bir zamanlar o da başbakandı..
kendileri öğretim üyesidir
partisinin en bilgili adamıdır
diksiyonu oldukça güçlü
konuşması akıcı birisi
mesut yılmazla kıyaslarsanız farkı anlarsınız
eeeeeeeeeee aaaaaaaaaaaaaa uuuuuuuuuuuuu
siz ne kadar mafyalardan uzak dursanız da onlar içimizde
herkes kendine göre bir mafya
kurtlar vadisini teoriden yoksun izleyenler bu mafyalığa özenti duymaktadırlar
bizim gebzede özel bir hastenede
asansörde yani zemin katta şu yazıyordu
:AsANSÖRÜ kullanmak için ikinci katta müdüriyete başvurun,asansör kullanma izni alın'
Bezm–i Alem Valide Sultan’ın “Vakıf Gureba” hastanesi günümüzde ayakta duran birkaç köklü, devam edegelen vakfiyelerden biridir.
Valide Sultan’ın diğer vakfiyelerinden kısaca bahsetmek istiyorum.
– Valide Mektebi (Daru’l–Maarif) .
Bu vakıfta Valide Sultan’ın ilme, gelişmeye olan bakış açısını açıklaması bakımından önemlidir.
Mektebin kuruluş gayesi ve programı şöyledir: “Hükümet memuru olarak yetişeceklere, Arabî, Farisî, hendese, coğrafya, tarih, politikaya ait dersler gösterilmesi, Fransızca öğretilmesi.”
Bir memurun dahi bu derece bilgili, becerikli, ehil olması düşüncesi kalitenin doruğunu dolayısıyla başarıyı sağlamaz mı? Mektepte:
“Hoca ve hademelerin maaşı kendi vakfiyesinden karşılanmasını şart koşmuş, hatta (Dikkat! ..) bir de matbaa kurarak mektebin ders kitaplarının basılmasını temin etmiştir. Valide Sultan mektep bünyesinde bir de kütüphane yaptırarak, şahsına ait 546 cilt yazma ve basma kıymetli kitaplarını buraya vakfetmiştir. Bugün Coğaloğlu Anodolu Lisesi ismiyle eğitim ve öğretim devam edilmektedir” (İstanbul Büyükşehir Belediyesi yy., İlmi Araştırmalar Merkezi, M. Hüdai Şentürk Mak.) .
Valide Sultan’ın yaptırdığı camilerden en belli başlı olanı Dolmabahçe Camii ve Bezm–i Alem Valide Sultan Gureba–i Müslimin Hastanesi Camii’dir. Bakınız bu camiyi yaptırırken şunu şart koşmuştur:
“İmamların adı geçen hastanede vefatı “tebeyyün” eden hastaların yanında oturup İstiğfar ve Kelime–i Şehadeti tezkir ve vefat cenazelerini de bi magruf üzre gasl (yıkama) ve defnedilmeleri telkin etmelerini şart koşmuştur.
Mabedin en önemli mimari özelliği ise, yanındaki hastane içinden merdivenli ayrı bir yoldan çıkılıp geçilen ve bir pencere arkasında hastaların da cemaate katılmalarına imkân veren 20 metrekarelik bir mahfili vardır” (a.g.e) .
Allahaşkına bir kadının garib bir hastayı bu duygularla korumasını gelin bütün dünya halka olup birleşsin de hep beraber alkış vuralım.
İnsanımıza bu duygu, vefa ve merhamet ile hizmet etme şerefini alıp dünyalara taşıyalım. Heyhat gelin görün ki, bu tarihi taş gibi mirası yerinden oynatmak, bitirmek, sömürmek, beleşe konmak için oynanan oyunları, çomak sokmaları gidin araştırın, sorun...
–Valide Köprüsü (Cisr–i Cedid veya Galata Köprüsü) .
Valide Sultan, Unkapanı ile Azapkapı arasındaki sallar üzerinde (sabih) yüzer ahşap köprüyü yeterli görmeyip Karaköy ile Gümrük–Emini (bugün Eminönü) arasında köprü yaptırdı. (1260/1844) .
Bundan sonra İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulmuş şehirde dolaşan, çalışan vatan evlatlarının şu ihtiyacı bu anayı düşündürmez mi?
İşte bunun için yaptırdığı çeşme ve sebiller:
–Beşiktaş Maçka’daki Valide çeşmesi,
–Silivrikapı Uzunyusuf mahallesinde Bezmiâlem çeşmesi (1841) ,
–Sultanahmed’de Üçler çeşmesi.
Bu çeşmeyi yaptırmasının bir sebebi de: “Vefat eden, Ahmet, Mehmet, Abdulhamit isimli üç çocuğunun ruhlarının şad olması için...”
