Selim Adlı Üyenin Nedir Yazıları - Antoloji.com

  • abd

    01.04.2007 - 00:45

    Amerika Buradan Defol! ! ! ! ! ! ! ! ! ! ! !

  • necip fazıl kısakürek

    18.01.2007 - 22:52

    k a l d ı r ı m l a r..............

  • ölünce tanriyla karşılaşan ateist

    13.10.2006 - 17:32

    hani anlatırlarya
    bir ataist bir mümine demişki sen boşuna yoruluyorsun boşuna ibadet edyirsun tanrı yok ki ölüp ot olcaz
    mümin de demişki
    diyelim ki senin dediğin doğru benim bu dünyada yaptığım ibadetleri boşuna yaptığım söylenebilir spor yapmış olayım
    ama ya eğer varsa....halin nicolur

  • Acemi Cadı

    02.10.2006 - 13:07

    saçma sapan bir dizi
    hangi çağda yaşıyoruz ya
    bir büyücülük furyası aldı başını gidiyor
    çocukların gelişimine sekte vuruyorsunuz beyler

  • Gırgır

    29.09.2006 - 12:03

    aleyküm selam
    nolsun gırgır gırgır gidiyoz işte
    senden nehaber ki

  • hayalin rengi

    12.07.2006 - 12:58

    kara
    kap
    kara

  • doğanşar

    12.07.2006 - 12:51

    sivasin guzel bir ilcesi... ahmet ayik adina duzenlenmis gures festivali var birkac hafta sonra 22-23 temmuzda. bu firsati kacirmayin dogansarliar ve dogansari gormeyenler. gercekten guzel sirin bir yer...

  • dost

    12.07.2006 - 12:46

    dost degil dost degil
    dost gorunur..........

  • insan

    12.07.2006 - 12:42

    su

  • mehmet günsür

    12.07.2006 - 12:39

    valla adini 'lk defa duyuyorum.resmi olsa belki cikaracam da

  • üç şey

    29.06.2006 - 15:48

    Hsva
    Su
    Tahta
    :))

  • abdülhamit

    27.06.2006 - 15:46

    Osmanlı padişahlarının otuz dördüncüsü ve İslam halifelerinin doksan dokuzuncusu.

    Saltanatı: 1876-1908
    Babası: Abdülmecid Han - Annesi: Tir-i Müjgan Sultan
    Doğumu: 21 Eylül 1842 Vefatı: 10 Şubat 1918

    Çok iyi bir tahsil görerek din ilimlerini ve Fransızcayı mükemmel bir şekilde öğrendi. Amcası Abdülaziz Han onu Mısır ve Avrupa seyahatlerinde yanında götürdü. Abdülaziz Han'ı tahttan indirip şehit ettiren, böylece Osmanlı Devleti'nde idareyi ele geçirin batı kuklası bazı paşalar, V. Murat'ın şuurunun bozulması üzerine, devlet işlerine karışmaması ve yalnız millet meclisinin çıkaracağı kanunlara göre hareket etmesi şartıyla, Abdülhamid Han'ı sultan ilan ettiler.

    Tahta çıktığında Osmanlı Devleti tam bir bunalımın eşiğindeydi. Karadağ ve Sırbistan'da savaş aleyhimize dönmüş, Bosna-Hersek ve Girit'te ayaklanmalar çıkmış, mali kriz son haddine varmıştı. Bu arada sadrazam Mithat Paşa ve arkadaşlarının isteği üzerine 23 Aralık 1876'da Birinci Meşrutiyet ilan edildi. Ancak gayrimüslimlerin dahi yer aldığı Meclis-i Mebusan'ın ilk işi Rusya'ya harp ilanı oldu. 93 harbi diye tarihe geçen bu savaş, Osmanlı Devleti için tam bir felaket getirdi. Ruslar İstanbul önlerine kadar geldi. Bir milyondan fazla Türk, Bulgaristan'dan İstanbul'a hicret etti. Mütareke isteyen Sultan Abdülhamid, ilk iş olarak devleti parçalanma ve yok olma yoluna doğru götüren Meclis-i Mebusan'ı kapattı (13 Şubat 1878) ve devlet idaresini eline aldı. Ayastefanos antlaşması ile Osmanlı Devleti Makedonya, Batı Trakya, Kırklareli, Kars, Ardahan ve Batum'u kaybediyordu. Ancak İngiltere ile anlaşan Abdülhamid Han, Kıbrıs'ın idaresini onlara bırakmak şartıyla, yeniden topladığı Berlin Konferansı'nda kaybedilen toprakların bir kısmına sahip oldu.

