Edaa Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • zeki insanlar

    25.12.2006 - 14:47

    Beyazit Öztürk

  • hulki cevizoğlu

    25.12.2006 - 14:41

    cetin ceviz..

  • gri

    25.12.2006 - 14:30

    tarafsiz renk..

  • dil

    25.12.2006 - 14:24

    Dilini bir binek bil.
    Seni gül bahçelerine de götürebilir.
    Balçık deryalarına da sürükleyebilir.
    Kalbini kirli, paslı ya da parlak bir ayna bil.
    Bütün güzelliklere karşı kör de kalabilir
    Güneşle parlayan, güneşi yansıtan bir talihe sahip de olabilir.

  • gökkuşağı

    25.12.2006 - 14:22

    Güneş ışığını bir cam prizmadan geçirdiğimizde, renkler ayrışarak yedi renk ortaya çıkar: kırmızı, kavuniçi, sarı, yeşil, mavi, lacivert ve mor.
    Bu 7 renk yan yana geldiğinde renk çemberi oluşur. Renk çemberi, renk bilgisinin temelidir.
    Güneş ışığında depo olmuş bu renk gruplarını
    gökkuşağında da gözlemleyebilirsiniz.

  • sadaka

    25.12.2006 - 14:13

    Sadaka Sadakattir

    Sadaka, bildiğimiz üzere, bir insanın ihtiyaç halinde gördüğü başka insanlara kendi malından verdiği birşeyin adıdır; ama, kök anlamı itibarıyla, 'sadaka'nın 'vermek'le hiç mi hiç alâkası yoktur. Sadaka, kök anlamı itibarıyla, 'sadakat'le, 'sıdk'la, tasdik'le akrabadır. Ve bu kelimeyi bildiğimiz sadaka anlamında defalarca kullanan Kur'ân, bildiğimiz 'sadaka' ile bildiğimiz 'sadakat' ve 'tasdik' arasındaki anlam akrabalığına da çeker dikkatimizi. Sadaka, sadakattir gerçekten. Zira, sadaka, 'Mülk O'nundur' sözünü gerçekten bilerek ve inanarak mı söylediğimizin, mülkün Malikinin gerçekten Allah olduğunu tasdik edip etmediğimizin bir sınanması hükmündedir. Kendisinde olanı gerçekten O'ndan bilen biri, bunu 'sadaka' ile teyid ve tasdik eder. Zira, ancak Verenin O olduğunu bilen bir insan gönül rahatlığıyla ve karşılığında maddî-manevî hiçbir menfaat beklemeksizin başkalarına verebilir.

    Açıkçası, her sadaka verişimizde, sadakatimizi teyid ederiz esasında. Her sadaka, bir sadakat teyididir. Sadaka, 'Mülk O'nundur' hakikatine sadakatin meyvesidir.

    Madem öyle, muhtaçların giderek arttığı zor bir zamanda sadakatimizi gösterelim.

    Madem öyle, gereğince ve yeterince veremiyorsak, kendimizi 'Mülk O'nundur' hakikati noktasında yepyeni bir talimden geçirelim.

  • solaryum

    25.12.2006 - 13:30

    Havalar ısınıp kollar, bacaklar ortaya çıkınca hafif de olsa bir bronzluk çekiyor insanın canı. Tatile çıkmaya daha zaman var, üstelik güneşlenecek yer bulmak da pek kolay değil. Bu durumda devreye yapay güneş ışığı yani solaryum giriyor.
    Solaryum makineleri, UV ışını üreten lambalardan oluşan yapay bronzlaştırıcılardır. Güneş ışınları, gün ışığı, enfraruj ve ultraviyole ışınlarından oluşur. Bunlardan gün ışığını görebilir, diğerlerini göremeyiz. Ultra viyole ışınları UVA, UVB ve UVC olarak adlandırılır. UVC ışınları zararlıdır, bu yüzden ozon tabakası tarafından filtre edilir. UVA ve UVB ışınları bronzlaşmada en çok rol oynayan ışınlardır. UVA ışınları pigmentlerin renk değiştirmesini yani bronzlaşmayı sağlar. UVB ışınları ise çok güçlü ve yakıcı ışınlardır; aynı zamanda yeni pigment oluşumunu ve üst derinin kalınlaşmasını sağlarlar. Solaryumda kullanılan ışınlar da aynı doğadaki mantıkla çalışmaktadır. UVA lamba ve reflektörleri yüze uygulamada kullanılır. UVB lambaları ise UVA lambaları ile birlikte solaryum yatakları veya kabinlerinde uygulanır

  • yalnızlık

    25.12.2006 - 13:04

    Yalnizliktan migdem bulanir, gel desem gelirmisin?

