Deniz Uzuner Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkı ...

  • Doğum gününüzü candan kutlar nice sağlıklı mutlu uzun yıllar dilerim iyiki doğdunuz iyiki varsınız Sevgilerimle :)

  • Ben Laciii
    Ben Laciii

    28.07.2009 - 10:17

    Yüzyillar önce yüzyil uyuyan bir prenses varmis,bir
    büyücünün zulmünün esaretinde kimbilir belki olabilecek bir
    uyanisi beklemis yüzyil boyunca.

    işte o masal! !

    Her masalin,her söylencenin uzun uykusunda bir uyanma vakti
    vardir.Ve o gelmeden girisilen her eylem bir serüven yalnizligi
    olarak kalir.Öyle anilir.
    Ve yüzyil sonra vadesi erisip bir prens çikmis ortaya.Masalin
    ve yüzyilin kendisine verdigi bu görevi seve seve üstlenmis;
    zaten uyuyan güzel hakkinda yüzyildir söylenegelenlerin etkisinde
    daha onu görmeden deliler gibi tutulmus ona.Kendisine verilmis
    misyona mi,uyuyan güzele mi asik oldugunu ayiredemeyecek kadar
    toymus o zamanlar.Böylelikle hayranligin
    ,sevginin,sevdanin,askin,cinselligin ve beraberligin bir kulak
    dolgunlugu oldugunu birkez daha görüyoruz 'Bizim'sandigimiz
    birçok duygunun,düsüncenin,degerin ve dogrunun içimize usul usul
    islenmis bir kulak dolgunlugu oldugunu...
    Ve prens dudaklarinda yüzyildir beklettigi öpücügüyle
    birlikte saraya dogru
    yollandi.

    Masalina kahraman olma zamani gelmisti.

    Prensesin odasina geldi.Prenses uykusunun içersinde batik bir gemi
    gibi gizemliydi.Uykusuyla bütünlenmis güzelligine,efsanesinin
    güzellestirdigi yüzüne uzun uzun bakti Prens.Çok uzaktan,çok
    uzaklardan,tam yüzyil sonrasindan bakti.
    Sonra kararini verdi:
    Aradan yüzyil geçse de uyandirmayacakti onu.
    O gün gelse de.
    Uyandirdiginda bu sevdanin,bu büyünün,bu tilsimin
    bozulacagini biliyordu çünkü; bir bakis,birkaç söz,bir
    dokunus herseyi bozacakti.Sevmek suskunluktu, sevmek kesin
    sessizlikti,sevmek uzaklikti,sevmek dokunamamak,erisememek,
    sevisememekti.

    Ya da yüzyildir böyle ögretilmisti sevmek.

    Gözlerini açar açmaz,yüzyildir gördügü düslerin
    animsayamadiklarindan ve o düslerin tümünden,siziya benzer bir
    duygu olacakti kalakalmis olan. Biliyordu bu sizi hep
    olacakti.Kaldi ki,o düslerin tümüne egemen olan ortak
    motifler,zaman zaman,yani yasadikça; yasamini,iliskilerini
    yoklayacakti elbet. O düslerin tümü animsanmak içindi.Sonsuz bir
    animsayisti hersey; animsayis ve unutus.Ömrünün bundan
    sonrasi düslerinde gördüklerini yasamakla geçecekti.Insan uzun
    uykulardan sonra yalvaç bir yalnizliga uyaniyor.

    Aradan yüzyil geçtikten sonra hiçbir uyanis mutlu olamaz.

    Benim için artik çok geç kalmis bir sevgi bu,ben seversem
    yüzyil öncesinin sevgisiyle sevecegim,o severse, beni üzerinden
    yüzyil geçmis bir sevgiyle sevecek.Aramizda kaç takvimin
    uzakligi duruyor.Bir öpücük,yalnizca bir öpücük bu
    uzakligi kapatmaya yeter mi?
    Sevgi,
    Zehirli bir düsün,büyülü sözcügü...
    Öte yandan sevmek göze almakti,sonuna dek gitmekti,gidebilmek
    yürekliligiydi. Biliyordu prenses uykusundan uyandiginda,ya da
    uyanir uyanmaz onu eskisi kadar sevmeyecekti.Çünkü sevmek sessiz ve
    tek basina birseydi.Sevmek yalnizliktir.Onu eskisi kadar
    sevemeyeceginden korkuyordu.Onu uyandirmaktan korkuyordu.
    Eskisi kadar sevemeyecekti,belki de hiç sevemeyecekti...........................

Toplam 2 mesaj bulundu