Emin insanların bulunduğu toplumlarda herkes sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirir. Dolayısıyla herkesin hakkı ve hukuku yerli yerincedir, korku ve endişe silinmiş, huzur ve güven ortamı sağlanmıştır. İşlerin bölüşümünde liyakat ve hakkaniyet, insanlar arası ilişkilerde saygı ve diğerkâmlık geçerlidir. Bu toplumlarda insanlar kendilerini ve birbirlerini “Allah’a emanet” ederler. Zira en güzel “emin”in, Allah Teâlâ olduğu bilinir.
Emanet, geri almak üzere bırakılandır. Emin insan ise emaneti sahibine iade edene kadar sahibinin beklentisine uygun olarak koruyup kollayandır. İnsana emanet edilir: İnsana, bazen yaratılışta eşi olan insan kardeşi bir şeylerini emanet eder; malını, mülkünü, sözünü, sırrını, hatta canını. Ve Rabbi bir şeyler emanet etmiştir kuluna; diğer kullarından kimilerini, mahlûkatından bazılarını, sözlerini, emir ve yasaklarını, insanın bizzat kendisini.
Hayânın yitirilmesi, iffetin yitirilmesine; iffetin yitirilmesi ise kötü söz, fiil ve davranışların çoğalıp yayılmasına, bunların toplumda yaygınlaşmasına, ahlâkın bozulmasına sebep olur. Hayânın imanın bir parçası olduğunu ve hayânın ancak hayır getireceğini ifade buyuran sevgili Peygamberimiz,(s.a.s) Allah’ın hayâ sahiplerini sevdiğini bildirmektedir.
İffetli ve namuslu bir kişi kendine ait olmayan şeylere göz dikmez. Meşrû ve helâl olanla yetinip hakkına razı olur. Kendinin ve başkalarının ırz ve namusuna saygı gösterir. Söz ve fiilleriyle düşünce ve inançlarının arkasında durur. Değerlerine sahip çıkıp onlara uygun yaşar. Özetle iffetli, namuslu kişi başını yastığa koyduğunda vicdanına veremeyeceği hesabı olmayan kişidir.
Ruhun temizliği, günahtan ve kabahatlerden uzak duruşun ifadesidir iffetli olmak… Kişinin arzu ve isteklerini, şehvet ve iştiyaklarını dizginlemesi, bunlarda ölçülü olabilmesiyle kendini gösterir. Dünyada saygınlığı olan huzurlu ve mutlu, âhirette de Allah’ın hoşnutluğuna ermiş kutlu ve mesut insanların özelliklerindendir. İffet, insanın kendine karşı duyduğu saygıyı korur, başkalarının kişiye göstereceği saygıya dayanak olur, kişisel değer ve itibarı arttırır.
İnfak, insanlar arasında dayanışmayı, yoksunların ve yoksulların dertlerinin farkedilip giderilmesini sağlar. Zengin ve fakir arasında sevgi bağları kurar; toplumsal dengeyi korur; kıskançlık ve düşmanlıkların önünü keser. Hırsızlık ve rüşvet gibi haksız kazanç yollarına sapmaktan insanları muhafaza eder, bireyi malın mülkün tutsağı olmaktan kurtarır.
İyi ahlâka sahip bir mümin, infak ederken Allah’ın kendisine verdiklerinin iyilerinden seçerek verir. Kazandıklarından, bollukta ve darlıkta, gece ve gündüz, gizli ve açık başkaları için harcamada bulunur. Böylece verdiği her bir şeyin Allah katında her başağında yüz tane olan yedi başak bitiren bir tohum gibi, yedi yüz kat bir bereketle karşılık bulacağını bilir.
İnfak, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla kişinin başkaları için gönülden yaptığı harcama ve bağıştır. İnfakta bulunan kişi, bu davranışlarıyla sadece başkalarına yardımda bulunmuş ve bir ihtiyacı gidermiş olmaz. O kişi aynı zamanda hiçbir alışverişin, dostluğun ya da aracının olmayacağı kıyamet günü gelmeden önce bir hazırlık yapmış, Allah’ın bir isteğini yerine getirmiştir.
Doğruluğun insana hem maddî hem mânevî pek çok getirileri vardır. İç huzuru, korkudan ve üzüntüden uzak olunması, bereket, insanlar arasında saygınlık, geçmiş günahların bağışlanması, gelecekte büyük ecirler elde edilecek olması, cennete kavuşmak, meleklerin dostluğu bunların sadece bir kısmıdır.