Bir şey diyemiyorum. Sadece boğazımda sıralanan kelimelerle yazmaya, vefaya devam ediyorum.
–Topkapı’da Bezmiâlem çeşmesi. Bu çeşmeyi de zevci II. Mahmud’un “ruhunu ihya” için yaptırmıştır (1843) ,
–Gureba–i Müslimin Hastanesi çeşmesi (1845) ,
–Beşiktaş Cihannuma mahallesinde çeşme (1846) ,
–Beşiktaş Yıldız’da Bezmiâlem çeşmesi (1843) ,
–Tarabya’da, Alibeyköy’de, Kasımpaşa’da, Galata Kulesi yanında, Taksim’de Valide Sultan çeşmeleri vardır. Silivrikapı’da Abdullah Ağa Bezmiâlem Çeşmesi yapıldığında “Valide Sultan suyun devamlı akması için 20 kuruş maaşla bir suyolcu tayin edilmesini şart koşmuştur.”
Valide Sultan’ın şehir dışında da vakfiyeleri vardır.
Gönlü sevgi ve merhamet ile çağlayan Valide Sultan Peygamber çiçeği Hz. Hüseyin’in susuz bırakıldığı Kerbela’da ve daha sonrada Âlemlere Rahmet olarak gelen Hz. Muhammed’in kutsal mekânında yaptırdığı sebiller ehl–i beyt pınarından yüreğine damlayan sevda damlalarıdır.
“Valide Sultan’ın, Yuşa sırtındaki menbaından hasıl olup Serviburnu’ndaki çeşmesine cari” olduğu şeklinde tarif edilen bir çeşmesinin mevcudiyetini Kazım Çeçen’den öğrenmekteyiz (a.g.e) .
faili meçhul cinayete kurban giden hukukçu,yazar idi kendileri
aydınlatılamayan cinayetler listesinde birinci sırada gelir
onun adına uğurlar ölmez diye şarkılar yapılmıştır
hacettepe üniversitesi fen(biyoloji) fakültesinde öğretim üyesi olan
ali demirsoy ceviz kabuğunda insanlık dışı bir şey söylemişti
insanlığa bilime büyük hakaret sayılan sözleri izlerken duyduğumda yutkunmuştum
şimdi konu evrim teorisi idi ve cevat babuna
yaman örs gibi bilim adamları vardı
ali demirsoy:'bir öğrenci eğer benim yaptığım finallerde inancını belli ederse benim dersimden geçemez,böyle bir anlayış olamaz,eğer yüksek lisans yapmaya gelen veya mezuniyet durumunda olan öğrencilerin final veya vize sorularında allaha olan en ufak inançlarını yakalarsam bu öğrenci benden geçemez'dedi
hulki cevizoğlu afallamıştı
bunları şaka olarak mı yoksa gerçekten mi söylediğini sordu
ali demirsoy gerçekten öyle demişti
hadi sen allaha inanmıyorsun saygımız sonsuz
yüzlerce inançlı öğrenciden ne istiyorsun
hacettepe üniversitesi fen fakültesinde öğretim üyesi olan
ali demirsoy ceviz kabuğunda insanlık dışı bir şey söylemişti
insanlığa bilime büyük hakaret sayılan sözleri izlerken duyduğumda yutkunmuştum
şimdi konu evrim teorisi idi ve cevat babuna
yaman örs gibi bilim adamları vardı
ali demirsoy:'bir öğrenci eğer benim yaptığım finallerde inancını belli ederse benim dersimden geçemez,böyle bir anlayış olamaz,eğer yüksek lisans yapmaya gelen veya mezuniyet durumunda olan öğrencilerin final veya vize sorularında allaha olan en ufak inançlarını yakalarsam bu öğrenci benden geçemez'dedi
hulki cevizoğlu afallamıştı
bunları şaka olarak mı yoksa gerçekten mi söylediğini sordu
ali demirsoy gerçekten öyle demişti
hadi sen allaha inanmıyorsun saygımız sonsuz
yüzlerce öğrenciden ne istiyorsun
Bugün kendi adıyla verilen Nobel Ödülleri ile tanınan Alfred Nobel, 1 Ekim 1833’te iflas etmiş bir iş adamının oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının değerli ticari malzemelerle yüklü gemisi battığı için aile iyice yoksullaşmış, ağabeyleri Ludvig ve Robert sokaklarda kibrit satarak ailenin geçimine katkıda bulunmaya çalışıyorlardı. Tarihe ‘dinamitin mucidi’ olarak geçen Alfred Nobel, patlayıcılara olan düşkünlüğünü babasından aldı. 1937’de Alfred henüz 4 yaşında bir çocukken babası Immanuel Nobel, Saint Petersburg’a taşınır ve burada bir mayın fabrikası kurar.
