Seni seviyorum çocuk! Kırmızıya boyanmış coğrafyanı... yorulmadan düşlüyorum seni. Hatıralarını taze tutayım diye bir an bile ara vermiyorum düşlerime. Yaşıtların oyuncaklarla oynarken senin eline tutuşturulan sapanı düşünüyorum. Derdin kadar gererek, içine küçük sandığım o kocaman yüreğini taş niyetine koyarak,'İsabet Ya Rabbi...' diyerek salıverişini yüreğini. Düştüğü yerden ebabil duaları duyuyorum.
İşte seni bu yüzden çok seviyorum...
Seni seviyorum çocuk! Heybetin çok zaman beni korkutuyor ama olsun. Eğer ben korkuyorsam şahin gözlerin kime düşmanca bakıyorsa onlar da korkuyordur. Bu düşünce beni mutlu ediyor. Arkadaşlarınla verdiğin sözü duydum. 'Kimden gelirse gelsin zulme, her kim olursa zalime karşı' yılmadan mücadele edecekmişsiniz. Ey çocuk! Hiç demez misin ben neden yaşıtlarım gibi değilim? Bu coğrafya da doğmak senin tercihin değil, biliyorum. Biz de olabilirdik senin yerinde. Gündüzleri sapan geren ellerimiz geceleri duaya açılabilirdi. Her gün arkadaşlarımızdan biri eksik toplanabilirdik. O çocuk dillerimiz yokluklarında anne-baba demeyi unutabilirdi. Ama kader! Kan senin coğrafyana düştü ama inan kızıllığı yüzümüze vurdu çocuk. Kızmazsın hiç bize, biliyorum.
İşte seni en çok da bundan seviyorum! ! !
..