaten ne kadar gerekli ki kendini a ...
ikileme düşmek
08.09.2024 - 18:55duyguları mı dinlemeli, yoksa doğruları mı ?
yapmak istenilen mi yapılmalı , yoksa yapılması gerekenler mi ?
duyguların cazibesi ile doğruların vazgeçilmezliği aynı noktada buluşsun istenir de
fakat bu, ne mümkündür..
ömür boyu içimizde yaşadığımız kahredici ama bir o kadar da ihtişamlı
ve galibi olmayan bir savaştır bu…
ne yapmalı ne etmeli
08.09.2024 - 18:53körümüz var, sağırımız var. matrağımız var, somurtkanımız var…
ve de hala iki satırlık söylenmemiş sözümüz var..
ya acaba gene sancılı bir akşam mı kuşatacak benliğimizi..
aahh hangi ‘’düş ixsirini’’ içsek de şifa bulsak..
yahut ne düşü?
kuru çay neyimize yetmiyor diyip, mütevaziliği mi seçsek :))
kaybetmekten korkmak
08.09.2024 - 18:52yoo korkuya gerek yok...
demem o kii , kaybetmek için önce sahip olmak gerek.
neyin sahibiyiz ki ?
zamana yenik düşmek
08.09.2024 - 18:51ah hayat , ah zaman…
sabahlar ve akşamlardır, şu hayatın törpüsü..
içimden şehirler geçiyor
08.09.2024 - 18:49istanbul, ne içinde ne dışında olduğumuz..silüetine kayıtlı kaldığımız şehr-i âlimiz..
içindeyken nefes aldırmayan, dışındayken hayâli zihinleri bırakmayan şehir....
lâkin, içimizde hiç sönmeyen bir volkandır bursa aşkı :)
hasretlik aklıma düştü
08.09.2024 - 18:48Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin.
Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından uçan.
merdiven
08.09.2024 - 18:46her insanın yaşamında inişler ve çıkışlar olur..
aslında inmek de bizim elimizdedir, çıkmak da..
hayat merdiveninde inmek çok kolaydır, nihayet yuvarlanır düşersin..
amaa çıkmak için ,yürekten inanmak ve istemek ve ciddi zorluklarla baş edebilmek gerekir..
ürperti
06.09.2024 - 17:30zıkkım-- zıkkımın kökü-- zıkkımın dibi.. üçlüsünün aşama aşama atağa kalkması ile
yaşanılan ruh halidir kii ..
iyi ki '' zıkkım savar '' zırhımı giymişim :)))
insan
04.09.2024 - 19:05Neyiz biz...
Gerçekte, bir beden ve bir candan müteşekkiliz.
Aksimiz düşerken hayat aynasına,
Gerçek gibi görünürken, aslında bir hayalden ibaretiz..
mutluluk
04.09.2024 - 19:03Mutluluk bir açıdan kişinin içinde sağladığı iç barış, iç dengedir.
Gerçek ihtiyaçlarının farkında olan, elindekilerle yetinebilen insan başına ne gelirse gelsin mutsuz olmaz.
O kişi, her seferinde mutlu olacak bir şey bulacaktır. Bu kişinin bir tarafta ihtiyaçları, umutları, öbür tarafta imkanları arasındaki denge her zaman aynı olacaktır.
İhtiyaçları ve umutlarını imkanlarına göre değiştiren kişiyi kim üzebilir ki.
ruhun bedene yansıması
04.09.2024 - 19:00vapura vuran her dalga aslında seni taşısın bana, eminönünden üsküdar’a geçerken..
kız kulesi boynunu bükmüş, biz yokuz diye..
el ele birlikte turlamalıyız üsküdarı..
fethi paşa korusunun yokuşlarında ket nefes kalsak ta sevincimizi yansıtmalıyız yarı yeşil, yarı sarı yapraklara..
vee çaylarımızı içerken boğaza karşı, gözlerindeki ışıltı sirayet etmeli ruhumun derinliklerine..
