Yolu her geçen, takılıp kalır, bu yaşlı; ama diğerlerinden bin kere güzel, cana yakın fahişeye... Ben de... Ne zaman, çatlayıversem orta yerimden, Kordon'da bulurum kendimi... Zamana sus demek kolay burada, rokanın tadı başka, elimi uzatsam gün doğumunda, midyeciler tutuverir. Saate bakmam; otur ...
Geçmişin ardından bakmak, geleceği ayak uçlarında aramak, yarını getirmez ki! Kaldır başını ve bak insanoğlunun gözüne, gördüğün; uykusuzluğa değmez mi... Dün olanı yenmenin tek yolu; yarını esir tutmaktır elinde...
işte bu yüzden, ileri bakar gözlerin; sırtını, gerekirse geçmişe dön diye. Dilin bu yüzden mahpus... Ellerin yandadır, birbirinden uzak; kıymetini bil diye, el ele tutuşmanın... Sana, bu yüzden verildi; aklın, sığınakların... İşte bu yüzden kıracaksın; zincirlerini birer birer...
Kaç gündür, yüreğim, atla git ananı babanı gör; yol ortasındaki turunçlara baka kal; bir kahvede dört sandalye ile otur; ye babam ye, kebap ye, ama kırk yıldır aynı yerde duran arabadan; o bereketli toprağı tut ellerinde saatlerce; sıcağında binlerce şair, yazar, müzisyen; kısaca, sanatçı yetiştirmi ...
Sevgili ustam Cevat Çeştepe'nin yorumu üzerine yazılmıştır... Ustama sevgilerle...
(Beşi Bir Yerde) de özel bir amacım vardı. (Beşi Bir Yerde) adı bile bir sebep ve anlam taşıyor aslında; bir düşünün hele at sırtında, zurna zırıltısında geleni... Bir de anahtar elinde olup ta, bir türlü gelme ...
E, ben size ne diyeyim ki şimdi Bilmiyorum... Bu kadar da açık söylenmez ki aşk, Ben seni sevmiyorum, ha... Külahım yeterince büyük mü anlatmaya... Eğer; aşka aşıksa Bu, hafiften delirmiş sevdanın sesi... Niye, böyle yüksek sesle konuşuyor...
Eğer, sokağın başından, ensesindeki gözlerle bakmıyorsa giden; kalan, çekip gitmelerin türküsünü yazar. Su mudur taşa hasret; ya da taş, her su damlasında biraz daha erir mi...
Çekip gitmeyi özlediğiniz o karanlık; sizi, sizin kadar özler mi acaba... Gelin, gitmeyin... Giderseniz eğer; asıl, ayakta kaldığınız zamanda parmak ucunuza değen Dünya, sizi özler aslında...
Yüreği; aklının egemenliğini kabul etmeyen dostum... İçinde kalanların çığlığı ne zaman delice haykıracak??? Ne zaman gözyaşını kelimelere dökeceksin???
Dönmek istediğiniz ya da özlediğiniz; sizin, günün birinde inkar ettiğinizdir. Döndüğünüzde; o artık sizin sevdanızla aynı sözleri söylemez. Ardından ağlayacağınız; zaten Tanrı'ların dağında yer edinmiştir. Size kalansa; çiçegi olmadan büyüyebilen tatsız bir yemiştir.
Elindeki bağlamanın teli Artık, seni anlatmıyor dostum... Yazdığın ağıtları kanınla yazıyorsun... Tuza, ekmeğe ve suya kanmıyorsun... Ama, töre yüzünden ağlamıyorsun... Sevgiler ve iki gözün salgıları ile...
Vazgeçmenin ağıdını yazmışsınız. Tuz; sadece gözlerinizde kalmamış, avucunuzda buharlaşana kadar umut beslemişsiniz. Yüreğiniz; göğsünüze büyük gelir olmuş. Sevgiler ve saygılar.
Bu şair; tamamen hayal ürünüdür ve gerçeklikle herhangi bir ilgisi yoktur... Söyleyemediklerini yüreğinin duvarlarına yazmıştır... Kendini rüzgara bırakıp, çekip gitmelerin adamıdır... Ulaştığı limanlar ya yıkılmıştır, ya da başkasının... ...