Zaman içinde Alfred Nobel’in patlacıyılara olan ilgisi artar. 1866 yılında yüzde 75 oranında nitrogliserini, yüzde 25 oranında emici bir toprak türü olan kieselguhr ile karıştırır ve o ‘müthiş’ maddeyi bulur: Nobel’in Güvenlik Barutu ya da daha çok bilinen adıyla dinamit. Bu buluşu, Nobel’in kısa sürede bütün Avrupa’da dinamit kralı olarak tanınmasına neden olur. Nobel’in patlayıcılara olan bu merakı yıllar önce Stokcholm yakınlarındaki Heleneborg’da kurduğu küçük laboratuarında, deneyler yaparken küçük kızkardeşi Emil’in ölümüne neden olmuştu. 1879’da Paris yakınlarındaki Sevran’da bir laboratuar kuran Nobel, buradaki çalışmaları sırasında dumansız barutu keşfeder. Bu dönemde Fransa’ya karşı kurulan bir ittifakta yeralan İtalya ile işbirliği yapan Nobel, aleyhine başlatılan kampanyalar sonucunda Paris’i terkederek İtalya’daki San Remo’ya yerleşir.
Nobel, San Remo’da 1896 yılında beyin kanaması sonucu yaşama veda eder. Vasiyetinde,. servetinin 1 milyon kronunun yeğenleri ve bir dönem aşık olduğu Sofie Hess arasında paylaştırılmasını, geri kalan 33 milyon 200 bin kronunu da her yıl insanlığa hizmette bulunanlara sunulmasını istemişti. Bu ödüller fizik, kimya, tıp ya da fizyoloji, edebiyat ve barışa hizmet olmak üzere toplam beş dalda verilecekti.
Nobel’in bu vasiyeti önceleri büyük tartışma yaratır. Ancak 1900 yılında İsveç Hükümeti Nobel Vakfı’nı kurar. Bu yıldan sonra da Nobel Ödülleri düzenli olarak verilmeye başlanır.
Bilim ve edebiyat çevreleriyle, barış hareketleri arasında “Acaba ödül kuşu başımıza konar mı? ” diye heyecan yaşanırken, kamuoyu en fazla edebiyat olmak üzere ödüllerin açıklandığı günleri ilgiyle izliyor. Ödül beklentisi olanların heyecanlanmaları çok doğal. Servet anlamına gelen yaklaşık bir milyon dolarla dünyanın en prestijli ödülüne sahip olmak kimi heyecanlandırmaz…
dünyanın uzak ucu
Peter Weir yönetmenidir ve Ölü ozanlar derneği,truman show gibi filmlerin de yönetmenliğini yapmıştır..dünyanın uzak ucu russell crowe'un çok iyi bir performans gösterdiği oyunlarından biridir..
Napolyon savaşları sırsaında yani 1805 gibi sırlarda bir ingiliz gemisi pasifik okyanusuna açılır ve bir fransız gemisi ile karşılaşıyor
Burada russell crowe saldırıya uğradığı için intikam almak için fransız gemisini takip ediyor durmadan
Master and Commander bana göre gerçekten de iyi bir filmdi..
zaten peter wier de oscar ödülü aldı daha ne denilebilir ki..
AKIL OYUNLARI adlı filmde hala princeton üniversitesinde öğretim üyesi olan nobel ödüllü john nashin hayatını canlandırdı..
bence russell crowe tam anlamıyla müthiş bir oyucudur..
amacının holywoodda kalıcı olmadığını söylüyor.
bence holywood için büyük bir kayıp olur.
dünyanın uzak ucu adlı film her ne kadar beğenilmese de oscar aldı ve russel crowe yine müthiş bir yetenek olduğunu gösterdi
Bir Avustralya yapımı olan ' Blood Oath ' (1990) adlı filmle sinema dünyasına atılan Russel Crowe bu tarihten itibaren 20'nin üzerinde filmde irili ufaklı roller aldı. Yeteneğinin gerçek anlamda keşfedilmesi ise 1997 yapımı ' L.A. Confidential ' filmiyle gerçekleşti. Gösterdiği performans ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'ın sahibi olan Kim Basinger ile ' American Beauty ' (Amerikan Güzeli) ile 2000 yılının En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanan Kevin Spacey'nin yer aldığı filmde 1950'lerin polis teşkilatının kirli yüzünü anlatılıyordu. Filmde, teşkilat içerisinde dönen entrikalara karşı mücadele eden dürüst polisi canlandıran Crowe, başarılı oyunculuğu ile filmi sırtlayanlar arasında gösterildi.