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer
04.09.2024 - 18:57balcalı kampüsten barajı seyrederken mis gibi çam havasını içime içime çekmek..
akıl havai, hayaller pembe, düşünceler şen..
barajın maviliğinin ruhlara da yansıması, acemi adımlar..
vee dillerde sezen’in adı bende saklısı..
e iştee, geçmiş zaman olur ki hayali bile cihan değer..
kalp gözü
04.09.2024 - 18:54Kalbine iyi bak sevgili sûfî…
Kalp ki maddeden öte mânâ, dikenden öte gül-i rânâ…
Sula sevgili sûfî, sula
Kan nehirleri arasında kalan kalp vadisini istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yoklukla sula
Sonrası bekâ…
Sonrası sıla.....
fitness
04.09.2024 - 18:53hele de hocası..
insanın içine ‘fitne’ düşüren cinsten :))
şehirlerden bir şehir
04.09.2024 - 18:52şehirleri sadece bina yığınlarından ibaret mi sanırız..?
var onların da kendilerine göre ruhları, duyguları..
şehirlerdir kii maziyi, müstakbel an-ları ve geleceği yaşatır bize.
Kahire’nin avazında göz yaşı dökerken, Cordoba’da gemileri yakar, Bağdat’da gül kokusundan mest olur, Bursa’da hüzün ve sevinci aynı anda yaşar...
yürürüz tarihin ayak izlerinde yeniden, İstanbul’un asaletinde..
disiplin cezası
04.09.2024 - 18:50Gıcık ya da sempatik olmak.. kime göre / neye göre?
Boş ver diyip kaale almamak mümkün, klavyenin buna itirazı yok..
Her şeyi anlamlandırmamalı belki de. hem gardımızı almaya da gerek yok..
Konuşmayı henüz sökememiş çocuk gibi ağzı laf dolu olsa da iyidir iyii..
kafadengidir, kibar ve naziktir her dem. :)))
Amaa bu hali bile tek ayak üstünde durmak cezasını kaldırmayacak :)))
hayal kurmak
04.09.2024 - 18:47insanın, özgürlüğünü ‘tam manasıyla’ kullanabildiği tek konudur belki…
Antolojide arayıp ta bulamadığınız
04.09.2024 - 18:46‘’o köşe '' sakini.. şeeyy bir süredir kendisinden haber alamadım da…
hissediliyor yokluğuu :)
sizde bir türlü bizde bir türlü
04.09.2024 - 18:44ne dediysen öyledir bildik…
ne söylediysen doğrudur dedik.
mükemmel olmanın kolaylığını sana bırakıp, biz sıradanlığın zorluğunu seçtik :)
zamansızlık senin,
mekansızlık bizim olsun dedik :)
suskunluk
04.09.2024 - 18:42Dile getirilmeyen bir öfkedir bazen suskunluğumuz.
Öylesine yaralanmışızdır ki yaralamak isteriz, yüreğini acıtmak ve kanatmak…
Ve biliriz ki hiçbir söz acıtamaz, yaralayamaz ve kanatamaz kimseyi bir suskunluk kadar.
Ve susmak en acımasız, öldürücü silahtır bazen..
birisi
04.09.2024 - 18:40bazen hiç kimse, bazen de hepsi :)
resim
04.09.2024 - 18:38şuraya sürekli konuşmak ve sürekli görmek istediğimiz birisini çizelim :P
işte şimdi tanır oldum seni, mor karanfil.. aferin aslına rücû ettin işte, yakıştı vesselam :)
yarım kalan , eksik , belirsiz düşüncelerin ortasında hep gülümseten hoş bir esinti, derin duyguların özlemli birikimi...
aslolan, ‘’hare hare bakışı ‘’ resmedebilmektir belki :)
fakir
04.09.2024 - 18:37?yoksulları değil, zenginleri doyuramadığımız için 'fakirlik' var..
hayatın getirdikleri
03.09.2024 - 21:21dehr’in baş döndürücü labirentlerinde mutasyona mı uğradı hem şuurlarmız, hem hayata bakışımız..
kendi kendimize yaptığımız heer kumdan kalenin ,
bir dalga darbesiyle tarumar olduğunu izledikten maâde yeni kaleler yapmak elzem midir, bilmiyorum..
anlam yüklememeyi maharetten saymak gerek belki.. Pp
aslında bana bir eski günlerim lazım, bir de şimdiki aklım.. :)
Toplam 284 mesaj bulundu