Dua edenin, 'Rabbim' demesi,
Allah‘ın 'efendim' demesinin ta kendisidir...
Birisi her gece kalkıp Allah‘ı anıyor, O'na dua
ediyordu..
Şeytan ona dedi:
Ey Allah‘ı çok anan kişi!
Bütün gece Allah deyip çağırmana karşılık seni buyur eden var mı?
Sana bir tek cevap bile gelmiyor, daha ne zamana kadar dua edeceksin?
Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu ve uyudu.
Rüyasında ona şöyle dendi:
Kendine gel uyan!
Niye duayı, zikri bıraktın? Neden usandın?
Adam: Buyur diye bir cevap gelmiyor ki, kapıdan
kovulmaktan korkuyorum dedi.
Bunun üzerine dendi ki ona:
Senin Allah demen, O'nun buyur demesi sayesindedir...
Senin yalvarışın, Allah‘ın senin ruhuna haber
uçurmasındandır...
Senin çabaların, çareler araman, Allah‘ın seni kendine
yaklaştırması, ayaklarındaki bağları çözmesindendir...
Senin korkun, sevgin, ümidin Allah‘ın lütfunun
kemendidir...
Senin her Yarabbî demenin altında, Allah‘ın buyur
demesi vardır...
Gafilin, cahilin canı, bu duadan uzaktır...
Çünkü Yarabbî demeye izin yok ona...
Ağzında da kilit var, dilinde de...
Zarara uğradığı zaman, ağlayıp, sızlamasın diye Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermedi...
Bununla anla ki, Allah'a dua etmeni, O'nu çağırmanı sağlayan dert,
Dünya saltanatından daha iyidir...
Dertsiz dua soğuktur.
Dertliyken yapılan dua gönülden kopar...
İz karası gibiyim o temiz ellerinde
Dil yarası gibiyim o masum sözlerinde
Kal deme hiç bunu benden isteme
Sus bu gece bana aşktan sakın hiç bahsetme
Dur bu gece bana dokunma beni delirtme
Sana boşuna ümit vermek istemem
Çağıran bir şeyler var hep beni uzak şehirlerdern
Bana ait birşeyler var o sert gülüşlerde
Sen yine olduğun gibi kal benim için sakın değişme
Giderim bugün ha yarın hareket vakti gelince
Sen yine olduğun gibi kal misafirim bu şehirde
Bir el sallarsın yeter hareket vakti gelince
Mum gibiyim senin ışılş ışıl gözlerinde
Kum gibiyim uçsuz bucaksız çöllerinde
Kış gibiyim yakan yaz güneşinde
Hırsız gibiyim kadehteki o ruj izlerinde
Dil gibiyim yanağındaki o beninde
Kal deme hiç bunu benden isteme..
Tanrı'nın dualarıma sağır olmadığını bildiğim için sabrediyorum. Her gün ezberlediğim bu dört duvarla bakışıyor olmak boktan elbette. Yine de biraz umut kalmış olmalı kirpiklerimin arasında,sana bakan bir yerlerde. Şimdi bitme değil, gitme vakti oysa. Valize ihtiyaç duyulmayan seyahatleri tercih ediyorum genelde. Bugün buradayım, yarın kimbilir nerede...
Bir defasında kışı yaz sanmıştım. Bir gece güneşi görmüştüm bulutların arasında. Bir adamı ADAM sanmıştım bir rüyamda. O denli kördüm işte, gözlerim o denli yorulmuştu ağlamaktan. Yine de 'Gel.' dediğinde karşımda bir çıkmaz sokak olduğunu bilecek kadar akıl saklıymış demek ki bir yerlerde. Bu defa bile bile uçurumdan atlamayacak kadar kendimi seviyormuşum meğer içten içe..
Ukâla maskelerin ardına gizlenmiş çaresiz adamlar tanıyorum oysa. Kendini kahraman sanan, ama pelerininin altında bir kurtarıcı bekleyen yüzlercesini öptüm alınlarından, kimse bilmez. Yine de akmadıysa siyahım, kazıyamadıysam derime yapışan maskeyi,vurun vurabildiğiniz kadar kırbacı sırtıma. Mazoşist yanımı kiraya verdim, ağlayacağım bu defa doya doya.
Şimdilerde martılar benim için uçuyor. Şimdilerde okyanus, benim gibi kokuyor. Yine de boşvermek gerek bazen. Alın yazın senden başka kimsenin bilmediği bir dille yazılmış. Ne denli ağlarsan ağla, senden başka kimse okuyamıyor kanlı harflerle kazınan yanını kaderinin alnına. O sebeple, şimdi gitmeliyim, izin verin bana. Dönene kadar unutma, bir kahkaha borcum var sana dünya.!
Kalb katılığından, gafletten, başkalarına bâr olmaktan, aşağılıktan, aşağılanmaktan, miskinlikten; cehaletten ve faydasız bilgiden; ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul edilmeyen duadan; nimetlerinin zeval bulmasından, lütuflarının değişip başkalaşmasından; ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyoruz. Senden her zaman, yalvaran diller, haşyetle ürperen gönüller istiyoruz. Tevbelerimizi kabul buyur, bizi günahlardan arındır, dua ve isteklerimize cevaplar lütfeyle! Delil ve bürhanlarımızı hedefine yönlendir, kalblerimizin ufkunu aç, dilimizi doğruluğa bağla ve gönül kirlerimizi temizle!
