yolumun kavsine aldırmaksızın
dur diyene sınır tanımaz
sus diyene ses vermez oldum
zaten yanar yanar kan kan için için akarım
göz yaşıyım
gözden düşerim sanırlar
andı
zamansızlığın ortasına düşmüş bir meczuptum
küfrediyordum lisanımın yettiğince
kavmimin doğrudur dediği tüm isimlendirilmişliğe
ve uzaylısıydım düz zannedildiğinde zeminin
ve yangına sürgün ettiği cadısıydım orta çağ zihniyetinin
kessem kanım akmazdı
akmadı
dondu kaldı
ansızlığın en terkedilmiş köşesinde
kanadım
gözümle sürebileceğim
ruhumla okuyabileceğim izler kaldı
kötüyüm.
umutsuz vakayım.
içimde sürekli konuşan seslerden en zehirli olanı, en canımı yakanı en sinsisi faaliyette. o yaşatıyor ve acıtıyor, acıttırıyor.
mutsuzken yanımda.
ve mut' um kalmadı; mutsuzum..
senin gibi mi yapmalıyım ben de.
kapatsam mı kendimi şarjım bitmeksizin. başım dönüyor, oturduğum yerde havada gibiyim şuan. halbuki bu baş dönmesini sağlayacak hiçbir maddeye bağımlılığım sempatim yok.
biliyor musun ben içimde çöller inşa ediyorum. parlak ve kızgın zerreleri ateşli hummaları yılanları kaktüsleri susuzluğıyla; içimde çıplak ayaklı çöller kanlı ayaklı çöller.
parmaklarım mutsuz. kendini yazmaktan alıkoyuyor.
niçin benim içimde boşluklar büyüyor. niçin karışıyor toza dumana bulanıyor.
sigara dumanı havada asılı kalır. öylece durur çöker mekanın üç kuruşluk atmosferine. havada asılı lacivert bir duman. ben o duman gibi hissediyorum kendimi. o kadar sızılı. o kadar ağır.
gözlerimde zihnimi ve içimi rahatsız eden düşünmeyi istemediğim görüntüler. hiç yaşanmadılar. belki estetik yoksunu değiller ancak hiç sağlıklı da değiller. her şeye rağmen o görüntüleri estetik bulmam bile beni rahatsız kılmaya yeter.
içimde aynalar var. sonsuzu var etmeye çalışan paralel aynalar. ve öyle bir boyutsuzluğun içinde var olmuşlar ki aynalar darmadağın paralel olması imkansıza yakın. ama paraller işte bu boyutsuz çıkmazın içinde.
dönemeçlerime çıkmaz sokkaklar sığdırmayı ne de çok seviyorum.
çıkmazında olduğum sokkakların hepsinde hikayesi olan hiç tanımadığı yüzler. nadir gördüğüm rüyalara da girerler bazen. hiçbirinin yüzü aynı değildir ve bir görünen yüz bir dha asla bana göz kırpacak değil.
çıkmaz sokaklarımda her zaman bir yıkıntı ev var. geçmişle sarmaş dolaş olmuş.
kafayı yiyeceğim geçmiş geçmiş diye diye.
ben kendi geçmişimde de değilim. ben geçmiş kavramının kendisinde kilitliyim.
hiç anahtarım yok hiç çilingirim yok.
bir zamanlar severdim ben kocaman şatomu. kimsenin aşamayacağı herkesin etkisine sırrına bir şekilde kapıldığı karanlık şato. karanlık denizlerin dibi.
şimdi de seviyorum o hain sesi. elimde değil o karanlık seste boğulmak havasız kalmak kadar güzelini bulamadım hala.
ancak gerçek ortada.
bu şatonun anahtarı yok.
kilitsiz kalemde kendime kilitliyim.
kendimin labirentinde öyle kaybolmuşum ki kendime aciz kendimden kaçak kendime tutsak kendime köle kendime asi kendimle kavgalı kendimden nefretli kendime aşık...
zavallıyım.
başım ağrıyor.
gözden düşmek
14.08.2006 - 15:04yolumun kavsine aldırmaksızın
dur diyene sınır tanımaz
sus diyene ses vermez oldum
zaten yanar yanar kan kan için için akarım
göz yaşıyım
gözden düşerim sanırlar
büyüyünce ne olacaksın?
14.08.2006 - 15:01küçücük olacağım
bir nokta gibi
Another Brick In The Wall
14.08.2006 - 14:59dün bi arkadaşla anlamı üzerine bahsettiğimiz
kendi küçük tuğla oluşumuzun acı tadı
bıçak yarası
11.08.2006 - 16:20kolumda...
bıçak yarası
11.08.2006 - 16:19andı
zamansızlığın ortasına düşmüş bir meczuptum
küfrediyordum lisanımın yettiğince
kavmimin doğrudur dediği tüm isimlendirilmişliğe
ve uzaylısıydım düz zannedildiğinde zeminin
ve yangına sürgün ettiği cadısıydım orta çağ zihniyetinin
kessem kanım akmazdı
akmadı
dondu kaldı
ansızlığın en terkedilmiş köşesinde
kanadım
gözümle sürebileceğim
ruhumla okuyabileceğim izler kaldı
kılıç yarası gibi
11.08.2006 - 16:08kılıç yarası gibidir benim için
dosttur
düşmandır
acıdır
tensiz kalmışçasına içte duyulandır
kimsesizlik
11.08.2006 - 16:05kimsiz kimsesizlik olur
kim kimseyken kimsesizlik kimselilik olur
kimsesizlik
11.08.2006 - 16:04kimse kim
içinde rahatsız
dengesiz bir iklim
kimsesiyim.