  • ruh

    25.12.2006 - 12:54

    Rüyada ruh bedenden ayrılır mı?

    Rüyada ruh bedenden ayrılır mı meselesine gelince; ruh, madde gibi belli bir yeri ihraz etmez. Madde, boşlukta bir yer işgal eden veya Newton'un görüşüne göre yer çekimine tabi olan hacimli bir şeydir. Ruh ise bütün bunlardan müberradır. Çünkü o, âlem-i halka değil âlem-i emre aittir. Avamca anlayışımızla ifade edecek olursak, ruh, Cenab-ı Hakk'ın 'kün' demesiyle olan bir varlıktır; görüp kavrayacağımız, yakalayıp tutabileceğiniz bir şey değildir. O, şuurlu bir kanundur ve bir manada hayyizden (vüs'at, mekan, yön) müstağnidir. Bir anda değişik yerlerde temessül edebilir. Tıpkı bin aynayı güneşe mukabil tuttuğunuz zaman bu aynalar içinde güneşin temessülünü gördüğünüz gibi, ruhu da, nuraniyeti ve ruhaniyeti itibarıyla bin insanın mir'at-ı ruhunda görmek mümkündür. Ama bu her zaman böyle olur demek de değildir. O, dilediğinde olur. Onun için Efendimiz bir gecede belki bir milyon insanın rüyasına girer ve onlara temessül eder. Bu açıdan, ruhun bedenden ayrılması meselesi bahis mevzuu değildir. Kur'an, uykuya 'sübât' demektedir (Bkz: Nebe Sûresi, 78/9) ki, o da, değişik faktörlerden ötürü bünyeye adem-i merkeziyet havasının hakim olması ve dinlenmek üzere, seni uyutmayan ve gözlerini açık tutan mekanizmanın devreden çıkmasından ibarettir. Ne var ki, bu durumda da ruh, bedenle alakasını kesmemektedir. Çünkü beden hâlâ bütün fonksiyonlarını icra etmekte ve teneffüsünü sürdürmektedir.

    Öyleyse rüya halindeyken ruhun çıkması bahis mevzuu değildir. Uykuyla insanın gözleri âlem-i şehadete kapandığı için, bu defa ruh, âlem-i gayba açılan gözlerle âlem-i misali müşahede etmektedir.

    Evet, ruhu iyi anlarsak rüya halindeyken onun bedenden ayrılmadığını da anlamış oluruz.

  • risale-i nur

    25.12.2006 - 12:46

    Mehmet Akif'in: 'Doğrudan doğruya Kur'an'dan alarak İlhâmı Asrın idrakine anlatmalıyız İslâm'ı.' şeklinde güzelce ifade ettiği özlemi, Bediüzzaman, Risale-i Nur'la kısmen gerçekleştirmiştir. Hadîs-i Şeriflerin de Kur'an'ın tefsiri olduğunu ve ondan ayrı sayılmaması gerçeğini unutmaksızın Bediüzaman, İslâm'ın esas meseleleri ile meşguldür. İsrailiyat, menkıbeler, âdetler yönü ile fazla meşgul olmaz. Risale-i Nur, iman hakikatlerini, akla yaklaştırarak aklî delillerle izah ikna etmeye çalışır.Akla hi- tab ederken kalbi, duyguları ve nafsi ihmal etmez. Bundan dolayı okuyanların nefislerini tezkiye edip ahlâklarını düzeltmesi,Müellif'in, rızâ-yı ilahiden başka bir tesir altında kalmamasından ileri gelir. Risale-i Nur'da Bediüzzaman,mevzuya girerken ona esas teşkil eden, hareket noktası olan ayeti veya ayetleri yazar.Bazen misallerin de yardımıyla ayetin hedefi olan hidayetin aydınlığına ulaştırır ve yazılanın, ilgili ayetin yüzlerce, binlerce inceliklerinden biri olduğunu söyler.

  • iğreti gelin

    25.12.2006 - 02:22

    ödünç geldim, emanetsin elimde
    yasak döşeklere ömrüm serilir
    ali derim, dünya döner dilimde
    usul yaklaş, çocuk kalbim kırılır

    çocuk uyur, er uyanır koynumda
    duyulsun ki ibret olsun aşkımız
    eğretiyim, bana yer yok düğünümde
    kırk düğüne bedel günahımız

  • sağlık

    25.12.2006 - 01:50

    Dostum,
    evin varsa bir sıfır koymalısın varlıklar hanene,
    İşin varsa bir sıfır daha koymalısın,
    İş seninse üç sıfır daha koymalısın,
    İşin iyi gidiyorsa üç sıfır daha,
    Araban varsa bir sıfır,
    Yazlığın varsa bir sıfır daha,
    Daha sıralanabilir sıfırlar hanesi...
    Ancak, Sağlığın varsa bir koyarsın başına, bütün
    sıfırlar anlamlı bir değere ulaşır. Yoksa
    sonuç sıfırdır, hiç uğraşmayasın boş yere...'

