Susamış suların akışı gibi Çaresiz gözlerin bakışı gibi Kapının ansızın çalışı gibi Akrebin ateşte yanışı gibi
Vazgeçip uzaktan senin yanında Kendime cevapsız soru sormuşum Kaybolup giderken fırtınalarda Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum
Farketmeden senin olmuşum
Güneşin gölgede kalışı gibi Uykunu düşlere dalışı gibi Kalbimin nabzımda atışı gibi Bir yolun bir yere varışı gibi
Vazgeçip uzaktan senin yanında Kendime cevapsız soru sormuşum Kaybolup giderken fırtınalarda Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum
Farketmeden senin olmuşum . F.KIZILOK
İHANET VE SADAKAT İhanetin adı göçmen bir kuşa verilmiş, Sadakatın adı ise bir şerçeye
Göçmen kuş bütün bahar ve yaz boyunca Küçük köyün üstünde uçmuş serçeyle beraber
Küçük sinekleri, kurtları yemişler Kış yağmurlarıyla şaha kalkmış derelerden şu içmişler
Masmavi gökyüzünde dans etmişler Çiçek açan ağaçlara konup, papatya tarlalarında gezmişler...
Birbirlerine söz vermiş kuşlar; Ayrılmayacağız diye.
Ama kış gelmiş, Göçmen kuş adına yakışanı yapmaya kararlıymış,
Serçe ise her zamanki gibi sadık Ama sevgi de yabana atılmaz bir gerçek
Ayrılık acı, ihanet kötüymüş serçe için Yaşamaksa önemli imiş göçmen için
O baharların tatlı eğlencesiymiş sadece Gel demiş serçeye benle beraber
Başka bir bahara uçalım Serçe ise burda bekleyelim demiş yeni baharı
Ama kış acımasızdır demiş göçmen, Yaşayamayız burda, aç kalır üşürüz
Serçe hayır demiş korunuruz kötülüklerinden kışın beraber Göçmen inanmamış serçeye hayır demiş gidelim.
Serçe için gitmek nasıl bir ihanetse yaşadığı yere Kalmakta aynı şekilde ihanetmiş sevgiliye
Ve karar vermiş sevgiyi seçmiş Uçacakmış yeni bir bahara...
Göçmen ve serçe çıkmışlar yola, Ama serçe zayıfmış, Onun kanatları uzun uçuşlar için değil.
Dayanamayacakmış bu yola Oysa göçmenin kanatları güçlüymüş
Çünkü o hep kaçarmış kışlardan Hep gidermiş zorluklarından kışın yeni baharlara
Bir fırtına yaklaşıyormuş. Göçmen hızlı gidiyormuş fırtınadan, yakalanmayacakmış
Ama serçe iyice zayıf kalmış, yavaşlamaya başlamış Göçmene duralım demiş artık.
Biraz dinlenelim Göçmen itiraz etmiş, fırtına demiş, ölürüz. Serçe çok fırtına görmüş, kurtuluruz demiş. Ama göçmen yürü demiş serçeye birazdan okyanuslara varacağız
Serçe sevgisine uymuş ve peşinden son bir gayretle gitmiş göçmenin Birazdan varmışlar okyanusa
Kurtuluşuymuş bu büyük deniz Göçmen için çok iyi bilirmiş buraları
Ama serçe ilk kez görüyormuş ve sanki Gökyüzünden daha büyükmüş bu yeni mavi
Serçe artık dayanamıyormuş, Son bir sevgi sesiyle seslenmiş göçmene
Artık gidemiyorum.... Göçmen serçeye bakmış, Bakmış ve devam etmiş........
Okyanus çok büyükmüş, serçe ise çok küçük Serçenin sevgisi de çok büyükmüş ama göçmenin çok küçük... Mavi sularında okyanusun bir minik SADAKAT... Yeni bir baharın koynunda koca bir İHANET...
