kim istemez ki? nereye gideceğini bilmeyen bir trene binmeyi..düşünmeden hiçbirşeyi..bomboş olma hissiylel izleyip geçitleri..sararmış bir yaprağın yere düşüşünü..eski taş köprünün üzerinden geçen koyunları onlara kaval çalan çobanı..
kim istemez ki nereye gideceğini bilmeyen bir trene binmeyi..
Delinin birinin canı çok sıkılıyormuş..bahçede volta atmaya başlamış..elleri cebinde dön ha dön dön ha dön..
ağaçlar kuşlar böcekler hiçbiri can sıkıntısını alamamış..
sonra kara bir kuyunun önünde durmuş..önce gökyüzüne bakmış..sonra kuyunun dibine..cebindeki son satışını çıkarmış ve kuyuya atmış...taş kuyunun dibindeki suya değdiğinde şlap diye bir ses çıkmış..bizim deli bu su sesinden çok bi hoşnut olmuş ve yerde ne kadar çakıltaşı varsa kuyuya atmaya başalamış..bir süre sonra her taşın farklı bir sesi olduğunu keşfetmiş ve zamanın nasıl akıp gittiğini anlayamadan can sıkıntısı geçivermiş..sonra can sıkıntısı bizim akıllı ahalisine geçmiş; kuyudaki çakıl taşlarına baktıkca canları sıkılmış..kuyu çooookk ama çoookk derinmiş..hiçbiri inip taşları çıkarmaya cesaret edememiş..sıkılıp sıkılıp of çekmeye başlamışlar..
Nevşehirde kar var.. hava soğuk ayaz rüzgar..
burnumuzun ucunda buz kürecikleri..
eski bir sinema salonu..toplam 5 kişi..
iki eski sevgili..yan yana dizdize..el ele..
telefon çalar..uzun bir konuşma sonrası sessizlik..
ekranda hüzünlü bir özgürlük şarkısı
dilimde acı kesik buzdan soğuk cümleler
karşımda put kesilmiş bir körebe
ne yazık oldu sana
ah minel aşk..
Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş...
Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış):
Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş,
balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi 'şaşkınlık' ve sonuncusu Yedinci Vadi 'yokoluş'ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
'SİMURG ANKA - Otuz Kuş' demekmiş.
Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan
sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
gözleri perdeli güzel..gönül gözlü..Quasimodo'ya kalbini,ruhunu,canını verir..kelini körünü kamburunu sever..kalbi öpülesi bin ömür..
Quasimodo şımarır Esmeral'dasını üzer..kendisini daha önce görmeyen keşfetmeyen çöl kadınlarına kapılır..gerçeği onlarda aramaya başlar..yolunu şaşırır..elleri kirlenir..gören diğer gözü körelir..ruhu kirlenir..şiiri kirlenir..
çünkü hayat;
Elif gibi dimdik değildir..
Esmeralda gönül gözlü güzel..yine olsa yine Qasimodo'yu sever..
gerçek
11.02.2010 - 11:28kabalaşmak istemiyorum derken de kabalaştığımızdır..
merhaba
09.02.2010 - 11:36nerelerdesin dedirten bir kışmıdır şimdi bu ayaz..
içimi eksik merhabanla ısıt biraz..
sevgili
09.02.2010 - 10:05'Hayatım ellerinde ilmik ilmik oyaydı
Bir seninki safi renk,geri hep boyaydı'
nedir
09.02.2010 - 09:54'Nedir ruhumun uyanamadığı
Bu deliksiz hasret uykusu ' '
kitap ayracı
08.02.2010 - 12:01şahitler..
tren
06.02.2010 - 13:54kim istemez ki? nereye gideceğini bilmeyen bir trene binmeyi..düşünmeden hiçbirşeyi..bomboş olma hissiylel izleyip geçitleri..sararmış bir yaprağın yere düşüşünü..eski taş köprünün üzerinden geçen koyunları onlara kaval çalan çobanı..
kim istemez ki nereye gideceğini bilmeyen bir trene binmeyi..
şefkat derecesinde sevmek
05.02.2010 - 11:49şefkat bir adım sonra nankörlüğün habercisidir..
yol haritası
05.02.2010 - 11:44Hani billur bir kaseden hayat avuçlarına dökülürken izlediğin haritaya dön..
carpe diem (anı yaşamak)
05.02.2010 - 10:29otuz eksi yirmisekiz
eşittir iki
eşittir
an'lar
otuz şehir artı
ayda bir cumartesi pazar
eşittir an'lar
eşittir
hayat..
kendime not
04.02.2010 - 14:44'BİZİM DE HARCIMIZ DEĞİLDİ SEVMEK'
kavun
04.02.2010 - 14:27cennet kokularından..
ve
cehennem aracılarından..
sazan
04.02.2010 - 09:54Delinin birinin canı çok sıkılıyormuş..bahçede volta atmaya başlamış..elleri cebinde dön ha dön dön ha dön..
ağaçlar kuşlar böcekler hiçbiri can sıkıntısını alamamış..
