Mevcuda şükretmeli, kanaat etmeli. Mevcutla devam etmeli. İsraf, küfran-ı nimet, hep "Bu bana lazımdır” diyerek başlar. Bir kere bu bana lazımdır deyince onun ardı gelir, bu da lazım, şu da lazım diye devam eder. Lazım dediğine kavuşmak için dinin dışına çıkar da haberi olmaz.
Allahü teâlâ suç işleyenin cezasını verir, ancak istigfar edenleri affeder. Müjdeler çok, Rabbimizin merhameti geniş. Seksen sene kilisede papazlık yapmış, İslamı yıkmaya uğraşmış kişiyi bile bir kelime-i şehadet söylemekle affediyor. Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'fü annî (Ya Rabbi sen madem ki affedicisin, ihsan edicisin, affetmeyi seversin öyleyse beni de affet). Bunu her namazdan sonra okumalı. Bunlar hep, âsi kullara Allahü teâlânın müjdesidir.
Peygamber efendimize bir yahudi gelip, selam verir gibi yaparak Es sam aleyküm yani, ölesin, yok olasın der. Peygamber efendimiz de, ve aleyküm sam diye cevap verir. Gittikten sonra, Hazret-i Âişe validemiz, Allah belanızı versin, sizi kahretsin... gibi bazı şeyleri sıralamaya başlayınca, Peygamberimiz durdurup, fazlaya hakkımız yok, bize ne yaptıysa ancak o kadarını yapabiliriz, buyurdu. Kâfir de olsa yaptığından fazlasını yapmak caiz değildir.
Nice sarhoşlar vardır ki, yaptığından pişmanlık duyar tevbe eder, imanla gider. Nice dervişler, müritler vardır ki, kibirlidir, günahları için tevbe etmez, imansız giderler. Cüneyd-i Bağdadi hazretlerine bir papaz gelip, ben mi üstünüm sen mi üstünsün diye sorar. O da bir hafta sonra gel, der. Bir hafta sonra geldiğinde vefat ettiğini görür. Bugün bana cevap verecekti diye söylenince, tabutu göstererek, işte orada git sor, o boşuna konuşmaz derler. Tabutunun başına gidip aynı soruyu sorar. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri Allahü teâlânın izniyle başını kaldırıp, şöyle cevap verir; Geçen hafta sonumun ne olacağını bilmediğim için sana cevap veremedim. Ben imanla gidip kendimi kurtardım, senden üstünüm. Sen kendine bak. Papaz, ağlamaya başlar, kelime-i şehadet getirir müslüman olur.
Bilerek pek küfre düşülmez fakat bilmeyerek küfre düşülebilir. Bunun için (Ya Rabbi, bilerek veya bilmeyerek küfre sebep olan bir söz söylediysem, bir iş yaptıysam nadim oldum, pişman oldum, beni affet) duasını çok okumamız lazım. Küfür sigorta gibidir. İrtibatı keser. Bir kimse küfre düşmüş ise, ne yaparsa yapsın, ne kadar çok ibadet ederse etsin hiçbir faydası yoktur. Çünkü sigorta atmıştır, ampul, tesisat ne kadar sağlam olursa olsun, elektrik gelmediği için fayda olmaz.
Evvela iğneyi kendimize batıralım. İyi bir müslüman olmaya, müslümanları sevmeye ve hatta sevilmeye çalışalım. Nefsimize zor gelen şeylere veya nefsimize zorluk verenlere dua edelim. Kalbinin nurlanmasını istiyorsan, kızdıklarına dua et.
Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. Kendinize güvenmeyin. Allahü teâlâya güvenin. Size düşen görev budur. Sabah kuş gibi... Yuvasından çıkıyor, tevekkül ediyor, akşama tok dönüyor.
Mal iyi de değildir, kötü de değildir. Mal, mülk gönüle girerse onu şımartır. Ve onun sonu olur. Mal mülk iyi niyetle kullanılırsa faydalı olur. Niyet iyi olmazsa insanın felaketi olur.
Bir iş nasıl başlarsa öyle devam eder. Hizmete, bir işe başlayınca iki maksadınız olmalı: Birincisi, Allah’ın dinine hizmet etmek. İkincisi Onun kullarına faydalı olmak. İşinizi adaletle idare edin. O işi yaparken, hep beraber sıkıntılar da sevinçler de paylaşılmalı.
Kalbini düşmandan boşalt! Dostu kalbe çağırmaya lüzum kalmaz. Kalb denilen latife hiç boş kalamaz. Mahlukların düşüncelerinden temizlenen kalb, kendiliğinden Allahü teâlâya teveccüh eder. [Boşaltılan bir şişeye havanın kendiliğinden dolması gibidir.]
