Kızıl bir rüzgârı dillendirirdi bakışların Söyle! Anlatmak istediğin bir şeyler mi var Duraksayan aksak kelimelerinde mi kalan, Boğazıma takılansa yutkunamadığım dilimde Sessiz hecelerimdir inleyen sesler eşliğinde…
Ağlatan, ağlayan ben oldum mısralarımda Sözler yine bir zehir olur dudaklarımda Sen gür bir ses oluversen diye beklerim, Bense durgun dingin suda bir sürçü lisan Aramızda uzayıp gidense kalın duvarlar…
dogum gununuz kutlu olsun mutlu olsun senelerce...
bu yazıda hedıyenız efendım..
Alay Etmenin Cezası Dini Hikayeler Gavs-ül-Memdûh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam'a gidip gitmediğini sordu.
O da; 'Gitmedim efendim' deyince;
'Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin? ' buyurdu.
İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam'ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam'ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-Memdûh;
'Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi? ' buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve hocasına;
'O köy buraya uzaktır, görünmez efendim.' diye cevap verdi.
Bunun üzerine;
'Doğu tarafına bak! ' buyurdu.
O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan Boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, Gavs-ül-Memdûh'un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu. Gavs-ül-Memdûh;
'Abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun? ' diye sordu.
O da;
'Görüyorum efendim. Eğer müsâade buyurursanız hemen hakkından geleyim.' diye sordu.
Hocasının hiç cevap vermemesinden cesâretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allahü teâlânın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryâd etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat Gavs-ül-Memdûh;
'Yeter yâ Abdürrahîm! ' buyurunca, durdu.
Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerâmetlerine hayran kalmıştı.
Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde Gavs-ül-Memdûh'un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi;
'Aman yâ Hocam! Allahü teâlâyı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücûdum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatâmı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için duâ ediniz.' diyerek ağladı.
Gavs-ül-Memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak duâ etmeye başladı. Sonra mübârek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin ağzı, Allahü teâlânın izniyle eski hâline geldi.
Her sabah dünyanıza pırıl pırıl ışıl ışıl aydınlık sımsıcacık doğsun güneş Ömrünüzce sağlık mutluluk huzur sevinç neşe umut olsun gönlünüze eş Yaşadıkça hayat rengarenk bir bahar gibi hep gülümseyip dursun size Bir gün bile hüzün düşmesin sizin o sevgi dolu duygu yüklü yüreğinize 26.06.2013 savaş gürsoy
merhaba Şiir yazıyor ve okuyorum.. yazan okuyan şiiri yaşama biçimi olarak algılayan ve şiirin gerçekleri yansıtan yegane estetik değer olduğuna inan, ben yaşamı yaşadığım gibi değil düşündüğüm gibi seviyorum..Siz? ?
26.06.2017 - 20:20
Site arkadaşımız Bayan Elif Yıldız Kıratlı
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
- Ayrıca sizi sitemizdeki bu saygın gruplarımızda görmek dileklerimizle esen kalın...
* Gizler Dünyası *
* Antoloji Sitesi Üyeler Birliği *
05.04.2017 - 11:51
Saygılar ola... Selam ile... Sevgilerimle...
DUVARLARA DAİR
Kızıl bir rüzgârı dillendirirdi bakışların
Söyle! Anlatmak istediğin bir şeyler mi var
Duraksayan aksak kelimelerinde mi kalan,
Boğazıma takılansa yutkunamadığım dilimde
Sessiz hecelerimdir inleyen sesler eşliğinde…
Ağlatan, ağlayan ben oldum mısralarımda
Sözler yine bir zehir olur dudaklarımda
Sen gür bir ses oluversen diye beklerim,
Bense durgun dingin suda bir sürçü lisan
Aramızda uzayıp gidense kalın duvarlar…
İbrahim Soyalar
26.06.2015 - 21:23
Şaire arkadaşımız Bayan Elif Yıldız Kıratlı
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
Dr.Jivago - Işık German Ersoy
26.06.2015 - 00:16
Doğum günün kutlu olsun. Sağlıklı sıhhatli başarılı ve mutlu uzun ömürler. Selamlar, sevgiler.
