Ataullah Kalaycı Antoloji.com

ÖNSÖZ MÜ..?
Önsöz mü? Sözün önü mü olurmuş demeyin… Ümitlerinizi ipe astığınızda, kendinize duyduğunuz güven midir kuruyan, yoksa unutulmuşluğunuz mu yorar sizi çekip alırken, ya da ellerinizin artık boş olduğunu görmek..?

Yüreğimiz özlediğine yol alamıyorsa, özlenenin ona gelmesini bekler. Ya da bir mutsuzluk kaplar yüreğini, her yer taştan bir duvar ya da bir dağın o ilk yamacında bulur kendini. Sarmak istediğinde yarasını, yine kendisini bulur karşısında. Hem karşısında, hem yanında… Tuhaf bir varlık olduğunu düşünür yeniden…Hırçın bir çocuk besler, büyütür her dem…
Hak ettiklerini almalıdır illa, vazgeçmek yoktur sözlüğünde, karşısındakinin hak ettiğini düşünmek, hiç…Halbuki böyle mi istemişti Vedud, sevmenin kuralı bu muydu? Hak etmesi beklenmiş miydi vermek istenirken..? Öyle olsaydı kim ne elde edebilirdi? Alabilecekleri umdukları mı olurdu, yoksa fazlası mı? Ağaçlar meyvelerini hak edene mi saklıyordu? Hele bir bulsundu hak edeni, bak gör o zaman, neler olacaktı. Elleriyle vücuduna doladığı sarmaşıklar, her geçen gün daha bir kördüğüm oluyordu. Ruhunun açlığını oyuncaklarla geçiştirmeye çalışıyordu. Adımları geriye doğru kayarken, hep ilerlediğini sanıyordu. Halbuki bu değildi yolculuk ve böyle olmamalıydı yolcu…Yolcu yol almalıydı, sevgi miydi bağrını delen? Oysa bu mutsuzluk da neyin nesiydi? Bu sancılar neyi müjdeliyordu, ya da bir hayal kırıklığı mıydı önlerinde beliren?

Düşündü ve bir yol buldu kendine. Bir yerinden başlayacaktı ve artık yürümek geçmişi kapatmazdı, koşmalıydı… Eksik yanlarını ilerisinin iki katına çıkmışlığıyla ödeyecekti ve borçlu kalmak yakışmazdı ona…Annesinin arkasına saklanmış bir çocuk kadar ürkekti yüreği şimdi… İyi tanımalı etrafı ve şartları iyi değerlendirmeliydi. Bundan sonrası, işte şimdi ve bundan sonrası vardı onun için. Bir kez daha atarsa kendini bir bilinmezin içine, çırpınmak kar etmeyecekti, biliyordu… Yaptığı işi tanımlamak mı, boşver. Hiç sevmediği halde bu kelimeyi, boşver dedi içinden, vaktim dar… Daha çok üşüdü bu kez, ve bir sıcaklık duydu ruhunda, ilk kez…Ve bir ses “hüzün olmadan olmaz” dedi. Biliyordu ruhunun karmaşasını, seviyordu görmediklerini ve seviyordu iç çekişmelerini... Beslenmek isteyen duyguları ayağa kalkıyor ve bir işaret veriyordu sessizce… Boşluğa el sallamayı unutmadan, son bir tebessümle kayboldu bir kayanın üzerindeki küçük beyazlıkta… Alabildikleri umdukları mıydı, fazlası mı, bir hiç mi kimse bilemedi, kanadı yaralı kuştan başka. Ve onun da söylemeye gücü yoktu artık…
..

Devamını Oku
  • Lâl Yolcu

    Ataullah Kalaycı

    25.12.2010 - 11:16

    Nuray Alper, yorumunuzu şiirime bir ödül olarak addediyorum. Şairin şiirle ilişkisinde ödülün aracılığına ihtiyacı yoktur. Bunu herkes bilir. Ama; marifetin iltifata tabi olması hoş. Şiir birlikte sevinilecek, birlikte paylaşılacak birşeydir. Bu anlamda paylaştığınız değerli görüşleriniz için teşekk ...

  • Sarkaç

    Tekin Gönenç

    19.01.2008 - 12:11

    Yüreğimizin bu özel ürkekliği hissettiği kaç kişi vardır hayatımızda acaba?

  • Astım Sevdâmı

    Hanifi Kara

    04.01.2008 - 15:00

    'Yürekteki nağme dile değerken
    Sözlerin canımı alıp giderken
    Ateşi sevdanın yürek delerken
    Kirpiğinin ucuna astım sevdâmı.'

    Bu dörtlük de benden... Şairi kutluyorum, güzel bir şiir...

Toplam 7 mesaj bulundu

TÜM YAZILANLAR