ser önüne yoz akşamları,küflü gurbet gecelerini de al yanına tutuşturalım bir ucundan içimize batan bu hayatı
say ki, sende varsın dünyada bir sonbahar yaprağına da yazılı olsa adın sende hayatını oyna acıların karşısında
bırak dönsün dünya, aldırma sedası sarsık keman iniltilerine mutluluk dediğimiz ulaşılmaz bir dağ da olsa herkesin hayatında acının solduramadığı günlerde vardır
bırak hayatın hangi burgacında dalgalanıyorsa kalbin dalgalansın bir kelebeğin ömrü kadar da olsa ömrün bir sarmaşık tutkusuyla sarıl yaşama hangi uçurumun kıyısında olursan ol her zaman heybende biraz umut yedeğinde sevgi kırıntıları bulunsun...N. Can.
Renklerin melodisinde bahar papatyası güzelliğinizle gülümserken yaşam! ! Güzelinsan! Gülgoncası sevgi dolu güzelliğinizle duyumsanan yaşam! ! ipeksi mavi denizin melteminde pupa yelken açan umut çiçeklerinin esintisinde gülümseyen güzelliklerle çoşkulu bir yaşam dileğiyle... zira yaşam; kimi ağaç dalında, kimi hazan, denizde yakamoz, yağmurda gülgoncası,sevda şarkılarında özlem değilmidir ki! ! ve anımsarsanız? sessiz şiir dizelerinde duyumsanan mutluluk şarkıları sizin için bestelenmişti! ! ! HADİ BİR RENK SEÇin 'Bugün dünyayı istediğin renge boyayıp, bu rengi insanlara tüm sevginle DAĞIT. Kendini sevginin bir rengi diye TANIT. Çünkü senin varlığın SEVGİYE en güzel KANIT.' sevgiylekal...sevginle! ! Yalnızlığa dayanırım da,bir başınalığa asla. Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka, baka. Bir dost göz arayışıyla. Saat tıkırtısıyla... Korkmam,geçinip gideriz biz Mutlulukla, Ama; 'Günün aydın,akşamın iyi olsun' diyen biri olmalı. Bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa kulağımda. Yoksa,Zor değil,hiç zor değil,demli çayı bardakta karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya. Ama; 'Çaya kaç şeker alırsın? ' Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...E.Ş.AKAL/,C. YUCEL? ? güzel dost... sımsıcak sevgi dolu güzel bir gün dileğiyle! Sanala rağmen insanca insan a yakışan güzelliklerle de karşılaşılabileceği inancı ile...bendeniz...; Zerafete inanan lakin Gönülde Çılgın mı ÇILGIN, deli dolu, cok hassas, ama aniden patlayan, haksızlığa asla gelemeyen, sıcak kanlı, sevecen kısacası dost canlısı her zaman iyi, güzel,dogruluktan ayrılmayan insan.... Günümüz insanı aşka aşık aşığa değil, aşkların kısa dönem askerlik gibi sürmesinin nedeni herhalde bu. Zaplanan aşklar dönemi bu dönem! Kanaldan kanala geçer gibi aşıktan aşığa geçiliyor. Peki bu neden böyle oluyor? Çünkü insan insana sevgisiz, insan insana tahammülsüz, fedakarlık duygusunu yitirmiş, kendini adamaktan kaçıyor. Oysa fedakarlık, adanmışlık varsa vardır aşk. Fedakarlığın, adanmışlığın yaşamadığı yerde yaşamaz aşk. Ne yazık ki uğruna kendini adadığı ne bir ideali var günümüz insanının, ne de uğruna kendini adadığı bir aşkı! ... Nerede ideali aşkı uğruna herşeyden vazgeçen dünün insanı...Nerede hiçbirşey için hiçbirşeyden vazgeçmeyen bugünün insanı... Papatya...! Ne kadar masum, hiçbir iddası yok güzellikte sevgiden başka beklentisi yok..