Karizmatik ve yoğun oyunculuğu ile çok farklı duyguları geniş bir perspektifte içten bir şekilde sunmayı başaran aktör, son yıllarda başiarılı filmlere imza atarak kısa zamanda Hollywood yıldızlarının arasına girdi. Rol aldığı hareketli ve şiddet içerikli filmlerde kötü adamları canlandıran Crowe, özellikle masum ve sıcak bakışlarıyla karakterin insancıl doğasını yansıtabilmesi anlamında Sean Penn, Daniel Day Lewis ve Edward Norton gibi yeteneklere benzetiliyor.
1992 yılında rol aldığı ' Proof ' filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Avustralya Film Enstitüsü Ödülü'nün sahibi olan Russel Crowe, bir sonraki sene ' Romper Stomper ' ile aynı enstitüden bu sefer En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Sadist bir Nazi liderini canlandırdığı filmdeki olağanüstü performansı ile bir anda dikkatleri üzerinde toplayan aktör, 1994 yapımı ' The Sum of Us ' filminde utangaç, şirin bir homosexüel genci canlandırdı.
Sharon Stone'un yer aldığı ' The Quick and the Dead ' filmiyle Hollywood sinemasında adını duyurmaya başlayan Russel Crowe, 1995 yılında Denzel Washington ile başrollerini paylaştığı ' Virtuosity ' ile çıkışını sürdürdü.
Filmlerde canlandırdığı kötü adam tiplemelerinden çok da farklı bir karakteri olmadığını iddia eden aktör, özellikle kaba, uzlaşmaz ve soğuk tavırlarıyla beklenilenin aksine oldukça beğeni topluyor. Sert bir mizacı olduğunu her fırsatta dile getiren Russel Crowe, bu yönüyle oynadığı karakterleri canlandırmakta fazla zorlanmadığını vurguluyor Klasik Hollywood filmlerinde oynamak taraftarı olmadığını belirten oyuncu, özellikle deneyimli karakter oyuncuları ile çalışmaktan büyük zevk aldığını söylüyor. 1992 yılında Anthony Hopkins ile birlikte rol aldığı ' The Efficiency Expert ' bunlardan biri. Yetenekli aktörlerin yanı sıra güzel yıldızların yanında da oynama fırsatı bulan Crowe, Bridget Fonda ile ' Rough Magic ', Kim Basinger ile ' L.A.Confidiential ' ve Salma Hayek ile de ' Breaking Up ' gibi filmlerde yer aldı.
Hollywood dünyasında arkadaş olarak Tom Cruise ve Nicole Kidman çiftinin kendisine yakın olduğunu belirten Russel Crowe, her ne kadar giderek yıldızı yükselse de Hollywood'da kalıcı olmak istemediğini ve ilerde Avustralya'daki çiftliğini onarmak gibi projelerinin olduğunu söylüyor.
1999 yılına ' The Insider ' ile birlikte giren Russel Crowe, aynı yılı içerisinde üç filmde birden yer aldı: Yönetmenliğini Ridley Scott'un yaptığı ' Gladiator ' ile ' Yaşam Kanıtı ' (Proof of Life) ve ' Flora Plum '.
Bunlardan ' Gladyatör ' ile 2001 Oscar'larında ' En İyi Erkek Oyuncu ' dalı adayı olan Crowe, rakipleri Geoffrey Rush, Ed Harris, Tom Hanks ve Javier Bardem'i geride bırakarak Oscar heykelciğinin sahibi oldu.
Russell Crowe, 2001 yılında gösterime giren, 'A Beautiful Mind' (Akıl Oyunları) filminde, Amerikalı ünlü matematikçi John Nash'in hayatını canlandırdı.
malatyaspordan trabzonsporun başına gelen teknik direktör
trabzonsporda istediği transferlerin yapılmaması üzerine istifa eşiğine geldi
zor ikna edildi
malatyadan da bu nedenden dolayı ayrılmıştı
ab
30.07.2004 - 19:16su
abdullah gül
30.07.2004 - 19:16bir zamanlar o da başbakandı..
kendileri öğretim üyesidir
partisinin en bilgili adamıdır
diksiyonu oldukça güçlü
konuşması akıcı birisi
mesut yılmazla kıyaslarsanız farkı anlarsınız
eeeeeeeeeee aaaaaaaaaaaaaa uuuuuuuuuuuuu
mafyalardan uzak durun
30.07.2004 - 18:41siz ne kadar mafyalardan uzak dursanız da onlar içimizde
herkes kendine göre bir mafya
kurtlar vadisini teoriden yoksun izleyenler bu mafyalığa özenti duymaktadırlar
enteresan diyaloglar
30.07.2004 - 17:53bizim gebzede özel bir hastenede
asansörde yani zemin katta şu yazıyordu
:AsANSÖRÜ kullanmak için ikinci katta müdüriyete başvurun,asansör kullanma izni alın'
bezm-i alem vâlide sultan vakıf gurebâ hastahanesi
30.07.2004 - 17:49Bezm–i Alem Valide Sultan’ın “Vakıf Gureba” hastanesi günümüzde ayakta duran birkaç köklü, devam edegelen vakfiyelerden biridir.