Farketmeden
Susamış suların akışı gibi
Çaresiz gözlerin bakışı gibi
Kapının ansızın çalışı gibi
Akrebin ateşte yanışı gibi
Vazgeçip uzaktan senin yanında
Kendime cevapsız soru sormuşum
Kaybolup giderken fırtınalarda
Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum
Farketmeden senin olmuşum
Güneşin gölgede kalışı gibi
Uykunu düşlere dalışı gibi
Kalbimin nabzımda atışı gibi
Bir yolun bir yere varışı gibi
Vazgeçip uzaktan senin yanında
Kendime cevapsız soru sormuşum
Kaybolup giderken fırtınalarda
Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum
Farketmeden senin olmuşum
.
F.KIZILOK
İHANET VE SADAKAT
İhanetin adı göçmen bir kuşa verilmiş,
Sadakatın adı ise bir şerçeye
Göçmen kuş bütün bahar ve yaz boyunca
Küçük köyün üstünde uçmuş serçeyle beraber
Küçük sinekleri, kurtları yemişler
Kış yağmurlarıyla şaha kalkmış derelerden şu içmişler
Masmavi gökyüzünde dans etmişler
Çiçek açan ağaçlara konup, papatya tarlalarında gezmişler...
Birbirlerine söz vermiş kuşlar;
Ayrılmayacağız diye.
Ama kış gelmiş,
Göçmen kuş adına yakışanı yapmaya kararlıymış,
Serçe ise her zamanki gibi sadık
Ama sevgi de yabana atılmaz bir gerçek
Ayrılık acı, ihanet kötüymüş serçe için
Yaşamaksa önemli imiş göçmen için
O baharların tatlı eğlencesiymiş sadece
Gel demiş serçeye benle beraber
Başka bir bahara uçalım
Serçe ise burda bekleyelim demiş yeni baharı
Ama kış acımasızdır demiş göçmen,
Yaşayamayız burda, aç kalır üşürüz
Serçe hayır demiş korunuruz kötülüklerinden kışın beraber
Göçmen inanmamış serçeye hayır demiş gidelim.
Serçe için gitmek nasıl bir ihanetse yaşadığı yere
Kalmakta aynı şekilde ihanetmiş sevgiliye
Ve karar vermiş sevgiyi seçmiş
Uçacakmış yeni bir bahara...
Göçmen ve serçe çıkmışlar yola,
Ama serçe zayıfmış,
Onun kanatları uzun uçuşlar için değil.
Dayanamayacakmış bu yola
Oysa göçmenin kanatları güçlüymüş
Çünkü o hep kaçarmış kışlardan
Hep gidermiş zorluklarından kışın yeni baharlara
Bir fırtına yaklaşıyormuş.
Göçmen hızlı gidiyormuş fırtınadan, yakalanmayacakmış
Ama serçe iyice zayıf kalmış, yavaşlamaya başlamış
Göçmene duralım demiş artık.
Biraz dinlenelim
Göçmen itiraz etmiş, fırtına demiş, ölürüz.
Serçe çok fırtına görmüş, kurtuluruz demiş.
Ama göçmen yürü demiş serçeye
birazdan okyanuslara varacağız
Serçe sevgisine uymuş ve
peşinden son bir gayretle gitmiş göçmenin
Birazdan varmışlar okyanusa
Kurtuluşuymuş bu büyük deniz
Göçmen için çok iyi bilirmiş buraları
Ama serçe ilk kez görüyormuş ve sanki
Gökyüzünden daha büyükmüş bu yeni mavi
Serçe artık dayanamıyormuş,
Son bir sevgi sesiyle seslenmiş göçmene
Artık gidemiyorum.... Göçmen serçeye bakmış,
Bakmış ve devam etmiş........
Okyanus çok büyükmüş, serçe ise çok küçük
Serçenin sevgisi de çok büyükmüş ama göçmenin çok küçük...
Mavi sularında okyanusun bir minik SADAKAT...
Yeni bir baharın koynunda koca bir İHANET...