İnsan, dünya ve ahiret saadeti için dinimize muhtaçtır. Zaten bunun için ihsan edilmiştir. Yalnız, ondaki nimet ve faydalara iki ipe yapışmakla kavuşabilirsiniz. Biri ehl-i sünnet itikadını öğrenmek diğeri de bunu öğretmektir. Bu ipten birini bıraktığınız zaman nimetler uçar gider. Şahsınızdan uçar, evinizden uçar, cemiyetinizden uçar gider. Siz artık, yaptıklarınızı, yaşadıklarınızı din yani nimet zannedersiniz.
İnsanlar Allahü teâlâya kulluk, ibadet etmek için yaratılmıştır. İnsanlar saadete kavuşmak için yaratılış gayelerine dikkat etmeli ve dünyaya düşkün olmaktan kaçınmalı. Dünya nimetleri geçicidir. Dünya ebedi kalınacak bir yer değildir. Ahirette saadete kavuşmak için bir binek gibidir. Sevinç yeri değil, ayrılık yeridir. Akıllı kimseler bu fani dünyaya düşkün olmayıp kulluk vazifesini hakkıyla yapanlardır.
Başında ağaran saçlar, nefsinin ateşini söndürmeli. Başında beyaz saçların yanmasıyla, senin gecenin başladığını anla. (Çünkü bunlar, ölümün habercileridir.) İhtiyarlığın habercileri yanaklarına indikten sonra, nasıl rahat yaşarsın, insanın ömrünün en iyi kısmı, ihtiyarlıktan öncekidir. Halbuki, gençliği yok olan bir nefs, yok olmuş demektir. İnsanın rengi sararıp, saçları ağardığı zaman, güzel ve tatlı günleri de, o güzellik ve tatlılığını kaybeder. Yeryüzünde büyüklenerek yürüme. Çünkü, bir müddet sonra bu yer, seni de içine çekip alacaktır.
Cennete gitmek için bütün yollar, bütün kapılar açık. Cehennem için de öyle. Siz Cennete götüreni tercih edin. Sizin için hayırlı olan budur. Asırlardır aynı şeyler söyleniyor, adeta size sizin için yalvarılıyor. Biraz da siz kendinize acıyın.
Nefsin azgınlığı doğrudan doğruya dinedir. Onun için en büyük riyazet, dinimize uymaktır. Haramlarla kandıramıyorsa, nafilelerle uğraştırır ki farzı işlemesin diye. İnsan nefsini tanırsa Allah’ı tanır, nefsten kurtulmadıkça, insan kendini emniyette hissedemez. En büyük mücadele nefsle olmalı. Bu iş, Allah’ın dinine sarılmak yoludur.
Allahü teâlâ, herşeyi bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve biyoloji kanunları diyoruz. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin sebeplerine yapışmamız lazımdır. Mesela buğday hasıl olması için, tarlayı sürmek, ekmek, ekini biçmek lazımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın bu âdeti içinde meydana gelmektedir. Ancak, Allahü teâlâ sevdiği insanlara iyilik, ikram olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için bunlara, âdetini bozarak sebepsiz şeyler de yaratır.
En iyi haslet dindar olmaktır. Bu haslet iki olursa, dindarlık ve mal sahibi olmak. Üç olursa, dindarlık, mal ve haya. Dört olursa, dindarlık, mal, haya ve güzel ahlak. Beş olursa, dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir.
islamiyet
06.09.2024 - 14:49Mevcuda şükretmeli, kanaat etmeli. Mevcutla devam etmeli. İsraf, küfran-ı nimet, hep "Bu bana lazımdır” diyerek başlar. Bir kere bu bana lazımdır deyince onun ardı gelir, bu da lazım, şu da lazım diye devam eder. Lazım dediğine kavuşmak için dinin dışına çıkar da haberi olmaz.
islamiyet
06.09.2024 - 14:49Allahü teâlâ suç işleyenin cezasını verir, ancak istigfar edenleri affeder. Müjdeler çok, Rabbimizin merhameti geniş. Seksen sene kilisede papazlık yapmış, İslamı yıkmaya uğraşmış kişiyi bile bir kelime-i şehadet söylemekle affediyor. Allahümme inneke afüvvün kerîmün tühıbbül afve fa'fü annî (Ya Rabbi sen madem ki affedicisin, ihsan edicisin, affetmeyi seversin öyleyse beni de affet). Bunu her namazdan sonra okumalı. Bunlar hep, âsi kullara Allahü teâlânın müjdesidir.
