alacakaranlık kuşağını hiç kaçırmazdım.. psikopatik bi çocukluk geçirmeme ramak kalmıştı sayesinde - tobi aslında ölmedi, o şu anda kilisenin çatısında bizi izliyor- hiaaaaaa anneeeee..
ama neyseki çizgi romanlar filan, kurtardık paçayı.)
seviyeli beraberlikler iki tarafında birbirine henüz beklentilerini karşılatamadığı için, kibar kibar pusu kurmasıdır.. acaip seviyeli bir beraberliğim var ben ona danışmadan asla tuvalete bile gitmem, bilmemne bey diye hitap etmeden billah cümle çıkmaz ağzımdan.)
beraberliğim seviyeliyse muhtemelen ayrılmışımdır da abinin haberi yoktur..
bu konu o kadar zor ki! ! farkındalığın gerçek tanımına ulaşabilmek için sağlamca bastığımız zeminin ayaklarımızın altından kayıp, bütün tuğlalarımızın yerlerine oturması grekiyor.. depremler geçtikten sonra ancak neyin farkında olabileceğimizi anlayabiliriz.. felsefi anlamda öze dönüş ya da salt gerçekliğe ulaşma olarak basite indirgeyebilirim.. fakat salt gerçekliği yani hakikati fark etmek madde beden içinde neredeyse imkansız geliyor bana.. bizler sadece madde ile ilgili hakikatleri farkedebiliriz.. çünkü ruh bedenin, vücut alarak dünyada endam etmesinin sebebi bu bana göre.. yoksa ruh olarak evrende dolanır dururduk.. hee tabi farkındalığı yüksek olan özel insanlar da varmış.. mesela buddha.. ya da usui.. ya da mevlana.. ya da isa.. ama unutmayın dağda ermenin vakti geçti, kolaysa şehirde erin :)
hiç olmadım, ben sokak kızıyım..
ev alanı dışındaki hiçbir dertle tasayla tanışık olmadığından suratında sürekli bir huzur hali olan kızlar.. en önemli sorunları etek boyları filandır.. ekonomik olarak varlık teşkil etmekten uzak, yaratıcılıkları fengshui ile sınırlanabilen, iyi yemek yapan, hayırlı kısmet bekleyen ve genelde aynı zeka düzeyinde bir erkekle evlenen kızlardır.. fakat kocası kendini aldattığında, şiddet uyguladığında, geçimsizliğin her durumunda salya sümük adamı suçlayan, sonrada dizini kırıp oturan -adi, hayırsız, saçımı süpürge ettim ama nereye gideyim ki vs- kadınlar olurlar.. demek ki neymiş; ev kızı olabilirsin ama ev kadını olma bari :)
öğrenciyken hentbol oynadığım dönemde (kaleci) birkaç tane penaltı kurtarmışlığım var.. ama ne yalan söyliyeyim endişe filan yoktu.. futbol oynasam ve galatasarayda kaleci olsaydım yusuf yusuf durumu hasıl olurdu sanırım :)
endişe ya da heyecan yaptığım tek anım ise; pozisyon yakalayıp higuita gibi rakip yarısahaya kadar top sürüp ahanda gol atacam galiba diye heyecanlandığım anda gorilin biri tarafından yere yapıştırılmam oldu..
patron
-galadriel, hurda işi ne alemde?
galadriel
-bilmem.. hurdayı bayan kahkahaya sorun, ben daha ziyade sıfıra yakınım :)
patron
-alla seni kahretmesin
galadriel
-amin
sahte kahkaha daha fena.. eski iş yerimde bir garabet vardı.. biz ona kendi aramızda bayan kahkaha derdik.. olura olmaza (özellikle erkeklerin her sözüne) öyle ritmik bir kahkaha sallardı ki; kolaysa işe konsantre ol.. kafamın içinde zın zın ötmeye devam ederdi bi süre.. sora bi tane daha.. ilgi çekme yöntemleri tabi bunlar.. başka bir özelliği olmadığını bildiğim için ses tellerini koparmaya teşebbüs etmedim..
ağız tadıyla bi yalan söylememiş.. yazık ya pamak kadar kuklaya.. benim bile ödüm patlıyordu..
-galadriel kızııımm bu pastaya n'olmuş böyle;
anne walla kedi yedi, diyecem ki.. hay allaa şimdi burun yelken direği gibi olursa iyi mi..
-ben yedim işte ben yedim, gene yap gene yerim..
