Ersin Ersin Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkın ...

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    17.07.2011 - 15:33

    Kırgınım…
    Kime olduğunu, neye olduğunu bilmeden kırgınım…
    Belki hayata, belki kendime kırgınım sadece…(sizede kırgınımm)
    Yüreğim bir yanardağ gibi kaynayarak yanarken,
    Nasıl oluyor da bir buz dağı oluveriyorum bir anda…

    Kırgınım…
    İçim sevgi ile kavrulurken neden böyle yıkıcı,
    Parçalayıcı oluyorum…
    En çok sevdiğim varlıkları biranda kırıp,
    Un ufak ediyorum
    Öfkeme, tat almayan yüreğime,
    Sevmenin, sevilmenin değerini bilmeyen
    Kalbime…
    Kırgınım…
    Yeşilin huzurunu, mavinin derinliğini,
    Görmeyen gözlerime…
    Kuşların nidasını işitmeyen kulaklarıma
    Mantığımla kalbimin arasında gidip gelen
    Benliğime
    Kırgınım…
    Sonuçlandıramadığım sevgilerime,
    Sarılmaya korktuğum sevgilere…
    Kırgınım çok kırgınım,
    Beceriksizliğime, korkaklığıma,
    Kırgınım…
    Beklide bir hayalden ibaret oluşuna oluşuma…

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    06.06.2011 - 19:36

    Su olmak istiyorum bu gece.
    Bak kimse bilmesin diyorum!
    Sen sadece.
    Sessizce çık dışarı karanlık değil, dilek yıldızım aydınlatacak yolunu ve bir de ay.Sen yürü sahile doğru...Doldur ciğerlerine gecenin ve denizin kokusunu.Usulca yürü kumlarda.
    Bak ayağına geldim ayağını yalayan dalga benim!
    Bekle bekleyenimmm
    Birazdan buharlaşacağım,bulut olacak saçlarına yağacağım,ağlayarak...ve sonra kucaklayacağım seni.

    Öyle kucaklayacağım ki bekleyenimm,ıslanmadık yerin kalmayacak...

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    06.06.2011 - 17:38

    Susmaaaaaaaa

    Suskunluk hüznün rengidir gözlerde.
    Hüzün ki silinmez bir daha
    Yerleşirse gözbebeklerine...
    Anlat,
    Susma
    Paylaşmaktır en çok yakışan
    Nasıl ki çoğalırsa sevinçler paylaşıldıkça
    Acılar da eksilmez yürekte gizlenirse...
    Anlat,
    Sustukça çareler çıkmaz yollara girer.
    Gönül ırmakları kurur,
    Susuz kalır umudunlar
    Yağmurlar yağmaz,
    Bulutlar küser göğüne...
    Anlat,
    Kederler büyür sessizlikte.
    Mevsimler bile döker içini
    Yağmurla,
    Karla,
    Rüzgârla söyler, kendi dilince...

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    03.06.2011 - 01:01

    Yağmur ol, derinden ve sessiz yağ üstüme
    Serinliğin, bırak işlesin iliklerime
    Şarkılar biriksin ayaklarımın gölgesine
    Damla damla aksın coşkun denize

    Yüreğim yorgun umutlar biriktiriyor
    Bir gölge izliyor derinden ve sessiz
    Bulutlar ihanet safları kurmuş
    Ağlıyor yeryüzüne, ıslanıyorum
    Aralıksız damlalar vuruyor yüzüme
    Yorgun gözlerim suda boğuluyor

    Sözler diziliyor boğazıma
    Susuyorum derinden ve sessiz
    Islıklar karşılıyor dönüşümü
    Rüzgârın savurduğu bulutlar gibi
    Savruluyorum şehirden şehire

    Yağmur yağıyor, ıslanıyorum dolu dolu
    Bir gölge izliyor derinden ve sessiz
    Ağlıyorum, ellerim başımda

    Ah deniz, bütün suç senin
    Unuttun beni bir sahilde
    Bir gölge izliyor derinden ve sessiz
    Islak bir yağmur zamanı
    Islanıyorum, damlalar vuruyor yüzüme
    Yorgun gözlerim suda boğuluyor.

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    21.05.2011 - 13:37

    Gözlerini düşünüyorum
    Gözlerini gözlerimin önünde hayall ederek
    ve
    ve hayale dalıyorum
    Gözlerinden derinliklere inerek
    Kimim neyim nerdeyim
    Etrafım karanlık
    Sadece gözlerinin saçtığı ışık hayalimde
    Rotası gözlerin olan gemime yol gösteriyor
    Yaklaştıkça uzaklaşıyor
    Uzaklaştıca kayboluyor
    Çekiyor bir girdabın icine
    Biliyorum
    Anlıyorum
    Hissediyorum
    Ama
    Gözlerini hayalde olsa bakmaktan
    kendimi
    ALAMIYORUM

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    31.12.2010 - 10:17

    Merhaba,Aşk, demek! ! !

