Cem Selim Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkında ...

  • Cem Ss
    Cem Ss

    14.07.2008 - 19:21

    Gülümseyelim Güneşe Umut Yeşersin

    Türküler söyle dost yüreğine
    gülümse güneşe umut yeşersin
    kır çiçekleri kırılmasın kirpiklerinde
    saçlarını savuran bu rüzgar esmesin
    şafaklar umut açmıyorsa, yastığında yaslandığın gecelerin

    ser önüne yoz akşamları,küflü gurbet gecelerini de al yanına
    tutuşturalım bir ucundan içimize batan bu hayatı

    say ki, sende varsın dünyada
    bir sonbahar yaprağına da yazılı olsa adın
    sende hayatını oyna acıların karşısında

    bırak dönsün dünya, aldırma sedası sarsık keman iniltilerine
    mutluluk dediğimiz ulaşılmaz bir dağ da olsa
    herkesin hayatında acının solduramadığı günlerde vardır

    bırak hayatın hangi burgacında dalgalanıyorsa kalbin dalgalansın
    bir kelebeğin ömrü kadar da olsa ömrün
    bir sarmaşık tutkusuyla sarıl yaşama
    hangi uçurumun kıyısında olursan ol
    her zaman heybende biraz umut
    yedeğinde sevgi kırıntıları bulunsun...N. Can.

  • Cem Selim
    Cem Selim

    11.07.2008 - 11:04

    Renklerin melodisinde bahar papatyası güzelliğinizle gülümserken yaşam! !
    Güzelinsan! Gülgoncası sevgi dolu güzelliğinizle duyumsanan yaşam! !
    ipeksi mavi denizin melteminde pupa yelken açan umut çiçeklerinin
    esintisinde gülümseyen güzelliklerle çoşkulu bir yaşam dileğiyle...
    zira yaşam; kimi ağaç dalında, kimi hazan, denizde yakamoz,
    yağmurda gülgoncası,sevda şarkılarında özlem değilmidir ki! !
    ve anımsarsanız?
    sessiz şiir dizelerinde duyumsanan mutluluk şarkıları sizin
    için bestelenmişti! ! !
    HADİ BİR RENK SEÇin
    'Bugün dünyayı istediğin renge boyayıp,
    bu rengi insanlara tüm sevginle DAĞIT.
    Kendini sevginin bir rengi diye TANIT.
    Çünkü senin varlığın
    SEVGİYE en güzel KANIT.'
    sevgiylekal...sevginle! !
    Yalnızlığa dayanırım da,bir başınalığa asla.
    Yaşlanmak hoş değil duvarlara baka, baka.
    Bir dost göz arayışıyla.
    Saat tıkırtısıyla...
    Korkmam,geçinip gideriz biz Mutlulukla,
    Ama; 'Günün aydın,akşamın iyi olsun' diyen biri olmalı.
    Bir telefon sesi çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.
    Yoksa,Zor değil,hiç zor değil,demli çayı bardakta
    karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.
    Ama; 'Çaya kaç şeker alırsın? '
    Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...E.Ş.AKAL/,C. YUCEL? ?
    güzel dost...
    sımsıcak sevgi dolu güzel bir gün dileğiyle!
    Sanala rağmen insanca insan a yakışan güzelliklerle de karşılaşılabileceği inancı ile...bendeniz...;
    Zerafete inanan lakin Gönülde Çılgın mı ÇILGIN, deli dolu, cok hassas, ama aniden patlayan, haksızlığa asla gelemeyen, sıcak kanlı, sevecen kısacası
    dost canlısı her zaman iyi, güzel,dogruluktan ayrılmayan insan.... Günümüz insanı aşka aşık aşığa değil, aşkların kısa
    dönem askerlik gibi sürmesinin nedeni herhalde bu. Zaplanan aşklar dönemi bu dönem! Kanaldan kanala geçer gibi
    aşıktan aşığa geçiliyor. Peki bu neden böyle oluyor?
    Çünkü insan insana sevgisiz, insan insana tahammülsüz, fedakarlık duygusunu yitirmiş,
    kendini adamaktan kaçıyor. Oysa fedakarlık, adanmışlık varsa vardır aşk. Fedakarlığın, adanmışlığın yaşamadığı yerde
    yaşamaz aşk. Ne yazık ki uğruna kendini adadığı ne bir ideali var günümüz insanının, ne de uğruna kendini adadığı bir aşkı! ...
    Nerede ideali aşkı uğruna herşeyden vazgeçen dünün insanı...Nerede hiçbirşey için hiçbirşeyden vazgeçmeyen bugünün insanı...
    Papatya...!
    Ne kadar masum,
    hiçbir iddası yok güzellikte
    sevgiden başka beklentisi yok..