sevgiyle güzel insan... MUTLU OLMAK IÇIN IÇINDE BULUNDUGUNUZ 'AN ' DAN DAHA IYI BIR ZAMAN OLDUGUNA KARAR VERMEK IÇIN BEKLEMEKTEN VAZGEÇIN. MUTLULUK BIR VARIS DEGIL, BIR YOLCULUKTUR. 'PEK ÇOKLARI MUTLULUGU INSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR, BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA.OYSA MUTLULUK INSANIN BOYU HIZASINDADIR ' Unutmayalım! ' YARIN KIMSEYE VAAD EDILMEMISTIR' İNAN BATMIŞ ŞEHİRLER GİBİ ONARILMAZ ANILAR
Biri beyaz biri kara iki kedi.. birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına birbirlerine şefkatle sarılarak, birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar. Gölgeler akşamüstünü söylüyor. Yorgun bir günün sonunda eve dönüyorlarmış gibi. Yüzlerini görmüyoruz ama eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli sınanmış, denenmiş bir dostluk bu, uzun yolları da göze alabilen bir dostluk
Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşam üstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz, omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu, değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? ...
Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp kendimizi hep ilerde bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? karşımıza çerken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürüklerken bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir, her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün...
Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz, ya da olanlar olması gerekenler değildir. Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz, gün gelir kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir...
Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak. Bazılarının gelecekte sandıkları 'bir gün' geçmişte kalmıştır oysa; hani şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığınız, omzunun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip 'Nasıl olsa ilerde bir gün tekrar karşıma çıkar.' dediğinizdir. Oysa tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir O, boş yere bu sokaklarda aranırsınız...M MUNGAN
SEVGİ DOLU İNSAN! Hayatı yenecek kadar güçlü, hayattan beklentilerini alacak kadar umutlu, umudunu yitirmeyecek kadar zarif değerli insana sevgiyle... Hayatinizdan. Birakalim yeni bir sayfa açilsin, Birakin yeni bembeyaz sayfada yenilikler size göz kirpsin. Yeni bir hayal kaleminizde oraya yansisin. Gönlünüzün derinliklerinde bir melek hep sizin yaninizda. Çünkü o melek sizsiniz. düşlerimdesin! / düşlerimde varsın. / Öyle uzaktasın ki... / Kavuşamıyorum. / Saçlarını okşamak / Ellerini tutmak istiyorum. / Olmuyor gülüm! / Anlar gibi oluyorum: / düşlerimde olacaksın! özlemlerimle! /gülümserken sevgin.../sevgi dolu gönlün! !
Hayat; Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir. Kendin için neler hissettiğindir. Güven,mutluluk,şefkattir. Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.
Hayat; Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir. Ne dediğin ve ne demek istediğindir. İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi görmektir. Her şeyden önemlisi hayatı,başkalarının hayatını olumlu yönde etkilemek için kullanmayı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen, ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
yüreğini ısıtan o yumuşacık. seni sarmalayan sevgiyi. hani bir çocuğun uykulu gözlerle sana kollarını açıp kucağına alman için bakan gözlerindeki sevgiyi. hani günler sonra gördüğün sevgilinin gözündeki ışıltıyı sevgiyi okumayı bilirmisin sessizce sadece gözlerden.. ya da hissetmeyi sadece teninden. bazen kelimeler gereklidir tarifler için. bazense yetersiz. sana bir yemek tarif etsem. her detayıyla. tadını katan nedir o yemeğin bilir misin. neden hiç anneninkine benzemez yediğin o yemeğin tadı. içine kendini katmıştır da ondan. tarif değildir bu. kelimeler yetmez onu anlatmaya. işte bazen böyle hissedersin sevgiyi kelimeler olmadan. yada böyle hissettirsin kelimeleri kullanmadan. sadece kendini katarsın. bakışlarınla yaşatırsın… teninle tattırırsın sevdiğini. Neden hiç sordun mu kendine kimse o gibi değil. ya da kimse onun gibi sarılmıyor sana. kimi var uyurken dokunmamak için kaçarsın yatağın içinde bir o yana bir bu yana. kimi var. sokulmak istersin daha da sanki bir puzzle’ın iki parçası gibi tamam olmak onunla. ya sevişirken hissettiklerin? hatta sevişmeyi hayal ederken onunla hissedebildiklerin. sırf onu görmek. onunla olmak adına yaptıklarınla özel olduğunu anlatmak ona. ya da onun sana sen sevmeyi bilir misin. ya da sevdiğini hissettirmeyi. hissedebilir misin kelimeler olmadan sevgiyi.. söylendiğinde inanmadığın sevgidense. söylemese de bildiğin sevgiyi ara. bulduğunda kaçırmamak için uğraşma. nasılsa bir gün eğer bakmazsa sana öyle. o zaman gitmiş olur geldiği gibi kendiliğinden. sadece hisset. yaşa ve keyfini çıkar. mutluluğunu hisset bu sevginin.. yazan:?