Valide Sultan’ın diğer vakfiyelerinden kısaca bahsetmek istiyorum.
– Valide Mektebi (Daru’l–Maarif) .
Bu vakıfta Valide Sultan’ın ilme, gelişmeye olan bakış açısını açıklaması bakımından önemlidir.
Mektebin kuruluş gayesi ve programı şöyledir: “Hükümet memuru olarak yetişeceklere, Arabî, Farisî, hendese, coğrafya, tarih, politikaya ait dersler gösterilmesi, Fransızca öğretilmesi.”
Bir memurun dahi bu derece bilgili, becerikli, ehil olması düşüncesi kalitenin doruğunu dolayısıyla başarıyı sağlamaz mı? Mektepte:
“Hoca ve hademelerin maaşı kendi vakfiyesinden karşılanmasını şart koşmuş, hatta (Dikkat! ..) bir de matbaa kurarak mektebin ders kitaplarının basılmasını temin etmiştir. Valide Sultan mektep bünyesinde bir de kütüphane yaptırarak, şahsına ait 546 cilt yazma ve basma kıymetli kitaplarını buraya vakfetmiştir. Bugün Coğaloğlu Anodolu Lisesi ismiyle eğitim ve öğretim devam edilmektedir” (İstanbul Büyükşehir Belediyesi yy., İlmi Araştırmalar Merkezi, M. Hüdai Şentürk Mak.) .
Valide Sultan’ın yaptırdığı camilerden en belli başlı olanı Dolmabahçe Camii ve Bezm–i Alem Valide Sultan Gureba–i Müslimin Hastanesi Camii’dir. Bakınız bu camiyi yaptırırken şunu şart koşmuştur:
“İmamların adı geçen hastanede vefatı “tebeyyün” eden hastaların yanında oturup İstiğfar ve Kelime–i Şehadeti tezkir ve vefat cenazelerini de bi magruf üzre gasl (yıkama) ve defnedilmeleri telkin etmelerini şart koşmuştur.
Mabedin en önemli mimari özelliği ise, yanındaki hastane içinden merdivenli ayrı bir yoldan çıkılıp geçilen ve bir pencere arkasında hastaların da cemaate katılmalarına imkân veren 20 metrekarelik bir mahfili vardır” (a.g.e) .
Allahaşkına bir kadının garib bir hastayı bu duygularla korumasını gelin bütün dünya halka olup birleşsin de hep beraber alkış vuralım.
İnsanımıza bu duygu, vefa ve merhamet ile hizmet etme şerefini alıp dünyalara taşıyalım. Heyhat gelin görün ki, bu tarihi taş gibi mirası yerinden oynatmak, bitirmek, sömürmek, beleşe konmak için oynanan oyunları, çomak sokmaları gidin araştırın, sorun...
–Valide Köprüsü (Cisr–i Cedid veya Galata Köprüsü) .
Valide Sultan, Unkapanı ile Azapkapı arasındaki sallar üzerinde (sabih) yüzer ahşap köprüyü yeterli görmeyip Karaköy ile Gümrük–Emini (bugün Eminönü) arasında köprü yaptırdı. (1260/1844) .
Bundan sonra İstanbul gibi yedi tepe üzerine kurulmuş şehirde dolaşan, çalışan vatan evlatlarının şu ihtiyacı bu anayı düşündürmez mi?
İşte bunun için yaptırdığı çeşme ve sebiller:
–Beşiktaş Maçka’daki Valide çeşmesi,
–Silivrikapı Uzunyusuf mahallesinde Bezmiâlem çeşmesi (1841) ,
–Sultanahmed’de Üçler çeşmesi.
Bu çeşmeyi yaptırmasının bir sebebi de: “Vefat eden, Ahmet, Mehmet, Abdulhamit isimli üç çocuğunun ruhlarının şad olması için...”
Bir şey diyemiyorum. Sadece boğazımda sıralanan kelimelerle yazmaya, vefaya devam ediyorum.
–Topkapı’da Bezmiâlem çeşmesi. Bu çeşmeyi de zevci II. Mahmud’un “ruhunu ihya” için yaptırmıştır (1843) ,
–Gureba–i Müslimin Hastanesi çeşmesi (1845) ,
–Beşiktaş Cihannuma mahallesinde çeşme (1846) ,
–Beşiktaş Yıldız’da Bezmiâlem çeşmesi (1843) ,
–Tarabya’da, Alibeyköy’de, Kasımpaşa’da, Galata Kulesi yanında, Taksim’de Valide Sultan çeşmeleri vardır. Silivrikapı’da Abdullah Ağa Bezmiâlem Çeşmesi yapıldığında “Valide Sultan suyun devamlı akması için 20 kuruş maaşla bir suyolcu tayin edilmesini şart koşmuştur.”