İzmir'im.
Aysun Erat
04.10.2007 - 16:44Yolu her geçen, takılıp kalır, bu yaşlı; ama diğerlerinden bin kere güzel, cana yakın fahişeye...
Ben de...
Ne zaman, çatlayıversem orta yerimden, Kordon'da bulurum kendimi...
Zamana sus demek kolay burada, rokanın tadı başka, elimi uzatsam gün doğumunda, midyeciler tutuverir.
Saate bakmam; otur ...
Bozuk Para Gibi Ömrüm
Aysun Erat
04.10.2007 - 16:30Geçmişin ardından bakmak, geleceği ayak uçlarında aramak, yarını getirmez ki!
Kaldır başını ve bak insanoğlunun gözüne, gördüğün; uykusuzluğa değmez mi...
Dün olanı yenmenin tek yolu; yarını esir tutmaktır elinde...
Sınırları Aşmak
Aysun Erat
04.10.2007 - 16:17işte bu yüzden, ileri bakar gözlerin; sırtını, gerekirse geçmişe dön diye. Dilin bu yüzden mahpus...
Ellerin yandadır, birbirinden uzak; kıymetini bil diye, el ele tutuşmanın...
Sana, bu yüzden verildi; aklın, sığınakların...
İşte bu yüzden kıracaksın; zincirlerini birer birer...
Sana bir gün ...
İki Erik Hırsızının Hikayesi...
Aysun Erat
04.10.2007 - 16:02Eğer cennetten kovulmaya gönüllüyse bir yürek; meyveye, tadına ve hırsızlığına bakmaz ki. Sırayla, birer ısırıkla neler hallolmaz ki...
Memleketim
Melih Baki
04.08.2007 - 18:42Kaç gündür, yüreğim, atla git ananı babanı gör; yol ortasındaki turunçlara baka kal; bir kahvede dört sandalye ile otur; ye babam ye, kebap ye, ama kırk yıldır aynı yerde duran arabadan; o bereketli toprağı tut ellerinde saatlerce; sıcağında binlerce şair, yazar, müzisyen; kısaca, sanatçı yetiştirmi ...
Göz Aydınlığı
Samiha İkbal
21.06.2007 - 16:07Kahve falına inanmayı denediniz mi hiç...
Umut, ümit ya da her ne niyetine olursa...
Ya da; araba plakalarından fal baktınız mı hiç...
Göz istedimi ki aydınlığı...
Paydos
Samiha İkbal
21.06.2007 - 16:01Hani...
Hiç vazgeçmeyecektin...
Kendine bile...
Söz vermiştin...
Oysa...
Su Kokarsa
İlhami Başeğmez
21.06.2007 - 15:48Devlet; baba mıdır, vefasız oğul mu???
Vazgeçemediğimiz oğlumuzdur aslında...
Kan bağında...
İstemeyiz hata yapmasını...
O, yapar sıradan hatasını...
Ve yine; biz gel demeliyiz...
Çünkü onu...
Ben...
Sen...
O...
Biz...
Yarattık...
Ka/sap
İlhami Başeğmez
21.06.2007 - 15:42En sert taşı Dünya'nın...
Elmastır...
Taşı...
Ancak taş keser...
Para konuşursa...
Kısadır sözü...
Özdür...
Satan ilmini...
Unutup...
Öteki Dünya'nın...
Zaman dilimini...
Keserse...
Kendi...
Mezar taşını keser...
Kırkayak
İlhami Başeğmez
21.06.2007 - 15:34İnsanoğlunda da bir beyin, ama; içinde kırk tilki, kırkının da kuyruğu birbirine değmeyen...
Hikaye bu ya...
Tanrı; ölümü, önce dağlara vermiş...
Bakmış ki...
Biri ölünce...
Dağlar...
Binlerce yıl yas tutar...
E, peki ırmaklar...
Yas...
Çağıldamış senelerce...
İnsana vermiş ölümü.. ...
Beşi Bir Yerde
Ersen Beyazıt Özer
20.06.2007 - 19:32Sevgili ustam Cevat Çeştepe'nin yorumu üzerine yazılmıştır...
