bazen konuşmak gelmez içinden, kimseyi üzmemek için susarsın…
bazen neyi nasıl anlatacağını bilemez susarsın,
susarsın işte…
bazen özlemlerin derinden vurur , söyleyeceğin her söz yetersiz kalır, susarsın..
hem konuşsan da ‘‘duyacakların düşündüklerindir’’ zaten
sessizliğin asaletine bırakırsın kendini, susarsın...
kapatırsın gözlerini ''okumazsın '' da ‘’hapsedersin kendini kendine’’ susarsın…
içimizin çiçek bahçesinde ne çok hasret, ne çok umutlar biriktirmiştik kimselere söylemediğimiz..
ne çok beklemiştik..
yaralı yağmurlarla ne çok ıslanmıştık da kanayarak vazgeçtik..
'' vazgeçme kararlılığını'' gösterdikçe, ruhumuzu özgürleştirdik..
içsellerin labirentinde çıkış yolunu bulamamak mı..
yoksa ‘’dışa vurumla’’ deşarj olup rahatlamak mı..
veya bir titreyişle uykudan uyanıp ‘’hayatının hamlelerine’’ hazır hale gelmek mi :)
bence hepsi de an’ın getirisidir ve güzeldir ve özeldir ve anlamlıdır. :)
mutluluk, birazda hayatı Tİ’ye almak ve belki bazen beynini bir yerlere ödünç bırakmaktır..
bazen hedefsizce dolaşmak..
bazen bir demli çay eşliğinde samer sami’den ghira kafe dinlerken hüzünlü bir yolculuğa çıkmaktır…
demem o ki, mutluluk sadece mantıklı davranışlar silsilesiyle açıklanamaz efenimm :)
mükellef bir sofraya kimse hayır demez..
bazen bir çay ,bir simitle de ‘’ doydum’’ olunabilir de ya ruhun açlığıı….
sevmek / sevilmektir demek doğru bir yaklaşım olsa gerek..
zira sevgi , ruhun gıdasıdır, şifasıdır .. neşesidir..
bu gece nasıl olmalı acep.. melankolik bir aşık mı, yoksa tefekkürle boynu bükük mü..
ya da matrak takılan şımarık çocuk mu, veya menzili belli olmayan bir yolda yürüyen yolcu mu..
yoksa yapayalnız bir gece mi.. hangi düşte yaşamalı bu gece.
kaçmak mı, yoksa beyaz bayrağı çekip teslim olmak mı..
sığınıp eflâtun geceye, kaçıncı solukta yakalamalı güneşi..
yaslandığım yerden hayatı seyrediyordum
alıyla, yeşiliyle, moruyla..
ama içimden hayata karışmak gelmiyordu sen varken..
çünkü ben sadece sendeki renklere aşıktım..
ve yüreklerimizin ritmi bile her gün daha fazla benziyordu birbirine..
insan ismiyle müsemmadır ve ismi ile huyu/ karakteri/ kişiliği özdeşmidir..?
mesela adı güven olan güvenilir, nalan olan ağlar, güler olan güler, dursun olan durur mu..
ismi kâmil olan kemalâta ermiş, ferzane olan ilim / feraset sahibimidir.?
cahilliğimden olsa gerek, ben bu sorunun cevabını bilmiyorum.
amaa heer konuda ehl-i ilim olan ‘’ o köşe sakini ‘’ eminim bu konuda da fikir beyan edebilir.
ee o postta kurulması için boşuna icazet vermedik o’na.. çırak, ustayı geçsin istedik. :))))
hı hı sataşmadan duramıyoruz..alışmışız.. mâzur görüle. :)
yürümek gibi bir niyetimiz yoktu..
lakin bin yıl yürüsek te mecalsiz kalmayacağımız,
bitmesini istemediğimiz bir yoldayız kii menzili olmasa da ne gam..
hani dersin ya boş geçelim.. yok geçmeyelim, boşlamayalım..
zira müptelayızdır ‘içimizde gülene’..
vardıkça yolun bitmeyenine.. :)
tüm hayatım avucumda parçalanan kuru bir yapraktan ibaret...
yaprak parçalanırken o çıtırtısından ne kadar zevk ve ders alırsam hayatım o kadar anlamlıdır...
gökkuşağına doyamadıysam hala, yaşıyorum demektir...