Güneş doğmuş, her yer aydınlık. İnsanlar; huzurlu, mutlu bir şekilde günlük işlerine hazırlanmaktalar. Bismillah diyerek huşu ile; güne başlıyorlar. Trafikte keşmekeşlik ve kargaşa yok. Herkes birbiine saygı gösteriyor. Kırmızı ışık ihlali yok. İşyerlerinde verimli olabilmek ve ücretlerini hak edebilmek için gayret içindeler. İşveren her çalışana eşit şekilde hakkaniyetle davranıyor.
Her yer temiz. İnsanların davarnışları da düzgün. Kimse kimseye saygısız söylem ve eylem içinde değil.
Boş yere zaman öldüren kimse yok.
Gün içinde; çarşılarda fahiş fiyatla satışa rastlamak neredeyse imkânsız hale gelmiş. Huzur gelmiş her yerde hakimiyetini hissettiriyor. Teraziler yanlış tartı yapmaz olmuş.
Pazar yeri düzenli bir şekilde insanların hizmetine sunulmuş. Etiketler yerli yerinde: Sağlığa uygun olmayan ürün bulunduran kimse de kalmamış. Yolda yürüyenlere rastlanıyor. Onlarda kendi işleri ile meşguller. Kimse kimsenin aleyhine bir davranışta, sözde bulunmuyor. GIYBET yapan kalmamış.
Kötü söz edenlerin hiç biri yok. Seviyesizlik de son bulmuş.
Gün öğlene gelmiş. Dinlenme zamanında bile hizmet aksatılmıor. Hastaneler de görev yapanlar da görevini çok iyi yapıyorlar. Kamu kurumları, özel kuruluşlar ve her yer kendi işini en iyi yerine getirmek isteyen kimselerin oluğu mekânlar haline gelmiş.
Rüşvetsiz işleriniz yürüyor. Torpil de kalmamış. Her insana aynı ve eşit şekilde davranılıyor.
Yalakalık da bitmiş. Kimse kimsenin karşısında yerlere kadar eğilmiyor. Yere diz çöküp ayağa yüz süren yalakaların hiç birine rastlanmıyor.
BANANE, NEMELAZIM SÖZÜ KONUŞMA YAZI DİLİMİZDEN ÇIKARILMIŞ.
İkiyüzlü davranış içinde olan kimse yok. Özü ne ise sözü de aynı olanlar var şimdi her yerde.
Hitaplar bile düzgünleşmiş.
İnsanlardan sözlerine başlarken;
“Bir zahmet.”, “Lütfen.”, “Rica etsem.”, “Afedersiniz.”, “Bu bizim vazifemiz.”, “Bir aksaklık oldu kusura bakmayınız.”, “Yardımcı olabilir miyim.”, “Buyrunuz efendim.”, “Burada haksızlık görülmeyecektir.”, “Biz ne isek, bütün insanlarda bizden biridir.”, Güle güle efendim.” vb. ifadelerini duyuyoruz. Kimse kimseyi hor, hakir, basit, küçük görmez olmuş. Yalan söyleyen kalmamış.
Huzursuzlukların tekrar nüksetmemesi için; her iş yerine ve her evde yoğun bir gayret var. Sudan bahanelerle kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
Her insanın yüzünde; görevini yapmanın vicani rahatlığı ve huzuru okunuyor.
Hırsızlık, kapkaç, kalpazanlık, sahtecilik, tarihi eser kaçakçılığı, çepçilik, tırnakçılık, zehir ticareti, kaçakçılık, silah ticareti, veri kaçakçılığı vb. gibi ahlaksız faaliyetler son bulmuş.