Ustama sevgilerle...
(Beşi Bir Yerde) de özel bir amacım vardı.
(Beşi Bir Yerde) adı bile bir sebep ve anlam taşıyor aslında; bir düşünün hele at sırtında, zurna zırıltısında geleni...
Bir de anahtar elinde olup ta, bir türlü gelme ...
Ardından Gelemedim! ! ! .
Seda Ahmet
17.05.2007 - 16:15Ne olur gitme
Az bekle...
Bir bakacaksın ki...
O gitmiş
Ve yıllar geçmiş...
Ve...
Hiç bir şey değişmemiş...
Sen Aşk sın!
Seda Ahmet
17.05.2007 - 16:09E, ben size ne diyeyim ki şimdi
Bilmiyorum...
Bu kadar da açık söylenmez ki aşk,
Ben seni sevmiyorum, ha...
Külahım yeterince büyük mü anlatmaya...
Eğer; aşka aşıksa
Bu, hafiften delirmiş sevdanın sesi...
Niye, böyle yüksek sesle konuşuyor...
Beklerim
Halime Şahin
17.05.2007 - 16:00Eğer, sokağın başından, ensesindeki gözlerle bakmıyorsa giden; kalan, çekip gitmelerin türküsünü yazar.
Su mudur taşa hasret; ya da taş, her su damlasında biraz daha erir mi...
Durdum ve Bekledim
Halime Şahin
17.05.2007 - 15:51Çekip gitmeyi özlediğiniz o karanlık; sizi, sizin kadar özler mi acaba...
Gelin, gitmeyin...
Giderseniz eğer; asıl, ayakta kaldığınız zamanda parmak ucunuza değen Dünya, sizi özler aslında...
Azad Ettim Aşkımı
Halime Şahin
17.05.2007 - 15:45Hayırsız evlat gibidir bazen sevda; ne, çek git diyebilirsiniz, ne de göğüs kafesinizden çekip gitmesine izin verirsiniz...
Gel
Yaşar Püllü
27.03.2007 - 21:31Yüreği; aklının egemenliğini kabul etmeyen dostum...
İçinde kalanların çığlığı ne zaman delice haykıracak???
Ne zaman gözyaşını kelimelere dökeceksin???
Yas Tutan Memeler
Yaşar Püllü
27.03.2007 - 21:25Dönmek istediğiniz ya da özlediğiniz; sizin, günün birinde inkar ettiğinizdir. Döndüğünüzde; o artık sizin sevdanızla aynı sözleri söylemez. Ardından ağlayacağınız; zaten Tanrı'ların dağında yer edinmiştir. Size kalansa; çiçegi olmadan büyüyebilen tatsız bir yemiştir.
Düştün Şiirimden
Yaşar Püllü
27.03.2007 - 21:16Elindeki bağlamanın teli
Artık, seni anlatmıyor dostum...
Yazdığın ağıtları kanınla yazıyorsun...
Tuza, ekmeğe ve suya kanmıyorsun...
Ama, töre yüzünden ağlamıyorsun...
Sevgiler ve iki gözün salgıları ile...
12 Eylül Kadını
Yaşar Püllü
27.03.2007 - 20:59Yüzünde gülücüklerle, kalbinde ağıt; sen ölürsün dostum...
Bırak; kimse arkandan ağlamayacak, insanı sevenden başka...
Gizli Sevda
Yaşar Püllü
27.03.2007 - 20:55Ve dibine kadar sevdanın, ki o ölene kadar seveceksin...
ağlamak sana düşmüş dostum...
Sevgiler ve sevdalar...
Ömrüm
Yaşar Püllü
27.03.2007 - 20:50Kendimize söylediğimiz yalanların en eski izleri; bizi bölen ve yüreğimizi delen rüzgarlar değil mi zaten?
Üşümek
Yaşar Püllü
27.03.2007 - 20:47Vazgeçmenin ağıdını yazmışsınız. Tuz; sadece gözlerinizde kalmamış, avucunuzda buharlaşana kadar umut beslemişsiniz. Yüreğiniz; göğsünüze büyük gelir olmuş. Sevgiler ve saygılar.
Toplam 23 mesaj bulundu