Allahım, Senden her işimizde sebat, Kur’ân yolunda kararlılık ve nimetlerine karşı da duyarlılık hissi bekliyoruz. Kapına yönelenleri boş çevirme, itaatte bulunanlara bol bol karşılık ver, Sana baş kaldıranlara da doğru yolu göster.. muzdariplerin dualarını icabetle taçlandır, sıkıntıda bulunanları lütfunla şâd eyle, hasta ruhlara hususi muamelede bulun, küfür ve ilhad içinde bocalayanlara da nurunu göster; göster de kalmasın hiçbir yanda muzlim bir nokta. Ayakkabı bağını dahi senden dileyip her an seni anıp seni hayatımızdan çıkarmamamız gerekirken gene senin kapına gelip utanmadan tekrar senden isteyeceğiz, zira Sen istemeseydin bize istemeyi düşündürtmezdin. Amin
Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak. Bacakların, ayakların, bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın. Bakımlı olacak kadın dediğin. Saçları ipek, topukları pembe, boynu ince, salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak. Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce, sözü doğru, ruhu aydınlık olacak, güzelliği komple olacak. Korkmayacaksın gecenin bir vakti sol cenapta yüzünü gördüğünde. Yeni bir kabus gibi yaşamayacaksın gerçeği de. Güzel olacak ama, aklını evde tutacak kadar da akıllı.... Seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak... Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz beni böyle. Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek küçük kurtçuklarla. Sıradan ve kabullenir yaşamanın ne demek olduğunu sindirmiş olacak içine. Asla şatafat düşkünü olmayacak. Doğum günlerinde bir sıcacık öpücüğün yerini, tek taş bir De Beears'ın alamayacağını algılayacak kadar doygun olacak. Hatırlaman yetecek özel günleri, pahalı bir hediyeyle savuşturmadan.Sadeliğin içinde fark edilir olabilmeyi, gösterişli kıyafetle bir tutmayacak. Duruşu, oturuşu, yürüyüşü abartılı değil, basit hiç değil, sadelikten oluşacak. Kendini süs bebeği gibi ortaya atıp, fingir deşmeyecek başkalarıyla Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi olacak. Bizi kim yönetir, nasıl yönetir, demokrasi, monarşi, oligarşi nedir bilecek, saf hatun numarasıyla cahilliğini güzelliğiyle örtmeye yeltenmeyecek. Gezip, eğlenmesini bildiği kadar, pazar parasını kozmetiğe yatırmaması gerektiğini, domatesin, ekmeğin, soğanın, kıymanın kaç para olduğunu bilecek. Cak cak telefonda konuşup, niye böyle fatura geldi hayret tribine girmeyecek. Eşini dostunu kollayacak ama içi vıcık vıcık dedikodu yumağının içinde kaybolmayacak. Marka düşkünü, moda düşkünü olmayacak kesinlikle... Takip edecek ancak yakışanı seçecek. Sökük, paça boyu, fermuar dikmeyi bilecek, her seferinde terzi aranmayacak pırnık pırnık. Elinden her iş gelecek. Marifetlerini sadece seni elde ederken değil, seni elde tutarken de gösterecek ve tüm bunlar içinden gelecek içinden, göstermelik olmayacak. Adamın siniri bozmayacak, tepesini attırmayacak, cinleri başına toplamayacak, o kör olası dilini gerektiğinde yutacak... Çarşı pazar görmesini, sana don kilot almasını, gömlek ayakkabı numaranı bilecek... ve zevki seni giydirecek kadar yerinde olacak, kendisini giydirmeyi bildiği gibi. Orada burada dedikodu yapmayacak, laf taşımayacak, ayıkla pirincin taşını durumlarına sokmayacak. Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsiz çınlamayacak. Dekoltenin dozunu kaçırmayacak ama sıkı sıkıya da kendini ambalajlamayacak. Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi olacak ve bunu gösterebilecek medeniyeti... Onu bir kediyi sever gibi seveceksin yanı başında ve huzurla... Öyle 'çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın, kiminleydin, hesap ver' yapmayacak. Sana yüreğiyle güvenecek, inançlarıyla sokulacak. Bilmem kimin sözüne aldırmayacak, asla arkadaşlarının arkasından konuşmayacak, hele küfür hiç etmeyecek. Sınırını zorlamayacak, salya sümük ağlamayacak, kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayacak. Sözü dinlenir, anlaşılır olacak. Bir hatayı allayıp pullayıp abartmayacak. Gömleklerini o ütüleyecek ve o gömleğe hangi pantolon yakışır bilecek. Ama hayatı giyim kuşam üstüne kurulmayacak. Uyum ve uyumsuzluk nedir bilecek. Bir kere, topuklu ayakkabıyla spor ayakkabının ayrımını yapabilecek. Dağa çıkarken rugan ayakkabı giymeyecek. 'Of yoruldum, beni ara, beni al, beni bul, bunu isterim' değil, 'sence de uygunsa, yanındayım, ben gelirim, merak etme' olacak lügatinde. Tereciye tere satmayacak yani. Hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek ve arkandan laf söyletmeyecek....Kadın dediğin iyi sevişecek Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta. Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak. Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak. Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini,ruhunu, her şeyini. Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin. Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin. Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak. En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küsmeyecek, süründürmeyecek. Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehdidi savurmayacak. Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak... Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürsüz yemeklerle işi olmayacak. Şöyle pastırmalı kuru fasulyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz. Salatasız oturmayacak yemeğe. Temiz olacak her şeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri. Yahut pahalı parfümlerin sindiği, süslü püslü boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş. Buram buram kadın kokacak kadın dediğin. Kadın dediğin güzel olacak ama eli yüzü düzgünden çok öte bir şey. Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da... Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek,üstüne sevgili edinmeyecek. Sarışın, renkli gözlü, uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya... Kadın dediğin hatun olacak, sözüne güvenilir, olacak. Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak... Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan, kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, raf süslerinden, tehditkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan asla olmayacak! Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Komplekslerini güzelliğiyle örtmeye çalışmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak. En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle. Analığını da bilecek,çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de... Hafif sosyal ama gerektiğinde en sosyal anlarını seninle sıkılmadan paylaşabilecek. Kadın kadın olacak, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak kendini! Hem sevgilin,hem arkadaşın,hem annen,hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla... Sen de en basitinden evde ' O ' kadın tarafından beklenmenin zevkini, sana başka hiçbir zevkin yaşatamayacağını bileceksin... Ölene dek seveceğin, bu sevgiyi hep hak edecek kadın o olacak Vesaire olacak sonra, bilmem ne olup seni bilmem neler ile mutlu edecek, bir şeyler yapacak, bilmem kimin sevgili gibi olmayacak o senin sevgilin olacak....kusurumuz olduysa affedin...tek yanlı düşünmemek lazım galiba....
