Ersal Özkan Antoloji.com

SAVAŞ BALTALARI ÇIKIYOOOOR

Her yerimiz cephe, her yanımız cephanelik.
Ne taraf dönsem barut kokuları geliyor burnuma.
Meğer bastığımız yerler, şehit kanı değil. Gıcır silahlar mezarlığıymış.
Doğu cephesi: Doğu Perinçek
Batı Cephesi: Batı çalışma grubu
Güney Cephesi: Tuncay Güney
Kuzey Cephesinden ise henüz bir ses yok.
Daha neleri duyacağız ve göreceğiz bilinmez.
Bildiğimiz ise varsa yoksa Ergenekon davası, seçim gelmiş neyime kan damlar yüreğime misali, kanlar oluk oldu İsrail’de…
Canlar bin parçaya bölündü.
Dünya seyrederken bizimde ülke olarak, yine halk bazında çıktı sesimiz.
Miting yapacağız. Sonra boykot ve ardından okullarda saygı duruşu…
Peki ya hükümet? Manevi değerleri arkasına alarak gelen hükümetimiz, hiç mi bir şey yapmayacak?
Bence çok zor. Zaten zor olduğu için içimizdeki kavganın tansiyonunu yükseltmiyor muyuz?
Öyle olmasa böyle hassas günlerden geçerken, Hahamlığa özenen Tuncay Güney gibi bir adamın ne işi vardı devletin televizyonunda?
Birileri sanki meşgul olalım diye iş veriyor elimize.
Hadi çıkan belgeler, bombalar el işi göz nuru peki bu Belgesiz belirsiz adamlar ne işi?
Demek bazen kolay inanmamıza kanıp, böyle basit işleri de sunabiliyorlar.
Kim mi bunlar? Tabi ki İşin aslını Filistin’de yapan, sahtesini de bize sunanlar.
Yani neymiş elin adamı silahlarını asla gömmüyor.
Ya biz ne yapıyoruz?
Kızılderililer misali savaş baltalarımızı gömüyor.
Sonrada yine onlar gibi en güzel sözleri biz söylüyoruz.
Bakın toprak ve doğa ile ilgili en güzel atasözleri Kızılderililerde, lakin yine bir karış toprağı olmayan onlar.
Çünkü bir zamanlar Kızılderililer öğüt vermekten, ahkâm kesmekten savaşmaya vakit bulamamışlar.
Beyaz adam geldiğinde onların savaş baltaları yerin altındaymış.
Ya Arplara ne demeli? Hele İran sus pus, bu arada pejak terör örgütünün de kendini lav etmesi.
Hâsılı birilerine göre “çok güzel hareketler bunlar” Oysa benim burnuma kötü kokular geliyor.
Yemeğin altının yanmadığı kesin.
Kesin olmayan ise hala birilerinin yüreğinin yanmadığıdır.
Çünkü halk bir şeyler yaparken, asıl adımları atması gerekenler bir şey yapmadı.
Sadece kanal değiştirdiler.
Peki, aslında ne mi oldu?
İsrail ile yapılan güvenlik, enerji ve su anlaşmaları iptal edilmedi.
İsrail'le diplomatik ilişkiler kesilmedi.
İsrail'le ticari anlaşmalar durdurulmadı.
MOSSAD-MİT istihbarat paylaşımı sürüyor.
İsrail Büyükelçisi 'istenmeyen adam' ilan edilmedi.
Şimdi söyleyin bana biz asıl kimi boykot edelim.
Benim saçım uzun aklım kısa, ya sizin?
Tuncay Güney’e inananlar ise bu sorunun muhatabı değildir.
Lakin şu soruyu herkes paylaşabilirim.
Hazır yerin altından onca cephanelik çıkmışken, bunu savaş baltalarını çıkartıyoruz şeklinde dünyaya mesaj olarak versek iyi olmaz mıydı?
Şaka bir yana zaman kazı yapma, birbirimizin yakasına yapışma zamanı değil.
El ele omuz omuza olma zamanıdır. Bilmem anlatabildim mi?

www.yenimeram.com.tr Seda Meral yazısını çok beğendim..Doğru bir bakış açısı bence