Doğruluk, insanın dudağı ile kalbi arasında bir uyumsuzluk veya çelişkinin bulunmaması; özün, sözün, amelin ahenk içinde olmasıdır. Doğruluk, insanın kalbiyle barışık olmasının meyvesidir; güzel şahsiyetin esasıdır; makbul bir huy ve hayırlı bir süstür. Kişinin düşüncelerinde, sözlerinde, niyetlerinde ve amellerinde kendini gösterir.
Hadesten tahâret: İnsanın bazı ibadetleri yapmasına engel kabul edilen, hükmen kirli olma hâline hades denir. Namaz kılacak kişinin duruma göre abdest veya gusül alarak hadesten temizlenmesi gerekir.
Niyet: Namaz yalnızca birtakım şekillerin yerine getirilmesi değildir. Bu hareket ve şekillerin namaz amacıyla yapılması şarttır. Ayrıca kılınacak namazın hangi namaz olduğunun da bilincinde olunması gerekir. Şâfiî mezhebinde niyet namazın şartlarından değil, ilk rüknüdür.
Setr-i avret: Erkeklerin göbekle diz kapağı dâhil olmak üzere ikisinin arasının; kadınların da yüz, eller ve ayaklar dışında bütün vücudunun namaz kılınan süre boyunca örtülü olması gereklidir.
Namaz… Dinin direği, kalbin nuru, müminin miracı… İslâm’ın beş şartından biri… Mümini Allah’ın mânevî huzuruna yükselten, ruhen arındırıp yücelten, bir taraftan şükretmeye bir taraftan da sabra alıştıran bir ibadet… Rabbimizin her an yanımızda olduğunu bize günde beş kere hatırlatan kutlu görev… Terkedilmesi için hiçbir mazeretin kabul edilmediği kulluk borcu… Kur’an-ı Kerîm’de yüzden fazla âyette anılan, hatırlatılan, Rabbimiz tarafından emredilen vazifemiz… Her gün beş defa gökkubbede yankılanan ezan sesiyle davet edildiğimiz, yeryüzündeki bütün müminlerin aynı yöne yönelmesini sağlayan büyük buluşma…
Bilindiği gibi şeytan, Hz. Âdem’e secde etme emrini yerine getirmediği için isyankâr olmuş ve bu sebeple ilâhî huzurdan kovulmuştur. Hiçbir zaman Allah’ı inkâr etmemiş, tanrılık iddiasında da bulunmamıştır. Bu yönüyle bakıldığında satanistler, şeytana bile haksızlık etmektedirler.
Satanizm, dinin ve dinî olan her şeyin karşısında, şeytanın ve onun temsil ettiği kötülüklerin yanında yer alma hareketidir. Satanistler, şeytanın kötü bir varlık, Allah’a karşı gelen bir isyankâr olduğunu bile bile şeytana taparlar. Aslında satanistler bir inanç olarak “şeytana tapma” anlayışını benimsemekten ziyade, başkaldırma, isyan ve meydan okuma gibi özelliklerinden dolayı şeytanı kendilerine bir sembol olarak seçmişlerdir. Zira satanizmin özünde dine, bütün kutsal ve ahlâkî değerlere karşı bir tavır alış, bir meydan okuyuş vardır.
Kur’an-ı Kerîm’de İblis adıyla da anılan şeytan, insanları birbirine düşürmeye ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışır. İnsanlar tarafından görülmez ama onların kalplerine vesvese sokarak kötülüğünü gösterir. Bununla birlikte gücü sınırlı, hile ve tuzakları zayıftır. Bütün mahareti insanları tahrik etmek ve kendi yoluna çağırmaktan ibarettir. Ona uyup uymamak ise kişinin kendi iradesindedir.
Şeytan, varlığı Kur’an’da haber verilen, insanları doğru yoldan saptırmaya çalışan bir varlıktır. Ateşten yaratılmıştır. İnsanı kötülük işlemeye teşvik eder, iyiliklerden alıkoymaya çalışır. Kötülüğün simgesidir. Bu yönüyle “şeytan” kelimesi hem gerçek bir varlığı ifade eder hem de mecazi olarak kötü davranışlar sergileyen, kötülüğe teşvik eden insanlar için kullanılır.