ERKEKLER İFFETLİ OLMADIĞI MÜDDETÇE
KADINLAR İFFETLİ OLAMAZ
Kadın; akılca, erkeklerden daha azdır. Ama erkekler verilmiş olan akıllarını
Yerli yerinde kullanmazlar.
Kadın
Erkeğe emanettir.
Ama öyle erkekler var ki;
Emanete hiyanet ederler.
Kadın, erkeğe
Öğretmek, anlatmak zorunda değildir.
Ama erkek
Evlendiği zaman
Hanımına öğretmek
Anlatmak zorundadır.
Eğer kadınlar;
Böylesine şuursuzsa
Bunun altında yatan
Erkeklerin iffet duygusundan noksan oluşlarıdır.
Bu yüzden erkekler;
Kendilerine nasihat eden bayanları sevmez.
Aptal olan, kadınlardan hoşlanırlar.
Kadın hakları diğerek
Yıllarca kadınları sömüren,
Eğitimde, başörtüsünü yasaklayarak
Bayanların öğrenim görmesini engelleyen,
İmam hatipleri yok etmeye çalışarak
Zeki, çalışkan, dini, ve ilim konusunda
Bilgili gençlik yetiştirilmezse;
İşte olacağı budur.
Zina, helal olur.
İçimde kendini bilmez haylaz bir duygu... Gelgitlerde saklı o büyük coşkusu. Tavan yapsada çoğunlukla, dibe vurduğu anlar da oluyor yitirdiği zamanlarda. Adı aşkmış... Ritmi var onunda. Çok ilginç bir ritm... İnişli çıkışlı bir makam, kreşendosu yüksek bir oyun...
Gece karanlığına gömüldüğünde ortaya çıkan kışkırtan nağmeler, tatlı sözler, mumların etrafında romantik dakikalar; gündüz aydınlıkta birbirini tanımaz bakışlar, kavgalar, küfürler...
Son günlerde aşığım diyenlere bakıyorum ve korkuyorum. Umarım kimse bana böyle aşık olmaz, diye içimden geçiriyorum. Aşkı mı küçümsüyoruz? Yoksa aşkı gerçekten bu ikiyüzlülük mü sanıyoruz?
İlk bakışta aşk dediğimiz şey gerçekten aşk mı? Düşündünüz mü bunu? Ya da aşkından ölüyorum dediğiniz adam hani size bir gün öncesinde vazgeçilmezimsin diye tatlı namelerle kur yapan.... İşte o adamı ertesi gün başkasının gözlerine de size baktığı gibi baktığını gördüğünüzde, vazgeçilmezimsin diye aynı nakaratı tekrar ettiğinde içinizdeki aşka ne oluyor? Eğer sizin ki aşksa, adamın hissettiği ne? Buna benim aklım ermiyor...
Aşkın saf hali gitmiş şimdilerde... Yerine şehvete bulanmış kirli duygular kalmış... Ve biz bu kirli duygulara utanmadan aşk diyoruz... Oysa göz göze bakışmak, el ele tutuşmanın masum heyecanını yaşamak, anlatamamak, cümlelere dökememek kadar tatlı bir kaşıntıydı zamanında aşk... Öyle çok kaşımışız ki; tatlı kaşıntılar gitti! ! ! Yerine kocaman yaralarımız kaldı... Elimiz kana bulandı...
gariptir ama uzulesim var bu aksam.. efkari cagirasim var soguk esen ruzgarin icinden...
icimi fokur fokur kaynatsin istiyorum uzsun kedere soksun beni..
beni benden alsin yok etsin istiyorum..
efkar kapimda beni bekliyor..
acaba gercekten cagirsammi yanima?
otursakmi beraber onla 2 kadeh cekip...
sonra eskiyi dusunsek..
yasadiklarimizi.. yasanmislari..
olan, olup biteni ansak
yasanan iyi-kotu gunleri..
ama iyilerin yeri yok bu aksam..
bu aksam kotu gunleri anicaz onla..
verilmemesi gereken degerleri anicaz.. olumune ama bosuna sevdalari...
sonra kafamiz kiyak olucak onunla..
bir anda silicez hayati bir cizgide..
yasamak icin yasiyacagiz
gelecegi siktir edip bu gunun tadini cikarticaz..
geleni sikicez gelmeyeni dovucez..
dostlarimizi yuceltecegiz
dusmanlarimizi yok edicez..
bir an olmayi dusunup olmamakta karar kilicaz..
sen fazla akilli dogmustun,bense fazla kötü,o dogdumu tam emin degilim ama çali süpürgesiyle tozu dumana katan annemden hala bi haber alamiyorum...
bir ölüyü özlüyorum bir diriyle eszamanli...kan damlam,ruhumun sermayesi,servetim,firuzem...sana sakince yaziyorum,israrla yaziyorum,ikrarla yaziyorum ki meftunenim! ! !
sanirim eskisi gibi bana ait sivri uçlu parçalar tasimiyorsun yaninda,öyle olsa ah ettigini duymam gerekmezmiydi?
sen eminim bunu okursun da...yanildigimi göstermen için varsam sarilman yoksamda aranmam gerekmezmiydi?
kizma..sss..sakin sinirlenme! ! ! biraktigin boslukla konusuyorum iste görüyosun ya seni harbiden deli gibi seviyorum...yoksa kendi sesimle nasil olurda avunabilirim?
tamam aramiyosun,peki bu deniz böyle izlenir...çaresiz...