Toplumda güven tesis edilmiş.
Gerçek hayat; bilinmeyen dünya denilen nete de yansımış. Huzursuzluk net dünyasında da son bulmuş. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
İnsanlar;
”Ben burada birini huzursuz edersem eğer, bir başka zamanda ve bir başka yerde de beni yada evladımı, eşimi, bir başka yakınımı rahatsız eden olur. Ben kimseyi rahatsız etmez isem; beni de benim değerlerimi de rahatsız etmez. Her insanın bir ailesi ve çok önem verdiği,çevresinde kıymet verdiği kişiler vardır. Onlar da bir insandır. Ben ekstra bir şey yapmıyorum ki; sadece insan olduğumdan ve karşımdakinin de insan olduğunu bildiğimden böyle davranıyorum: BU DAVRANIŞIM DA BİR ERDEMLİK, BÜYÜKLÜK DEĞİL. BEN SADECE OLMASI GEREKENİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUM. NASIL DÜŞÜNÜYOR İSEM ÖYLE YAŞAMAZSAM EĞER HER SEYDEN EVEL KENDİME SAYGIM KALMAZ. ANAMA SAYGIM OLDUĞUNDAN DA ASLA KÜFÜR EDEMEM.” Diyorlar.
Güvenlik görevlileri sadece bilgilendirmeler yapıyorlar. Çünkü güvenlik görevlileri; kavgaya, yaralanmaya, gasp olayına bakmıyor artık. Bu tür olaylar yaşanmıyor. Adliyeler de; birer eğitim yuvası haline gelmiş. Adliyelik bir durum da kalmamış.
Akşam olmuş; ama günün Güneşi geceye de yansıyor. Her insanın evinde; saygılı davranışlar; aile fertleri arsındaki iletişime de yansımış.
Ebeveyne; saygıda kusur etmeyen evlat, evlada iyi örnek olan; ebeveyn karşılıklı olarak günün yorumunu yapmanın ayrı bir hazzını yaşar hale gelmişler.
Çocuklara konuşma öğretilirken;
“Beni Allah Yarattı.”, “Yalan söylemek çok büyük ayıptır.”, “Büyüklere her zaman saygılı olunur.”, “Ahlak demek; yalan söylemden ve kimseyi kandırmadan yaşamak demektir.”, “Birinin bulunmadığı yerde, o kimse ile ilgili söz etmek doğu davranış olmaz.”, “Kavga etmek, insanlara hakaret etmek yanlıştır.” vb. sözler söyleniyor, çocuğa hem bilgi ve eğitim veriliyor, hem bunun lezzeti yaşanıyor, hem de gelecek nesiller için de insan yetiştiriliyor. Bununla birlikte; bu günkü bu davranış ve yaşayış ileriye taşınmış oluyor.
Gün içindeki işler insanı yormaz olmuş.
Amir amirliğini, memur da memurluğunu çok iyi yaptığı için kimse yorgunluk çekmiyor. Ehil insanlar görevlerini yapılması gerektiği gibi yapıyorlar….
Gece gelmiş;
Ertesi güne dünden iyi hazırlanmak için; uyku zamanı.
Uykuya varılıyor….
Sabah ezan sesi ile uyanıldığında….
Bir gariplik seziyorum…
Ben rüyada mıydım?
Olsun; rüya da olsa,
Keşke bu rüya hiç bitmeseydi….
Bu rüyaların güne yaşantılar halinde yansıması dileği ile; sonsuzhuzur..s. akkaya
sevinçleriyle,mutlulukları,mutsuzluklarıyla yaşadığımız günlerin dünyası.Bir bakarsınız,çocukluğunuzun,daha doğrusu geçmişin bir daha geri gelmeyecek olan sevinçleri, hüzünleri içindesiniz. Bir bakarsınız günümüzün, çağımızın katı gerçekl ...