  • Haydar dümen

    25.12.2006 - 01:48

    Soru: İlişkiden sonra ölmek istiyorum
    Yanıt: Canın ne istiyorsa onu yap ama başını belaya sokma! .. (yalniz cok guzel bi yanit,saol cok yardimci oldun)

    Soru: Merhaba Haydar bey. Benim sorunum çok büyük. Kendimden küçüklere ilgi duyuyorum ve onlarla ilişkiye girmek istiyorum. Daha önce de böyle ilişkilerim oldu. Artık buna dayanamıyorum. Artık kendimi sapık gibi hissediyorum çünkü bunun normal bir davranış olmadığını biliyorum. Ama elimde değil. Her cinsel ilişkiden sonra ölmek istiyorum. Kimseye derdimi anlatamıyorum. Lütfen bana yardımcı olun yoksa canıma kıyacağım. Rumuz: Leyla
    Yanıt: Sevgili okurum. Önüne koymuş baklavaları yiyorsun yiyorsun, miden şişmiş karnın doyunca pişman oluyorsun. Bir başka zaman yeniden yiyorsun ve ardından ölmek istiyorum gibi laflar ediyorsun. Ama kendinden küçük dediğin çocukların yaşları kaç? Örneğin 11-12 mi? 21-22 mi? Yahu sen kaç yaşındasın onu bile yazmamışsın. Örneğin; sen 50 yaşındasın. 30 yaşındaki gençlere mi ilgi duyuyorsun? Bir mektup yazarken, bir uzmandan yanıt beklerken ona ayrıntılı bilgi verin ki doğru öneriler alın. Bir falcıya gittiğinizde bile yüz yüze geliyorsunuz, ananızın, babanızın adını ve yaşını söyleyecek kadar bilgi veriyorsunuz ama doktora gelince 'ben ne yapayım? ' cümlesiyle bağlıyorsunuz. Ne yapacaksın. Canın ne istiyorsa onu yap. Başını belaya sokma. Bekârsan evlen. Evlenirken kendi yaşıtlarından birini seç. Eğer arkadaşların 18 yaşından büyükse sapık değilsin. Ama 15 yaşından küçükse normal değilsin bunu böylece bil.

    akiLLanacam ben yarabbim((:
    3. baski:P

  • sahtiyan

    25.12.2006 - 01:34

    kanimda yuksek promil bu gecenin Sonu kürtaj..

    na na na ayip ötesi (:

  • deve

    25.12.2006 - 01:27

    en Cok Soru sorulan hayvan.

  • tiyatro

    25.12.2006 - 01:09

    tiyatro, bir memleketin kültür seviyesinin aynasıdır.

    Mustafa kemal

  • tiyatro

    25.12.2006 - 01:05

    imdat!
    tiyatro, yetiş imdadıma!
    uyuyorum. uyandır beni
    karanlıkta kayboldum, yol göster bana ya da bir ışık yak
    tembelim, utandır beni
    yorgunum, kaldır beni
    ilgisizim, vur bana
    aldırış etmiyorum, yok et bu halimi
    korkuyorum, cesaret ver bana
    cahilim, öğret bana
    canavarım, insancıllaştır beni
    yüksekten atıyorum, gülmekten öldür beni
    edepsizim, alaşağı et beni
    kafasızım, değiştir beni
    yaramazım, cezalandır beni
    baskın ve zalimim, savaş benimle
    ukalayım, alay et benimle
    avamım, eğit beni
    suskunum, çöz beni
    artık hayal kurmuyorum, bir korkak ya da budala gibi davran bana
    unuttum, bana hafıza yükle
    kendimi yaşlı ve tükenmiş hissediyorum, çocukluğu coştur benim için
    ağırım, müzik ver bana
    üzgünüm, mutluluk getir bana
    sağırım, fırtınada acılara çığlık attır
    kışkırtıldım, bilgeliği göster bana
    zayıfım, dostluğun ışığını yak
    körüm, bütün işıkları bir araya topla
    çirkinliğin boyunduruğu altındayım, galebe güzelliğin girmesini sağla
    nefretle kuşatıldım, sevginin tüm gücünü ver bana

    en cok sevdigim sanat dali..