'beni özle çünkü ben özlüyorum ara çünkü bekliyorum! ! ! nurolsun andolsun bekliyorum aci çekiyorum ulan! 'demeye utaniyorum..
bana sakin kirik dirseklerini gösterme bir de su eskiden kalma kesiklerini...bana tazeliginle gel diyemem belki lakin sen yine de yalin kal yanimda...
avuçlarin kanayana kadar sik yumruklarini bir gün karanlik olursa ve fitili tutustur sevdali kandiller askina...
Ah bir de okunabilse su kelimeler bir de erebilseler ya karsi kiyilara...
Nerden bileyim bu sadece bir temenni...
Belki susmak ya da susmak pahasina...
Nerden bileyim bu sadece bir lahza...
Belki ölmek ya da...
Muamma...
Bir de kör bi kuyu var,
Suyun üzerindekini seçemiyorum...
Yerdeki parçalar sana aitse eger
Topla rica ediyorum,topla ve hemen git...
Yok oldugundan yaziyorum sürekli,
Olaydi kiymetli birseyler zannetmem konusacagimi dahi...
Pencerem olsaydi belki feslegen alirdik..
Alir miydik?
Olsaydi belki...
Bir ihtimal...
Iki biz...
Ve renklerden zehirlendim...
bir cemil’i yâd ederken yürek,
bir zikir tutturmuşum dualarımda:
“sevileni sevdir bana…”
suâl etmiyorum ânımı imar eden hallerden; bir teslîmiyet sevdası sol tarafımdaki, bir soluk duânın tecellileri belki de günümün misafirleri. niyazım sana dokunsun yar!
niyazım nazıma vesîle olsun….niyâzım katında “var” olmama sebep olsun…niyazım şükür olsun.
…sevileni sevdir bana….
bir sevda bestesi çalsın yüreğimde; nağmesi yâr’in dilediği ritimde olan. bir sevda bestesi çalsın; günümün telaşlarında beni ruhuma götüren.bir sevda bestesi çalsın; mutlak seven’i hatırlatan; sevilenin vasfı için seven’e yakınlaştıran. bir sevda şarkısı çalsın; sevilenin halini seven’e sevimli kılan…bir cemîl’e yakın olma sevdasını fısıldayan şarkı çalsın; günlerimi imar etsin.
ve…şükreden olmanın hazzını hissedeyim yüreğimde; bir sevilenin hatrına niyaz edeyim de bu şükrümün göstergesi olsun..
duanın gücü
14.07.2007 - 10:33Dua edenin, 'Rabbim' demesi,
Allah‘ın 'efendim' demesinin ta kendisidir...
Birisi her gece kalkıp Allah‘ı anıyor, O'na dua
ediyordu..
Şeytan ona dedi:
Ey Allah‘ı çok anan kişi!
Bütün gece Allah deyip çağırmana karşılık seni buyur eden var mı?
Sana bir tek cevap bile gelmiyor, daha ne zamana kadar dua edeceksin?
Adamın gönlü kırıldı, başını yere koydu ve uyudu.
Rüyasında ona şöyle dendi:
Kendine gel uyan!
Niye duayı, zikri bıraktın? Neden usandın?
Adam: Buyur diye bir cevap gelmiyor ki, kapıdan
kovulmaktan korkuyorum dedi.
Bunun üzerine dendi ki ona:
Senin Allah demen, O'nun buyur demesi sayesindedir...
Senin yalvarışın, Allah‘ın senin ruhuna haber
uçurmasındandır...
Senin çabaların, çareler araman, Allah‘ın seni kendine
yaklaştırması, ayaklarındaki bağları çözmesindendir...
Senin korkun, sevgin, ümidin Allah‘ın lütfunun
kemendidir...
Senin her Yarabbî demenin altında, Allah‘ın buyur
demesi vardır...
Gafilin, cahilin canı, bu duadan uzaktır...
Çünkü Yarabbî demeye izin yok ona...
Ağzında da kilit var, dilinde de...
Zarara uğradığı zaman, ağlayıp, sızlamasın diye Allah ona dert, ağrı, sızı, gam, keder vermedi...
Bununla anla ki, Allah'a dua etmeni, O'nu çağırmanı sağlayan dert,
Dünya saltanatından daha iyidir...
Dertsiz dua soğuktur.
Dertliyken yapılan dua gönülden kopar...
nedir bölümü
14.07.2007 - 10:32yazan yok galiba kitap falan hediye edilmeye baslamis :)))
koklamak
11.07.2007 - 20:40Sevenin gönlü dumandır.
Hem karanlık hem sıcaktır.
Böyle sevda akla ziyandır.