Her gönül bir tek sevgiliye dönüktür aslında..
Lakin kıblesi yanlıştır..
Bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir…
Kimisi bir gül yüzlü güzele meftun,kimisi bir ceylan bakışlıya mecnundur,
bazısı dünyaya kanmış,bazısı mal-mülke aldanmıştır..
…Oysa...her biri bir SEVGiLi tarafından sınanmıştır
özgürlüğün vazgeçilmez olduğu konusunda hemen herkes mutabıktır..
lakin imkansızlık olması düşüncene katılmıyorum..
zira özgürlük, insanın cisminden çok ruhunda şekillenen bir kavramdır..
insan, kendisini ruhen özgür hissediyorsa bedeni esaret artık onun için daha geri planda kalır..
Bâki kalamaz hoş bir sedâdan gayrı
Seslen ol yâre ol sükuttan beri
Rayihâlarınla kırmızı bir gül ol gülistanda
Bülbül şem-i pervanedir etrafında.. :)
Espoir-
mutluluğa bakışlar, mutlu ediyorsam, mutluyumdur yerine..
mutlu ediyorsan, mutlu ederim şeklinde olunca..
her ferd-i beşer’in, bir başkası için dili lâl, kulağı sağır olması da kaçınılmaz oluyor muhterem.. :)
Ne zaman galata kulesini görsem dudağımdasın..
Eminönü iskelesine yanaşan her vapurda gelenim-sin.
Ömür boyu hasretimsin, kızkulesi’nin nazında.
O şarkıyı her dinlememde, bir ezgisin dilimin ucunda
ahh üstad bu derinlik, bu tarz, bu üslup..
şiir ile şiirimsilerin farkını gördük..
şiir ile sözün fevkine çıkmak, belki kelâmlara hükmetmektir bu..
her bir mısranla sözü aştık, kelâmı meşk eyledik, bir gökkuşağının içinde bulduk kendimizi :)
siyah renkle ifade ettiği dünyası ne matemler saklamaktadır kim bilir..
herkeslerden sakladığı bir mücevher kutusu var, içindeki siyah incide bir tutam yufka yürek, bir tutam da şefkat gizli..
isyankar, vurdumduymaz ilginç bir mizaç.anlamak pek mümkün değil.
istisna olmayı kabul etmez,sıradanlığa razı bir garip:P
aslında biraz kendi kendimizin canını acıtıyoruz, o kadar işte..
yok yok, mazoşist falan değiliz sen gönlünü ferah tut :)
Kâfi gelir mi yaşanılanları özetlemeye harfler.. Hangi kelimeye sığar bir hayat.. Hangi cümle tam anlatabilir bir ömrü.. Sığmaz, yeterli olmaz, anlatılamaz.. En iyisi..bırak dağınık kalsın.. Hem zaten ne kadar gerekli ki kendini a ...
suskunluk sarmalı
14.09.2024 - 12:47bazen konuşmak gelmez içinden, kimseyi üzmemek için susarsın…
bazen neyi nasıl anlatacağını bilemez susarsın,
susarsın işte…
bazen özlemlerin derinden vurur , söyleyeceğin her söz yetersiz kalır, susarsın..
hem konuşsan da ‘‘duyacakların düşündüklerindir’’ zaten
sessizliğin asaletine bırakırsın kendini, susarsın...
kapatırsın gözlerini ''okumazsın '' da ‘’hapsedersin kendini kendine’’ susarsın…
vazgeçiş
14.09.2024 - 12:45içimizin çiçek bahçesinde ne çok hasret, ne çok umutlar biriktirmiştik kimselere söylemediğimiz..
ne çok beklemiştik..
yaralı yağmurlarla ne çok ıslanmıştık da kanayarak vazgeçtik..
