Daha kaç insan tanımış olmalıydı ki yeterince insan tanımış olmak için..
Kaç kitap okuyunca alim,
Kaç diyar gezince gezgin,
Kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan..
sabah ayazının bıraktığı çiğ tanesiyiz sanki .. acele etmeli yoksa güneşle buhar olup gideceğiz..
aslında ne cennette, ne cehennemdeyiz ,araf'tayız..
güzel bir yolculuktu bana göre, ama sessiz konuşuyorum artık,
sadece anlayabilenlerin dilinden..
Mahallenin boş arsasını kendi malımız gibi kullanan veledlerdik..
Kızlar gibi estetik ip atlamayı bir türlü beceremezdik ama futbolumuza kimse laf edemezdi..
Her gün bol skorlu maçların heyecanını yaşardık.
Yenilmezdik ama terli terli çok su içmişiz be..
Lakin öksürmemiz bile bir başka güzeldi…
bahane üretmeye gerek yok, çoğunlukla ihmalkarlıktan olsa gerek ,
uzunca bir süredir hasret kaldığımız ilk göz ağrımızla vuslat nihayet hasıl oldu..
fethi paşa korusunun dik yokuşlarında ket nefes kalmayı da mihrimah’ın manevi atmosferinde
huzur bulmayı da özlemişiz doğrusu..
bu sıcaklarda bile iyi geldi..
haa her ne kadar umursamazsın desen de , kız kulesi’ne selamlarını iletmeyi unutmadım :) Pp
hayat güzel..
teslimiyet, kabulleniş ve sabır da pek iyi…
zemheride ayazında bile ılık güneşimiz var..
ve çiseleyen yağmurumuzla ve kuş sesleriyle de baharı yaşarız ruhumuzda..
dinledikçe coştuğumuz şarkılarımız.. düşündükçe tatlanan hayallerimiz..
bekledikçe hem kızdığımız, hem gülümsediğimiz , hem özlediğimiz dostlarımız da var..
tek eksiğimiz bir manivela olmalı..
dünya’yı oynatamayışımız bu yüzden her hal :))
duyguları mı dinlemeli, yoksa doğruları mı ?
yapmak istenilen mi yapılmalı , yoksa yapılması gerekenler mi ?
duyguların cazibesi ile doğruların vazgeçilmezliği aynı noktada buluşsun istenir de
fakat bu, ne mümkündür..
ömür boyu içimizde yaşadığımız kahredici ama bir o kadar da ihtişamlı
ve galibi olmayan bir savaştır bu…
körümüz var, sağırımız var. matrağımız var, somurtkanımız var…
ve de hala iki satırlık söylenmemiş sözümüz var..
ya acaba gene sancılı bir akşam mı kuşatacak benliğimizi..
aahh hangi ‘’düş ixsirini’’ içsek de şifa bulsak..
yahut ne düşü?
kuru çay neyimize yetmiyor diyip, mütevaziliği mi seçsek :))
istanbul, ne içinde ne dışında olduğumuz..silüetine kayıtlı kaldığımız şehr-i âlimiz..
içindeyken nefes aldırmayan, dışındayken hayâli zihinleri bırakmayan şehir....
lâkin, içimizde hiç sönmeyen bir volkandır bursa aşkı :)
Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin.
Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından uçan.
her insanın yaşamında inişler ve çıkışlar olur..
aslında inmek de bizim elimizdedir, çıkmak da..
hayat merdiveninde inmek çok kolaydır, nihayet yuvarlanır düşersin..
amaa çıkmak için ,yürekten inanmak ve istemek ve ciddi zorluklarla baş edebilmek gerekir..
Mutluluk bir açıdan kişinin içinde sağladığı iç barış, iç dengedir.
Gerçek ihtiyaçlarının farkında olan, elindekilerle yetinebilen insan başına ne gelirse gelsin mutsuz olmaz.
O kişi, her seferinde mutlu olacak bir şey bulacaktır. Bu kişinin bir tarafta ihtiyaçları, umutları, öbür tarafta imkanları arasındaki denge her zaman aynı olacaktır.
