Cevat Ezilmez: 1939 senesinde beş kardeşin dördüncüsü olarak Bursa, merkez Alacahırka mahallesinde dünyaya gelmiş olup Babası Kâzım Hoca, annesi ise Hatime hanımdır. Büyük ablası Emine ve ağabeyi İbrahim’den sonra diğer ablası Bedriye ve küçük kardeşi Cevdet ile ikinci dünya savaşı yıllarının yoksulluk yıllarında Bursa gibi tarihi ve mübarek bir şehirde sıkıntılara rağmen mesut bir çocukluk dönemi yaşarlar. Babası Kazım Hoca Kırım’dan muhacir olarak Türkiye’ye göçmüş olan müderris İbrahim Efendi’nin torunu, Bilal Hoca’nın ise tek erkek evladı olarak ailesini Bursa’nın köylerinde hocalık yaparak geçindirmektedir. Bilal Hoca meşhur İnkaya Çınarı’nın bulunduğu köyde imamlık yaparken vefat etmiştir ve mezarı köy mezarlığında bulunmaktadır. Müderris İbrahim Efendi’nin kabri ise Bursa’nın Ürünlü (Kite) Köyünde’dir. Cevat Ezilmez’in anne tarafından dedeleri ise Türkiye’ye Rusya-Kazan’dan göç ederek yerleşmiş bir tatar ailesindendir. Annesi Hatime ailedeki kardeşlerin en küçüğüdür. Dede Ganiyullah ise ailesini hayvan ticareti yaparak geçindirmektedir. Ne yazık ki elindeki sürüyü sattığı bir alış-verişten dönerken Bursa-Gökçedağ mevkiinde eşkıya tarafından öldürülerek elindekiler çalınmıştır ve mezarı halen aynı yerdedir. Dağ başındaki bu mezar çevredekiler tarafından “Kadı Mezarı” olarak da bilinmektedir. Aile içinde Aynullah Dede diye andığımız bu büyüğümüz belki Kadı değildi amma ailesinin nafakasını temin için yolculuk ederken öldürüldüğü için şehittir inşallah. Cevat Ezilmez ilkokulu Bursa Tophane semtinde tamamladıktan sonra erkek sanat okulunda motor tahsili yapmıştır. Askerlik vazifesini Ankara-Polatlı topçu okulundaki acemilik eğitiminden sonra Kars-Ardahan’da sınır boyunda topçu taburunda tamamlamıştır. Dayısının kızı Hediye ile dünya evine giren babamızın bu evlilikte dünyaya gelen ilk iki kız evladı Nuray ve Müzeyyen henüz bebek sayılacak dönemlerinde altı aylık ve 2,5 yaşlarında vefat etmişler ve aile doğal olarak büyük hüzün ve keder yaşamıştır. Belki de rahmetli babamı şiire sevk eden sebep ablalarımızın henüz sabi iken vefat etmeleridir. Kim bilir? Sonrasında evlatları bendeniz Bilâl ve kardeşim Celâl dünyaya gelmişiz. Bu esnada babamız Bursa Merinos fabrikasında işçi olarak çalışmaktadır. Mesai saatleri dışında ise futbol oynamakta ve sinemada filim seyretmeye bayılmaktadır. Hafta sonlarında sinemalar ve futbol sahaları kendisinin uğrak mekanları olurken Bursa’daki derelerdeki taşları ve ağaçları fotoğrafladığı karelerden bir diğer ilgisini daha keşfediyoruz. Güzel ve estetik olan manzaraları ve sevdiği insanları o günün şartlarında siyah-beyaz olarak resimlemiştir. 1970’li yıllara gelindiğinde babam ve annemin Avustralya’ya işçi olarak gitmeye karar verdiklerini görüyoruz. Ailenin çektiği maddi sıkıntılara ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar da eklenince birçok insan başka ülkelere işçi olarak gitmeyi bir çözüm yolu olarak görmeye başlamıştır. Böylece, Kırım ve Kazan muhaciri dedelerin evlâdı yine gurbet yoluna düşmüştür. 1970-1972 yıllarında Avustralya-Sydney ve oradan dönüldükten sonra bu kez 1973 yılında gidilen Almanya-Wuppertall yılları da aile tarihinde önemli olaylar olmuştur. Cevat Ezilmez’in Almanya yılları 1995 yılına kadar devam ederken ailenin diğer fertleri 1978 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaparak tekrar Bursa’da ömür sürmeye devam etmiştir. Babam Cevat Ezilmez 1995 yılında yurduna temelli döndükten sonra her babanın görmek isteyeceği gibi evlatlarının mürüvvetlerini görmüş, onların yuva kurmalarına yardım etmiş, torunları Mehmet Taha ve Ecenur’u kucağına alıp sevme bahtiyarlığına erdikten sonra huzur içinde 2001 yılında dünyaya gözlerini yummuştur. (Ruhuna el fatiha.)