Valide Sultan’ın şehir dışında da vakfiyeleri vardır.
Gönlü sevgi ve merhamet ile çağlayan Valide Sultan Peygamber çiçeği Hz. Hüseyin’in susuz bırakıldığı Kerbela’da ve daha sonrada Âlemlere Rahmet olarak gelen Hz. Muhammed’in kutsal mekânında yaptırdığı sebiller ehl–i beyt pınarından yüreğine damlayan sevda damlalarıdır.
“Valide Sultan’ın, Yuşa sırtındaki menbaından hasıl olup Serviburnu’ndaki çeşmesine cari” olduğu şeklinde tarif edilen bir çeşmesinin mevcudiyetini Kazım Çeçen’den öğrenmekteyiz (a.g.e) .
bezm-i alem vâlide sultan vakıf gurebâ hastahanesi
30.07.2004 - 17:48bezm-i alem sultan gürcüdür
bezm-i alem vâlide sultan vakıf gurebâ hastahanesi
30.07.2004 - 17:46bezm-i alem valide sultan
sultan abdümecid'in annesidir
onun destekleriyle kurulmuştur
roma
30.07.2004 - 11:21italyan takımı
maçlarını roma olimpiyat stadında oynar
lazio ile roma aynı şehrin takımlarıdır
risale
30.07.2004 - 11:19türkçesi rapor demektir
IV.murat zamanında devleti düzeltmek için Koçi Bey'in hazırlamış olduğu risaleler buna örnektir.
uğur mumcu
30.07.2004 - 10:49faili meçhul cinayete kurban giden hukukçu,yazar idi kendileri
aydınlatılamayan cinayetler listesinde birinci sırada gelir
onun adına uğurlar ölmez diye şarkılar yapılmıştır
allah (c.c)
29.07.2004 - 18:46hacettepe üniversitesi fen(biyoloji) fakültesinde öğretim üyesi olan
ali demirsoy ceviz kabuğunda insanlık dışı bir şey söylemişti
insanlığa bilime büyük hakaret sayılan sözleri izlerken duyduğumda yutkunmuştum
şimdi konu evrim teorisi idi ve cevat babuna
yaman örs gibi bilim adamları vardı
ali demirsoy:'bir öğrenci eğer benim yaptığım finallerde inancını belli ederse benim dersimden geçemez,böyle bir anlayış olamaz,eğer yüksek lisans yapmaya gelen veya mezuniyet durumunda olan öğrencilerin final veya vize sorularında allaha olan en ufak inançlarını yakalarsam bu öğrenci benden geçemez'dedi
hulki cevizoğlu afallamıştı
bunları şaka olarak mı yoksa gerçekten mi söylediğini sordu
ali demirsoy gerçekten öyle demişti
hadi sen allaha inanmıyorsun saygımız sonsuz
yüzlerce inançlı öğrenciden ne istiyorsun
ali demirsoy
29.07.2004 - 18:46hacettepe üniversitesi fen fakültesinde öğretim üyesi olan
ali demirsoy ceviz kabuğunda insanlık dışı bir şey söylemişti
insanlığa bilime büyük hakaret sayılan sözleri izlerken duyduğumda yutkunmuştum
şimdi konu evrim teorisi idi ve cevat babuna
yaman örs gibi bilim adamları vardı
ali demirsoy:'bir öğrenci eğer benim yaptığım finallerde inancını belli ederse benim dersimden geçemez,böyle bir anlayış olamaz,eğer yüksek lisans yapmaya gelen veya mezuniyet durumunda olan öğrencilerin final veya vize sorularında allaha olan en ufak inançlarını yakalarsam bu öğrenci benden geçemez'dedi
hulki cevizoğlu afallamıştı
bunları şaka olarak mı yoksa gerçekten mi söylediğini sordu
ali demirsoy gerçekten öyle demişti
hadi sen allaha inanmıyorsun saygımız sonsuz
yüzlerce öğrenciden ne istiyorsun
alfred nobel
29.07.2004 - 18:17Bugün kendi adıyla verilen Nobel Ödülleri ile tanınan Alfred Nobel, 1 Ekim 1833’te iflas etmiş bir iş adamının oğlu olarak dünyaya geldi. Babasının değerli ticari malzemelerle yüklü gemisi battığı için aile iyice yoksullaşmış, ağabeyleri Ludvig ve Robert sokaklarda kibrit satarak ailenin geçimine katkıda bulunmaya çalışıyorlardı. Tarihe ‘dinamitin mucidi’ olarak geçen Alfred Nobel, patlayıcılara olan düşkünlüğünü babasından aldı. 1937’de Alfred henüz 4 yaşında bir çocukken babası Immanuel Nobel, Saint Petersburg’a taşınır ve burada bir mayın fabrikası kurar.