    Abdülhamid Han büyük meseleler karşısında bunalan Osmanlı Devleti'ni bundan sonra dahiyane bir siyaset, adalet ve fevkalade bir kudretle yönetti. Düyun-u Umumiye idaresini kurarak iki yüz elli iki milyon tutan devlet borçlarını yüz altı milyona indirdi. Memlekette büyük bir imar faaliyeti ile eğitim ve öğretim seferberliği başlattı. Çoğu şahsî parasından olmak üzere cami, mescit, mektep, medrese, hastane, çeşme, köprü vs. gibi toplam 1552 eser yaptırdı. Ülkenin dört bir yanını demiryolu ile döşedi. Yunanlıların Girit'te isyan çıkarıp, Türkler arasında toplu katliamlar yaptırmaya başlamaları üzerine, Yunanistan'a harp ilan etti. Alman kurmaylarının altı ayda geçilemez dedikleri Termopil geçidini 24 saatte aşan Osmanlı ordusu, Atina önüne vardı. Yunanistan'ın tamamen Osmanlı eline geçeceğini anlayan Avrupalı devletler, sulha zorladılar ve bunda muvaffak oldular.

    Yahudilerin Filistin'de bir cumhuriyet kurma teşebbüslerinin karşısına çıktı. Onların Osmanlı borçlarını bütünüyle silelim tekliflerini reddetti. Bu toprakların kanla alındığını, asla terk edilemeyeceğini sert bir dille bildirdi. Filistin topraklarının yahudilere satılmaması için gerekli tedbirleri aldı. Doğu Anadolu'da Ermeni hareketlerine karşılık Hamidiye alaylarını kurdu ve bölgede asayişi temin ile Osmanlı hakimiyetini pekiştirdi.

    Sultan Abdülhamid Han'ı tahttan indirmeden Osmanlı Devleti'ni parçalamanın ve İslam'ı yok etmenin mümkün olmadığını gören bütün iç ve dış düşmanlar bu Türk hakanına karşı cephe aldılar. Bir taraftan Sultan'ı gözden düşürmek üzere her türlü iftira ve kötüleme kampanyaları yaparlarken, diğer taraftan suikastlar tertip ettiler. Ermeni asıllı Fransız yazar Albert Vandal'ın 'Le Sultan Rouge=Kızıl Sultan' şeklinde ortaya attığı iftiraları aynen alan bazı gafiller, ansiklopedilere bunları yazarak genç nesilleri aldattılar.

    Bu arada Padişah'ın devlet idaresinde nüfuzunu kırmak isteyen batılılar, İttihat ve Terakki mensuplarını kışkırtarak 23 Temmuz 1908'de İkinci Meşrutiyeti ilan ettirdiler. Böylece otuz yıl durmuş olan facialar tekrar başladı. 31 Mart Vakası sebebiyle İttihat ve Terakki ileri gelenleri tarafından tahttan indirilen Abdülhamid Han, Selanik'e gönderildi (27 Nisan 1909) . 10 Şubat 1918'de Beylerbeyi Sarayı'nda vefat eden Abdülhamid Han'ın naşı Çemberlitaş'ta dedesi Sultan II. Mahmut'un türbesindedir.

    II. Abdülhamit Han'ın güzel ahlakı, dine olan bağlılığı, edep ve hayasının derecesi, akıl ilim ve adaletinin çokluğu, milleti için gece-gündüz çalışması, düşmanlarına bile iyilik yapması, ciltler dolusu eserlerle anlatılmaktadır. Onun tahttan indirilmesinin üzerinden 10 yıl geçmeden imparatorluğun dörtte üçünün elden çıkması, memleketi 33 yıl nasıl idare ettiğine en açık delildir. Yine Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesiyle beraber kan gölü haline çevrilen Ortadoğu'da hala huzur tesis edilememiş olup, Arap alemi siyonizmin oyuncağı haline gelmiştir.

    Vaktiyle İttihat ve Terakki fırkasının içinde Abdülhamid Han'a düşmanlık eden Filozof Rıza Tevfik ve Süleyman Nazif pişmanlıklarını aşağıdaki şiirliri ile dile getirmişlerdir.

    Tarihler adını andığı zaman,

    Sana hak verecek hey Koca Sultan,

    Bizdik utanmadan iftira atan,

    Asrın en siyasî Padişahına.

    (Rıza Tevfik)

  • zaman

    05.01.2006 - 19:57

    çeliğin değil erkin korayın

Toplam 13 mesaj bulundu