Bir antidiyalog ve bir vatan sevdalısı..
-
O Belde
Ahmet Haşim
23.03.2005 - 15:59Ahmet Haşim'in kızıllığında, ben de yaşadım öyle bir belde de...
Toplam 1 mesaj bulundu
-
fethullah gülen
19.02.2007 - 14:26Tıklayın.
http://fethullahgulen.belgeleri.com/include.php? path=content/articles.php&contentid=68
DİYALOG ve MİSYONERLİK AYNI KAYNAKTAN BESLENİYOR
Diyalogçular, Türk toplumuna, 'Hz. Muhammed'i Kelime-i Tevhid'den çıkarın' ve 'Hz. İsa'da bütünleşelim' derken, 'İsa Mesih'i Allah'ın oğludur veya Tanrıdır' diyen Hıristiyanlara uymamızı istiyor ama Hıristiyanlara 'Siz de artık şu Allah'ın oğlu inancı ve teslisten vazgeçin' demiyor!
Türkiye artık çok garip bir ülke oldu. Kimin mahkum edileceğine kimin edilmeyeceğine medya karar veriyor. Türk Milleti'ne soykırım suçu yükleyen Orhan Pamuk'u savunuyorlar, bir büfeye bomba koymaktan yargılanan Pınar Selek'i savunuyorlar, yolsuzluktan yargılanan Yücel Aşkın'ı savunuyorlar, Erbakan'ın hapse düşmesini istiyorlar ama onun üzerinde fazla durmuyorlar; kapitalizmin köleleri durumuna düştükleri halde Mehmet Ali Ağca söz konusu olduğunda birdenbire eski komünistlikleri depreşiyor ve başlıyorlar 'ülkücü katil' söylemine!
Şu anda ülkücülerle ne alıp veremedikleri var? Ülkücülerin, ihanetlerine izin vermeyeceğinden, kapitallerini ellerinden alacaklarından mı korkuyorlar?***
Benim asıl üzerinde durmak istediğim konu, Mehmet Ali Ağca'nın kaldığı evden alınıp getirildiği İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde basın mensuplarının görüntü aldığı sırada, yüksek sesle 'Ben mesihim, I'am not god (Ben Tanrı değilim) '', 'Ben tanrı değilim, ben tanrının oğlu değilim' diye defalarca seslenmesi!
Ağca, aynı sözleri, İngilizce ve İtalyanca da söyledi. Yani mesajı Türkiye'ye değil, Hıristiyan alemine verdi ve bu mesajlar bence çok önemliydi.
Çünkü, Prof. Dr. Yümni Sezen'in 'Dinlerarası Diyalog İhaneti' adlı kitabında ifade ettiği gibi, 'Hıristiyanlar için Hz. İsa, peygamber değildir, tanrılığın üçte bir kutbudur. Bazen doğrudan Tanrı'dır. İnsan-Tanrıcılık demek olan hümanizmi, bunlar üretmişlerdir. Yahudilerde de Tanrı ile güreşen ve Tanrıyı yenen, ondan ahit alan bir peygamber söz konusudur. (Tevrat, Tekvin, 32/24-30)
Peygamberlere inanmayan böyle bir dini dünya ile, başka inanmayanlara karşı dini diyalog yapacağız, çözümler üreteceğiz! Biz, İslam'ın din adını verebileceği bir din ile karşı karşıya değiliz. Sadece antropolojik ve sosyolojik varlığı söz konusu olan bir inanç sistemi ile karşı karşıyayız.
Dolayısıyla diyalogdan ötede, diyalektik sonucu yeni bir sentez veya yeni bir ittifak anlayışı gelişebilir. Bu da bizi yeni bir din anlayışına götürür. Oysa, İslam'a göre Allah indinde hak din İslam'dır ve İslam'ın kelimeleri 'davet' ve 'tebliğ'dir. Günümüz Hıristiyanlığı, Hz. İsa'nın getirdiği nizamdan çok, Pavlus'un yorumlarıdır. Pavlus'un telkinleri Allah'ı değil, İsa Mesih'i ağırlık merkezi olarak almıştır.