islamiyet
06.09.2024 - 14:48Peygamber efendimize bir yahudi gelip, selam verir gibi yaparak Es sam aleyküm yani, ölesin, yok olasın der. Peygamber efendimiz de, ve aleyküm sam diye cevap verir. Gittikten sonra, Hazret-i Âişe validemiz, Allah belanızı versin, sizi kahretsin... gibi bazı şeyleri sıralamaya başlayınca, Peygamberimiz durdurup, fazlaya hakkımız yok, bize ne yaptıysa ancak o kadarını yapabiliriz, buyurdu. Kâfir de olsa yaptığından fazlasını yapmak caiz değildir.
islamiyet
06.09.2024 - 14:48Nice sarhoşlar vardır ki, yaptığından pişmanlık duyar tevbe eder, imanla gider. Nice dervişler, müritler vardır ki, kibirlidir, günahları için tevbe etmez, imansız giderler. Cüneyd-i Bağdadi hazretlerine bir papaz gelip, ben mi üstünüm sen mi üstünsün diye sorar. O da bir hafta sonra gel, der. Bir hafta sonra geldiğinde vefat ettiğini görür. Bugün bana cevap verecekti diye söylenince, tabutu göstererek, işte orada git sor, o boşuna konuşmaz derler. Tabutunun başına gidip aynı soruyu sorar. Cüneyd-i Bağdadi hazretleri Allahü teâlânın izniyle başını kaldırıp, şöyle cevap verir; Geçen hafta sonumun ne olacağını bilmediğim için sana cevap veremedim. Ben imanla gidip kendimi kurtardım, senden üstünüm. Sen kendine bak. Papaz, ağlamaya başlar, kelime-i şehadet getirir müslüman olur.
islamiyet
06.09.2024 - 14:48Bilerek pek küfre düşülmez fakat bilmeyerek küfre düşülebilir. Bunun için (Ya Rabbi, bilerek veya bilmeyerek küfre sebep olan bir söz söylediysem, bir iş yaptıysam nadim oldum, pişman oldum, beni affet) duasını çok okumamız lazım. Küfür sigorta gibidir. İrtibatı keser. Bir kimse küfre düşmüş ise, ne yaparsa yapsın, ne kadar çok ibadet ederse etsin hiçbir faydası yoktur. Çünkü sigorta atmıştır, ampul, tesisat ne kadar sağlam olursa olsun, elektrik gelmediği için fayda olmaz.
islamiyet
06.09.2024 - 13:34Size de hayırlı çalışmalar sayın Pehlivan.
islamiyet
05.09.2024 - 20:46Evvela iğneyi kendimize batıralım. İyi bir müslüman olmaya, müslümanları sevmeye ve hatta sevilmeye çalışalım. Nefsimize zor gelen şeylere veya nefsimize zorluk verenlere dua edelim. Kalbinin nurlanmasını istiyorsan, kızdıklarına dua et.
islamiyet
05.09.2024 - 20:45Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz. Kendinize güvenmeyin. Allahü teâlâya güvenin. Size düşen görev budur. Sabah kuş gibi... Yuvasından çıkıyor, tevekkül ediyor, akşama tok dönüyor.
islamiyet
05.09.2024 - 20:45Mal iyi de değildir, kötü de değildir. Mal, mülk gönüle girerse onu şımartır. Ve onun sonu olur. Mal mülk iyi niyetle kullanılırsa faydalı olur. Niyet iyi olmazsa insanın felaketi olur.
islamiyet
05.09.2024 - 20:44İhlas; bütün işleri, insanlara yaranmak için değil, Allahü teâlânın rızası için yapmaktır.
islamiyet
05.09.2024 - 20:44Allahü teâlâdan ve Onun dostlarından başkasına meyleden kalb, hasta demektir.
islamiyet
05.09.2024 - 20:44Kim bid'at ehlini severse, Allahü teâlâ, onun amelini yok eder ve kalbinden İslam nurunu çıkarır.
islamiyet
05.09.2024 - 20:44Nefsin aldatmasına, dünyanın yalancı ve geçici tadına kapılan, hayrın tadını alamaz.
islamiyet
05.09.2024 - 20:44Hayırdan bir şey öğrenirseniz onu insanlara öğretiniz! Böylece, bu hayrın meyvelerinden istifade edersiniz.
islamiyet
05.09.2024 - 20:43İbret alınacak hadiseler pek çoktur. Fakat, bunlardan ibret alanlar ise çok azdır.