    sevgiyle güzel insan...
    MUTLU OLMAK IÇIN IÇINDE BULUNDUGUNUZ 'AN ' DAN DAHA IYI BIR ZAMAN
    OLDUGUNA KARAR VERMEK IÇIN BEKLEMEKTEN VAZGEÇIN. MUTLULUK BIR VARIS DEGIL,
    BIR YOLCULUKTUR. 'PEK ÇOKLARI MUTLULUGU INSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR,
    BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA.OYSA MUTLULUK INSANIN BOYU HIZASINDADIR
    ' Unutmayalım! ' YARIN KIMSEYE VAAD EDILMEMISTIR'
    İNAN BATMIŞ ŞEHİRLER GİBİ ONARILMAZ ANILAR

    Biri beyaz biri kara iki kedi..
    birbirlerinin omzuna kollarını dolamışçasına birbirlerine şefkatle sarılarak,
    birbirlerine dayanarak yola çıkmışlar.
    Gölgeler akşamüstünü söylüyor.
    Yorgun bir günün sonunda eve dönüyorlarmış gibi.
    Yüzlerini görmüyoruz ama eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli sınanmış, denenmiş bir dostluk bu,
    uzun yolları da göze alabilen bir dostluk

    Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz?
    Akşam üstünün bir saatinde yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşabileceğimiz,
    omzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayabileceğimiz bir omzun,
    belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında tanıyabiliyor muyuz onu,
    değerini biliyor, biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz? ...

    Yoksa hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp
    kendimizi hep ilerde bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına,
    bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu? karşımıza çerken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürüklerken
    bir gün geri dönüp onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz?
    Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir,
    her zaman aynı fırsatları sunmaz, toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların
    savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün...

    Bir akşamüstü yanımızda kimse olmaz,
    ya da olanlar olması gerekenler değildir.
    Yıldızların bizim için parladığını göremeyen gözlerimiz,
    gün gelir kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir...

    Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir
    kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak.
    Bazılarının gelecekte sandıkları 'bir gün' geçmişte kalmıştır oysa;
    hani şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığınız,
    omzunun üzerinden şöyle bir baktığınız sonra da boşverip
    'Nasıl olsa ilerde bir gün tekrar karşıma çıkar.' dediğinizdir.
    Oysa tam da o gün bu zalim şehri terk etmiştir O,
    boş yere bu sokaklarda aranırsınız...M MUNGAN

    SEVGİ DOLU İNSAN!
    Hayatı yenecek kadar güçlü, hayattan beklentilerini alacak kadar umutlu, umudunu yitirmeyecek kadar zarif değerli insana
    sevgiyle...
    Hayatinizdan.
    Birakalim yeni bir sayfa açilsin,
    Birakin yeni bembeyaz sayfada yenilikler size göz kirpsin.
    Yeni bir hayal kaleminizde oraya yansisin.
    Gönlünüzün derinliklerinde bir melek hep sizin yaninizda.
    Çünkü o melek sizsiniz.
    düşlerimdesin! / düşlerimde varsın. / Öyle uzaktasın ki... /
    Kavuşamıyorum. / Saçlarını okşamak / Ellerini tutmak istiyorum. /
    Olmuyor gülüm! / Anlar gibi oluyorum: / düşlerimde olacaksın!
    özlemlerimle! /gülümserken sevgin.../sevgi dolu gönlün! !




    saygıyla... cem ss

  • Cem Selim
    Cem Selim

    31.03.2008 - 18:03

    Hayat;
    Kimi sevdiğin ve kimi incittiğindir.
    Kendin için neler hissettiğindir.
    Güven,mutluluk,şefkattir.
    Arkadaşlarına destek olmak ve nefretin yerine sevgiyi koymaktır.

    Hayat;
    Kıskançlığı yenmek,önemsemeyi öğrenmek ve güven geliştirmektir.
    Ne dediğin ve ne demek istediğindir.
    İnsanların sahip olduklarını değil,kendilerini olduğu gibi görmektir. Her
    şeyden önemlisi hayatı,başkalarının hayatını olumlu yönde
    etkilemek için kullanmayı seçmektir.

    İşte hayat bu seçimden ibarettir.

    İnsanların en acizi dost edinemeyen,
    ondan daha acizi ise dost kaybedendir.