İçine çekmeyecektin
Sadece koklayacaktın.
susmak
11.07.2007 - 20:38İz karası gibiyim o temiz ellerinde
Dil yarası gibiyim o masum sözlerinde
Kal deme hiç bunu benden isteme
Sus bu gece bana aşktan sakın hiç bahsetme
Dur bu gece bana dokunma beni delirtme
Sana boşuna ümit vermek istemem
Çağıran bir şeyler var hep beni uzak şehirlerdern
Bana ait birşeyler var o sert gülüşlerde
Sen yine olduğun gibi kal benim için sakın değişme
Giderim bugün ha yarın hareket vakti gelince
Sen yine olduğun gibi kal misafirim bu şehirde
Bir el sallarsın yeter hareket vakti gelince
Mum gibiyim senin ışılş ışıl gözlerinde
Kum gibiyim uçsuz bucaksız çöllerinde
Kış gibiyim yakan yaz güneşinde
Hırsız gibiyim kadehteki o ruj izlerinde
Dil gibiyim yanağındaki o beninde
Kal deme hiç bunu benden isteme..
bırakmak
11.07.2007 - 19:55Bırak onları
Gitsinler
Var oluşlarının ağırlığını taşımaktan bihaber
Ucuz, zavallı ve acizler..
Bırak onları
Gitsinler
Yankılanan çığlıklarının izlerini
Duvarlardan silemezler..
Bırak onları
Gitsinler
Onlar ve onlar gibiler
Gözbebeklerinin ardına binlerce yalan gizlerler..
Bırak onları
Gitsinler
Ucundan kıyısından hayatının dokunup
Başlamadan bitsinler!
Kahkaha
11.07.2007 - 19:52Tanrı'nın dualarıma sağır olmadığını bildiğim için sabrediyorum. Her gün ezberlediğim bu dört duvarla bakışıyor olmak boktan elbette. Yine de biraz umut kalmış olmalı kirpiklerimin arasında,sana bakan bir yerlerde. Şimdi bitme değil, gitme vakti oysa. Valize ihtiyaç duyulmayan seyahatleri tercih ediyorum genelde. Bugün buradayım, yarın kimbilir nerede...
Bir defasında kışı yaz sanmıştım. Bir gece güneşi görmüştüm bulutların arasında. Bir adamı ADAM sanmıştım bir rüyamda. O denli kördüm işte, gözlerim o denli yorulmuştu ağlamaktan. Yine de 'Gel.' dediğinde karşımda bir çıkmaz sokak olduğunu bilecek kadar akıl saklıymış demek ki bir yerlerde. Bu defa bile bile uçurumdan atlamayacak kadar kendimi seviyormuşum meğer içten içe..
Ukâla maskelerin ardına gizlenmiş çaresiz adamlar tanıyorum oysa. Kendini kahraman sanan, ama pelerininin altında bir kurtarıcı bekleyen yüzlercesini öptüm alınlarından, kimse bilmez. Yine de akmadıysa siyahım, kazıyamadıysam derime yapışan maskeyi,vurun vurabildiğiniz kadar kırbacı sırtıma. Mazoşist yanımı kiraya verdim, ağlayacağım bu defa doya doya.
Şimdilerde martılar benim için uçuyor. Şimdilerde okyanus, benim gibi kokuyor. Yine de boşvermek gerek bazen. Alın yazın senden başka kimsenin bilmediği bir dille yazılmış. Ne denli ağlarsan ağla, senden başka kimse okuyamıyor kanlı harflerle kazınan yanını kaderinin alnına. O sebeple, şimdi gitmeliyim, izin verin bana. Dönene kadar unutma, bir kahkaha borcum var sana dünya.!
seni sevmek
11.07.2007 - 19:03Saat o kadar qeç ki
Artık düşme satırlarıma...
Ki sen satırlarıma düştükce
Ben acılara düşüyorum.
Ki sen yazılınca..
..ben siliniyorum
dua
10.07.2007 - 18:28Kalb katılığından, gafletten, başkalarına bâr olmaktan, aşağılıktan, aşağılanmaktan, miskinlikten; cehaletten ve faydasız bilgiden; ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul edilmeyen duadan; nimetlerinin zeval bulmasından, lütuflarının değişip başkalaşmasından; ansızın bastıran azabından, gelip çatan gazabından Sana sığınıyoruz. Senden her zaman, yalvaran diller, haşyetle ürperen gönüller istiyoruz. Tevbelerimizi kabul buyur, bizi günahlardan arındır, dua ve isteklerimize cevaplar lütfeyle! Delil ve bürhanlarımızı hedefine yönlendir, kalblerimizin ufkunu aç, dilimizi doğruluğa bağla ve gönül kirlerimizi temizle!