sonra kara bir kuyunun önünde durmuş..önce gökyüzüne bakmış..sonra kuyunun dibine..cebindeki son satışını çıkarmış ve kuyuya atmış...taş kuyunun dibindeki suya değdiğinde şlap diye bir ses çıkmış..bizim deli bu su sesinden çok bi hoşnut olmuş ve yerde ne kadar çakıltaşı varsa kuyuya atmaya başalamış..bir süre sonra her taşın farklı bir sesi olduğunu keşfetmiş ve zamanın nasıl akıp gittiğini anlayamadan can sıkıntısı geçivermiş..sonra can sıkıntısı bizim akıllı ahalisine geçmiş; kuyudaki çakıl taşlarına baktıkca canları sıkılmış..kuyu çooookk ama çoookk derinmiş..hiçbiri inip taşları çıkarmaya cesaret edememiş..sıkılıp sıkılıp of çekmeye başlamışlar..
benim çakıl taşlarım var..irili ufaklııııııııııııııııı.........
ah minel aşk ve halatihi
02.02.2010 - 14:56Nevşehirde kar var.. hava soğuk ayaz rüzgar..
burnumuzun ucunda buz kürecikleri..
eski bir sinema salonu..toplam 5 kişi..
iki eski sevgili..yan yana dizdize..el ele..
telefon çalar..uzun bir konuşma sonrası sessizlik..
ekranda hüzünlü bir özgürlük şarkısı
dilimde acı kesik buzdan soğuk cümleler
karşımda put kesilmiş bir körebe
ne yazık oldu sana
ah minel aşk..
nedir
02.02.2010 - 14:11Su'dur
Lâl'dir
Sarıdır
Hüzündür
Gecedir
Şiirdir..
kendime not
02.02.2010 - 14:08artık onbirde uyumuyorum..
bir zamanlar uykularıma kastetmişti birisi..
artık şiir yazmıyorum..
bir zamanlar şiirimi katletmişti birisi..
anka kuşu
02.02.2010 - 11:58Rivayet olunur ki, kuşların hükümdarı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş...
Kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler.
Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip yardım istemeye karar vermişler.
Ancak Simurg'un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş. Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.
Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp;
papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış):
Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış;
baykuş yıkıntılarını özlemiş,
balıkçıl kuşu bataklığını.
Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.
Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi 'şaşkınlık' ve sonuncusu Yedinci Vadi 'yokoluş'ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye otuz kuş kalmış.
Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;
'SİMURG ANKA - Otuz Kuş' demekmiş.
Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan
sonra bile uçmayı sürdürerek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız.
Şimdi kendi gökyüzünde uçmak zamanıdır...
anka kuşu
02.02.2010 - 11:57ANKA...
'Yine ben...
Her döndüğünde yanı başında olmanı istediğin hayalin 'dedi...
ve yine yoktu orda sabahın ilk ışığını karşılarken göz bebeklerim...
Oysa 'varım ben! ! ! ' dedi.
'Gerçeğim! ! 'dedi
'Mümkünüm! ! ! 'dedi...
ve hiç yankılanmadı sesi bir daha odamın duvarlarında....
Dedi ki o...'sabret...devam et hayal etmeye..umud et'
'Katlan 'dedi...
'Dayan ' dedi
'Vazgeçme çok yakın 'dedi...
ve öylece gitti hecelerim,henüz bulmamışken anlamını mısralarımda...
'Sev ' dedi...
'Çok sev ' dedi...
ve 'yan ' dedi, 'sen sade yan'...
ve ben doğarım küllerinden dedi sevdiğim kadın...
ya da ben öyle anladım....
E.A.D.
kıyak adam
02.02.2010 - 11:39Quasimodo;
kel kör kambur adam..
Esmeralda;
gözleri perdeli güzel..gönül gözlü..Quasimodo'ya kalbini,ruhunu,canını verir..kelini körünü kamburunu sever..kalbi öpülesi bin ömür..
Quasimodo şımarır Esmeral'dasını üzer..kendisini daha önce görmeyen keşfetmeyen çöl kadınlarına kapılır..gerçeği onlarda aramaya başlar..yolunu şaşırır..elleri kirlenir..gören diğer gözü körelir..ruhu kirlenir..şiiri kirlenir..
çünkü hayat;
Elif gibi dimdik değildir..
Esmeralda gönül gözlü güzel..yine olsa yine Qasimodo'yu sever..
çünkü; kıyak adamdır o..dünya kıyaklısı..
beşiktaş
26.01.2010 - 16:18ölümsüz aşk :)
uzak yakınlık
26.01.2010 - 16:05uzaklık insanın içindeki duyguda saklıdır
nehrin yeşile çalan yanı sarıya duran diğer yanı
gece şiir incir ve zeytin
suyun geceye yakınlığı..
şiir
25.01.2010 - 14:53'anlam'
dejavu
25.01.2010 - 09:10nöbet ertesi..
serin bir sabahta söyleşi yapmak..
yakartop
23.01.2010 - 09:55erkeklere çelme atma özgürlüğüyle kazanılmış çocuk zaferleri..
sessiz
23.01.2010 - 09:52Lâl Su
ve dahi
çocukluğu..
Toplam 216 mesaj bulundu