  • Cem Selim
    Cem Selim

    14.03.2008 - 16:30

    Sen sevmeyi bilirmisin?

    yüreğini ısıtan o yumuşacık. seni sarmalayan sevgiyi.
    hani bir çocuğun uykulu gözlerle sana kollarını açıp kucağına alman
    için bakan gözlerindeki sevgiyi.
    hani günler sonra gördüğün sevgilinin gözündeki ışıltıyı
    sevgiyi okumayı bilirmisin
    sessizce sadece gözlerden..
    ya da hissetmeyi sadece teninden.
    bazen kelimeler gereklidir tarifler için. bazense yetersiz.
    sana bir yemek tarif etsem. her detayıyla. tadını katan nedir o
    yemeğin bilir misin.
    neden hiç anneninkine benzemez yediğin o yemeğin tadı.
    içine kendini katmıştır da ondan.
    tarif değildir bu. kelimeler yetmez onu anlatmaya.
    işte bazen böyle hissedersin sevgiyi kelimeler olmadan.
    yada böyle hissettirsin kelimeleri kullanmadan.
    sadece kendini katarsın. bakışlarınla yaşatırsın…
    teninle tattırırsın sevdiğini.
    Neden hiç sordun mu kendine kimse o gibi değil. ya da kimse onun
    gibi sarılmıyor sana.
    kimi var uyurken dokunmamak için kaçarsın yatağın içinde bir o yana
    bir bu yana. kimi var. sokulmak istersin daha da sanki bir puzzle’ın
    iki parçası gibi tamam olmak onunla.
    ya sevişirken hissettiklerin?
    hatta sevişmeyi hayal ederken onunla hissedebildiklerin.
    sırf onu görmek. onunla olmak adına yaptıklarınla
    özel olduğunu anlatmak ona. ya da onun sana
    sen sevmeyi bilir misin. ya da sevdiğini hissettirmeyi.
    hissedebilir misin kelimeler olmadan sevgiyi..
    söylendiğinde inanmadığın sevgidense. söylemese de bildiğin sevgiyi ara.
    bulduğunda kaçırmamak için uğraşma. nasılsa bir gün eğer bakmazsa
    sana öyle. o zaman gitmiş olur geldiği gibi kendiliğinden.
    sadece hisset. yaşa ve keyfini çıkar.
    mutluluğunu hisset bu sevginin.. yazan:?

  • Cem Selim
    Cem Selim

    14.03.2008 - 16:21

    Sevgi Deryası

    Rüya Mıydı?

    Güneş doğmuş, her yer aydınlık. İnsanlar; huzurlu, mutlu bir şekilde günlük işlerine hazırlanmaktalar. Bismillah diyerek huşu ile; güne başlıyorlar. Trafikte keşmekeşlik ve kargaşa yok. Herkes birbiine saygı gösteriyor. Kırmızı ışık ihlali yok. İşyerlerinde verimli olabilmek ve ücretlerini hak edebilmek için gayret içindeler. İşveren her çalışana eşit şekilde hakkaniyetle davranıyor.

    Her yer temiz. İnsanların davarnışları da düzgün. Kimse kimseye saygısız söylem ve eylem içinde değil.

    Boş yere zaman öldüren kimse yok.

    Gün içinde; çarşılarda fahiş fiyatla satışa rastlamak neredeyse imkânsız hale gelmiş. Huzur gelmiş her yerde hakimiyetini hissettiriyor. Teraziler yanlış tartı yapmaz olmuş.

    Pazar yeri düzenli bir şekilde insanların hizmetine sunulmuş. Etiketler yerli yerinde: Sağlığa uygun olmayan ürün bulunduran kimse de kalmamış. Yolda yürüyenlere rastlanıyor. Onlarda kendi işleri ile meşguller. Kimse kimsenin aleyhine bir davranışta, sözde bulunmuyor. GIYBET yapan kalmamış.

    Kötü söz edenlerin hiç biri yok. Seviyesizlik de son bulmuş.

    Gün öğlene gelmiş. Dinlenme zamanında bile hizmet aksatılmıor. Hastaneler de görev yapanlar da görevini çok iyi yapıyorlar. Kamu kurumları, özel kuruluşlar ve her yer kendi işini en iyi yerine getirmek isteyen kimselerin oluğu mekânlar haline gelmiş.

    Rüşvetsiz işleriniz yürüyor. Torpil de kalmamış. Her insana aynı ve eşit şekilde davranılıyor.

    Yalakalık da bitmiş. Kimse kimsenin karşısında yerlere kadar eğilmiyor. Yere diz çöküp ayağa yüz süren yalakaların hiç birine rastlanmıyor.

    BANANE, NEMELAZIM SÖZÜ KONUŞMA YAZI DİLİMİZDEN ÇIKARILMIŞ.

    İkiyüzlü davranış içinde olan kimse yok. Özü ne ise sözü de aynı olanlar var şimdi her yerde.

    Hitaplar bile düzgünleşmiş.