-al sana al sana zopa ye :))))
her pazar saat sabahın köründe başlar ne zaman biterse biter.. katılım ücretsizdir.. yeteneğinize göre kur belirleme filan yok.. aşık olun yeter.. bilgi için galadriel9 :)
orlando bloom'a göre bir roldü.. troya'da da ülkesini hatun yüzünden savaşa sokmuştu.. kudüs'ü de bi hatun yüzünden savaşa soktu :) şaka bir yana jeremy irons olduktan sonra her film bana göre izlenesi oluyor.. tarihi tarafı ise beni tatmin etmedi..
cnbc-e dizilerinden..üşenmeden ikinci turunu dahi izlemiştim.. bitti de kurtuldum.. bir avukat öbür avukata gel beraber avukatlık şirketi kuralım demiş.. unisex tuvalet diyalogları çok hoştu..
izlediğim tek tv kanalı.. angel.. x files.. 4400.. according to Jim.. emergency room.. two man and half.. boston public bitti galiba.. ve usta işi filmler..
alacakaranlık
23.07.2005 - 13:19alacakaranlık kuşağını hiç kaçırmazdım.. psikopatik bi çocukluk geçirmeme ramak kalmıştı sayesinde - tobi aslında ölmedi, o şu anda kilisenin çatısında bizi izliyor- hiaaaaaa anneeeee..
ama neyseki çizgi romanlar filan, kurtardık paçayı.)
Arıza Filmler
23.07.2005 - 13:14tarantino filmleri topyekün arıza..
en son arıza olarak sin city'yi izledim.. parmağı olduğunu anlamamak mümkün değil..
kara sevda
23.07.2005 - 13:10hiç işim olmaz.. platonik takıldığım tek aşkım Bono, karşılaşırsak o da platonik olmaktan çıkacak.)
Rutkay Aziz
23.07.2005 - 13:07adı: aziz -miş-
soyadı: rutkay -mış-
kızının adı: doğa -güzel isim-
soyadı: rutkay oluyor -muş- haliyle..
babasına bak kızını yama.. banane yaa sordular söyledim..
SEViYELi BERABERLiKLER
23.07.2005 - 13:01seviyeli beraberlikler iki tarafında birbirine henüz beklentilerini karşılatamadığı için, kibar kibar pusu kurmasıdır.. acaip seviyeli bir beraberliğim var ben ona danışmadan asla tuvalete bile gitmem, bilmemne bey diye hitap etmeden billah cümle çıkmaz ağzımdan.)
beraberliğim seviyeliyse muhtemelen ayrılmışımdır da abinin haberi yoktur..
farkındalık
23.07.2005 - 11:39bu konu o kadar zor ki! ! farkındalığın gerçek tanımına ulaşabilmek için sağlamca bastığımız zeminin ayaklarımızın altından kayıp, bütün tuğlalarımızın yerlerine oturması grekiyor.. depremler geçtikten sonra ancak neyin farkında olabileceğimizi anlayabiliriz.. felsefi anlamda öze dönüş ya da salt gerçekliğe ulaşma olarak basite indirgeyebilirim.. fakat salt gerçekliği yani hakikati fark etmek madde beden içinde neredeyse imkansız geliyor bana.. bizler sadece madde ile ilgili hakikatleri farkedebiliriz.. çünkü ruh bedenin, vücut alarak dünyada endam etmesinin sebebi bu bana göre.. yoksa ruh olarak evrende dolanır dururduk.. hee tabi farkındalığı yüksek olan özel insanlar da varmış.. mesela buddha.. ya da usui.. ya da mevlana.. ya da isa.. ama unutmayın dağda ermenin vakti geçti, kolaysa şehirde erin :)
ev kızı
23.07.2005 - 11:29hiç olmadım, ben sokak kızıyım..
ev alanı dışındaki hiçbir dertle tasayla tanışık olmadığından suratında sürekli bir huzur hali olan kızlar.. en önemli sorunları etek boyları filandır.. ekonomik olarak varlık teşkil etmekten uzak, yaratıcılıkları fengshui ile sınırlanabilen, iyi yemek yapan, hayırlı kısmet bekleyen ve genelde aynı zeka düzeyinde bir erkekle evlenen kızlardır.. fakat kocası kendini aldattığında, şiddet uyguladığında, geçimsizliğin her durumunda salya sümük adamı suçlayan, sonrada dizini kırıp oturan -adi, hayırsız, saçımı süpürge ettim ama nereye gideyim ki vs- kadınlar olurlar.. demek ki neymiş; ev kızı olabilirsin ama ev kadını olma bari :)
nevizade meyhaneleri
23.07.2005 - 11:10sanat'ın terasında içelim rakıyı ama gırnatacılar basmadan kaçalım..
imroz'un mezeleri ve salaş ortamı rahat ettirir..
cumhuriyet ise vazgeçilmezim..
Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
23.07.2005 - 11:04öğrenciyken hentbol oynadığım dönemde (kaleci) birkaç tane penaltı kurtarmışlığım var.. ama ne yalan söyliyeyim endişe filan yoktu.. futbol oynasam ve galatasarayda kaleci olsaydım yusuf yusuf durumu hasıl olurdu sanırım :)
endişe ya da heyecan yaptığım tek anım ise; pozisyon yakalayıp higuita gibi rakip yarısahaya kadar top sürüp ahanda gol atacam galiba diye heyecanlandığım anda gorilin biri tarafından yere yapıştırılmam oldu..
evin reisi
23.07.2005 - 10:54itiraz etmem hatta ugh! bile derim kendine.)
enteresan diyaloglar
23.07.2005 - 10:51otomotiv sektöründeyken bir diyaloğum..
patron
-galadriel, hurda işi ne alemde?
galadriel
-bilmem.. hurdayı bayan kahkahaya sorun, ben daha ziyade sıfıra yakınım :)
patron
-alla seni kahretmesin
galadriel
-amin
Rehabile etmek
23.07.2005 - 10:44rehabilite olsaydı birşeyler çağrıştırırdı..
sahte gülücükler
23.07.2005 - 10:37sahte kahkaha daha fena.. eski iş yerimde bir garabet vardı.. biz ona kendi aramızda bayan kahkaha derdik.. olura olmaza (özellikle erkeklerin her sözüne) öyle ritmik bir kahkaha sallardı ki; kolaysa işe konsantre ol.. kafamın içinde zın zın ötmeye devam ederdi bi süre.. sora bi tane daha.. ilgi çekme yöntemleri tabi bunlar.. başka bir özelliği olmadığını bildiğim için ses tellerini koparmaya teşebbüs etmedim..
PiNOKYO.
23.07.2005 - 10:17ağız tadıyla bi yalan söylememiş.. yazık ya pamak kadar kuklaya.. benim bile ödüm patlıyordu..
-galadriel kızııımm bu pastaya n'olmuş böyle;
anne walla kedi yedi, diyecem ki.. hay allaa şimdi burun yelken direği gibi olursa iyi mi..
-ben yedim işte ben yedim, gene yap gene yerim..
-al sana al sana zopa ye :))))
ya evde yoksan
23.07.2005 - 10:10firuze..
üç şey
23.07.2005 - 10:05sanane
banane
onane
R.E.M.
23.07.2005 - 10:02en iyilerden biri.. loosin' my relagion benim marşım sayılır..
ooo life is bigger it's bigger than you
and you are not me..
Hayal Kurma Dersleri
22.07.2005 - 09:11her pazar saat sabahın köründe başlar ne zaman biterse biter.. katılım ücretsizdir.. yeteneğinize göre kur belirleme filan yok.. aşık olun yeter.. bilgi için galadriel9 :)
kingdom of heaven / cennetin krallığı
22.07.2005 - 09:08orlando bloom'a göre bir roldü.. troya'da da ülkesini hatun yüzünden savaşa sokmuştu.. kudüs'ü de bi hatun yüzünden savaşa soktu :) şaka bir yana jeremy irons olduktan sonra her film bana göre izlenesi oluyor.. tarihi tarafı ise beni tatmin etmedi..
CEO
22.07.2005 - 09:04tanıdığım tek CEO angel..
ally mcbeal
22.07.2005 - 09:03cnbc-e dizilerinden..üşenmeden ikinci turunu dahi izlemiştim.. bitti de kurtuldum.. bir avukat öbür avukata gel beraber avukatlık şirketi kuralım demiş.. unisex tuvalet diyalogları çok hoştu..
CNBC-e
22.07.2005 - 08:52izlediğim tek tv kanalı.. angel.. x files.. 4400.. according to Jim.. emergency room.. two man and half.. boston public bitti galiba.. ve usta işi filmler..
murphy yasaları
21.07.2005 - 18:33karmaşık problemler, çözmeye kalktığınızda daha karmaşık bir hal alacaktır..
murphy yasaları
21.07.2005 - 18:27peşimi bırak murphy...
Toplam 1440 mesaj bulundu