Ufuk Uzun Antoloji.com

güneşin en sinirli olduğu saatlerden biriydi ve osıcakta bir taş işçisi elinde kazması atlet sırtına yapışmış vaziyette bir dağın sinesine vurmaktadır.bir an kafasını kaldırır güneşe bakar ve derki:ey rabbim şu güneşe bak istediğini yakıyor, istediğini ısıtıyor.ne kudret ya rabbi.keşke bende güneş olsaydım der ve masal bu ya o anda güneş olur bizim işçi.gel zaman git zaman istediğini yakar istediğini aydınlatır.ama bir gün bir bulut geçiverir önüne ve gölgede koyar her yeri.bizim güneş üzülür ve derki allahım keşke bulut olsaydım istediğine yağdırıyor, istediğine gölge oluyor.o anda bulut olur bizim işçi.gerçekten istediğine yağdırır, istediğine gölge olur.fakat bir gün bir rüzgar gelir ve bulutu dağıtıp atar.bulut yine bakar ve derki allahım ben rüzgar olmak istiyorum. istediğime eser istediğimi savururum.derken rüzgar olur bizim ki.... bazen fırtına olur, bazen bora, bazende en ılığından bir bahar meltemi.fakat bir gün koca bir dağ peydah olur önüne ve geçit verme rüzgara.rüzgar yine üzgün medet ya rab ben bir dağ olmak istiyorum. durduğum yerde marur ve gurur timsali kök salmak istiyorum.adam dağ olur ve göğsünü gere gere gururlu ve marur bir şekilde bakar etrafına... birden sol böğründe bir sancı bir sızı....... aman allahım bu da ne! ! ! .... eğilir bir bakar ki ne görsün.bir taş işçisi elinde kazma sırtında oluk oluk ter...................

eeee! ! ... işte dostlar beni tanımak istiyorsanız bu hayat döngüsü için de allah ın en aciz kuluyum ben....ama ne istediğimi biliyorum.

silahların gölgesi altında,
yüzerken içi kan dolu göllerde,
sevda çöllerinde,yağarken mutluluk yağmurları
..