Cahit Kalkan Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Ant ...

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:39

    Mukit - (Azıklandıran): O, bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren, her şeyi bilip her şeye gücü yeten ve herkesi koruyandır.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:39

    Muhsî - her şeyi bilendir. (Sayan): O, en ince teferruatıyla sayacak kadar

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:39

    Mecîd - (Şerefli): O, benzersiz bir şeref sahibidir ve her türlü şerefi kullarına bahşedendir.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:38

    Mâcid - (Şanı yüce): O, şanın ve şerefin kaynağı olan sonsuz üstünlük ve kerem sahibidir.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:38

    Allah’ın varlığına ve birliğine iman etmekle uzun bir yolculuk başlar; başlangıcı nurlu, sonu nurlu bir yolculuk… Çünkü Allah göklerin ve yerin nurudur. O’nun nuru kulun ve mahlûkatın bakışlarınca idrak edilemez. Kul, ancak O’nun isim ve sıfatlarının tezahür ve tecellilerini hayranlıkla seyre dalar. Yüce Rabbimiz bu seyirde yolun işaretlerini ebedî vahyi Kur’an-ı Hakîm ile kullarına bildirmiştir. Allah’ın, kelâmında bize öğrettiği niteliklerini iki grupta özetleyebiliriz: zâtî sıfatlar, sübûtî sıfatlar.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:37

    Allah’ın varlığına ve birliğine gerçek anlamda inanan bir insanın, dar fikirli ve bağnaz olmaması beklenir. Çünkü mümin, evrendeki her şeyin tek sahibinin Allah olduğunu bilir ve kâinatta hiçbir şey kendisine yabancı gelmez. Bu sebeple de sevgisi ve yakınlığı herhangi bir ırk, renk veya grupla sınırlı olmaz, herkesi kuşatır. Mümin bilir ki kudret ve kuvvet yalnızca Allah’ındır. O’ndan başka hiç kimsenin zarar veya fayda vermeye gücü yetmez. Bu inanç, kişiyi Allah’tan başka her şeyden bağımsız yapar.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:37

    Allah’a inanan kimse akıl, ruh, kalp, beden gibi bütün yönleriyle tutarlı ve sağlam bir kişilik geliştirir. Böylece hem kendi iç dünyasında hem de toplumla ve yaratılmışlarla ilişkilerinde mutlu ve başarılı olabilir. Huzur ve güvende olmak, sevilmek, sayılmak ve itibar görmek gibi temel gereksinimlerini karşılar. Zorluklar ve sıkıntılar karşısında teselli bulur. Her şey onun için imanın aydınlığında anlamlı hâle gelir.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:37

    İnsanın güven içinde olma isteği, inanmak ve bağlanmak şeklinde kendini gösterir. Örneğin bebek annesine güven duyar ve onun kendisini koruyacağına inanıp dört elle annesine bağlanır. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan insan da O’na olan imanı sayesinde bu dünyada güvenli, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşar.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:36

    İnsanın hayatını sürdürebilmek için hava, su, yiyecek, barınma gibi temel ihtiyaçları vardır. Bu temel ihtiyaçlardan biri de inanmaktır. Çünkü insan güven içinde olmak ister. Allah’a ve O’nun birliğine inanmayan kişiler huzursuz, sorunlu, mutsuz bir hayatı yaşamak zorunda kalırlar. Kendilerini hiçbir zaman güvende hissedemezler. Bağlanmanın ve ibadet etmenin zevkini yaşayamazlar. İmanın huzur iklimini soluyamazlar. Korku, kaygı, karmaşa, endişe, tedirginlik, belirsizlik, çaresizlik gibi olumsuzluklar onları çepeçevre kuşatır.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:36

    İnsanlık tarihi boyunca bütün peygamberler, insanları Allah’ın birliğine iman etmeye çağırmışlardır. Ayrıca Allah’ın tek, eşsiz, ortaksız ve benzersiz olduğunu anlatmışlardır.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:36

    İnsanların tamamı için Allah’ın varlığına inanmak hem kolay hem de doğaldır. Çünkü Allah’ın varlığını kabul etmek ve O’na inanmak, bütün insanların yaratılışında olan bir yöneliştir. Kâinatta var olan düzen ise Allah’ın birliğinin en açık işaretidir; varlıklar arasında görülen düzen “yaratıcı”nın bir ve tek olmasını zorunlu kılar.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:35

    Yokluğu asla düşünülemeyecek olan, var olmak için başka bir varlığın var etmesine ya da desteğine ihtiyacı olmayan yaratıcının sadece kendisine özgü adı “Allah”tır.