islamiyet
05.09.2024 - 20:43Bir iş nasıl başlarsa öyle devam eder. Hizmete, bir işe başlayınca iki maksadınız olmalı: Birincisi, Allah’ın dinine hizmet etmek. İkincisi Onun kullarına faydalı olmak. İşinizi adaletle idare edin. O işi yaparken, hep beraber sıkıntılar da sevinçler de paylaşılmalı.
islamiyet
05.09.2024 - 20:43Kalbini düşmandan boşalt! Dostu kalbe çağırmaya lüzum kalmaz. Kalb denilen latife hiç boş kalamaz. Mahlukların düşüncelerinden temizlenen kalb, kendiliğinden Allahü teâlâya teveccüh eder. [Boşaltılan bir şişeye havanın kendiliğinden dolması gibidir.]
islamiyet
05.09.2024 - 20:42İnsan, dünya ve ahiret saadeti için dinimize muhtaçtır. Zaten bunun için ihsan edilmiştir. Yalnız, ondaki nimet ve faydalara iki ipe yapışmakla kavuşabilirsiniz. Biri ehl-i sünnet itikadını öğrenmek diğeri de bunu öğretmektir. Bu ipten birini bıraktığınız zaman nimetler uçar gider. Şahsınızdan uçar, evinizden uçar, cemiyetinizden uçar gider. Siz artık, yaptıklarınızı, yaşadıklarınızı din yani nimet zannedersiniz.
islamiyet
05.09.2024 - 20:42İnsanlar Allahü teâlâya kulluk, ibadet etmek için yaratılmıştır. İnsanlar saadete kavuşmak için yaratılış gayelerine dikkat etmeli ve dünyaya düşkün olmaktan kaçınmalı. Dünya nimetleri geçicidir. Dünya ebedi kalınacak bir yer değildir. Ahirette saadete kavuşmak için bir binek gibidir. Sevinç yeri değil, ayrılık yeridir. Akıllı kimseler bu fani dünyaya düşkün olmayıp kulluk vazifesini hakkıyla yapanlardır.
islamiyet
05.09.2024 - 20:42Başında ağaran saçlar, nefsinin ateşini söndürmeli. Başında beyaz saçların yanmasıyla, senin gecenin başladığını anla. (Çünkü bunlar, ölümün habercileridir.) İhtiyarlığın habercileri yanaklarına indikten sonra, nasıl rahat yaşarsın, insanın ömrünün en iyi kısmı, ihtiyarlıktan öncekidir. Halbuki, gençliği yok olan bir nefs, yok olmuş demektir. İnsanın rengi sararıp, saçları ağardığı zaman, güzel ve tatlı günleri de, o güzellik ve tatlılığını kaybeder. Yeryüzünde büyüklenerek yürüme. Çünkü, bir müddet sonra bu yer, seni de içine çekip alacaktır.
islamiyet
05.09.2024 - 20:41Cennete gitmek için bütün yollar, bütün kapılar açık. Cehennem için de öyle. Siz Cennete götüreni tercih edin. Sizin için hayırlı olan budur. Asırlardır aynı şeyler söyleniyor, adeta size sizin için yalvarılıyor. Biraz da siz kendinize acıyın.
islamiyet
05.09.2024 - 20:41Nefsin azgınlığı doğrudan doğruya dinedir. Onun için en büyük riyazet, dinimize uymaktır. Haramlarla kandıramıyorsa, nafilelerle uğraştırır ki farzı işlemesin diye. İnsan nefsini tanırsa Allah’ı tanır, nefsten kurtulmadıkça, insan kendini emniyette hissedemez. En büyük mücadele nefsle olmalı. Bu iş, Allah’ın dinine sarılmak yoludur.
islamiyet
05.09.2024 - 20:40Allahü teâlâ, herşeyi bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere, iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir. Bu kuvvetlere, tabiat kuvvetleri, fizik, kimya ve biyoloji kanunları diyoruz. Bir iş yapmamız, bir şeyi elde etmemiz için, bu işin sebeplerine yapışmamız lazımdır. Mesela buğday hasıl olması için, tarlayı sürmek, ekmek, ekini biçmek lazımdır. İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın bu âdeti içinde meydana gelmektedir. Ancak, Allahü teâlâ sevdiği insanlara iyilik, ikram olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için bunlara, âdetini bozarak sebepsiz şeyler de yaratır.
islamiyet
05.09.2024 - 20:40En iyi haslet dindar olmaktır. Bu haslet iki olursa, dindarlık ve mal sahibi olmak. Üç olursa, dindarlık, mal ve haya. Dört olursa, dindarlık, mal, haya ve güzel ahlak. Beş olursa, dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir.
Toplam 293 mesaj bulundu