14.07.2008 - 19:21
Gülümseyelim Güneşe Umut Yeşersin
Türküler söyle dost yüreğine
gülümse güneşe umut yeşersin
kır çiçekleri kırılmasın kirpiklerinde
saçlarını savuran bu rüzgar esmesin
şafaklar umut açmıyorsa, yastığında yaslandığın gecelerin
ser önüne yoz akşamları,küflü gurbet gecelerini de al yanına
tutuşturalım bir ucundan içimize batan bu hayatı
say ki, sende varsın dünyada
bir sonbahar yaprağına da yazılı olsa adın
sende hayatını oyna acıların karşısında
bırak dönsün dünya, aldırma sedası sarsık keman iniltilerine
mutluluk dediğimiz ulaşılmaz bir dağ da olsa
herkesin hayatında acının solduramadığı günlerde vardır
bırak hayatın hangi burgacında dalgalanıyorsa kalbin dalgalansın
bir kelebeğin ömrü kadar da olsa ömrün
bir sarmaşık tutkusuyla sarıl yaşama
hangi uçurumun kıyısında olursan ol
her zaman heybende biraz umut
yedeğinde sevgi kırıntıları bulunsun...N. Can.
11.07.2008 - 11:04
Renklerin melodisinde bahar papatyası güzelliğinizle gülümserken yaşam! !
Güzelinsan! Gülgoncası sevgi dolu güzelliğinizle duyumsanan yaşam! !
ipeksi mavi denizin melteminde pupa yelken açan umut çiçeklerinin
esintisinde gülümseyen güzelliklerle çoşkulu bir yaşam dileğiyle...
zira yaşam; kimi ağaç dalında, kimi hazan, denizde yakamoz,
yağmurda gülgoncası,sevda şarkılarında özlem değilmidir ki! !
ve anımsarsanız?
sessiz şiir dizelerinde duyumsanan mutluluk şarkıları sizin
için bestelenmişti! ! !
HADİ BİR RENK SEÇin
'Bugün dünyayı istediğin renge boyayıp,
bu rengi insanlara tüm sevginle DAĞIT.
Kendini sevginin bir rengi diye TANIT.
Çünkü senin varlığın
SEVGİYE en güzel KANIT.'
sevgiylekal...sevginle! !
Yalnızlığa dayanırım da,bir başınalığa asla.
Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka, baka.
Bir dost göz arayışıyla.
Saat tıkırtısıyla...
Korkmam,geçinip gideriz biz Mutlulukla,
Ama; 'Günün aydın,akşamın iyi olsun' diyen biri olmalı.
Bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
Yoksa,Zor değil,hiç zor değil,demli çayı bardakta
karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.
Ama; 'Çaya kaç şeker alırsın? '
Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...E.Ş.AKAL/,C. YUCEL? ?
güzel dost...
sımsıcak sevgi dolu güzel bir gün dileğiyle!
Sanala rağmen insanca insan a yakışan güzelliklerle de karşılaşılabileceği inancı ile...bendeniz...;
Zerafete inanan lakin Gönülde Çılgın mı ÇILGIN, deli dolu, cok hassas, ama aniden patlayan, haksızlığa asla gelemeyen, sıcak kanlı, sevecen kısacası
dost canlısı her zaman iyi, güzel,dogruluktan ayrılmayan insan.... Günümüz insanı aşka aşık aşığa değil, aşkların kısa
dönem askerlik gibi sürmesinin nedeni herhalde bu. Zaplanan aşklar dönemi bu dönem! Kanaldan kanala geçer gibi
aşıktan aşığa geçiliyor. Peki bu neden böyle oluyor?
Çünkü insan insana sevgisiz, insan insana tahammülsüz, fedakarlık duygusunu yitirmiş,
kendini adamaktan kaçıyor. Oysa fedakarlık, adanmışlık varsa vardır aşk. Fedakarlığın, adanmışlığın yaşamadığı yerde
yaşamaz aşk. Ne yazık ki uğruna kendini adadığı ne bir ideali var günümüz insanının, ne de uğruna kendini adadığı bir aşkı! ...
Nerede ideali aşkı uğruna herşeyden vazgeçen dünün insanı...Nerede hiçbirşey için hiçbirşeyden vazgeçmeyen bugünün insanı...
Papatya...!
Ne kadar masum,
hiçbir iddası yok güzellikte
sevgiden başka beklentisi yok..
sevgiyle güzel insan...