Peygamberimiz(s.a.s.) fala ve kehânete itibar edenlerin vahyi inkâr etmiş sayılacaklarını, namazlarının kırk gün kabul edilmeyeceğini, cennete giremeyeceklerini bildirmiştir (bk. Müslim, Selam, 125; İbn Mace, Tahâret, 122). Çünkü Allah’tan başkası gaybı bilemez. Peygamberler bile ancak Allah’ın kendilerine bildirdiklerini bilebilirler.
Falcılar ve kâhinler, insanların geleceği öğrenme, başlarına gelecekleri bilme merakını kullanırlar. Bu merakı besleyerek insanları aldatırlar. İnsanların paralarını, zamanlarını ve duygularını istismar ederler. Böylece haksız kazanç ve güç sağlarlar.
Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır. İnsanlardan farklı özelliklere sahiptirler. Yemezler, içmezler, yorulmazlar, uyumazlar. Allah’a hiç isyan etmezler, hep itaat ederler. Asla günah işlemezler, görevleri ne ise onu yaparlar. Onların genci, ihtiyarı; erkeği, kadını yoktur. Melekler güzel kokuları ve güzel sözleri severler. Müminlerle birlikte olmaktan hoşlanırlar. Zor zamanlarda müminlere destek verirler, yardım ederler. Son derece güçlü ve kuvvetlidirler. Çok hızlı hareket edebilirler. Onların kanatları vardır. Ancak insanlar melekleri göremedikleri için kanatlarının nasıl olduğunu bilemezler.
islamiyet
12.08.2024 - 02:11Emin insanların bulunduğu toplumlarda herkes sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirir. Dolayısıyla herkesin hakkı ve hukuku yerli yerincedir, korku ve endişe silinmiş, huzur ve güven ortamı sağlanmıştır. İşlerin bölüşümünde liyakat ve hakkaniyet, insanlar arası ilişkilerde saygı ve diğerkâmlık geçerlidir. Bu toplumlarda insanlar kendilerini ve birbirlerini “Allah’a emanet” ederler. Zira en güzel “emin”in, Allah Teâlâ olduğu bilinir.
islamiyet
11.08.2024 - 03:56Emanet, geri almak üzere bırakılandır. Emin insan ise emaneti sahibine iade edene kadar sahibinin beklentisine uygun olarak koruyup kollayandır. İnsana emanet edilir: İnsana, bazen yaratılışta eşi olan insan kardeşi bir şeylerini emanet eder; malını, mülkünü, sözünü, sırrını, hatta canını. Ve Rabbi bir şeyler emanet etmiştir kuluna; diğer kullarından kimilerini, mahlûkatından bazılarını, sözlerini, emir ve yasaklarını, insanın bizzat kendisini.
islamiyet
11.08.2024 - 03:56Hayânın yitirilmesi, iffetin yitirilmesine; iffetin yitirilmesi ise kötü söz, fiil ve davranışların çoğalıp yayılmasına, bunların toplumda yaygınlaşmasına, ahlâkın bozulmasına sebep olur. Hayânın imanın bir parçası olduğunu ve hayânın ancak hayır getireceğini ifade buyuran sevgili Peygamberimiz,(s.a.s) Allah’ın hayâ sahiplerini sevdiğini bildirmektedir.
islamiyet
11.08.2024 - 03:56İffetli ve namuslu bir kişi kendine ait olmayan şeylere göz dikmez. Meşrû ve helâl olanla yetinip hakkına razı olur. Kendinin ve başkalarının ırz ve namusuna saygı gösterir. Söz ve fiilleriyle düşünce ve inançlarının arkasında durur. Değerlerine sahip çıkıp onlara uygun yaşar. Özetle iffetli, namuslu kişi başını yastığa koyduğunda vicdanına veremeyeceği hesabı olmayan kişidir.
islamiyet
11.08.2024 - 03:55Ruhun temizliği, günahtan ve kabahatlerden uzak duruşun ifadesidir iffetli olmak… Kişinin arzu ve isteklerini, şehvet ve iştiyaklarını dizginlemesi, bunlarda ölçülü olabilmesiyle kendini gösterir. Dünyada saygınlığı olan huzurlu ve mutlu, âhirette de Allah’ın hoşnutluğuna ermiş kutlu ve mesut insanların özelliklerindendir. İffet, insanın kendine karşı duyduğu saygıyı korur, başkalarının kişiye göstereceği saygıya dayanak olur, kişisel değer ve itibarı arttırır.