  • erkek kaprisi

    25.12.2006 - 00:49

    kadin: seviselimmi askim?

    erkek: hayir havamda deilim (((:

  • nargile

    25.12.2006 - 00:45

    humm kavunlusu gzldir..

  • Mozilla Firefox

    25.12.2006 - 00:43

    Firefox 1.5, gelişmiş bir arabirime sahiptir. Virusleri, casus yazılımları ve kendiliğinden açılan pencereleri engeller. Web sayfalarını şimdiye kadar alışık olduğunuzdan daha hızlı gezmenizi sağlar. Daha da güzeli, kullandığınız tarayıcıdaki favori listelerinizi kolaylıkla aktarıp, kurulumu tamamladıktan sonra hemen kullanmaya başlayabilirsiniz. Yeni tarayıcımız bir çok güzel özellikle birlikte geliyor: Bir pencerede çoklu sayfa gösterimi, Aktif favori listesi, ve entegre gelen arama teknolojisi. Bizim kanımızca firefox ile interneti gezme zevkiniz değişecek, daha da zevkli bir hal alacak.

    Daha hızlı gezinebilirsiniz.
    Otomatik güncellemeler ile her zaman en son sürümü kullanıyor olma garantisi
    Sekmeli sayfa ile bir pencerede birden fazla siteyi gezebilme
    Geliştirilmiş Pop-up Engelleyicisi
    Entegre Arama sistemi
    Güçlü güvenlik yapısı
    Kişisel Veriler iz bırakmayacak şekilde temizleyebilirsiniz. (Y) (;
    Aktif Favoriler Listesi
    Yazılıma kolay erişim
    Firefox u kendinize göre ayarlayabilirsiniz.

  • intihar

    25.12.2006 - 00:20

    hayata oLan aboneLIGimi iptaL ediyorum!

    eSpeRanZa bu hayatta aboneligin bitirildi ve en kısa zamanda kayitlarin silinecek.

    super (:

  • ispanyolca

    24.12.2006 - 23:45

    iSpanyolca ticaret ve seyahat için en yararlı dillerden biridir ve 300 milyon insan tarafından konuşulmaktadır.

    benim 4 cü dilim UiIiI (:.. konuSmak cok zevkli ve Frasizcadan basit.

    dördüncü dil (:

  • felsefe

    24.12.2006 - 23:21

    -Felsefecilerin çoğunluk ateist oldukları yönünde bir kanaat var.

    Bu kanaat entelektüel kültürümüzle felsefeciler arasındaki uçurumun ürünüdür. Felsefe tarihinde ateist felsefeciler var. Ama beşerî ve özgür tefekkür yapan her akımda olabilir bu. Filozofların ezici çoğunluğu, mutlaka müesses dinlerdeki gibi olmasa da bir biçimde Tanrı’ya, ya da bir temel prensibe veya kâinatın onu var kılan bir temel ruha sahip olduğuna inanmaktadır. Belki bu inançlarını ifade ediş biçimleri basmakalıp olmadığı için genel toplum tarafından dışlanmışlar. Spinoza’ya bakın mesela. Bir 17. yüzyıl düşünürü. Yahudi cemaati tarafından dışlanmış. Ne Hıristiyanlığın ne de Yahudiliğin genel telakkisine uygun bir Tanrı telakkisi var. Ama bir felsefeci açısından bakıldığında en temel Tanrı inancı ondadır.

    -Yani felsefenin dinlerle bir sorunu yok mu diyorsunuz?

    Dindarlığı, donmuş bir kalıplar ve alışkanlıklar sistemi olarak değerlendirirseniz, bununla felsefenin bir sıkıntısının olmaması mümkün değil. Ama bu çeşit bir dindarlıkla dinin de sıkıntısı olmalıdır. Şuuru ve tefekkürü olmayan bir dini yaşayışın, o dine fevkalade zararı vardır. Din evvela tefekkürdür. Tefekkürü besleyen de felsefedir. İlahi vahiy ile beşeri akıl arasında bir alışveriştir, din adına tefekkürle buluşmak. Bu, fanatizmin olmadığı bir dindir. Din felsefeden yararlandığı gibi felsefe de dinden istifade eder. İnanan bir filozofun, ufkunun çok geniş olacağını düşünüyorum. Dinî alanın farkına varmaya çalışan bir felsefe de geniş ufuklu bir felsefedir.

  • söz

    24.12.2006 - 23:17

    Kimi söz vardır söylenmiştir ve değiştirmiştir çağını; kimi söz vardır, derinden etkilemiştir insanları, insanlığı.

Toplam 443 mesaj bulundu