Sevim Karakuş Antoloji.com

                                                      SAATLER
Saat biri beş geçiyor.Sinemanın başlamasına daha bir buçuk saatlik bir zaman var.Ayazda dolaşacak değilim ya.Caddeye bakan kahvelerden birine girdim.Bir kötü fincanda kahve geldi.Önceki masada bir adam oturuyor.O da sokağa bakıyor benim gibi.Belki o da yemekten çıkmış,bir sinemanın iki buçuk matinesine kadar olan zamanı caddede,ayazda geçirmemek için,kahvede oturan biri.Bir ara yoruldum caddeye bakmaktan,adamı seyre koyuldum.O da caddeyle ilgisini keşmiş,cebinden incecik bir kağıda sarılı çıkardığı bir saati elinde evirip çeviriyordu.Küçücük bir kadın saatiydi bu.Bir kol saati.Saati türlü yönünden inceleyip duruyor,sonra saatleri gösteren sayılara gözleri takılıyor,bir zaman gözünü ayırmadan bakıyordu.Bir an camın önünden,tanıdığına benzettiği biri geçse,çok kısa bir zaman için geçenle ilgileniyor,sonra yeniden saate,hem de on iki saatin her birine ayrı ayrı dönüyordu.Bir eşyaya  bu kadar içten bağlanışta ne olabilir diye düşündüm.Bu kadın saati bu adama ne anlatıyor?Bir anı mı bu saat?Ayrıldığı sevgilisinin,karısının saati mi?Onları,birlikte geçen zamanları hatırladıkça,böyle çıkarıp  çıkarıp bakıyor.Ne olursa olsun.Bana ne?Düşünecek bir ben mi varım bu adamı?
      ...Adam şimdi de saati cebine koymuş olmalı,bir kağıda bir şeyler karalıyordu.Merakımı yenemeyeceğim,eğilim bakacağım ne yazdığına.Baktım da.Bir mektuba başlamıştı.Heceledim,'Sevgilim'diye başlıyordu.Sevgilim!Demek bir sevgilisi var.Saatin sahibi mi acaba sevgilisi?Evet,evet,öyle.Ona yazıyor.İlk cümleyi de okuyabiliyorum:'Saatini tamir için bana verdikten sonra senden ayrılır ayrılmaz,Beyoğlu'nda caddeye bakan kahvelerden birine oturdum.'Şimdi iş anlaşıldı.Saat sevdiği kadının saati.Üstelik de ayrılmamışlar.Bir saatçiye götürüp tamir ettirecek.Ama daha bugün gördüğü bir kadına mektup yazması neden?Belki de kadın bir başka şehre gitmiştir ya da gidecek.Eğilip bakıyorum gene.Bu kere boşuna...
       Ne yapmalı?Ne yapmalı da bu işin iç yüzünü anlamalı?
       Okuyamayacağım.Böyle bir sevgiliye yazılmış mektubu okumak beni bugün ne kadar eğlendirir,oyalardı.Bu eğlendirmekten,oyalamaktan da  daha fazla bir şey olurdu.Hiç olmazsa bir an için mutluluğa erdirirdi,diyeceğim neredeyse.Aklım bu adamla sevgilisinde.Kadın saatini tamir ettirmek için verdikten sonra  bir başka şehre de gitmemiştir.Burada,bu şehirdedir.Belki de adam onu yarın,ne yarını,akşama doğru ya da gece,gene görecektir.Şimdi yanında olmayan onunla konuşmak istedi,konuşmadan edemeyeceğini anladı da kalemi kağıdı çıkardı,konuşmanın bir başka türlüsü olan şu mektubu yazıyor.Böyle olması daha güzel değil mi?Daha değişik,insanı saran bir anlam taşımıyor mu?Ama ne çare okuyamıyorum işte.
        Hayır okuyacağım bu mektubu.Şöyle yaparım onun için de.Kendimi bu adamın yerine koyarım,ben yazarım mektubu.Bu daha güzel,daha umulmadık bir şey.Olmayan bir sevgiliye,üstelik hesapta olmayan bir mektup yazmak düşüncesi beni heyecanlandırdı...Ben de bir kalem kağıt çıkardım.Tıpkı önümdeki masada oturan adam gibi'Sevgilim'diye başladım mektubuma ben de.Beş dakika önce ömründen bir günü daha tüketmek için bir iki buçuk matinesi bekleyen,hiçbir bağı olmayan bir adamdım.Şimdi öyle mi?Zembereği kopmuş saatini tamir ettirmek için aldığım,yarın olmazsa öbür gün göreceğim bir sevgilim var şimdi bu şehirde.Bir kahve de oturmuş,saatini elimde eviriyor çeviriyor,bir şeyler düşünüyorum.Şimdi bir bağım var.
        İlk cümlem o adamın yazdğı ilk cümle olacak:'Saatinizi tamir ettirmek için bana verdikten sonra,sizden ayrılır ayrılmaz,Beyoğlu'nda caddeya bakan kahvelerden birine oturdum.'Sonra?Sonrası da şöyle gelsin:
..

Devamını Oku
  • İşin Çok Zor Be İnsanoğlu

    Hayri Sarı

    18.07.2008 - 22:51

    bir başkaldırı ile ideal olanın arayışı,özlemi dile gelmiş bu dizelerde...

  • Sevinirken Marş,Ağlarken İlâhi

    Hayri Sarı

    13.07.2008 - 22:34

    bvelki tamamen farklı şeyler hissedildi bu şiir yazılırken ama okuduğum bu şiirde bi zamanlar ağaçkakan gibi olduğumu düşünüp hayıflandım kendime.

  • Sevinirken Marş,Ağlarken İlâhi

    Hayri Sarı

    13.07.2008 - 22:32

    yaz mevsimlerinde odamızın camından içeri dalıp lambaya yaklaşan sarı küçük gösterişsiz kelebekler vardır.ben hep onları yakalamaya çalışmışımdır.ve elime aldımda avuçlarımın gıdıklandığını hissederim.ve şiirinizi okuyunca ve kelebeklerin kalplere konması yumuşaklığını aynı ölçüde anlıyor insan.ve d ...

Toplam 3 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR
  • şartsız sevgi

    15.07.2008 - 12:34

    ben seni şunun için seviyorum demeden sevmek.kusurlarını bile bile sevmek ve iyiliği için elinden gelen herşeyi ortaya koymak.

Toplam 1 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR