Enes Çubukçu Adlı Antoloji.com Üyesinin Şair ...

gül ve gülmek ikisini çok iyi harman etmiş Nurullah Genç

kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
atlılar kaybeder yolunu, hasretimin
posta güvercinleri geri dönmez ülkeme
yaslı dereler gibi mutsuzluğa akarım
kapama gözlerini; karanlıktan korkarım
vay be ne destandı bu ya adı üstünde gözlere destan ancak bu kadar güzel yazılırdı

gözlerin en soylu atların koştuğu bir bahar gezegeni
çeşmelerin bakınca gülümsediği
ırgatların göklere yöneldiği
latince bilenlerin nergis akşamlarında
göllere meydan okuyup
kıyısında şarkılar dinlediği
tutkular değirmeni
bunlar ne muhteşem dizeler manzumesi şair ne güzel birleştirmiş ...

Mehtabım gülümse de kalbimde gül büyüsün
Sen ki, güzel gözlerin belki en büyüğüsün ah o gözler uğruna destan yazılan şiirlerin en güzeli ilham kaynağı gözler

değişik bir tarz doğrusu okuduğum şiirler arasında

yıkarak köprüleri, yakarak gemileri
mütavazı ellerin, kınalı gözlerinle
ardımdan ağlatarak kabartma resimleri
gideceğim buralardan seninle

evet nasıl bir arayışsa sevgilisiz olmalı onunla gidiyor

Birgün utku için, hicran yerine
Dalmak için hülya bahçelerine
Dostların ıslanmış çehrelerine
Son defa, hasretle bakar giderim

bir fırtına kopar şairden ve gider ne hoş bir şiirdir

korkma, kış bende kalır yıllar boyu, bilmezsin
saçlarına damlalar düşer gülüm, silmezsin
içimden kopmuş gibi dinlersin şarkıları
gülümserken sessizce ağlatırsın suları

bu güzel şiirin arkasından ne desek kifayetsiz kalacaktır

Bil ki kıyamet kopsa bu ateş sönmeyecek
Heyhât! Şair mehtaba bir daha dönmeyecek
şair ne güzel ifade bekleyen her zamanı onu bekleyemez bazen yolunu değiştirir işte

Naz ile uğulduyor kulaklarımda meltem
İğneli bakışların yıktığı viraneyim
Istırap sergilerken yüzünde, binbir sitem
Neyleyim visalini, ben artık divaneyim
şair sanki ben aşkı buldum seni neyleyeyim diyor

sevdiğine geceye soruyor her yerde onu arıyor her yer izini görse onu bulamıyor ya da bulmak istiyor eski aşklar gibi

ağlamak, bir umuda başlamaktır yeniden diyor şair
ya da hayata yeniden daha güzel başlamadık ağlamak

ey sarı gök bulutu, ey ızdırap gülşeni
dokundur ellerini şiirin alevine
yoksa aşk, bir köşede ansızın yakar seni
ne demeli şimdi mısralara güzel,muhteşem demekle kurturabilir miyiz bu yoğunluktan

Ey damar damar öfke, pıhtı pıhtı kan melal
Ey gönlünü bir damla suya bırakan melal
bazen bir sözü anlatamazsınız ondaki akıcılık deryasında kaybolursunuz

hangi ürkek kavgada yaralandın yiğidim
seni bu şuh kafese hangi zalim el koydu
diyorsun: bir zamanlar gülşende bir bey idim
bu naylon çiçeklerin adını kim gül koydu
ne kadar şu an ki dönemi naylon çiçekler...

yalan dünya, sen dönmene devam et
O bilmesin, kopsa bile kıyamet
ince sözler Nurullah hocamdan sorulur

Mustafa cihattan dinlediğim bir şarkının sözleri bunlar

sevdiği kişinin her şeyine şiir yazan bir şair işte

her şey sende gül olsa da ben diken diken derken sana söyleceklerim diken diken oluyor diyor şair

okunmamış esrarlı bir öykünün
memnu satırları gibidir yüzün
vuslatın eflatun gecelerinde
uykusunu kaçırmışsın gündüzün
oysa ne yerdesin , ne gökyüzünde
derindesin rüya kadar derinde
bu mısralar en az 1 bin kez okunsa bile sıkmaz her okunuşunda farklı tatlar alınır

o gözler ki neleri tutuşturmaz ki şairim sular bile o ateşi görünce ateşe döner

yapraklar üşür de çiçekler üşümesin bir şair ancak bu kadar ince düşünebilir ne diyebilirim bu söze...

biliyorum canfezam vuslat unutturur beni derken sanki kavuşma olursa beraber olacak unutma da olmayacak diyor sanki

ustalık isteyen bu mısraları ancak Nurullah Genç Hocam yazabilirdi tebrikler