'' vazgeçme kararlılığını'' gösterdikçe, ruhumuzu özgürleştirdik..
yıldız kayması
14.09.2024 - 12:44en güzel yıldızlar, çocukluğumun göğünden kayıp gittiler..
içsellik
14.09.2024 - 11:59içsellerin labirentinde çıkış yolunu bulamamak mı..
yoksa ‘’dışa vurumla’’ deşarj olup rahatlamak mı..
veya bir titreyişle uykudan uyanıp ‘’hayatının hamlelerine’’ hazır hale gelmek mi :)
bence hepsi de an’ın getirisidir ve güzeldir ve özeldir ve anlamlıdır. :)
küçük mutluluklar
13.09.2024 - 07:31mutluluk, birazda hayatı Tİ’ye almak ve belki bazen beynini bir yerlere ödünç bırakmaktır..
bazen hedefsizce dolaşmak..
bazen bir demli çay eşliğinde samer sami’den ghira kafe dinlerken hüzünlü bir yolculuğa çıkmaktır…
demem o ki, mutluluk sadece mantıklı davranışlar silsilesiyle açıklanamaz efenimm :)
ruhun gıdası
13.09.2024 - 07:30mükellef bir sofraya kimse hayır demez..
bazen bir çay ,bir simitle de ‘’ doydum’’ olunabilir de ya ruhun açlığıı….
sevmek / sevilmektir demek doğru bir yaklaşım olsa gerek..
zira sevgi , ruhun gıdasıdır, şifasıdır .. neşesidir..
hassas davranmak
13.09.2024 - 07:28Hassas yürekler taşıyoruz
Camdan, Çatlayan, Buğulanan, Kırılan..
Candan dost aramamız da bu yüzden
Camdan anlayan..
gecenin öteki yüzü
12.09.2024 - 21:55bu gece nasıl olmalı acep.. melankolik bir aşık mı, yoksa tefekkürle boynu bükük mü..
ya da matrak takılan şımarık çocuk mu, veya menzili belli olmayan bir yolda yürüyen yolcu mu..
yoksa yapayalnız bir gece mi.. hangi düşte yaşamalı bu gece.
kaçmak mı, yoksa beyaz bayrağı çekip teslim olmak mı..
sığınıp eflâtun geceye, kaçıncı solukta yakalamalı güneşi..
efsane geri döndü
12.09.2024 - 21:54amaa ben kapıyı açmadım.. :))
güç
12.09.2024 - 21:51Esas gücümüz, en zayıf yönümüzün gösterebildiği direnç kadardır.
Ve de en güçlü yanımız dediğimiz özelliğimiz, aynı zamanda en zayıf noktamızdır
mutluluğun formülleri
12.09.2024 - 21:51Her halükarda buldum.
Bulurum da.
Bazen gelirken...
Bazen giderken...
renklerin içinde
12.09.2024 - 21:48yaslandığım yerden hayatı seyrediyordum
alıyla, yeşiliyle, moruyla..
ama içimden hayata karışmak gelmiyordu sen varken..
çünkü ben sadece sendeki renklere aşıktım..
ve yüreklerimizin ritmi bile her gün daha fazla benziyordu birbirine..
ismiyle müsemma
12.09.2024 - 21:46insan ismiyle müsemmadır ve ismi ile huyu/ karakteri/ kişiliği özdeşmidir..?
mesela adı güven olan güvenilir, nalan olan ağlar, güler olan güler, dursun olan durur mu..
ismi kâmil olan kemalâta ermiş, ferzane olan ilim / feraset sahibimidir.?
cahilliğimden olsa gerek, ben bu sorunun cevabını bilmiyorum.
amaa heer konuda ehl-i ilim olan ‘’ o köşe sakini ‘’ eminim bu konuda da fikir beyan edebilir.
ee o postta kurulması için boşuna icazet vermedik o’na.. çırak, ustayı geçsin istedik. :))))
hı hı sataşmadan duramıyoruz..alışmışız.. mâzur görüle. :)
yanılmak
12.09.2024 - 21:44Rüzgarda savrulup duran kuru bir yaprak sanma beni..!