    Cesaret ister kimisi için; sorumluluktan, selam vermekten korkar aşka bazen…Kimisi için kolaydır; oyun gibidir, herkese oyunuma hoşgeldin diyebilir…Kimisinin de özünde yoktur zaten; ne selamı bilir ne sabahı…
    Zamana görede değişir aşka merhaba demek…

    Gün gelir; hazırsındır herşeyinle kıpır kıpırdır için, merhaba dersin ilk fırsatta ve çiçekler başka kokar, oksijen bir başka girer ciğerlere…Bazen hiç beklemediğinde düşer gönlüne; anlayamadan neler olduğunu; ”Merhaba” faslı çoktan geçmiştir, içinde hissedersin herşeyiyle….

    Nasıl bir aşka hazırız…Peki gelecek, şu anki mutsuzlar aldılarmı derslerini geçmişten özeleştiri yaparak…? ? ?

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    23.12.2010 - 10:49

    SENİ YAŞATMADIN'Kİii

    Ah şu senli günler! ...

    Yaşandı mı,yaşanmadı mı bilinmez? ...

    Güneş doğdu mu bir zamanlar senli günlere?

    Soluklandığımız havaya ortak oldu mu ciğerlerimiz?

    Nefesin nefesime değdi mi tenha köşelerde?

    Bakışım kaçamaklarda yakalandı mı bakışına mahcupça?

    Üşümelerine hançerini sapladı mı sıcacık ellerim?

    Sardım mı seni karayele inat?

    Seni yaşadım mı?

    ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ? ?


    bir bilinmezliği yaşadım belki
    belki seni
    ya da sendeki beni..
    adına 'sen' koyduğum
    bütün özlemlerimi..
    gitmelerimi
    gelmelerimi
    sana doğru esmelerimi..
    neydi yaşadığım?
    hiç yaşadım mı seni?
    sesini
    nefesini
    boğazımdan yüreğime akan
    ılıklığını içime çekişimi...
    sahi
    yaşadım mı seni?

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    21.12.2010 - 09:35

    NEYDİ İÇİMDEKİ BU AHhhh! ! !

    Neydi ki içimdeki bu “ahh”
    Sonsuzluğuma düğümlü günah…




    Bendim, soğuk bir adın ardından koşar adım sürünen. Bendim, ellerimde sakladığım düşleri parçalayıp kırık dökük mektuplara bürüyen.







    Issızlığıma çokluk sayacak kadarken, hep en yalnızlığım oldun neden?


    Bir düşü anlatmanın kaç hali vardı dilimde? Kelimelere yüklenen hangi hal halimden haberdar edebilirdi? Hangi kelime bir gözyaşını gösterebilirdi? Yüzüm bile saklarken hüznü, bunu kelimeler başarabilir miydi?







    Bir yaraya inatla tuz sürmekti her şey. Ölüme giderken, sigara basmaktı içimdeki isme. İsminin üzerindeki izlerinden sorgulanmalıydım belki. Suçluydum. Oysa isminde bulunan her iz benim ölüm sebebim oluyordu. Suçluydum…


    Tüm korkmalarımı acemi bir cesarete çevirip yürüdüm. Hep kırıldım, hep düştüm…


    Bildiklerimi kendimden saklamayı nereden öğrenmiştim ben? Kaç kez yutmuştum ömrümün çığlıklarını?







    'Sen ya bir yanılgının yangınıydın ya da yazgının.'
    Ardı yoktu / ötesi çoktu…
    Hiçbir harf yazmaktan öteye gidemiyordu ve hiçbir yazı, yazmak istediğin kadarı olamıyordu. Ben gibi beceriksizleşiyordu…



    Tüm acılarının parmak izlerini yüreğimde aramamalıydın. Dillendiremediğin, bilemediğin tüm sahnelerin oyuncusuydu satırlarım. Ben ikileminin kaçışlarıydım. Yanlış adreslerdi avuçlarımda doğru yol diye sakladığım.


    Bilmek istenilmeyen her şey susarak dinlenirmiş meğer. Bilinmek istenilmediğimde susulacak mıydım?


    Her aynada kendimi görmekten uzağım artık. Göz bebeklerimde yatan yaraları bırakamıyorum geçmişe. Sessizce çekip giderken düşlerimin can çekişlerine, içime gömdüğüm gözyaşlarımı sezemeyecek hiç kimse…







    Bir gece yarısı bıçaklanırken en sessizliğimden, dilimden dökülen harfleri toplayınca hep sen ediyor neden?


    Sen bilir misin düş diye sabahlamayı? Ve kırgınlıklarını bir teselli ile değil başka bir kırgınlıkla sarmayı?