islamiyet
11.08.2024 - 03:55İnfak, insanlar arasında dayanışmayı, yoksunların ve yoksulların dertlerinin farkedilip giderilmesini sağlar. Zengin ve fakir arasında sevgi bağları kurar; toplumsal dengeyi korur; kıskançlık ve düşmanlıkların önünü keser. Hırsızlık ve rüşvet gibi haksız kazanç yollarına sapmaktan insanları muhafaza eder, bireyi malın mülkün tutsağı olmaktan kurtarır.
islamiyet
11.08.2024 - 03:55İyi ahlâka sahip bir mümin, infak ederken Allah’ın kendisine verdiklerinin iyilerinden seçerek verir. Kazandıklarından, bollukta ve darlıkta, gece ve gündüz, gizli ve açık başkaları için harcamada bulunur. Böylece verdiği her bir şeyin Allah katında her başağında yüz tane olan yedi başak bitiren bir tohum gibi, yedi yüz kat bir bereketle karşılık bulacağını bilir.
islamiyet
11.08.2024 - 03:54İnfak, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla kişinin başkaları için gönülden yaptığı harcama ve bağıştır. İnfakta bulunan kişi, bu davranışlarıyla sadece başkalarına yardımda bulunmuş ve bir ihtiyacı gidermiş olmaz. O kişi aynı zamanda hiçbir alışverişin, dostluğun ya da aracının olmayacağı kıyamet günü gelmeden önce bir hazırlık yapmış, Allah’ın bir isteğini yerine getirmiştir.
islamiyet
11.08.2024 - 03:54Doğruluğun insana hem maddî hem mânevî pek çok getirileri vardır. İç huzuru, korkudan ve üzüntüden uzak olunması, bereket, insanlar arasında saygınlık, geçmiş günahların bağışlanması, gelecekte büyük ecirler elde edilecek olması, cennete kavuşmak, meleklerin dostluğu bunların sadece bir kısmıdır.
islamiyet
11.08.2024 - 03:54Doğruluk, insanın dudağı ile kalbi arasında bir uyumsuzluk veya çelişkinin bulunmaması; özün, sözün, amelin ahenk içinde olmasıdır. Doğruluk, insanın kalbiyle barışık olmasının meyvesidir; güzel şahsiyetin esasıdır; makbul bir huy ve hayırlı bir süstür. Kişinin düşüncelerinde, sözlerinde, niyetlerinde ve amellerinde kendini gösterir.
islamiyet
08.08.2024 - 03:54Hadesten tahâret: İnsanın bazı ibadetleri yapmasına engel kabul edilen, hükmen kirli olma hâline hades denir. Namaz kılacak kişinin duruma göre abdest veya gusül alarak hadesten temizlenmesi gerekir.
islamiyet
08.08.2024 - 03:54Niyet: Namaz yalnızca birtakım şekillerin yerine getirilmesi değildir. Bu hareket ve şekillerin namaz amacıyla yapılması şarttır. Ayrıca kılınacak namazın hangi namaz olduğunun da bilincinde olunması gerekir. Şâfiî mezhebinde niyet namazın şartlarından değil, ilk rüknüdür.
islamiyet
08.08.2024 - 03:54Setr-i avret: Erkeklerin göbekle diz kapağı dâhil olmak üzere ikisinin arasının; kadınların da yüz, eller ve ayaklar dışında bütün vücudunun namaz kılınan süre boyunca örtülü olması gereklidir.
islamiyet
08.08.2024 - 03:53Namaz… Dinin direği, kalbin nuru, müminin miracı… İslâm’ın beş şartından biri… Mümini Allah’ın mânevî huzuruna yükselten, ruhen arındırıp yücelten, bir taraftan şükretmeye bir taraftan da sabra alıştıran bir ibadet… Rabbimizin her an yanımızda olduğunu bize günde beş kere hatırlatan kutlu görev… Terkedilmesi için hiçbir mazeretin kabul edilmediği kulluk borcu… Kur’an-ı Kerîm’de yüzden fazla âyette anılan, hatırlatılan, Rabbimiz tarafından emredilen vazifemiz… Her gün beş defa gökkubbede yankılanan ezan sesiyle davet edildiğimiz, yeryüzündeki bütün müminlerin aynı yöne yönelmesini sağlayan büyük buluşma…
islamiyet
08.08.2024 - 03:53Bilindiği gibi şeytan, Hz. Âdem’e secde etme emrini yerine getirmediği için isyankâr olmuş ve bu sebeple ilâhî huzurdan kovulmuştur. Hiçbir zaman Allah’ı inkâr etmemiş, tanrılık iddiasında da bulunmamıştır. Bu yönüyle bakıldığında satanistler, şeytana bile haksızlık etmektedirler.