Zaman içinde Alfred Nobel’in patlacıyılara olan ilgisi artar. 1866 yılında yüzde 75 oranında nitrogliserini, yüzde 25 oranında emici bir toprak türü olan kieselguhr ile karıştırır ve o ‘müthiş’ maddeyi bulur: Nobel’in Güvenlik Barutu ya da daha çok bilinen adıyla dinamit. Bu buluşu, Nobel’in kısa sürede bütün Avrupa’da dinamit kralı olarak tanınmasına neden olur. Nobel’in patlayıcılara olan bu merakı yıllar önce Stokcholm yakınlarındaki Heleneborg’da kurduğu küçük laboratuarında, deneyler yaparken küçük kızkardeşi Emil’in ölümüne neden olmuştu. 1879’da Paris yakınlarındaki Sevran’da bir laboratuar kuran Nobel, buradaki çalışmaları sırasında dumansız barutu keşfeder. Bu dönemde Fransa’ya karşı kurulan bir ittifakta yeralan İtalya ile işbirliği yapan Nobel, aleyhine başlatılan kampanyalar sonucunda Paris’i terkederek İtalya’daki San Remo’ya yerleşir.
Nobel, San Remo’da 1896 yılında beyin kanaması sonucu yaşama veda eder. Vasiyetinde,. servetinin 1 milyon kronunun yeğenleri ve bir dönem aşık olduğu Sofie Hess arasında paylaştırılmasını, geri kalan 33 milyon 200 bin kronunu da her yıl insanlığa hizmette bulunanlara sunulmasını istemişti. Bu ödüller fizik, kimya, tıp ya da fizyoloji, edebiyat ve barışa hizmet olmak üzere toplam beş dalda verilecekti.
Nobel’in bu vasiyeti önceleri büyük tartışma yaratır. Ancak 1900 yılında İsveç Hükümeti Nobel Vakfı’nı kurar. Bu yıldan sonra da Nobel Ödülleri düzenli olarak verilmeye başlanır.
alfred nobel
29.07.2004 - 18:16Bilim ve edebiyat çevreleriyle, barış hareketleri arasında “Acaba ödül kuşu başımıza konar mı? ” diye heyecan yaşanırken, kamuoyu en fazla edebiyat olmak üzere ödüllerin açıklandığı günleri ilgiyle izliyor. Ödül beklentisi olanların heyecanlanmaları çok doğal. Servet anlamına gelen yaklaşık bir milyon dolarla dünyanın en prestijli ödülüne sahip olmak kimi heyecanlandırmaz…
sabretmek
29.07.2004 - 17:07herkesin yapamayacağı
dayanamayacağı
katlanamayacağı bir duygu
bestseller
29.07.2004 - 17:01bir çift yürek
marlo morgan
başak burcu
29.07.2004 - 16:57en güzel burç
en iyi burç
en mükemmel burç
en gizemli burç
en çalışkan burç
.................
başarı
29.07.2004 - 16:56doyulmayan şey
herkesin kendini kendi çapında başarılı görme yeteneğine sahiptir
basra
29.07.2004 - 16:55basra alçak basıncı
basra körfezi
russell crowe
29.07.2004 - 14:12dünyanın uzak ucu
Peter Weir yönetmenidir ve Ölü ozanlar derneği,truman show gibi filmlerin de yönetmenliğini yapmıştır..dünyanın uzak ucu russell crowe'un çok iyi bir performans gösterdiği oyunlarından biridir..
Napolyon savaşları sırsaında yani 1805 gibi sırlarda bir ingiliz gemisi pasifik okyanusuna açılır ve bir fransız gemisi ile karşılaşıyor
Burada russell crowe saldırıya uğradığı için intikam almak için fransız gemisini takip ediyor durmadan
Master and Commander bana göre gerçekten de iyi bir filmdi..
zaten peter wier de oscar ödülü aldı daha ne denilebilir ki..
russell crowe
29.07.2004 - 13:47AKIL OYUNLARI adlı filmde hala princeton üniversitesinde öğretim üyesi olan nobel ödüllü john nashin hayatını canlandırdı..
bence russell crowe tam anlamıyla müthiş bir oyucudur..
amacının holywoodda kalıcı olmadığını söylüyor.
bence holywood için büyük bir kayıp olur.
dünyanın uzak ucu adlı film her ne kadar beğenilmese de oscar aldı ve russel crowe yine müthiş bir yetenek olduğunu gösterdi
russell crowe
29.07.2004 - 13:42Bir Avustralya yapımı olan ' Blood Oath ' (1990) adlı filmle sinema dünyasına atılan Russel Crowe bu tarihten itibaren 20'nin üzerinde filmde irili ufaklı roller aldı. Yeteneğinin gerçek anlamda keşfedilmesi ise 1997 yapımı ' L.A. Confidential ' filmiyle gerçekleşti. Gösterdiği performans ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Oscar'ın sahibi olan Kim Basinger ile ' American Beauty ' (Amerikan Güzeli) ile 2000 yılının En İyi Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanan Kevin Spacey'nin yer aldığı filmde 1950'lerin polis teşkilatının kirli yüzünü anlatılıyordu. Filmde, teşkilat içerisinde dönen entrikalara karşı mücadele eden dürüst polisi canlandıran Crowe, başarılı oyunculuğu ile filmi sırtlayanlar arasında gösterildi.