    Acı bir itiraftım, en çok kendimi yaktım…
    Şemsiyeler altında yağmura direnirken ruhum, ardımdan geçip giden her şeye sessiz kaldım.


    Unutulduğum köşedeydim her vakit. Aransam bulunacaktım. Sorulsa tarifi mümkün olan gidişlerim vardı benim. En fazla iki sağa bir sola uzunca adımlardın. Ve adımlarından düşen her ses canımı ağzıma alırdı, açıldığında ağzımdan düşecek kadar. Oysa hiçbir adımın kayıplığımın yanına düşmeyecekti. Aranmayacaktım…


    Ellerimde bilinmez uçurumlar vardı. O nedenle hep avuç içlerine dönüktü parmaklarım. Gelen durakta kendimden inmek ve bir şehre yüzüstü düşmekti dileğim. Uyuyakaldım. Ne kendimden inebildim ne de bir şehre yüzüstü serildim.







    Ne kadarlıktı ki adım ve kaç harf kalınlığı vardı ki birilerinin hatırlayışlarına ağırlık yaptım? Birilerini acıttım, ağlattım. Ya ben ömrüme düşen acıları, göz kapaklarımda saklı yaşlarımı kimden kuşandım?


    Yokluğunun alnına üflenirken satırlarım, nasıl oldu da ben hep varsın sandım?


    Bir yıl daha geçmişti geçen yılların. Kimsizdin sessizliğinde? Hangi yaranın kabuk bağlanışına tanık oluyordun ve hangi acıdan dökülen yaşları benliğinde buluyordun?


    ‘Ben tüm acımaları kendi saflarıma çekiyorum’ sandığımda sana hangi üzülmek kalıyordu?


    Hiçbir şeyi düzeltmek zorunda değildim; ama bozan bir eldim, bozduklarımı düzeltmenin geç kalışlarında… Söylenmiş olan hiçbir söz geriye alınamazdı, bilirdin. Diyemezdim; saçmaydı, yalandı… Diyemezdim… Desem yıllar sonra yine aynı sözcükleri dökerdim harflerimden. Ki susmayı bilmeyen bir alfabeydi bendeki. Söz veremezdim bildiklerimi yutacağıma. Bir dahası yok, üzülme diyemezdim…







    Hep en kötü yanından tuttum geleceğin. Söylenmiş olan her şey bir düşün ön adlarından oluşmaydı. Söylenmiş olan her şey benim yükümdü, peki sana neden ağır geldi?


    Alışkanlıklarla başlayan kelimelerin arasında yer buldum kendime. Simetrik bir duruş sergileyebilirdim çünkü yerimi en başından belirledim. Yadırgamadım üzerime yürüyen sözcükleri, bilmek istemesem de biliyordum bir gün hepsinin kapıma geleceğini. Tutulmamış bir söz kadar acıdı içim. Tutulmamış bir söze yapılan sayısız itiraz kadar ezildim. Madem biliyordun neden acıyorsun ki yüreğim?







    Şimdi hiçbir mutluluğu birbirine yamayıp koca bir gülüş kondurmuyorum dudağımın kıyısına. Susmalarımı biriktirerek yazıyorum.

    Adıyla var olan umutlarım...Mutlusuzluğun, imkânsızlığına inandım

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    20.12.2010 - 21:44

    UMUTLAR,,,

    Zaman akıp gider ondan nefret etmeyle
    Bir ümit, bir ümit derim her gün içimde
    Ne zaman geri gelir, ne seneler
    Yüreğim dağlanır seni her bekleyişimde
    Belki! Belki derim bugün yine
    Büyür senle dolu hayallerim içimde
    Uyanma zamanı gelir
    Anlarım sonra
    Hiçbir şey değişmez ertesi günde
    Umutlara bağladım hasreti
    Nereye dönsem hep aynı sevginin sesi
    Bir suskunluk düşer sonra yüreğime
    Umudun vakti geçince
    Bütün sevincim biter içimde
    Hep aynı hikaye, hep aynı bekleyiş
    Umut ve hayallerle yeşeriş
    Hasreti yudumlarım
    Sensizlikle doldurduğum yüreğimle
    Sonra anlarım
    Hayallerimde kalmış artık düşlerimde