MUTLU OLMAK IÇIN IÇINDE BULUNDUGUNUZ 'AN ' DAN DAHA IYI BIR ZAMAN
OLDUGUNA KARAR VERMEK IÇIN BEKLEMEKTEN VAZGEÇIN. MUTLULUK BIR VARIS DEGIL,
BIR YOLCULUKTUR. 'PEK ÇOKLARI MUTLULUGU INSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR,
BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA.OYSA MUTLULUK INSANIN BOYU HIZASINDADIR
' Unutmayalım! ' YARIN KIMSEYE VAAD EDILMEMISTIR'
İNAN BATMIŞ ŞEHİRLER GİBİ ONARILMAZ ANILAR
Biri beyaz biri kara iki kedi..
birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına birbirlerine şefkatle sarılarak,
birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar.
Gölgeler akşamüstünü söylüyor.
Yorgun bir günün sonunda eve dönüyorlarmış gibi.
Yüzlerini görmüyoruz ama eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli sınanmış, denenmiş bir dostluk bu,
uzun yolları da göze alabilen bir dostluk
Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz?
Akşam üstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz,
omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun,
belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu,
değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? ...
Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp
kendimizi hep ilerde bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına,
bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? karşımıza çerken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürüklerken
bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir,
her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların
savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün...
Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz,
ya da olanlar olması gerekenler değildir.
Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz,
gün gelir kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir...
Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir
kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak.
Bazılarının gelecekte sandıkları 'bir gün' geçmişte kalmıştır oysa;
hani şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığınız,
omzunun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip
'Nasıl olsa ilerde bir gün tekrar karşıma çıkar.' dediğinizdir.
Oysa tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir O,
boş yere bu sokaklarda aranırsınız...M MUNGAN
SEVGİ DOLU İNSAN!
Hayatı yenecek kadar güçlü, hayattan beklentilerini alacak kadar umutlu, umudunu yitirmeyecek kadar zarif değerli insana
sevgiyle...
Hayatinizdan.
Birakalim yeni bir sayfa açilsin,
Birakin yeni bembeyaz sayfada yenilikler size göz kirpsin.
Yeni bir hayal kaleminizde oraya yansisin.
Gönlünüzün derinliklerinde bir melek hep sizin yaninizda.
Çünkü o melek sizsiniz.
düşlerimdesin! / düşlerimde varsın. / Öyle uzaktasın ki... /
Kavuşamıyorum. / Saçlarını okşamak / Ellerini tutmak istiyorum. /
Olmuyor gülüm! / Anlar gibi oluyorum: / düşlerimde olacaksın!
özlemlerimle! /gülümserken sevgin.../sevgi dolu gönlün! !
saygıyla... cem ss
31.03.2008 - 18:03
Hayat;
Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
Kendin için neler hissettiğindir.
Güven,mutluluk,şefkattir.
Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.
Hayat;
Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi görmektir. Her
şeyden önemlisi hayatı,başkalarının hayatını olumlu yönde
etkilemek için kullanmayı seçmektir.
İşte hayat bu seçimden ibarettir.
İnsanların en acizi dost edinemeyen,
ondan daha acizi ise dost kaybedendir.
14.03.2008 - 16:30
Sen sevmeyi bilirmisin?
yüreğini ısıtan o yumuşacık. seni sarmalayan sevgiyi.
hani bir çocuğun uykulu gözlerle sana kollarını açıp kucağına alman
için bakan gözlerindeki sevgiyi.
hani günler sonra gördüğün sevgilinin gözündeki ışıltıyı
sevgiyi okumayı bilirmisin
sessizce sadece gözlerden..
ya da hissetmeyi sadece teninden.
bazen kelimeler gereklidir tarifler için. bazense yetersiz.
sana bir yemek tarif etsem. her detayıyla. tadını katan nedir o
yemeğin bilir misin.
neden hiç anneninkine benzemez yediğin o yemeğin tadı.
içine kendini katmıştır da ondan.
tarif değildir bu. kelimeler yetmez onu anlatmaya.
işte bazen böyle hissedersin sevgiyi kelimeler olmadan.
yada böyle hissettirsin kelimeleri kullanmadan.
sadece kendini katarsın. bakışlarınla yaşatırsın…
teninle tattırırsın sevdiğini.