Bu bakımdan Hıristiyanlarla diyalog kurmak isteyenler, İsa etrafında dönüp dolaşmak mecburiyetindedir. Belki de bu durum anlaşılmış olduğundan, Müslüman Diyalogçular, 'Hz. İsa'nın etrafında bütünleşelim' demektedir. Zaten diyalog ve misyonerlik aynı kaynaktan gelmektedir. Bazıları Diyaloğa 'postmodern misyonerlik' adını da veriyor. 2005 Diyanet Takvimi'nin 7 Kasım Pazartesi yaprağında, dünyanın meşhur 'küresel köy' haline geldiğinden bahisle Dinlerarası Diyaloğa ihtiyaç anlatılıyor.
Görevi vatandaşı irşad etmek ve onların din hayatlarına ait bilgi ve amel ihtiyaçlarını karşılamak olan bir din teşkilatına bu ifadeler yakışmıyor. Çünkü, insanlığa daha mutlu bir gelecek hazırlamak için dinlerin gücünden yararlanmaktan bahsediliyor. Bu ifadelerde kendi ideallerinin yetmediği itirafı bulunmaktadır.'
***
Bu bilgilerin Ağca'nın sözleri ile şöyle ilgisi var:
Ağca 'Ben mesihim, Tanrı değilim, Tanrının oğlu değilim' diye İtalyanca ve İngilizce Hıristiyanlara seslenirken, onların teslis inancının doğru olmadığı mesajını da veriyor. Bunu herhalde bilinçli yapıyor!
Sezen'in de altını çizdiği gibi Diyalogçular, 'Herkes Kelime-i Tevhid'i esas alarak çevresine bakışı yeniden gözden geçirmeli ve ıslah etmelidir. Hatta Kelime-i Tevhid'in ikinci bölümünü; 'Muhammed Allah'ın resulüdür'kısmını söylemeksizin, sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır' demiştir.
Hem de bunu Fethullah Gülen söylemiştir. (Fethullah Gülen'den nakleden Emre Öktem, Küresel Barıya Doğru, Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı, 131)
***
Diyalogçular, Türk toplumuna, 'Hz. Muhammed'i Kelime-i Tevhid'den çıkarın' ve 'Hz. İsa'da bütünleşelim' derken, 'İsa Mesih'i Allah'ın oğludur veya Tanrıdır' diyen Hıristiyanlara uymamızı istiyor ama Hıristiyanlara 'Siz de artık şu Allah'ın oğlu inancı ve teslisten vazgeçin' demiyor!
...
Arslan Bulut
http://www.yenicaggazetesi.com/yazar.asp? id=5&altid=6718 -
fethullah gülen
19.02.2007 - 14:25Lütfen Fethullah Gülen'in tam bir misyoner olduğunu daha iyi anlamak için aşağıdaki linklere giriniz.
http://fethullahgulen.belgeleri.com/include.php? path=content/articles.php&contentid=68
http://www.tempodergisi.com.tr/soylesi/09355/
http://www.sinanoglu.net/modules.php?
name=News&file=article&sid=861http://www.kemalist.org/showthread.php? t=3545
-
Haydar Baş
19.02.2007 - 14:06Prof. Dr. Haydar Baş aleyhinde A’dan Z’ye iftira dolu bir kitap kaleme alınır. Kitap tam bir masa başı organizasyonudur. Ve tam da bu iftiraya uygun bir kişi tarafından kaleme alınmıştır. Bu kişi Hasan Songür ‘dür.
Görüntüyü izlemek için uygun seçeneği tıklayınız:
http://www.haydarbaskimdir.com/index.php? icerik=27Peki, Prof. Dr. Haydar Baş’ı karalamak için yazdırılan kitabın yazarı Hasan Songür kimdir? Nasıl bir karaktere sahiptir? Hangi özelliklerinden dolayı bazı medya organları tarafından kullanılmaktadır? İnternet sitelerinin büyük bir iştahla peşinden koştuğu Hasan Songür, Prof. Dr. Haydar Baş’ı karalama görevini hangi kişilik problemlerinden dolayı üstlenmiştir.