    İnsanlardan sözlerine başlarken;

    “Bir zahmet.”, “Lütfen.”, “Rica etsem.”, “Afedersiniz.”, “Bu bizim vazifemiz.”, “Bir aksaklık oldu kusura bakmayınız.”, “Yardımcı olabilir miyim.”, “Buyrunuz efendim.”, “Burada haksızlık görülmeyecektir.”, “Biz ne isek, bütün insanlarda bizden biridir.”, Güle güle efendim.” vb. ifadelerini duyuyoruz. Kimse kimseyi hor, hakir, basit, küçük görmez olmuş. Yalan söyleyen kalmamış.

    Huzursuzlukların tekrar nüksetmemesi için; her iş yerine ve her evde yoğun bir gayret var. Sudan bahanelerle kimse kimseyi rahatsız etmiyor.

    Her insanın yüzünde; görevini yapmanın vicani rahatlığı ve huzuru okunuyor.

    Hırsızlık, kapkaç, kalpazanlık, sahtecilik, tarihi eser kaçakçılığı, çepçilik, tırnakçılık, zehir ticareti, kaçakçılık, silah ticareti, veri kaçakçılığı vb. gibi ahlaksız faaliyetler son bulmuş.

    Toplumda güven tesis edilmiş.

    Gerçek hayat; bilinmeyen dünya denilen nete de yansımış. Huzursuzluk net dünyasında da son bulmuş. Kimse kimseyi rahatsız etmiyor.

    İnsanlar;

    ”Ben burada birini huzursuz edersem eğer, bir başka zamanda ve bir başka yerde de beni yada evladımı, eşimi, bir başka yakınımı rahatsız eden olur. Ben kimseyi rahatsız etmez isem; beni de benim değerlerimi de rahatsız etmez. Her insanın bir ailesi ve çok önem verdiği,çevresinde kıymet verdiği kişiler vardır. Onlar da bir insandır. Ben ekstra bir şey yapmıyorum ki; sadece insan olduğumdan ve karşımdakinin de insan olduğunu bildiğimden böyle davranıyorum: BU DAVRANIŞIM DA BİR ERDEMLİK, BÜYÜKLÜK DEĞİL. BEN SADECE OLMASI GEREKENİ YAPMAYA ÇALIŞIYORUM. NASIL DÜŞÜNÜYOR İSEM ÖYLE YAŞAMAZSAM EĞER HER SEYDEN EVEL KENDİME SAYGIM KALMAZ. ANAMA SAYGIM OLDUĞUNDAN DA ASLA KÜFÜR EDEMEM.” Diyorlar.

    Güvenlik görevlileri sadece bilgilendirmeler yapıyorlar. Çünkü güvenlik görevlileri; kavgaya, yaralanmaya, gasp olayına bakmıyor artık. Bu tür olaylar yaşanmıyor. Adliyeler de; birer eğitim yuvası haline gelmiş. Adliyelik bir durum da kalmamış.

    Akşam olmuş; ama günün Güneşi geceye de yansıyor. Her insanın evinde; saygılı davranışlar; aile fertleri arsındaki iletişime de yansımış.

    Ebeveyne; saygıda kusur etmeyen evlat, evlada iyi örnek olan; ebeveyn karşılıklı olarak günün yorumunu yapmanın ayrı bir hazzını yaşar hale gelmişler.

    Çocuklara konuşma öğretilirken;

    “Beni Allah Yarattı.”, “Yalan söylemek çok büyük ayıptır.”, “Büyüklere her zaman saygılı olunur.”, “Ahlak demek; yalan söylemden ve kimseyi kandırmadan yaşamak demektir.”, “Birinin bulunmadığı yerde, o kimse ile ilgili söz etmek doğu davranış olmaz.”, “Kavga etmek, insanlara hakaret etmek yanlıştır.” vb. sözler söyleniyor, çocuğa hem bilgi ve eğitim veriliyor, hem bunun lezzeti yaşanıyor, hem de gelecek nesiller için de insan yetiştiriliyor. Bununla birlikte; bu günkü bu davranış ve yaşayış ileriye taşınmış oluyor.

    Gün içindeki işler insanı yormaz olmuş.

    Amir amirliğini, memur da memurluğunu çok iyi yaptığı için kimse yorgunluk çekmiyor. Ehil insanlar görevlerini yapılması gerektiği gibi yapıyorlar….

    Gece gelmiş;

    Ertesi güne dünden iyi hazırlanmak için; uyku zamanı.

    Uykuya varılıyor….

    Sabah ezan sesi ile uyanıldığında….

    Bir gariplik seziyorum…

    Ben rüyada mıydım?

    Olsun; rüya da olsa,

    Keşke bu rüya hiç bitmeseydi….

    Bu rüyaların güne yaşantılar halinde yansıması dileği ile;
    sonsuzhuzur..s. akkaya

Toplam 5 mesaj bulundu