uzak ta isen görüntün bi var bir yok ince bir çizgi, kırpıntı o zaman iyi hoş tatlı
yakına geliyorsun geldiğinde bozuluyor tüm harikalar kopup gdiyor sözler ağzımdan parça toz duman bütün kum beton tüm benzetmeler yetişemiyor kopuyor ellerim bütün iplerden ve ellerin seninde
uzakta isen iyi hoş tatlı yakına geliyorsun sis fırtına uzakt....
içimde küçük bir kar tanesi yuvarlanmaya başladı bir kar topuna dönüştü sonra ve gittikçe çapını arttırarak dipsiz derinliklere düşmeye devam ediyor...
sen çok karanfil gördün ama farkında değilsin karanfil olduğunu bilmeden görüp geçtiğin üstelik bir çok karanfil bir çok rengin ikliminden su içmiş.. lakin karanfil çok da civcivli bir çiçek olmadığından bilmediğini bilmeyenlerden oldun... .. bilir misin ben de hiç kasımpatı görmedim tanışmadım kasımpatıyla ancak eşşekdikeni gördüm üstelik çok sivriydi üstelik çiçeği pembe beyaz güzeldi üstelik geometrisi vardı üç boyutluyken iki boyutluluk renksizliğinde değildi.. farklıydı üstelik kansere iyi gelen şifalı bir bitkiydi.. lakin o eşşek dikeniydi .... bir de zakkum vardır bilmem bilir misin zehirlidir...
resmini avatarıma astığım bi r çiçek vardı ben kkaranfil sanıyrodum en çokda ondan asıyordum
hayır değilmiş o karanfil değilmiş yine bu kaçıncı yaa karanfil sanıp aldandığım kaçıncı çiçek
kasım patıymış başka birisi hayrı kasım patıda değil dedi aslında
bugün tam olarak şunu anladım ben hiç karanfil görmedim galiba rasgele baktüım çiçekler arsında gözüm onujnda üzeründen geçmiştir mutlakaa fakat sadece o iştee bir göz gezmesiii oda farkına varamadan bilinçsizcee rasgelee
ne düşüm, ne düşüşüm, ne de düşüncem belli... belki de sadece hülyalarımla yaşıyorum... kanıyorum... kanadıkça kanatıyorum... we sonrasında daha çok kanıyorum... ben bir kısır döngüdeyim... hep aynı yerdeyim...
bu hayyatta güvenip herşeyimi anlattığım tek kişi olan biricik dostumu çok özlüyorum bazen diyorum iyiki o varmış iyiki varmış o olmasa ben nasıl olurdum nasıl yaşardım kime anlatırdım okadar sıkıntıları hadi ben anlatırdım yine birilerine ama onunkadar iyi kim anlardı beni iyiki varsın petuşum iyiki varsın bebeğim iyiki benim dostumsun bitanem seni çok özledim....
zaman geçiyo gelişin yaklaşıyo seni bekliyorum 1 ay var geliceksin şaşasınn petuşum gelicek:==))) 1 ay çok gibi ama olsun yinede az diye kandıralım kendimizi... öpüldün kardeş....
O'nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz... ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin... O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain... sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa, ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa... dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse... hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse... elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O'nun yüzü pembeyse, kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar... her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O... her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa... bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa, iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa... iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa... eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız... mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken 'keşke O anlatsa' diye iç geçiriyorsanız... kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü... özlemi, sol tarafınızda tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu... hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız... O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse... ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse... gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de; bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine... uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa... dışarıda yer yerinden oynuyor ve 'içeri'de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa, nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim... gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa... Her gidişte ayaklarınız 'Geri dön' diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla... ...o halde bugün sizin gününüz! .. 'Çok yaşa'yın ve de 'siz de görün'üz.
08.02.2007 - 17:23
;)
08.02.2007 - 17:22
ii
08.02.2007 - 17:22
:Pp
03.02.2007 - 14:43
cana yakın biricik insan =) senle aynı ortamı paylaştığım için şanslıyım ya ;)
31.01.2007 - 22:56
büyülendim...
14.01.2007 - 19:09
uzak ta isen görüntün bi var bir yok ince bir çizgi, kırpıntı o zaman iyi hoş tatlı
yakına geliyorsun geldiğinde bozuluyor tüm harikalar kopup gdiyor sözler ağzımdan parça toz duman bütün kum beton
tüm benzetmeler yetişemiyor kopuyor ellerim bütün iplerden ve ellerin seninde
uzakta isen iyi hoş tatlı
yakına geliyorsun sis fırtına uzakt....