Allahım, Senden her işimizde sebat, Kur’ân yolunda kararlılık ve nimetlerine karşı da duyarlılık hissi bekliyoruz. Kapına yönelenleri boş çevirme, itaatte bulunanlara bol bol karşılık ver, Sana baş kaldıranlara da doğru yolu göster.. muzdariplerin dualarını icabetle taçlandır, sıkıntıda bulunanları lütfunla şâd eyle, hasta ruhlara hususi muamelede bulun, küfür ve ilhad içinde bocalayanlara da nurunu göster; göster de kalmasın hiçbir yanda muzlim bir nokta. Ayakkabı bağını dahi senden dileyip her an seni anıp seni hayatımızdan çıkarmamamız gerekirken gene senin kapına gelip utanmadan tekrar senden isteyeceğiz, zira Sen istemeseydin bize istemeyi düşündürtmezdin. Amin
kadın
06.07.2007 - 21:39Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak. Bacakların, ayakların, bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın. Bakımlı olacak kadın dediğin. Saçları ipek, topukları pembe, boynu ince, salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak. Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce, sözü doğru, ruhu aydınlık olacak, güzelliği komple olacak. Korkmayacaksın gecenin bir vakti sol cenapta yüzünü gördüğünde. Yeni bir kabus gibi yaşamayacaksın gerçeği de. Güzel olacak ama, aklını evde tutacak kadar da akıllı.... Seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak... Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz beni böyle. Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek küçük kurtçuklarla. Sıradan ve kabullenir yaşamanın ne demek olduğunu sindirmiş olacak içine. Asla şatafat düşkünü olmayacak. Doğum günlerinde bir sıcacık öpücüğün yerini, tek taş bir De Beears'ın alamayacağını algılayacak kadar doygun olacak. Hatırlaman yetecek özel günleri, pahalı bir hediyeyle savuşturmadan.Sadeliğin içinde fark edilir olabilmeyi, gösterişli kıyafetle bir tutmayacak. Duruşu, oturuşu, yürüyüşü abartılı değil, basit hiç değil, sadelikten oluşacak. Kendini süs bebeği gibi ortaya atıp, fingir deşmeyecek başkalarıyla Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi olacak. Bizi kim yönetir, nasıl yönetir, demokrasi, monarşi, oligarşi nedir bilecek, saf hatun numarasıyla cahilliğini güzelliğiyle örtmeye yeltenmeyecek. Gezip, eğlenmesini bildiği kadar, pazar parasını kozmetiğe yatırmaması gerektiğini, domatesin, ekmeğin, soğanın, kıymanın kaç para olduğunu bilecek. Cak cak telefonda konuşup, niye böyle fatura geldi hayret tribine girmeyecek. Eşini dostunu kollayacak ama içi vıcık vıcık dedikodu yumağının içinde kaybolmayacak. Marka düşkünü, moda düşkünü olmayacak kesinlikle... Takip edecek ancak yakışanı seçecek. Sökük, paça boyu, fermuar dikmeyi bilecek, her seferinde terzi aranmayacak pırnık pırnık. Elinden her iş gelecek. Marifetlerini sadece seni elde ederken değil, seni elde tutarken de gösterecek ve tüm bunlar içinden gelecek içinden, göstermelik olmayacak. Adamın siniri bozmayacak, tepesini attırmayacak, cinleri başına toplamayacak, o kör olası dilini gerektiğinde yutacak... Çarşı pazar görmesini, sana don kilot almasını, gömlek ayakkabı numaranı bilecek... ve zevki seni giydirecek kadar yerinde olacak, kendisini giydirmeyi bildiği gibi. Orada burada dedikodu yapmayacak, laf taşımayacak, ayıkla pirincin taşını durumlarına sokmayacak. Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsiz çınlamayacak. Dekoltenin dozunu kaçırmayacak ama sıkı sıkıya da kendini ambalajlamayacak. Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi olacak ve bunu gösterebilecek medeniyeti... Onu bir kediyi sever gibi seveceksin yanı başında ve huzurla... Öyle 'çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın, kiminleydin, hesap ver' yapmayacak. Sana yüreğiyle güvenecek, inançlarıyla sokulacak. Bilmem kimin sözüne aldırmayacak, asla arkadaşlarının arkasından konuşmayacak, hele küfür hiç etmeyecek. Sınırını zorlamayacak, salya sümük ağlamayacak, kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayacak. Sözü dinlenir, anlaşılır olacak. Bir hatayı allayıp pullayıp abartmayacak. Gömleklerini o ütüleyecek ve o gömleğe hangi pantolon yakışır bilecek. Ama hayatı giyim kuşam üstüne kurulmayacak. Uyum ve uyumsuzluk nedir bilecek. Bir kere, topuklu ayakkabıyla spor ayakkabının ayrımını yapabilecek. Dağa çıkarken rugan ayakkabı giymeyecek. 'Of yoruldum, beni ara, beni al, beni bul, bunu isterim' değil, 'sence de uygunsa, yanındayım, ben gelirim, merak etme' olacak lügatinde. Tereciye tere satmayacak yani. Hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek ve arkandan laf söyletmeyecek....Kadın dediğin iyi sevişecek Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta. Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak. Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak. Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini,ruhunu, her şeyini. Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin. Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin. Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak. En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küsmeyecek, süründürmeyecek. Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. iki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehdidi savurmayacak. Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak... Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürsüz yemeklerle işi olmayacak. Şöyle pastırmalı kuru fasulyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz. Salatasız oturmayacak yemeğe. Temiz olacak her şeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri. Yahut pahalı parfümlerin sindiği, süslü püslü boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş. Buram buram kadın kokacak kadın dediğin. Kadın dediğin güzel olacak ama eli yüzü düzgünden çok öte bir şey. Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da... Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek,üstüne sevgili edinmeyecek. Sarışın, renkli gözlü, uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya... Kadın dediğin hatun olacak, sözüne güvenilir, olacak. Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak... Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan, kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, raf süslerinden, tehditkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan asla olmayacak! Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Komplekslerini güzelliğiyle örtmeye çalışmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak. En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle. Analığını da bilecek,çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de... Hafif sosyal ama gerektiğinde en sosyal anlarını seninle sıkılmadan paylaşabilecek. Kadın kadın olacak, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak kendini! Hem sevgilin,hem arkadaşın,hem annen,hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla... Sen de en basitinden evde ' O ' kadın tarafından beklenmenin zevkini, sana başka hiçbir zevkin yaşatamayacağını bileceksin... Ölene dek seveceğin, bu sevgiyi hep hak edecek kadın o olacak Vesaire olacak sonra, bilmem ne olup seni bilmem neler ile mutlu edecek, bir şeyler yapacak, bilmem kimin sevgili gibi olmayacak o senin sevgilin olacak....kusurumuz olduysa affedin...tek yanlı düşünmemek lazım galiba....
erkek
05.07.2007 - 22:32ERKEKLER İFFETLİ OLMADIĞI MÜDDETÇE
KADINLAR İFFETLİ OLAMAZ
Kadın; akılca, erkeklerden daha azdır. Ama erkekler verilmiş olan akıllarını
Yerli yerinde kullanmazlar.