kimin sesiyim
sadece kimseyim.
narsist
11.08.2006 - 16:02kolumda üç çizik yara
dua eder tanrısına
bir harfe döner dolar
kolumda bir iç dünya
kafamı ruhumu yakar yıkar
kalem
11.08.2006 - 10:20keskin konuşur
sakat bir ruh
çaresiz
kanar
direnç
11.08.2006 - 10:18izlere direncim
son heceme dair
yanılgı içinde yanlış
içimde
her
an
koca bir kış
nihan
09.08.2006 - 15:41şimdilik nihan olurum nedirden..vs vs
nihan
09.08.2006 - 15:38-adın ne
*nihan
-isminin anlamını biliyor musun
*evet
-o halde neden söylüyorsun
baş ağrısı
09.08.2006 - 15:35ne an
-den hali olacağım yaa
offf
baş ağrısı
09.08.2006 - 15:34şuan için
ismimin -de hali
geçmiş
09.08.2006 - 15:32gelecekten daha çok yoksun
soluksuzsun
dün
09.08.2006 - 15:31dünyada bir dün..
söyle bakalım dün
sen hiç varoldun mu
bağırmak
09.08.2006 - 15:25en sevdiğim nazım şiirlerinden...
kerem gibi...
gelen mesajlar
09.08.2006 - 15:24birisinin gelen mesajlar hanesinde olacaktı.
bu anlatımım sadece onaydı. sonra nedensiz
eflatun' a döküldüm...
eflatun
09.08.2006 - 15:21kötüyüm.
umutsuz vakayım.
içimde sürekli konuşan seslerden en zehirli olanı, en canımı yakanı en sinsisi faaliyette. o yaşatıyor ve acıtıyor, acıttırıyor.
mutsuzken yanımda.
ve mut' um kalmadı; mutsuzum..
senin gibi mi yapmalıyım ben de.
kapatsam mı kendimi şarjım bitmeksizin. başım dönüyor, oturduğum yerde havada gibiyim şuan. halbuki bu baş dönmesini sağlayacak hiçbir maddeye bağımlılığım sempatim yok.
biliyor musun ben içimde çöller inşa ediyorum. parlak ve kızgın zerreleri ateşli hummaları yılanları kaktüsleri susuzluğıyla; içimde çıplak ayaklı çöller kanlı ayaklı çöller.
parmaklarım mutsuz. kendini yazmaktan alıkoyuyor.
niçin benim içimde boşluklar büyüyor. niçin karışıyor toza dumana bulanıyor.
sigara dumanı havada asılı kalır. öylece durur çöker mekanın üç kuruşluk atmosferine. havada asılı lacivert bir duman. ben o duman gibi hissediyorum kendimi. o kadar sızılı. o kadar ağır.
gözlerimde zihnimi ve içimi rahatsız eden düşünmeyi istemediğim görüntüler. hiç yaşanmadılar. belki estetik yoksunu değiller ancak hiç sağlıklı da değiller. her şeye rağmen o görüntüleri estetik bulmam bile beni rahatsız kılmaya yeter.
içimde aynalar var. sonsuzu var etmeye çalışan paralel aynalar. ve öyle bir boyutsuzluğun içinde var olmuşlar ki aynalar darmadağın paralel olması imkansıza yakın. ama paraller işte bu boyutsuz çıkmazın içinde.
dönemeçlerime çıkmaz sokkaklar sığdırmayı ne de çok seviyorum.
çıkmazında olduğum sokkakların hepsinde hikayesi olan hiç tanımadığı yüzler. nadir gördüğüm rüyalara da girerler bazen. hiçbirinin yüzü aynı değildir ve bir görünen yüz bir dha asla bana göz kırpacak değil.
çıkmaz sokaklarımda her zaman bir yıkıntı ev var. geçmişle sarmaş dolaş olmuş.
kafayı yiyeceğim geçmiş geçmiş diye diye.
ben kendi geçmişimde de değilim. ben geçmiş kavramının kendisinde kilitliyim.
hiç anahtarım yok hiç çilingirim yok.
bir zamanlar severdim ben kocaman şatomu. kimsenin aşamayacağı herkesin etkisine sırrına bir şekilde kapıldığı karanlık şato. karanlık denizlerin dibi.
şimdi de seviyorum o hain sesi. elimde değil o karanlık seste boğulmak havasız kalmak kadar güzelini bulamadım hala.
ancak gerçek ortada.
bu şatonun anahtarı yok.
kilitsiz kalemde kendime kilitliyim.
kendimin labirentinde öyle kaybolmuşum ki kendime aciz kendimden kaçak kendime tutsak kendime köle kendime asi kendimle kavgalı kendimden nefretli kendime aşık...
zavallıyım.
başım ağrıyor.
duygu asena
02.08.2006 - 10:45kadın.
Kırmızı Ejderha
02.08.2006 - 10:43nefeste
ve her daim içeride
tutku
bir kırmızı kötülük
kanar
kanını bilmez
yanar külünü görmez
sıkılmak
01.08.2006 - 13:53sıkıldım
kıskanmaktan da yoruldum
yanlıştın
Back To The Future / Geleceğe Dönüş
01.08.2006 - 13:52en sevdiğim filmdi..
defalarca izlemişliğim var ;)
Toplam 2281 mesaj bulundu