13.01.2007 - 22:15
ufaklığın cici kısı ;)
10.01.2007 - 16:18
her biri birbirinden farklı kar tanelerinden oluşan bir çığ...
aynı olan tek şey renkleri...
eflatun...
10.01.2007 - 13:51
içimde küçük bir kar tanesi yuvarlanmaya başladı bir kar topuna dönüştü sonra ve gittikçe çapını arttırarak dipsiz derinliklere düşmeye devam ediyor...
B U - B İ R - Ç I Ğ!
08.01.2007 - 23:11
cehenneme yağan kar sın belki
08.01.2007 - 14:15
Eflatun bir kar tanesi gibi konmuş yanağıma... :)) Bende seni öptümmm... :)))
06.01.2007 - 12:15
Mübarek Noel Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarkene Cenabı Haktan hayırlara vesile olmasını dilerim..
İsa Sizi, Bizi, Onları, Bunları hasılı topumuzu korusun...
02.01.2007 - 10:35
ama yinede elimde çok kesin bir somutluk var aklım daha hıfzedemedi bir karanfili
bewn hiç karanfil görmedim
zakkum sa cehenenemin en güzide gözde ağacı oysa cehennem i sormalıyım önce hangisi hangimiz
30.12.2006 - 16:45
sen çok karanfil gördün ama farkında değilsin
karanfil olduğunu bilmeden görüp geçtiğin
üstelik bir çok karanfil bir çok rengin ikliminden su içmiş..
lakin karanfil çok da civcivli bir çiçek olmadığından
bilmediğini bilmeyenlerden oldun...
..
bilir misin ben de hiç kasımpatı görmedim
tanışmadım kasımpatıyla
ancak eşşekdikeni gördüm
üstelik çok sivriydi
üstelik
çiçeği pembe beyaz güzeldi
üstelik geometrisi vardı
üç boyutluyken iki boyutluluk renksizliğinde değildi..
farklıydı
üstelik kansere iyi gelen şifalı bir bitkiydi..
lakin o eşşek dikeniydi
....
bir de zakkum vardır
bilmem bilir misin
zehirlidir...
22.12.2006 - 21:24
resmini avatarıma astığım bi r çiçek vardı ben kkaranfil sanıyrodum en çokda ondan asıyordum
hayır değilmiş o karanfil değilmiş yine bu kaçıncı yaa karanfil sanıp aldandığım kaçıncı çiçek
kasım patıymış başka birisi hayrı kasım patıda değil dedi aslında
bugün tam olarak şunu anladım
ben hiç karanfil görmedim galiba rasgele baktüım çiçekler arsında gözüm onujnda üzeründen geçmiştir mutlakaa fakat sadece o iştee bir göz gezmesiii oda farkına varamadan bilinçsizcee rasgelee
ben hiç karanfil görmedim
15.12.2006 - 17:13
ne düşüm, ne düşüşüm, ne de düşüncem belli...
belki de sadece hülyalarımla yaşıyorum...
kanıyorum...
kanadıkça kanatıyorum...
we sonrasında daha çok kanıyorum...
ben bir kısır döngüdeyim...
hep aynı yerdeyim...
09.12.2006 - 00:42
yazmak isteyip da yazamamak...
senin için bu ruh halindeyim...
sadece bil istedim...
05.12.2006 - 09:27
bu hayyatta güvenip herşeyimi anlattığım tek
kişi olan biricik dostumu
çok özlüyorum bazen diyorum iyiki
o varmış
iyiki varmış
o olmasa ben nasıl olurdum nasıl yaşardım kime
anlatırdım
okadar sıkıntıları
hadi ben anlatırdım yine birilerine
ama onunkadar iyi kim anlardı
beni
iyiki varsın petuşum iyiki
varsın bebeğim
iyiki benim dostumsun
bitanem seni çok özledim....
30.11.2006 - 13:20
zaman geçiyo gelişin yaklaşıyo
seni bekliyorum 1 ay var geliceksin
şaşasınn petuşum gelicek:==)))
1 ay çok gibi ama olsun yinede
az diye kandıralım kendimizi...
öpüldün kardeş....
29.11.2006 - 13:44
E ğer...