Kadın
Erkeğe emanettir.
Ama öyle erkekler var ki;
Emanete hiyanet ederler.
Kadın, erkeğe
Öğretmek, anlatmak zorunda değildir.
Ama erkek
Evlendiği zaman
Hanımına öğretmek
Anlatmak zorundadır.
Eğer kadınlar;
Böylesine şuursuzsa
Bunun altında yatan
Erkeklerin iffet duygusundan noksan oluşlarıdır.
Bu yüzden erkekler;
Kendilerine nasihat eden bayanları sevmez.
Aptal olan, kadınlardan hoşlanırlar.
Kadın hakları diğerek
Yıllarca kadınları sömüren,
Eğitimde, başörtüsünü yasaklayarak
Bayanların öğrenim görmesini engelleyen,
İmam hatipleri yok etmeye çalışarak
Zeki, çalışkan, dini, ve ilim konusunda
Bilgili gençlik yetiştirilmezse;
İşte olacağı budur.
Zina, helal olur.
enteresan diyaloglar
05.07.2007 - 22:26+Neden ulasilamiyor sana
B-ana mi?
+Yok soruyu sana sordum ama baska birine ulasilip ulasilamadigi mevzusu ile ilgili bir soruydu bu
Himm bende bana diyorsun sandim
+Bana salak numarasi yapma
Keske bende senin icin ayni dilekte bulunabilseydim ama biliyorum mümkün degil senin ki numara degil cünkü
+Komik misin sen?
Komikti iste, Sende iki dakika delikanli taklidi yap bak taklidi yap diyorum cünkü öyle olman mümkün degil
+hehehe bu mu komik
seninkinden komik
+mevzuyu gene nereye getirdin
nereye getirmisim...
+söyle neden ulasilamiyordu sana
canim biliyor musun uzun ömürlü süt yapmislar
+konu degistirmek icin daha mantikli bir laf gelmedimi aklina...
diyelim ki gelmedi...genel kültürün artsin diye söyledim alla alla
+Hemen bir cevap istiyorum neden ulasilamiyordu sana
Irak, Türkiyeye nota vermis haberin var mi?
+Do mu vermis bana kötü espiri yaptirma baslarim notadan
yok vermis hatta bizimkiler biz bu notadan giremeyiz bunun diyezini verin demis
+Sen benle dalga mi geciyorsun...
Yoo estafurullah... Ne dalgasi gecicem
+Bak bu son sorusum ve cevap istiyorum.. Bugün neden ulasilamiyordu sana
Telefonumu evde unutmusum
+İyide bunu neden basta söylemedin canim lafi dolandiriyorsun
Ne bileyim böyle klasik bir yalana inanmazsin sandim
aşk
05.07.2007 - 21:48İçimde kendini bilmez haylaz bir duygu... Gelgitlerde saklı o büyük coşkusu. Tavan yapsada çoğunlukla, dibe vurduğu anlar da oluyor yitirdiği zamanlarda. Adı aşkmış... Ritmi var onunda. Çok ilginç bir ritm... İnişli çıkışlı bir makam, kreşendosu yüksek bir oyun...
Gece karanlığına gömüldüğünde ortaya çıkan kışkırtan nağmeler, tatlı sözler, mumların etrafında romantik dakikalar; gündüz aydınlıkta birbirini tanımaz bakışlar, kavgalar, küfürler...
Son günlerde aşığım diyenlere bakıyorum ve korkuyorum. Umarım kimse bana böyle aşık olmaz, diye içimden geçiriyorum. Aşkı mı küçümsüyoruz? Yoksa aşkı gerçekten bu ikiyüzlülük mü sanıyoruz?
İlk bakışta aşk dediğimiz şey gerçekten aşk mı? Düşündünüz mü bunu? Ya da aşkından ölüyorum dediğiniz adam hani size bir gün öncesinde vazgeçilmezimsin diye tatlı namelerle kur yapan.... İşte o adamı ertesi gün başkasının gözlerine de size baktığı gibi baktığını gördüğünüzde, vazgeçilmezimsin diye aynı nakaratı tekrar ettiğinde içinizdeki aşka ne oluyor? Eğer sizin ki aşksa, adamın hissettiği ne? Buna benim aklım ermiyor...
Aşkın saf hali gitmiş şimdilerde... Yerine şehvete bulanmış kirli duygular kalmış... Ve biz bu kirli duygulara utanmadan aşk diyoruz... Oysa göz göze bakışmak, el ele tutuşmanın masum heyecanını yaşamak, anlatamamak, cümlelere dökememek kadar tatlı bir kaşıntıydı zamanında aşk... Öyle çok kaşımışız ki; tatlı kaşıntılar gitti! ! ! Yerine kocaman yaralarımız kaldı... Elimiz kana bulandı...
intihar
03.07.2007 - 20:3412.06.2007
Bugun uc hafta oldu..
nedir bölümü
02.07.2007 - 11:59nedir Bölümüne ugramayali o kadar cok olduki..
aşk
02.04.2007 - 22:33gariptir ama uzulesim var bu aksam.. efkari cagirasim var soguk esen ruzgarin icinden...