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    14.12.2010 - 12:18

    BU UMUTSUZ AKŞAMDA



    Yarın görüşürüz dedim umutlarıma
    Üstüme bu kadar varmayın
    Sabah başlarız kaldığımız yerden
    Beni uğurlamak zahmetine girmeyin
    Arkanıza yaslanıp kadehinizden yudumlayın
    Bu umutsuz akşamda
    Umudunuzun kırılmasına siz izin vermeyin
    Korktu umutlarım söylediklerimden
    Kaybettiğimi sandılar onları
    Telaşla yanıma koştular
    Yüksek sesle kulağıma fısıldadılar
    Biz varız
    Yüreğinin fitilini ateşle dediler
    Bir damla gözyaşım korkuttu umutlarımı
    Umudumun biri geldi
    Ve gözlerimden akan
    Bir damla gözyaşımı sildi
    Sonra elini yüreğime götürdü
    Gözlerimin içerisine korkuyla bakıyordu
    Kaybetme bizi der gibi
    Elinin sıcaklığını hissettim yüzümde
    Gülümsedim ona
    Sesinin tonunda
    Gözlerinin içerisinde
    O denli dokunaklı
    Ürkek bir hali vardı ki
    Garip bir şekilde
    Bu gece umudumun kollarına
    Kendimi bıraktım

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    13.12.2010 - 11:34

    Bu akşam üzerimde yine bir durgunluk, bir tuhaflık, yaşanmamışlıklara özlem var. Geçen günün kıymetini, bu akşam gözden kaybolduktan sonra; işin içinde anlamakta var.
    Sanma kıymet bilmeyen biriyim. Düşündüm de nelere, kimlere kıymet verdim. Değer görmedim.
    Gerektiğinde hiç gözümü kırpmadan hanımefendi kişiliğimle yardıma koşarak ihanet şarabından bir yudum içtim.
    Buydu güvenmenin,,inanmanın, sevginin ve insan olmanın karşılığı!
    Bir bir savrulup durdu insan olmamın gururu.
    Canı isteyen eline aldı bir silah, vurdu bıldırcın kuşunu. Koş dedi sonra avcı köpeğine, yakala onu! Koştu köpek sıktı dişleriyle bıldırcın kuşunu.
    O vakitten sonra otluklar, sazlıklar arasından havalanamadı bir daha bıldırcın kuşu! Yenik düştü umarsızlara!
    Sanırım kuşlarla aynıyız. O yüzden özel bir ilgim var kuşlara. Onlar özgürce süzülmeli, uçmalı havada.
    Bende kuşlar gibiyim. Hayata doğru durgun süzülüşlerim, içten seslenişlerim var. Belki de bu yüzdendir; hayata sabrım var.
    Can yakar dostlarım, can yakar tanıdıklarım; sadece o kadar değil yılan gibi dilleri var.
    Asık surat ifadeleriyle zordan memnun oldum deyişleri var.
    Boşuna uğraşmışım, boşuna zaman harcamışım; boşuna sevdiklerimi kırmışım! Şimdi büyüklerimden özür dileyeceğim var!
    Meğerse hiçbir şeye, hiçbir kimseye hele de dost bildiklerine hiç değmezmiş? ?
    Dost, arkadaş diye diye! Kör etmişiz gözlerimizi geleceğe..
    Geleceğin vuslatı vurdu mu iki gözüne parçalanmış aşklar, parçalanmış sevgiler kalmış dostlardan geriye..
    Hiç tattınız mı bu duyguları? Bunların kelimelerle ifadesi yok! Ama hala etrafımızda dost diye bildiklerimiz çok!
    Ben mi yanlış biliyorum?

  • Elif Elifbedi
    Elif Elifbedi

    09.12.2010 - 10:23

    BEN YAGMURUM


    Kararır gökyüzü ansızın
    Çarpar bulutlar kahrederek Ve bir ateş yanar...
    Bulutlar yanar Yürek yanar.
    Sonra tek tek düşer damlalar
    Toprak kokar Yağmur kokar.
    Bir ateş yanar rüzgarında Bin ateş söner.
    Ben yağmurum - gününe ve gecene yağan.
    Kararırsa bulutların ansızın
    Ve şimşekler çakarsa özünde Bak gözündeyim.
    Önce tek tek Sonra sel olurum göğsüne...
    Aydınlanırsa yüreğin Güneşler açarsa yüzünde
    Neşeyim şimdi özünde.
    Yürürken bahtının yollarında.
    Yalnız ve dalgın Ve görürsen açmış
    Bir dal üzerinde çiğ damlası. O benim.
    Sabahları dağılırken bulutlar Yürüyorsan sokaklarda
    Düşünüyorsan Nisan yağmurlarını Havayı kokla Obenim.
    Ararsa ellerin ellerimi -gözlerinde yağmurlar Üzülme.
    Yum gözlerini usuldan.
    Bak yüreğindeyim.
    Estirme hüzün rüzgarlarını Kov sahilinden deli dalgaları.
    Sakin serin pınarlarda çağlar damlalarım.
    Dağlardan esen meltemlerde Akan çeşmende benim.
    Yıka yüreğini temiz sularımda Gönlünde melankoli kalmasın
    Şifalıdır damlalarım Ben yağmurum
    Yağmur Benim...

Toplam 12 mesaj bulundu