İnsan acıyı unutmak için nekadar anlatması gerekiyorsa unutmamak içinde okadar anlatması gerekiyor.Bana öyle geliyorki acılarımızdan sözederken asıl acımızı anlatmıyor,anlatamıyoruz.Acı anlatılabilirmiki... Unutmadığı takdirde insanın yeni bir acıya yer açması güçtür.Çünkü yeni bir güne, yeni bir aşk'a yada yeni bir umuda yer açmamaya benzer.Burada acının gerçekten unutulup unutulmadığı sorgulanabilir tabi.Unutmak tamamda nasıl bir unutmak... Acıların kalbi sakat bıraktığına inandığımdan sakatlanmış bir biçimde devametmekten bahsediyorum acı olsa olsa bu kadar unutulabilir...Aslında unutmakta değil bu, ömrümüzün çok ciddi bir kısmını tamamlanmak üzere harcıyor sonrasında toparlayabildiğimiz kadarına razı olabiliyorsak; acıyı kabuletmekyada acıyla yaşamakta biraz öyle işte.Unutmak belli bir kabulleniş, sonrası görme ve duyma kaybına dönüşüyor...Bütün bunlarla birlikte ilk ağızda çelişkili gibi görünsede acının insanı şekillendirdiğini,bütünleştirdiğini düşünüyorum hatta güzelleştirdiğini ve eşsizleştirdiğinide... Unutulmaması gereken bir konuda hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz.Uğruna acı çektiğimiz, herşeyi göze aldığımız kişide birilerinin eski sevgilisiydi... Bazılarımızın anıları henüz taze bazılarınınkiler arada nüksediyor.Bazılarımız yaşananları madalya gibi taşıyor göğsünde, bazılarımızda vahim yara izleri.Bazen rüyada görüyoruz eskiden bir yüzü,bazen o yüzün yerinde kocaman bir boşluk.Bazılarımızın kulaklarında telefon kesikleri, bazen yaşam kadar gerçek, yaşamak gibi sahte... Şu hayatta bizi birleştiren en büyük payda geçmişimizdeki acı dolu sevdanın izleri...Hangimiz yaşamadıkki bu acıyı... Kaderimiz eski sevgililik müessesesinde birleşiyor paralel evrende.Aslında emin olun (çünkü ben çok eminim) biten her ilişki başka bir boyutta sürüyor.Yapılamamış evlilikler, takılmamış yüzükler, doğmamış çocuklar, gidilecekken gidilmemiş şehirler, beraber seyredilmek için alınmış raflarda tozlanmış filmler, anısı var diye şimdilerde dinlemediğimiz oysa birzamanlar çok sevilmiş şarkılar...İlk dans ettiğimiz parçayı ben dinlemiyorum artık mesela...(Kerem CEM) Diyeceğim şu : Sevin ama hiçkimseyi hergün görmek isteyecek kadar çok sevmeyin, hiçbirine değmiyor...(FSBHH)(RAV) 18/12/2018
İnsan acıyı unutmak için nekadar anlatması gerekiyorsa unutmamak içinde okadar anlatması gerekiyor.Bana öyle geliyorki acılarımızdan sözederken asıl acımızı anlatmıyor,anlatamıyoruz.Acı anlatılabilirmiki...
Unutmadığı takdirde insanın yeni bir acıya yer açması güçtür.Çünkü yeni bir güne, yeni bir aşk'a yada yeni bir umuda yer açmamaya benzer.Burada acının gerçekten unutulup unutulmadığı sorgulanabilir tabi.Unutmak tamamda nasıl bir unutmak...
Acıların kalbi sakat bıraktığına inandığımdan sakatlanmış bir biçimde devametmekten bahsediyorum acı olsa olsa bu kadar unutulabilir...Aslında unutmakta değil bu, ömrümüzün çok ciddi bir kısmını tamamlanmak üzere harcıyor sonrasında toparlayabildiğimiz kadarına razı olabiliyorsak; acıyı kabuletmekyada acıyla yaşamakta biraz öyle işte.Unutmak belli bir kabulleniş, sonrası görme ve duyma kaybına dönüşüyor...Bütün bunlarla birlikte ilk ağızda çelişkili gibi görünsede acının insanı şekillendirdiğini,bütünleştirdiğini düşünüyorum hatta güzelleştirdiğini ve eşsizleştirdiğinide...
Unutulmaması gereken bir konuda hepimiz birilerinin eski sevgilisiyiz.Uğruna acı çektiğimiz, herşeyi göze aldığımız kişide birilerinin eski sevgilisiydi...
Bazılarımızın anıları henüz taze bazılarınınkiler arada nüksediyor.Bazılarımız yaşananları madalya gibi taşıyor göğsünde, bazılarımızda vahim yara izleri.Bazen rüyada görüyoruz eskiden bir yüzü,bazen o yüzün yerinde kocaman bir boşluk.Bazılarımızın kulaklarında telefon kesikleri, bazen yaşam kadar gerçek, yaşamak gibi sahte...
Şu hayatta bizi birleştiren en büyük payda geçmişimizdeki acı dolu sevdanın izleri...Hangimiz yaşamadıkki bu acıyı...
Kaderimiz eski sevgililik müessesesinde birleşiyor paralel evrende.Aslında emin olun (çünkü ben çok eminim) biten her ilişki başka bir boyutta sürüyor.Yapılamamış evlilikler, takılmamış yüzükler, doğmamış çocuklar, gidilecekken gidilmemiş şehirler, beraber seyredilmek için alınmış raflarda tozlanmış filmler, anısı var diye şimdilerde dinlemediğimiz oysa birzamanlar çok sevilmiş şarkılar...İlk dans ettiğimiz parçayı ben dinlemiyorum artık mesela...(Kerem CEM)
Diyeceğim şu : Sevin ama hiçkimseyi hergün görmek isteyecek kadar çok sevmeyin, hiçbirine değmiyor...(FSBHH)(RAV) 18/12/2018