26.06.2014 - 18:47
Şaire arkadaşımız Bayan Elif Yıldız Kıratlı
** NİCE UZUN YILLARA...DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
26.06.2014 - 08:20
dogum gununuz kutlu olsun mutlu olsun senelerce...
bu yazıda hedıyenız efendım..
Alay Etmenin Cezası Dini Hikayeler
Gavs-ül-Memdûh hazretleri, bir gün dergâhın önünde otururken Abdürrahîm Efendiyi huzûr-ı şerîflerine çağırdı. Şam'a gidip gitmediğini sordu.
O da;
'Gitmedim efendim' deyince;
'Şu tarafa bak bakalım ne göreceksin? ' buyurdu.
İşâret ettiği yöne baktığında, yemyeşil bahçeleriyle, Şam'ın karşısında durduğunu hayretle gördü. Şam'ı merakla seyrettiğini gören Gavs-ül-Memdûh;
'Abdürrahîm! Boşi köyü buradan uzakta mıdır görülebilir mi? ' buyurunca, rüyâdan uyanır gibi Şam gözlerinden silindi ve hocasına;
'O köy buraya uzaktır, görünmez efendim.' diye cevap verdi.
Bunun üzerine;
'Doğu tarafına bak! ' buyurdu.
O anda küçük bir tepenin yamacında kurulmuş olan Boşi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarında, Gavs-ül-Memdûh'un talebelerinden birkaç tânesi oturmuş sohbet ediyorlardı. Köy bekçisi de yanlarında sırt üstü uzanmış yatıyor, talebelerle alay ediyordu.
Gavs-ül-Memdûh;
'Abdürrahîm! Bekçinin arkadaşlarınla alay ettiğini görüyor musun? ' diye sordu.
O da;
'Görüyorum efendim. Eğer müsâade buyurursanız hemen hakkından geleyim.' diye sordu.
Hocasının hiç cevap vermemesinden cesâretlenerek ayağını hızla bekçiye doğru salladı. Allahü teâlânın izniyle, ayağı bekçinin tam karnına isâbet etmiş ki, birden karnını tutmaya ve feryâd etmeye başladı. Bir daha vuracaktı, fakat Gavs-ül-Memdûh;
'Yeter yâ Abdürrahîm! ' buyurunca, durdu.
Boşi köyü de gözünden kayboldu. Hocasının bu kerâmetlerine hayran kalmıştı.
Aradan on gün geçmişti. Boşi köyünün bekçisi, yüzü sarılı bir hâlde Gavs-ül-Memdûh'un huzûruna çıkarıldı. Ağzı sol kulağına kadar eğilmişti. Eğilen taraf kırış kırış olmuş, diğer tarafı da davul zarı kadar gerginleşmişti. Bu sebeple ne ağladığı ne güldüğü, ne de konuştuğu anlaşılıyordu. Zor konuşabilen bekçi;
'Aman yâ Hocam! Allahü teâlâyı zikreden talebelerinle alay ederken, birisi şiddetle karnıma vurdu. O anda bütün vücûdum hareketsiz kaldı. Ağzım da bu hâle geldi. Bundan böyle hatâmı anladım ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve ağzımın eski hâle gelmesi için duâ ediniz.' diyerek ağladı.
Gavs-ül-Memdûh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldırarak duâ etmeye başladı. Sonra mübârek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin ağzı, Allahü teâlânın izniyle eski hâline geldi.
Evliyalar Ansiklopedisi, İhlas Yayınları
26.06.2013 - 20:35
Şaire arkadaşımız Bayan Elif Yıldız Kıratlı
** DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...**
26.06.2013 - 16:59
Doğum gününüzü kutlar sağlık sıhhat huzur dolu nice nice yıllar dilerim
Saygı ve muhabbetle
26.06.2013 - 08:49
Her sabah dünyanıza pırıl pırıl ışıl ışıl aydınlık sımsıcacık doğsun güneş
Ömrünüzce sağlık mutluluk huzur sevinç neşe umut olsun gönlünüze eş
Yaşadıkça hayat rengarenk bir bahar gibi hep gülümseyip dursun size
Bir gün bile hüzün düşmesin sizin o sevgi dolu duygu yüklü yüreğinize
26.06.2013
savaş gürsoy
Toplam 9 mesaj bulundu