O'nu hatırladıkta başı göğe ermişçesine ya da asansör boşluğuna düşmüşçesine ürperiyorsa yüreğiniz...
ömrü saatlere sıkışmış bir kelebek telaşıyla O hüzünden bu neşeye konup kalkıyorsanız gün boyu nedensiz... ve her konduğunuzda diğerini iple çekiyorsanız bu hislerin...
O'nunlayken pervaneleşen yelkovanlar, O'nsuz mıhlanıp kalıyorsa yerine, bir akrep kadar hain...
sınıfta, büroda, yolda, yatakta içiniz içinize sığmıyor, O'ndan söz edilince yüzünüz, sizden habersiz, mis kokulu bir ekmek dilimi gibi kızarıyor, mahcup somurtuyor veya muzip sırıtıyorsa,
ve O, her durduğunuz yerde duruyor, her baktığınız yerden size bakıyor, siz keyiflendikçe gülüp, hüzünlendikçe ağlıyorsa...
dünyanın en güzel yeri O'nun yaşadığı yer, en güzel kokusu bedenindeki ter, en dayanılmaz duygusu gözlerindeki kederse...
hayat O'nunla güzel ve onsuz müptezelse...
elmalar pembe, kiremitler pembe, gökyüzü, yeryüzü, O'nun yüzü pembeyse,
kışlar ilkbaharsa, yazlar ilkbahar, güzler ilkbahar...
her şiirde anlatılan O'ysa... her filmin kahramanı O... her roman O'ndan söz ediyor, her çiçek O'nu açıyorsa...
bir anlık ayrılık, bir ömür gibi geliyor ve gider gitmez özlem saç diplerinizden çekiştirip beyninizi acıtıyorsa,
iştahınız kapanıyor, iştahınız açılıyor, iştahınız şaşırıyorsa...
iştahınız, hasret acısında bile karşı konulmaz bir tat buluyorsa...
eliniz telefonda yaşıyor, işaret parmağınızla ha bire O'nu tuşluyor, dara düştüğünüzde kapıyı çalanın O olduğunu adınız gibi biliyorsanız...
mütemadi bir sarhoşluk halinde, her çalan telefona O diye atlıyor, vitrindeki her giysiyi O'na yakıştırıyor, konuşan birini dinlerken 'keşke O anlatsa' diye iç geçiriyorsanız...
kokusu burnunuzdan, sureti gözünüzden, sesi kulağınızdan, teni aklınızdan silinmiyorsa bir türlü...
özlemi, sol tarafınızda tek nüsha bir yasak yayın gibi taşıyorsanız gün boyu...
hem kimseler duymasın, hem cümlealem bilsin istiyorsanız...
O'nsuz geceler ıssız, sokaklar öksüzse...
ayrılık ölüme, vuslat sehere denkse...
gamze gamze tebessüm de onun içinse, alev alev öfke de;
bunca tavır, onca sabır ve nihayetsiz kahır hep O'nun yüzü suyu hürmetine...
uğruna ödenmeyecek bedel, gidilmeyecek yol, vazgeçilmeyecek konfor yoksa...
dışarıda yer yerinden oynuyor ve 'içeri'de bu sizi zerrece ilgilendirmiyorsa,
nedensiz küsüyor, sebepsiz affediyorsanız ve bütün bu hallerinize siz bile akıl erdiremiyorsanız
kaybetme korkusu, kavuşma sevincinden ağır basıyorsa ve aşk, gurura baskın çıkıyorsa bu yüzden her daim...
gece yarısı kadim bir dost gibi kucaklayan tanıdık bir şarkı, bütün acı sözleri unutturmaya yetiyorsa...
Her gidişte ayaklarınız 'Geri dön' diye yalpalıyorsa ve siz kendinize rağmen dönüyorsanız, sınırsız, sabırsız, doyumsuz bir tutkuyla...
...o halde bugün sizin gününüz! ..
'Çok yaşa'yın ve de 'siz de görün'üz.
27.11.2006 - 12:05
kesinlikle
:D
27.11.2006 - 09:59
süper demi kardeş..:=)))
24.11.2006 - 18:50
ömürsün cevo
öldürürsün adamı:D
çok dugulu bir şiir olmuş:P
19.11.2006 - 15:36
uzaklarda olmanın anlaımı neydi
seni özlemek olssa gerek canım seni çokk
özlüyorummm
Toplam 199 mesaj bulundu