İhtiyaçları ve umutlarını imkanlarına göre değiştiren kişiyi kim üzebilir ki.
vapura vuran her dalga aslında seni taşısın bana, eminönünden üsküdar’a geçerken..
kız kulesi boynunu bükmüş, biz yokuz diye..
el ele birlikte turlamalıyız üsküdarı..
fethi paşa korusunun yokuşlarında ket nefes kalsak ta sevincimizi yansıtmalıyız yarı yeşil, yarı sarı yapraklara..
vee çaylarımızı içerken boğaza karşı, gözlerindeki ışıltı sirayet etmeli ruhumun derinliklerine..
balcalı kampüsten barajı seyrederken mis gibi çam havasını içime içime çekmek..
akıl havai, hayaller pembe, düşünceler şen..
barajın maviliğinin ruhlara da yansıması, acemi adımlar..
vee dillerde sezen’in adı bende saklısı..
e iştee, geçmiş zaman olur ki hayali bile cihan değer..
Kalbine iyi bak sevgili sûfî…
Kalp ki maddeden öte mânâ, dikenden öte gül-i rânâ…
Sula sevgili sûfî, sula
Kan nehirleri arasında kalan kalp vadisini istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yoklukla sula
Sonrası bekâ…
Sonrası sıla.....
şehirleri sadece bina yığınlarından ibaret mi sanırız..?
var onların da kendilerine göre ruhları, duyguları..
şehirlerdir kii maziyi, müstakbel an-ları ve geleceği yaşatır bize.
Kahire’nin avazında göz yaşı dökerken, Cordoba’da gemileri yakar, Bağdat’da gül kokusundan mest olur, Bursa’da hüzün ve sevinci aynı anda yaşar...
yürürüz tarihin ayak izlerinde yeniden, İstanbul’un asaletinde..
Gıcık ya da sempatik olmak.. kime göre / neye göre?
Boş ver diyip kaale almamak mümkün, klavyenin buna itirazı yok..
Her şeyi anlamlandırmamalı belki de. hem gardımızı almaya da gerek yok..
Konuşmayı henüz sökememiş çocuk gibi ağzı laf dolu olsa da iyidir iyii..
kafadengidir, kibar ve naziktir her dem. :)))
Amaa bu hali bile tek ayak üstünde durmak cezasını kaldırmayacak :)))
Kâfi gelir mi yaşanılanları özetlemeye harfler.. Hangi kelimeye sığar bir hayat.. Hangi cümle tam anlatabilir bir ömrü.. Sığmaz, yeterli olmaz, anlatılamaz.. En iyisi..bırak dağınık kalsın.. Hem zaten ne kadar gerekli ki kendini a ...
yaşamayı öğrenirken
08.09.2024 - 19:02Daha kaç insan tanımış olmalıydı ki yeterince insan tanımış olmak için..
Kaç kitap okuyunca alim,
Kaç diyar gezince gezgin,
Kaç hezimetten sonra bezgin olurdu insan..
Sûkuta ermiş başlar
08.09.2024 - 19:01sabah ayazının bıraktığı çiğ tanesiyiz sanki .. acele etmeli yoksa güneşle buhar olup gideceğiz..
aslında ne cennette, ne cehennemdeyiz ,araf'tayız..
güzel bir yolculuktu bana göre, ama sessiz konuşuyorum artık,
sadece anlayabilenlerin dilinden..
farkındalık
08.09.2024 - 19:01birini özlediğinde üzülmek yerine,
özleyebilecek birine sahip olduğu için, kendisini şanslı hissetmesi gerektiğini fark edebilmeli insan.
çocukluk yıllarım
08.09.2024 - 18:59Mahallenin boş arsasını kendi malımız gibi kullanan veledlerdik..
Kızlar gibi estetik ip atlamayı bir türlü beceremezdik ama futbolumuza kimse laf edemezdi..
Her gün bol skorlu maçların heyecanını yaşardık.