Neden hiç sordun mu kendine kimse o gibi değil. ya da kimse onun
gibi sarılmıyor sana.
kimi var uyurken dokunmamak için kaçarsın yatağın içinde bir o yana
bir bu yana. kimi var. sokulmak istersin daha da sanki bir puzzle’ın
iki parçası gibi tamam olmak onunla.
ya sevişirken hissettiklerin?
hatta sevişmeyi hayal ederken onunla hissedebildiklerin.
sırf onu görmek. onunla olmak adına yaptıklarınla
özel olduğunu anlatmak ona. ya da onun sana
sen sevmeyi bilir misin. ya da sevdiğini hissettirmeyi.
hissedebilir misin kelimeler olmadan sevgiyi..
söylendiğinde inanmadığın sevgidense. söylemese de bildiğin sevgiyi ara.
bulduğunda kaçırmamak için uğraşma. nasılsa bir gün eğer bakmazsa
sana öyle. o zaman gitmiş olur geldiği gibi kendiliğinden.
sadece hisset. yaşa ve keyfini çıkar.
mutluluğunu hisset bu sevginin.. yazan:?
14.03.2008 - 16:21
Sevgi Deryası
Rüya Mıydı?
Güneş doğmuş, her yer aydınlık. İnsanlar; huzurlu, mutlu bir şekilde günlük işlerine hazırlanmaktalar. Bismillah diyerek huşu ile; güne başlıyorlar. Trafikte keşmekeşlik ve kargaşa yok. Herkes birbiine saygı gösteriyor. Kırmızı ışık ihlali yok. İşyerlerinde verimli olabilmek ve ücretlerini hak edebilmek için gayret içindeler. İşveren her çalışana eşit şekilde hakkaniyetle davranıyor.
Her yer temiz. İnsanların davarnışları da düzgün. Kimse kimseye saygısız söylem ve eylem içinde değil.
Boş yere zaman öldüren kimse yok.
Gün içinde; çarşılarda fahiş fiyatla satışa rastlamak neredeyse imkânsız hale gelmiş. Huzur gelmiş her yerde hakimiyetini hissettiriyor. Teraziler yanlış tartı yapmaz olmuş.
Pazar yeri düzenli bir şekilde insanların hizmetine sunulmuş. Etiketler yerli yerinde: Sağlığa uygun olmayan ürün bulunduran kimse de kalmamış. Yolda yürüyenlere rastlanıyor. Onlarda kendi işleri ile meşguller. Kimse kimsenin aleyhine bir davranışta, sözde bulunmuyor. GIYBET yapan kalmamış.
Kötü söz edenlerin hiç biri yok. Seviyesizlik de son bulmuş.
Gün öğlene gelmiş. Dinlenme zamanında bile hizmet aksatılmıor. Hastaneler de görev yapanlar da görevini çok iyi yapıyorlar. Kamu kurumları, özel kuruluşlar ve her yer kendi işini en iyi yerine getirmek isteyen kimselerin oluğu mekânlar haline gelmiş.
Rüşvetsiz işleriniz yürüyor. Torpil de kalmamış. Her insana aynı ve eşit şekilde davranılıyor.
Yalakalık da bitmiş. Kimse kimsenin karşısında yerlere kadar eğilmiyor. Yere diz çöküp ayağa yüz süren yalakaların hiç birine rastlanmıyor.
BANANE, NEMELAZIM SÖZÜ KONUŞMA YAZI DİLİMİZDEN ÇIKARILMIŞ.
İkiyüzlü davranış içinde olan kimse yok. Özü ne ise sözü de aynı olanlar var şimdi her yerde.
Hitaplar bile düzgünleşmiş.
İnsanlardan sözlerine başlarken;
“Bir zahmet.”, “Lütfen.”, “Rica etsem.”, “Afedersiniz.”, “Bu bizim vazifemiz.”, “Bir aksaklık oldu kusura bakmayınız.”, “Yardımcı olabilir miyim.”, “Buyrunuz efendim.”, “Burada haksızlık görülmeyecektir.”, “Biz ne isek, bütün insanlarda bizden biridir.”, Güle güle efendim.” vb. ifadelerini duyuyoruz. Kimse kimseyi hor, hakir, basit, küçük görmez olmuş. Yalan söyleyen kalmamış.