08.11.2019 - 14:43
Cevat Ezilmez: 1939 senesinde beş kardeşin dördüncüsü olarak Bursa, merkez Alacahırka mahallesinde dünyaya gelmiş olup Babası Kâzım Hoca, annesi ise Hatime hanımdır. Büyük ablası Emine ve ağabeyi İbrahim’den sonra diğer ablası Bedriye ve küçük kardeşi Cevdet ile ikinci dünya savaşı yıllarının yoksulluk yıllarında Bursa gibi tarihi ve mübarek bir şehirde sıkıntılara rağmen mesut bir çocukluk dönemi yaşarlar.
Babası Kazım Hoca Kırım’dan muhacir olarak Türkiye’ye göçmüş olan müderris İbrahim Efendi’nin torunu, Bilal Hoca’nın ise tek erkek evladı olarak ailesini Bursa’nın köylerinde hocalık yaparak geçindirmektedir. Bilal Hoca meşhur İnkaya Çınarı’nın bulunduğu köyde imamlık yaparken vefat etmiştir ve mezarı köy mezarlığında bulunmaktadır. Müderris İbrahim Efendi’nin kabri ise Bursa’nın Ürünlü (Kite) Köyünde’dir.
Cevat Ezilmez’in anne tarafından dedeleri ise Türkiye’ye Rusya-Kazan’dan göç ederek yerleşmiş bir tatar ailesindendir. Annesi Hatime ailedeki kardeşlerin en küçüğüdür. Dede Ganiyullah ise ailesini hayvan ticareti yaparak geçindirmektedir. Ne yazık ki elindeki sürüyü sattığı bir alış-verişten dönerken Bursa-Gökçedağ mevkiinde eşkıya tarafından öldürülerek elindekiler çalınmıştır ve mezarı halen aynı yerdedir. Dağ başındaki bu mezar çevredekiler tarafından “Kadı Mezarı” olarak da bilinmektedir. Aile içinde Aynullah Dede diye andığımız bu büyüğümüz belki Kadı değildi amma ailesinin nafakasını temin için yolculuk ederken öldürüldüğü için şehittir inşallah.
Cevat Ezilmez ilkokulu Bursa Tophane semtinde tamamladıktan sonra erkek sanat okulunda motor tahsili yapmıştır. Askerlik vazifesini Ankara-Polatlı topçu okulundaki acemilik eğitiminden sonra Kars-Ardahan’da sınır boyunda topçu taburunda tamamlamıştır.
Dayısının kızı Hediye ile dünya evine giren babamızın bu evlilikte dünyaya gelen ilk iki kız evladı Nuray ve Müzeyyen henüz bebek sayılacak dönemlerinde altı aylık ve 2,5 yaşlarında vefat etmişler ve aile doğal olarak büyük hüzün ve keder yaşamıştır. Belki de rahmetli babamı şiire sevk eden sebep ablalarımızın henüz sabi iken vefat etmeleridir. Kim bilir?
Sonrasında evlatları bendeniz Bilâl ve kardeşim Celâl dünyaya gelmişiz. Bu esnada babamız Bursa Merinos fabrikasında işçi olarak çalışmaktadır. Mesai saatleri dışında ise futbol oynamakta ve sinemada filim seyretmeye bayılmaktadır. Hafta sonlarında sinemalar ve futbol sahaları kendisinin uğrak mekanları olurken Bursa’daki derelerdeki taşları ve ağaçları fotoğrafladığı karelerden bir diğer ilgisini daha keşfediyoruz. Güzel ve estetik olan manzaraları ve sevdiği insanları o günün şartlarında siyah-beyaz olarak resimlemiştir.
1970’li yıllara gelindiğinde babam ve annemin Avustralya’ya işçi olarak gitmeye karar verdiklerini görüyoruz. Ailenin çektiği maddi sıkıntılara ülkede yaşanan ekonomik sıkıntılar da eklenince birçok insan başka ülkelere işçi olarak gitmeyi bir çözüm yolu olarak görmeye başlamıştır. Böylece, Kırım ve Kazan muhaciri dedelerin evlâdı yine gurbet yoluna düşmüştür. 1970-1972 yıllarında Avustralya-Sydney ve oradan dönüldükten sonra bu kez 1973 yılında gidilen Almanya-Wuppertall yılları da aile tarihinde önemli olaylar olmuştur. Cevat Ezilmez’in Almanya yılları 1995 yılına kadar devam ederken ailenin diğer fertleri 1978 yılında Türkiye’ye kesin dönüş yaparak tekrar Bursa’da ömür sürmeye devam etmiştir.
Babam Cevat Ezilmez 1995 yılında yurduna temelli döndükten sonra her babanın görmek isteyeceği gibi evlatlarının mürüvvetlerini görmüş, onların yuva kurmalarına yardım etmiş, torunları Mehmet Taha ve Ecenur’u kucağına alıp sevme bahtiyarlığına erdikten sonra huzur içinde 2001 yılında dünyaya gözlerini yummuştur. (Ruhuna el fatiha.)
09.05.2018 - 19:46
Cevat Ezilmez merhum babam olup, Ağustos 2000'de ilk 5 şiirini sisteme ben girdim.
Toplam 2 mesaj bulundu