icimi fokur fokur kaynatsin istiyorum uzsun kedere soksun beni..
beni benden alsin yok etsin istiyorum..
efkar kapimda beni bekliyor..
acaba gercekten cagirsammi yanima?
otursakmi beraber onla 2 kadeh cekip...
sonra eskiyi dusunsek..
yasadiklarimizi.. yasanmislari..
olan, olup biteni ansak
yasanan iyi-kotu gunleri..
ama iyilerin yeri yok bu aksam..
bu aksam kotu gunleri anicaz onla..
verilmemesi gereken degerleri anicaz.. olumune ama bosuna sevdalari...
sonra kafamiz kiyak olucak onunla..
bir anda silicez hayati bir cizgide..
yasamak icin yasiyacagiz
gelecegi siktir edip bu gunun tadini cikarticaz..
geleni sikicez gelmeyeni dovucez..
dostlarimizi yuceltecegiz
dusmanlarimizi yok edicez..
bir an olmayi dusunup olmamakta karar kilicaz..
özlemek
26.03.2007 - 15:24bu özleme krizleri beni bi baska bitiriyor...eminim ben senin asiginim...
ben
26.03.2007 - 15:19sen fazla akilli dogmustun,bense fazla kötü,o dogdumu tam emin degilim ama çali süpürgesiyle tozu dumana katan annemden hala bi haber alamiyorum...
bir ölüyü özlüyorum bir diriyle eszamanli...kan damlam,ruhumun sermayesi,servetim,firuzem...sana sakince yaziyorum,israrla yaziyorum,ikrarla yaziyorum ki meftunenim! ! !
sanirim eskisi gibi bana ait sivri uçlu parçalar tasimiyorsun yaninda,öyle olsa ah ettigini duymam gerekmezmiydi?
sen eminim bunu okursun da...yanildigimi göstermen için varsam sarilman yoksamda aranmam gerekmezmiydi?
kizma..sss..sakin sinirlenme! ! ! biraktigin boslukla konusuyorum iste görüyosun ya seni harbiden deli gibi seviyorum...yoksa kendi sesimle nasil olurda avunabilirim?
tamam aramiyosun,peki bu deniz böyle izlenir...çaresiz...
'beni özle çünkü ben özlüyorum ara çünkü bekliyorum! ! ! nurolsun andolsun bekliyorum aci çekiyorum ulan! 'demeye utaniyorum..
seni
16.02.2007 - 11:47senden olsa gerek zor olan sevmek ben onu deniyorum israrla...
senden olsa gerek ölmekde var lakin ben yasiyorum seninle sen hatrina..
nota
16.02.2007 - 11:45bana sakin kirik dirseklerini gösterme bir de su eskiden kalma kesiklerini...bana tazeliginle gel diyemem belki lakin sen yine de yalin kal yanimda...
avuçlarin kanayana kadar sik yumruklarini bir gün karanlik olursa ve fitili tutustur sevdali kandiller askina...
renk
15.02.2007 - 19:51Ah bir de okunabilse su kelimeler bir de erebilseler ya karsi kiyilara...
Nerden bileyim bu sadece bir temenni...
Belki susmak ya da susmak pahasina...
Nerden bileyim bu sadece bir lahza...
Belki ölmek ya da...
Muamma...
Bir de kör bi kuyu var,
Suyun üzerindekini seçemiyorum...
Yerdeki parçalar sana aitse eger
Topla rica ediyorum,topla ve hemen git...
Yok oldugundan yaziyorum sürekli,
Olaydi kiymetli birseyler zannetmem konusacagimi dahi...
Pencerem olsaydi belki feslegen alirdik..
Alir miydik?
Olsaydi belki...
Bir ihtimal...
Iki biz...
Ve renklerden zehirlendim...
adı tarihe altın harflerle yazılan ruh hastaları
20.01.2007 - 17:30ben Seviom aslinda ruh haStalarini.. iLginc.. ((:
fahişe
16.01.2007 - 19:18ver diyordu kendini geceye
fahişe ruhların çıglıkları duyuluyordu az öteden.içindeki sürtük uyanmıştı bi kere.kapı açıldı ve şölen başladı...
Bulunmaz Bursa Kumaşı
14.01.2007 - 17:17bknz. Bulunmaz izmir kumasi..
sevgi
13.01.2007 - 20:05b….
bir cemil’i yâd ederken yürek,
bir zikir tutturmuşum dualarımda:
“sevileni sevdir bana…”
suâl etmiyorum ânımı imar eden hallerden; bir teslîmiyet sevdası sol tarafımdaki, bir soluk duânın tecellileri belki de günümün misafirleri. niyazım sana dokunsun yar!
niyazım nazıma vesîle olsun….niyâzım katında “var” olmama sebep olsun…niyazım şükür olsun.
…sevileni sevdir bana….
bir sevda bestesi çalsın yüreğimde; nağmesi yâr’in dilediği ritimde olan. bir sevda bestesi çalsın; günümün telaşlarında beni ruhuma götüren.bir sevda bestesi çalsın; mutlak seven’i hatırlatan; sevilenin vasfı için seven’e yakınlaştıran. bir sevda şarkısı çalsın; sevilenin halini seven’e sevimli kılan…bir cemîl’e yakın olma sevdasını fısıldayan şarkı çalsın; günlerimi imar etsin.
ve…şükreden olmanın hazzını hissedeyim yüreğimde; bir sevilenin hatrına niyaz edeyim de bu şükrümün göstergesi olsun..
ve…dilim dokunsun sevdayı dokuyan duaya…
….sevilen’i sevdir bana…
nokta!
Toplam 443 mesaj bulundu