Huzursuzlukların tekrar nüksetmemesi için; her iş yerine ve her evde yoğun bir gayret var. Sudan bahanelerle kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
Her insanın yüzünde; görevini yapmanın vicani rahatlığı ve huzuru okunuyor.
Hırsızlık, kapkaç, kalpazanlık, sahtecilik, tarihi eser kaçakçılığı, çepçilik, tırnakçılık, zehir ticareti, kaçakçılık, silah ticareti, veri kaçakçılığı vb. gibi ahlaksız faaliyetler son bulmuş.
Toplumda güven tesis edilmiş.
Gerçek hayat; bilinmeyen dünya denilen nete de yansımış. Huzursuzluk net dünyasında da son bulmuş. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor.
İnsanlar;
”Ben burada birini huzursuz edersem eğer, bir başka zamanda ve bir başka yerde de beni yada evladımı, eşimi, bir başka yakınımı rahatsız eden olur. Ben kimseyi rahatsız etmez isem; beni de benim değerlerimi de rahatsız etmez. Her insanın bir ailesi ve çok önem verdiği,çevresinde kıymet verdiği kişiler vardır. Onlar da bir insandır. Ben ekstra bir şey yapmıyorum ki; sadece insan olduğumdan ve karşımdakinin de insan olduğunu bildiğimden böyle davranıyorum: BU DAVRANIŞIM DA BİR ERDEMLİK, BÜYÜKLÜK DEĞİL. BEN SADECE OLMASI GEREKENİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUM. NASIL DÜŞÜNÜYOR İSEM ÖYLE YAŞAMAZSAM EĞER HER SEYDEN EVEL KENDİME SAYGIM KALMAZ. ANAMA SAYGIM OLDUĞUNDAN DA ASLA KÜFÜR EDEMEM.” Diyorlar.
Güvenlik görevlileri sadece bilgilendirmeler yapıyorlar. Çünkü güvenlik görevlileri; kavgaya, yaralanmaya, gasp olayına bakmıyor artık. Bu tür olaylar yaşanmıyor. Adliyeler de; birer eğitim yuvası haline gelmiş. Adliyelik bir durum da kalmamış.
Akşam olmuş; ama günün Güneşi geceye de yansıyor. Her insanın evinde; saygılı davranışlar; aile fertleri arsındaki iletişime de yansımış.
Ebeveyne; saygıda kusur etmeyen evlat, evlada iyi örnek olan; ebeveyn karşılıklı olarak günün yorumunu yapmanın ayrı bir hazzını yaşar hale gelmişler.
Çocuklara konuşma öğretilirken;
“Beni Allah Yarattı.”, “Yalan söylemek çok büyük ayıptır.”, “Büyüklere her zaman saygılı olunur.”, “Ahlak demek; yalan söylemden ve kimseyi kandırmadan yaşamak demektir.”, “Birinin bulunmadığı yerde, o kimse ile ilgili söz etmek doğu davranış olmaz.”, “Kavga etmek, insanlara hakaret etmek yanlıştır.” vb. sözler söyleniyor, çocuğa hem bilgi ve eğitim veriliyor, hem bunun lezzeti yaşanıyor, hem de gelecek nesiller için de insan yetiştiriliyor. Bununla birlikte; bu günkü bu davranış ve yaşayış ileriye taşınmış oluyor.
Gün içindeki işler insanı yormaz olmuş.
Amir amirliğini, memur da memurluğunu çok iyi yaptığı için kimse yorgunluk çekmiyor. Ehil insanlar görevlerini yapılması gerektiği gibi yapıyorlar….
Gece gelmiş;
Ertesi güne dünden iyi hazırlanmak için; uyku zamanı.
Uykuya varılıyor….
Sabah ezan sesi ile uyanıldığında….
Bir gariplik seziyorum…
Ben rüyada mıydım?
Olsun; rüya da olsa,
Keşke bu rüya hiç bitmeseydi….
Bu rüyaların güne yaşantılar halinde yansıması dileği ile;
sonsuzhuzur..s. akkaya
Toplam 5 mesaj bulundu