Yenilmezdik ama terli terli çok su içmişiz be..
Lakin öksürmemiz bile bir başka güzeldi…
üsküdar
08.09.2024 - 18:59bahane üretmeye gerek yok, çoğunlukla ihmalkarlıktan olsa gerek ,
uzunca bir süredir hasret kaldığımız ilk göz ağrımızla vuslat nihayet hasıl oldu..
fethi paşa korusunun dik yokuşlarında ket nefes kalmayı da mihrimah’ın manevi atmosferinde
huzur bulmayı da özlemişiz doğrusu..
bu sıcaklarda bile iyi geldi..
haa her ne kadar umursamazsın desen de , kız kulesi’ne selamlarını iletmeyi unutmadım :) Pp
eksik bir şey
08.09.2024 - 18:56hayat güzel..
teslimiyet, kabulleniş ve sabır da pek iyi…
zemheride ayazında bile ılık güneşimiz var..
ve çiseleyen yağmurumuzla ve kuş sesleriyle de baharı yaşarız ruhumuzda..
dinledikçe coştuğumuz şarkılarımız.. düşündükçe tatlanan hayallerimiz..
bekledikçe hem kızdığımız, hem gülümsediğimiz , hem özlediğimiz dostlarımız da var..
tek eksiğimiz bir manivela olmalı..
dünya’yı oynatamayışımız bu yüzden her hal :))
ikileme düşmek
08.09.2024 - 18:55duyguları mı dinlemeli, yoksa doğruları mı ?
yapmak istenilen mi yapılmalı , yoksa yapılması gerekenler mi ?
duyguların cazibesi ile doğruların vazgeçilmezliği aynı noktada buluşsun istenir de
fakat bu, ne mümkündür..
ömür boyu içimizde yaşadığımız kahredici ama bir o kadar da ihtişamlı
ve galibi olmayan bir savaştır bu…
ne yapmalı ne etmeli
08.09.2024 - 18:53körümüz var, sağırımız var. matrağımız var, somurtkanımız var…
ve de hala iki satırlık söylenmemiş sözümüz var..
ya acaba gene sancılı bir akşam mı kuşatacak benliğimizi..
aahh hangi ‘’düş ixsirini’’ içsek de şifa bulsak..
yahut ne düşü?
kuru çay neyimize yetmiyor diyip, mütevaziliği mi seçsek :))
kaybetmekten korkmak
08.09.2024 - 18:52yoo korkuya gerek yok...
demem o kii , kaybetmek için önce sahip olmak gerek.
neyin sahibiyiz ki ?
zamana yenik düşmek
08.09.2024 - 18:51ah hayat , ah zaman…
sabahlar ve akşamlardır, şu hayatın törpüsü..
içimden şehirler geçiyor
08.09.2024 - 18:49istanbul, ne içinde ne dışında olduğumuz..silüetine kayıtlı kaldığımız şehr-i âlimiz..
içindeyken nefes aldırmayan, dışındayken hayâli zihinleri bırakmayan şehir....
lâkin, içimizde hiç sönmeyen bir volkandır bursa aşkı :)
hasretlik aklıma düştü
08.09.2024 - 18:48Nerde o? Hep bunu soruyorum
kaybolduğunda gözlerin.
Ne kadar geç kaldı! Düşünüp inciniyorum,
yoksul, aptal, kasvetli duyuyorum kendimi
geliyorsun sen, bir esintisin
şeftali ağaçlarından uçan.
merdiven
08.09.2024 - 18:46her insanın yaşamında inişler ve çıkışlar olur..
aslında inmek de bizim elimizdedir, çıkmak da..
hayat merdiveninde inmek çok kolaydır, nihayet yuvarlanır düşersin..
amaa çıkmak için ,yürekten inanmak ve istemek ve ciddi zorluklarla baş edebilmek gerekir..