  • islamiyet

    06.08.2024 - 23:35

    Hiçbir yapı, yapansız olmaz. Var olan her şeyin bir var edeni vardır. Bu, üzerinde tartışılması bile anlamsız apaçık bir hakikattir. Bir insan, kendi benliğinde ve kâinatta gözlemleyebileceği pek çok delille yaratanın varlığını farkeder, anlar ve kabul eder. Kişinin hem iç dünyasında kendi vicdanıyla, hem de dış dünyada sayısız işaretlerle yaratıcının varlığını farketmemesi imkânsızdır.

  • islamiyet

    04.08.2024 - 04:04

    Örf ve adetlerde yansımasını bulan toplumsal beklentilerin kimisi gerçekten insanların hayrına, kimisi de zararınadır. Ahlâk, bireyin her eyleminde olduğu gibi bu toplumsal alışkanlıkların ve beklentilerin de sorgulanmasını, aklın, vicdanın ve dinin mihengine vurulmasını bekler. Zira ancak böylelikle yanlış, kötü ya da çirkin olduğu halde kuşaklar boyunca sorgulanmadığından devam edegelen uygulamalardan ve beklentilerden kurtulmak mümkün olur.

  • islamiyet

    04.08.2024 - 04:04

    İnsan, tabiatı gereği diğer insanlarla bir arada yaşarken çeşitli kurallara uyar. Bu kurallar hukuk, ahlâk ve din çerçevelerinde oluşur. Hukuk, insanların bir devletin uyruğu olmakla uymayı kabul ettikleri yasalar zeminini ifade eder. Ahlâk, yasalar zemininde de karşılıkları bulunan, ancak insanın içinde daha köklü bir yere sahip olan iyi, doğru ve güzele dair değerlerin meydana getirdiği zemindir. Din, hem hukuk hem de ahlâk zeminlerini kuşatan daha geniş ve daha sağlam bir zemin teşkil eder. Örf ve âdetler ise, her üç zeminde birtakım arka planları bulunan, farklı toplumlarda benzerlerine rastlanmakla beraber daha çok belirli bir toplumda geçerli olan, yazılı olmayan kurallardır.

  • islamiyet

    04.08.2024 - 04:03

    İnsan dışında diğer bütün canlılar, kendilerine doğuştan sunulan bir ortamda yaşarlar. İnsan ise kendisine sunulan bu tabii ortam üzerinde tasarrufta bulunur, eylem ve etkinlikleriyle onu değiştirir. İnsanın bütün bu eylem ve etkinlikleri sonucunda ortaya çıkan ürünler toplamının adı kültürdür.

  • islamiyet

    04.08.2024 - 04:03

    Bir toplumun, üyesi olan bireyden birtakım durumlarda göstermesini beklediği tutum ve davranışlar vardır. Bu toplumsal beklentiler, bireyin diğer bireylerle, ailesiyle, akrabalarıyla, komşularıyla vb. arasındaki ilişkileri, davranışları, tutumları düzenleyici işlev görür. Örf ve âdet (gelenek ve görenek) terimleriyle ifade edilen toplum beklentileri, birçok sosyal içerikli ilişkiyi düzenlemekte, yönetmekte ve denetlemektedir. Çeşitli kökenlerden kaynaklanmış ve kuşaktan kuşağa aktarılmış olan gelenek ve görenekler bir anlamda toplumun yapa yapa alıştığı, artık sorgulamadığı birtakım toplumsal huylar ve alışkanlıklardır.