Aksine,
Bizzat dilediği istikamette efil efil esen karayelim..
yürümek
12.09.2024 - 21:42yürümek gibi bir niyetimiz yoktu..
lakin bin yıl yürüsek te mecalsiz kalmayacağımız,
bitmesini istemediğimiz bir yoldayız kii menzili olmasa da ne gam..
hani dersin ya boş geçelim.. yok geçmeyelim, boşlamayalım..
zira müptelayızdır ‘içimizde gülene’..
vardıkça yolun bitmeyenine.. :)
hayatı yaşamak
12.09.2024 - 21:40tüm hayatım avucumda parçalanan kuru bir yapraktan ibaret...
yaprak parçalanırken o çıtırtısından ne kadar zevk ve ders alırsam hayatım o kadar anlamlıdır...
gökkuşağına doyamadıysam hala, yaşıyorum demektir...
gönül borcu
12.09.2024 - 21:38Her gönül bir tek sevgiliye dönüktür aslında..
Lakin kıblesi yanlıştır..
Bulduğunu sandığı şey gerçekte aradığı değildir…
Kimisi bir gül yüzlü güzele meftun,kimisi bir ceylan bakışlıya mecnundur,
bazısı dünyaya kanmış,bazısı mal-mülke aldanmıştır..
…Oysa...her biri bir SEVGiLi tarafından sınanmıştır
Özgürlük tutkusu
12.09.2024 - 21:37özgürlüğün vazgeçilmez olduğu konusunda hemen herkes mutabıktır..
lakin imkansızlık olması düşüncene katılmıyorum..
zira özgürlük, insanın cisminden çok ruhunda şekillenen bir kavramdır..
insan, kendisini ruhen özgür hissediyorsa bedeni esaret artık onun için daha geri planda kalır..
gül ve bülbül
12.09.2024 - 21:35Bâki kalamaz hoş bir sedâdan gayrı
Seslen ol yâre ol sükuttan beri
Rayihâlarınla kırmızı bir gül ol gülistanda
Bülbül şem-i pervanedir etrafında.. :)
Espoir-
mutluluk beklentisi
11.09.2024 - 10:35mutluluğa bakışlar, mutlu ediyorsam, mutluyumdur yerine..
mutlu ediyorsan, mutlu ederim şeklinde olunca..
her ferd-i beşer’in, bir başkası için dili lâl, kulağı sağır olması da kaçınılmaz oluyor muhterem.. :)
sorun
11.09.2024 - 10:31asıl sorun cahil olman değil, kendin alîm sanman !
anıların ısrarı
11.09.2024 - 10:28Ne zaman galata kulesini görsem dudağımdasın..
Eminönü iskelesine yanaşan her vapurda gelenim-sin.
Ömür boyu hasretimsin, kızkulesi’nin nazında.
O şarkıyı her dinlememde, bir ezgisin dilimin ucunda
şiirin rengi
11.09.2024 - 10:24ahh üstad bu derinlik, bu tarz, bu üslup..
şiir ile şiirimsilerin farkını gördük..
şiir ile sözün fevkine çıkmak, belki kelâmlara hükmetmektir bu..
her bir mısranla sözü aştık, kelâmı meşk eyledik, bir gökkuşağının içinde bulduk kendimizi :)
bir insanı tanımak
11.09.2024 - 10:21siyah renkle ifade ettiği dünyası ne matemler saklamaktadır kim bilir..
herkeslerden sakladığı bir mücevher kutusu var, içindeki siyah incide bir tutam yufka yürek, bir tutam da şefkat gizli..
isyankar, vurdumduymaz ilginç bir mizaç.anlamak pek mümkün değil.
istisna olmayı kabul etmez,sıradanlığa razı bir garip:P
aslında biraz kendi kendimizin canını acıtıyoruz, o kadar işte..
yok yok, mazoşist falan değiliz sen gönlünü ferah tut :)
Toplam 279 mesaj bulundu