islamiyet
08.08.2024 - 03:53Satanizm, dinin ve dinî olan her şeyin karşısında, şeytanın ve onun temsil ettiği kötülüklerin yanında yer alma hareketidir. Satanistler, şeytanın kötü bir varlık, Allah’a karşı gelen bir isyankâr olduğunu bile bile şeytana taparlar. Aslında satanistler bir inanç olarak “şeytana tapma” anlayışını benimsemekten ziyade, başkaldırma, isyan ve meydan okuma gibi özelliklerinden dolayı şeytanı kendilerine bir sembol olarak seçmişlerdir. Zira satanizmin özünde dine, bütün kutsal ve ahlâkî değerlere karşı bir tavır alış, bir meydan okuyuş vardır.
islamiyet
08.08.2024 - 03:52Kur’an-ı Kerîm’de İblis adıyla da anılan şeytan, insanları birbirine düşürmeye ve yeryüzünde bozgunculuk yapmaya çalışır. İnsanlar tarafından görülmez ama onların kalplerine vesvese sokarak kötülüğünü gösterir. Bununla birlikte gücü sınırlı, hile ve tuzakları zayıftır. Bütün mahareti insanları tahrik etmek ve kendi yoluna çağırmaktan ibarettir. Ona uyup uymamak ise kişinin kendi iradesindedir.
islamiyet
08.08.2024 - 03:52Şeytan, varlığı Kur’an’da haber verilen, insanları doğru yoldan saptırmaya çalışan bir varlıktır. Ateşten yaratılmıştır. İnsanı kötülük işlemeye teşvik eder, iyiliklerden alıkoymaya çalışır. Kötülüğün simgesidir. Bu yönüyle “şeytan” kelimesi hem gerçek bir varlığı ifade eder hem de mecazi olarak kötü davranışlar sergileyen, kötülüğe teşvik eden insanlar için kullanılır.
islamiyet
08.08.2024 - 03:51Peygamberimiz(s.a.s.) fala ve kehânete itibar edenlerin vahyi inkâr etmiş sayılacaklarını, namazlarının kırk gün kabul edilmeyeceğini, cennete giremeyeceklerini bildirmiştir (bk. Müslim, Selam, 125; İbn Mace, Tahâret, 122). Çünkü Allah’tan başkası gaybı bilemez. Peygamberler bile ancak Allah’ın kendilerine bildirdiklerini bilebilirler.
islamiyet
08.08.2024 - 03:51Falcılar ve kâhinler, insanların geleceği öğrenme, başlarına gelecekleri bilme merakını kullanırlar. Bu merakı besleyerek insanları aldatırlar. İnsanların paralarını, zamanlarını ve duygularını istismar ederler. Böylece haksız kazanç ve güç sağlarlar.
islamiyet
06.08.2024 - 23:40Melekler nurdan yaratılmış varlıklardır. İnsanlardan farklı özelliklere sahiptirler. Yemezler, içmezler, yorulmazlar, uyumazlar. Allah’a hiç isyan etmezler, hep itaat ederler. Asla günah işlemezler, görevleri ne ise onu yaparlar. Onların genci, ihtiyarı; erkeği, kadını yoktur. Melekler güzel kokuları ve güzel sözleri severler. Müminlerle birlikte olmaktan hoşlanırlar. Zor zamanlarda müminlere destek verirler, yardım ederler. Son derece güçlü ve kuvvetlidirler. Çok hızlı hareket edebilirler. Onların kanatları vardır. Ancak insanlar melekleri göremedikleri için kanatlarının nasıl olduğunu bilemezler.
islamiyet
06.08.2024 - 23:40Rezzâk - (Rızıklandıran): O, sayısız canlının azıklarını yaratıp verendir.
islamiyet
06.08.2024 - 23:40Mütekebbir - büyüklüğünde tektir. (Haşmetli): O, azametinde, yüceliğinde ve
islamiyet
06.08.2024 - 23:39Musavvir - veren, yarattıklarını güzel güzel şekillendirendir. (Şekillendiren): O, her şeye şekil ve özellik
Toplam 293 mesaj bulundu