  • islamiyet

    04.08.2024 - 04:02

    Geçeceğimiz yollardan bizden önce geçmiş birinin (modelin) davranışlarını izleriz. Onun davranışlarının basit, açık seçik, ilgi çekici ve işe yarar olması dikkatimizi arttırır. Tercihlerimiz, beklentilerimiz, duygusal durumumuz ve algılama kapasitemiz sayesinde modelin davranışlarını algılarız. Algıladığımız davranışları zihnimizde tutarız. Bunun için davranışları, kimi sözlerden ya da görsel sembollerden yararlanarak hafızamızın raflarında istifleriz. Yeri geldiğinde bu davranışları raflarından indirip kendi hayatımızda uygularız. Zamanla etle tırnak gibi ayrılmaz bir şekilde hayatımızda yer eden bu davranışlar, artık bizi biz yapan davranışlara dönüşürler.

  • islamiyet

    04.08.2024 - 04:02

    Hiçbir şey bilmeyen mâsum bir bebek olarak dünyaya gelen insanı Allah, işitme, görme gibi duyular ve akılla donatmıştır. Bu sayede hayat, sürekli öğrendiğimiz, bir günden diğerine daha fazla öğrenmiş olarak uyandığımız bir sınıf olur bize. Duyularımızı ve aklımızı kullanarak farklı yollarla sürekli öğrenir, günden güne daha fazla gelişiriz. Öğrenme yollarından biri, belki de en önemlisi toplum içindeki model diyebileceğimiz insanları örnek alarak öğrenmedir.

  • islamiyet

    02.08.2024 - 23:19

    Yüce Allah insanlığın her döneminde peygamberleri ve kitapları aracılığıyla kullarına yol göstermiş, hoşnut olacağı yaşam biçimini bildirmiştir. Yani Allah Teâlâ’nın razı olacağı bir insan olmak isteyen herhangi bir müslüman için iki beslenme kaynağı vardır: Allah’ın kitabı ve resûlünün sünneti.

  • islamiyet

    02.08.2024 - 23:19

    Dinin her bir tavsiyesi birbiriyle irtibat hâlindedir. Meselâ bir ibadet olan namaz, sadece belirli vakitlerde ve belirli şekilleri yaparak yerine getirilen bir ibadet değildir. İman etmiş kişinin yaptığı bir ibadet olarak namaz aynı zamanda çirkinliklerden ve kötülüklerden vazgeçiren ahlâkî bir uyarıcıdır.

  • islamiyet

    02.08.2024 - 23:18

    Sevgili Peygamberimiz(s.a.s.) güzel ahlâkın önemini şu mübarek sözleriyle vurgulamıştır: “Müminlerin iman açısından en mükemmel olanı, ahlâkı en iyi olanıdır” (Buhârî, “Edeb”, 39). “Aranızdan en çok sevdiğim ve kıyamet günü en yakınımda bulunacak kimseler, güzel ahlâk sahibi olanlarınızdır” (Tirmizî, “Birr”, 71). “Mîzana konan ameller arasında güzel ahlâktan daha ağır gelecek hiçbir şey yoktur” (Tirmizî, “Birr”, 62).

  • islamiyet

    02.08.2024 - 23:18

    Dinimiz güzel ahlâkı imanın bir sonucu olarak görür. Çünkü insanın değerleri ve vicdanı, bütün düşünce, söz ve davranışlarına yön verir. Bir insan bütün varlığıyla benimsediği değerlerine aykırı bir davranışta bulunacak olursa içindeki ses onu durmadan hesaba çeker.

  • islamiyet

    02.08.2024 - 23:18

    Ahlâk, insanın içinde kökleşmiş değerler bütünüdür. Kişinin söz ve davranışları da onların dışa yansıması, ete kemiğe bürünmesidir. İnsanın bağlı olduğu değer yargıları bazen iyi, bazen de kötü söz ve davranışlar şeklinde ortaya çıkar. Dolayısıyla iyi ahlâk sahibi bir insanda güzel, doğru ve iyi olan söz ve davranışlar görülür. Kötü ahlâk sahibi bir insan ise kötü, yanlış ve çirkin söz ve davranışlarla kendini gösterir.

Toplam 293 mesaj bulundu