ürperti
06.09.2024 - 17:30zıkkım-- zıkkımın kökü-- zıkkımın dibi.. üçlüsünün aşama aşama atağa kalkması ile
yaşanılan ruh halidir kii ..
iyi ki '' zıkkım savar '' zırhımı giymişim :)))
insan
04.09.2024 - 19:05Neyiz biz...
Gerçekte, bir beden ve bir candan müteşekkiliz.
Aksimiz düşerken hayat aynasına,
Gerçek gibi görünürken, aslında bir hayalden ibaretiz..
mutluluk
04.09.2024 - 19:03Mutluluk bir açıdan kişinin içinde sağladığı iç barış, iç dengedir.
Gerçek ihtiyaçlarının farkında olan, elindekilerle yetinebilen insan başına ne gelirse gelsin mutsuz olmaz.
O kişi, her seferinde mutlu olacak bir şey bulacaktır. Bu kişinin bir tarafta ihtiyaçları, umutları, öbür tarafta imkanları arasındaki denge her zaman aynı olacaktır.
İhtiyaçları ve umutlarını imkanlarına göre değiştiren kişiyi kim üzebilir ki.
ruhun bedene yansıması
04.09.2024 - 19:00vapura vuran her dalga aslında seni taşısın bana, eminönünden üsküdar’a geçerken..
kız kulesi boynunu bükmüş, biz yokuz diye..
el ele birlikte turlamalıyız üsküdarı..
fethi paşa korusunun yokuşlarında ket nefes kalsak ta sevincimizi yansıtmalıyız yarı yeşil, yarı sarı yapraklara..
vee çaylarımızı içerken boğaza karşı, gözlerindeki ışıltı sirayet etmeli ruhumun derinliklerine..
Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer
04.09.2024 - 18:57balcalı kampüsten barajı seyrederken mis gibi çam havasını içime içime çekmek..
akıl havai, hayaller pembe, düşünceler şen..
barajın maviliğinin ruhlara da yansıması, acemi adımlar..
vee dillerde sezen’in adı bende saklısı..
e iştee, geçmiş zaman olur ki hayali bile cihan değer..
kalp gözü
04.09.2024 - 18:54Kalbine iyi bak sevgili sûfî…
Kalp ki maddeden öte mânâ, dikenden öte gül-i rânâ…
Sula sevgili sûfî, sula
Kan nehirleri arasında kalan kalp vadisini istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yoklukla sula
Sonrası bekâ…
Sonrası sıla.....
fitness
04.09.2024 - 18:53hele de hocası..
insanın içine ‘fitne’ düşüren cinsten :))
şehirlerden bir şehir
04.09.2024 - 18:52şehirleri sadece bina yığınlarından ibaret mi sanırız..?
var onların da kendilerine göre ruhları, duyguları..
şehirlerdir kii maziyi, müstakbel an-ları ve geleceği yaşatır bize.
Kahire’nin avazında göz yaşı dökerken, Cordoba’da gemileri yakar, Bağdat’da gül kokusundan mest olur, Bursa’da hüzün ve sevinci aynı anda yaşar...
yürürüz tarihin ayak izlerinde yeniden, İstanbul’un asaletinde..
disiplin cezası
04.09.2024 - 18:50Gıcık ya da sempatik olmak.. kime göre / neye göre?
Boş ver diyip kaale almamak mümkün, klavyenin buna itirazı yok..
Her şeyi anlamlandırmamalı belki de. hem gardımızı almaya da gerek yok..
Konuşmayı henüz sökememiş çocuk gibi ağzı laf dolu olsa da iyidir iyii..
kafadengidir, kibar ve naziktir her dem. :)))
Amaa bu hali bile tek ayak üstünde durmak cezasını kaldırmayacak :)))
hayal kurmak
04.09.2024 - 18:47insanın, özgürlüğünü ‘tam manasıyla’ kullanabildiği tek konudur belki…
Antolojide arayıp ta bulamadığınız
04.09.2024 - 18:46‘’o köşe '' sakini.. şeeyy bir süredir kendisinden haber alamadım da…
hissediliyor yokluğuu :)
Toplam 242 mesaj bulundu