Hasan Songür mahkemeler tarafından defalarca şantaj ve tehditten dolayı mahkûm edilmiştir. Türk mahkemeleri Songür’ün bu kitabı tehdit ve şantaj amaçlı yazdığını açıkça tescillemiştir.Songür, Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi 2002/678 nolu kararıyla hakaretten ve İstanbul 13. Asliye ceza mahkemesi 13/10/2003 tarih 2003/680 nolu karar şantaj suçlamasıyla mahkûm olmuştur.
(Belgeyi görmek için tıklayınız)
Türk hukuku tarafından “şantajcı” olarak tescillenmiştir.
Ve şimdi sıkı durun. Tüylerinizi diken diken edecek, “ Böyle şey olur mu? ” dedirtecek şok bir gerçeği açıklıyoruz:
Bugün bazı medya gruplarının, “Sırf Prof. Dr. Haydar Baş’a çamur attığı için” el üstünde tuttuğu Hasan Songür, resmi nikahlı karısını başka erkeklere satmaya teşebbüs ettiği karakol zabıtlarına geçmiş bir kişidir.
Evet, yanlış duymadınız. Hasan Songür’ün gerçek yüzü işte budur. Bu konuda da belgeleri konuşturalım:
08/05/2000 tarihinde Ankara Demirlibahçe Karakolu tarafından gece saat 01.30’da tutulan tutanaktaki şu satırlar insanı tiksindirecek boyuttadır. Polis karakolunun raporunda şöyle denilmektedir:
“08/05/2000 günü saat 01,30 sıralarında idaremiz dâhilince yapılan tahkikatta, (…) Hasan Songür’ün eşi Şevkiye Songür’ün alınan ifadesinde “Kendisinin konfeksiyonda çalıştığını ve 60.000.000 TL maaş aldığını, olay gecesi resmi nikahlı eşi olarak yukarıda açık kimliği yazılı sanık Hasan Ali Songür’ün kendisine ‘Bu paraya çalışılır mı? Sen üniversite mezunusun, seni satayım, parayı yarı yarıya paylaşırız.’ dediğini ve kendisini darp ettiğini beyanla şikayette bulunmuştur.”
(Belgeyi görmek için tıklayınız)
Prof. Dr. Haydar Baş hakkında akla hayale gelmeyecek iftiralar atan ve bazı medya gruplarının dört elle sarıldığı Hasan Songür’ün karakol zabıtlarındaki kişiliği işte böyle:
“Karısını pazarlamaya teşebbüs eden bir mahluk”
Buraya kadar hep belgeleri konuşturduk. Belgeleri konuşturmaya devam ediyoruz. Duyduklarınıza, gördüklerinize inanamayacaksınız. Hasan Songür hakkında kendisinden boşanan eski eşi Şevkiye Hanım’ın anlattıkları tüylerinizi diken diken edecek.
İnternet sitelerinde bazı güç odakları tarafından Haydar Baş aleyhinde kullanılan Hasan Songür hakkında eski eşi Şevkiye Hanım’ı bulduk ve konuşturduk. Bir insanı kuşkusuz en iyi eşi tanır. Şimdi sıkı durun ve Şevkiye Hanım’a kulak verin; tklayın.
http://www.haydarbaskimdir.com/index.php? icerik=27
Toplam 10 mesaj bulundu
İşte Fetullah Gülen hocaefendiyi yanlış anlayan bir arkadaşımız keşke onun bize bu ülkenin gençliğine döktüğü gözyaşlaını bilseniz
daimorda senin nedir bölümüne yazdığın yazılarını ilgiyle okuyorum. seninle tanışmak istiyorum. neden cevap vermiyosun mesajlarıma?
eminim iyi anlaşıcaz...
Toplam 2 mesaj bulundu