Karizmatik ve yoğun oyunculuğu ile çok farklı duyguları geniş bir perspektifte içten bir şekilde sunmayı başaran aktör, son yıllarda başiarılı filmlere imza atarak kısa zamanda Hollywood yıldızlarının arasına girdi. Rol aldığı hareketli ve şiddet içerikli filmlerde kötü adamları canlandıran Crowe, özellikle masum ve sıcak bakışlarıyla karakterin insancıl doğasını yansıtabilmesi anlamında Sean Penn, Daniel Day Lewis ve Edward Norton gibi yeteneklere benzetiliyor.
1992 yılında rol aldığı ' Proof ' filmiyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Avustralya Film Enstitüsü Ödülü'nün sahibi olan Russel Crowe, bir sonraki sene ' Romper Stomper ' ile aynı enstitüden bu sefer En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Sadist bir Nazi liderini canlandırdığı filmdeki olağanüstü performansı ile bir anda dikkatleri üzerinde toplayan aktör, 1994 yapımı ' The Sum of Us ' filminde utangaç, şirin bir homosexüel genci canlandırdı.
Sharon Stone'un yer aldığı ' The Quick and the Dead ' filmiyle Hollywood sinemasında adını duyurmaya başlayan Russel Crowe, 1995 yılında Denzel Washington ile başrollerini paylaştığı ' Virtuosity ' ile çıkışını sürdürdü.
Filmlerde canlandırdığı kötü adam tiplemelerinden çok da farklı bir karakteri olmadığını iddia eden aktör, özellikle kaba, uzlaşmaz ve soğuk tavırlarıyla beklenilenin aksine oldukça beğeni topluyor. Sert bir mizacı olduğunu her fırsatta dile getiren Russel Crowe, bu yönüyle oynadığı karakterleri canlandırmakta fazla zorlanmadığını vurguluyor Klasik Hollywood filmlerinde oynamak taraftarı olmadığını belirten oyuncu, özellikle deneyimli karakter oyuncuları ile çalışmaktan büyük zevk aldığını söylüyor. 1992 yılında Anthony Hopkins ile birlikte rol aldığı ' The Efficiency Expert ' bunlardan biri. Yetenekli aktörlerin yanı sıra güzel yıldızların yanında da oynama fırsatı bulan Crowe, Bridget Fonda ile ' Rough Magic ', Kim Basinger ile ' L.A.Confidiential ' ve Salma Hayek ile de ' Breaking Up ' gibi filmlerde yer aldı.
Hollywood dünyasında arkadaş olarak Tom Cruise ve Nicole Kidman çiftinin kendisine yakın olduğunu belirten Russel Crowe, her ne kadar giderek yıldızı yükselse de Hollywood'da kalıcı olmak istemediğini ve ilerde Avustralya'daki çiftliğini onarmak gibi projelerinin olduğunu söylüyor.
1999 yılına ' The Insider ' ile birlikte giren Russel Crowe, aynı yılı içerisinde üç filmde birden yer aldı: Yönetmenliğini Ridley Scott'un yaptığı ' Gladiator ' ile ' Yaşam Kanıtı ' (Proof of Life) ve ' Flora Plum '.
Bunlardan ' Gladyatör ' ile 2001 Oscar'larında ' En İyi Erkek Oyuncu ' dalı adayı olan Crowe, rakipleri Geoffrey Rush, Ed Harris, Tom Hanks ve Javier Bardem'i geride bırakarak Oscar heykelciğinin sahibi oldu.
Russell Crowe, 2001 yılında gösterime giren, 'A Beautiful Mind' (Akıl Oyunları) filminde, Amerikalı ünlü matematikçi John Nash'in hayatını canlandırdı.
sosyalizm
29.07.2004 - 13:41Türkiye'de uygulabilirliği tartışılabilir niteliktedir..
ziya doğan
29.07.2004 - 12:28malatyaspordan trabzonsporun başına gelen teknik direktör
trabzonsporda istediği transferlerin yapılmaması üzerine istifa eşiğine geldi
zor ikna edildi
malatyadan da bu nedenden dolayı ayrılmıştı
Toplam 816 mesaj bulundu