Şiirimde hep bir düşü yakalamak istedim. Yalnız sezgilerle yaşanan doğayla bir symbiosis bir bütünlük halini. Tarihin bize düşen çerçevesinde insani düşünce ve duyguları anlatabilmeyi.
Kimi çok kişisel, çok öznel imgeler belki. Tutarlı bir şiir kurmak zor bir şey, büyük emek isteyen. Ben şiire o kadar emek verdiğimi söyleyemiyorum. Şiir içime sıkışmış düşücelerimin ve duygularımın ifadesi oldu.
Çoğunu on yıldan fazla süre önce yazdığım bu şiirlerime bakınca elbette okuyucu başka şeyler anlayacaktır. Bu anlama işinin kendisi şiirden bağımsız olamaz ama tamamen metin tarafından da belirlenir değildir.
Açıklayıcı olmak açısından şiirlerimi belirli bir his ekseninde yazdığımı, bu hislerin içine çoğu zaman ince bir alaycılığın ister istemez bulaştığını söyleyebilirim. Bu belki inancı olmayan bir insanın, insan aklı ve onun içindeki tüm yönlerde bir çekicilik bulmasındandır belki. Öyle ya evreni ve olayları öyle ya da böyle anlamamız dışında her şeyin ne önemi var? Bu kozmik kayıtsızlıkta olanlar, olaylar ve düşünceler, birer silik nokta gibi anlık görünüp kaybedilen düşler.
..
-
ece ayhan
20.11.2011 - 22:14yalınayak kara şairdir. kendini 'şair falan değilim etikçiyim' diye niteler. sivil düşüncelerin sıkı örgüsünün peşinde, bağımsız anarşist bir ruhtur onun etiği. kendi şiirinin iktidarını da hedeflemez. yalınayak. çocuk.
Toplam 1 mesaj bulundu
Aramızda Gül Dağları
Necmettin Çakır
28.02.2012 - 17:12Yüreğinize sağlık...
Eksilt/me
Aylin Başdemir
17.02.2009 - 10:22Sevdim.
Toplam 2 mesaj bulundu