öldükten sonra ilk sözü 'varmış' olacak kişi..lakin dünya ömründe yaşadığı idrak yolları enfeksiyonu nedeniyle varlığını algılayamadığı Kudret sahibinin kendisine hoşgeldin demeyeceği kişidir...Allah saklasın.
2 saati sırf savaş hazırlığı olmak üzere tam 9 saat oynadığımızı biliyorum.age of king ve age of mitology de bu kadar çeşitli harita filan yok ayrıca deniz kuvvetleri ve kara kuvvetleri atlı birlikle yaya piyadeler topçular filan..muazzam bi oyundu yaa..Türkiye haritasının aynısını çizip malazgirtte Bizansı tarumar edip akabinde de istanbulu ele geçirmiştim.
1024 adsl hattım var ama speed test lerde 1 megabitin yanına bile yaklaşamıyorum.800 filan çıkıyor.Türk telekom ya bana sattığı hatta 1024 adsl demesin yada 800 adsl ücreti alsın.Bunu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar helal olsun.
Al pacino-Robert de Niro..ikiside olağanüstü..Ben Robert de Niro cephesindeyim...Büyük Hesaplaşma (heat) daki rolü ve çatışma sahneleri müthiş ve defalarca seyrettim sinema sistemle sesleri fulleyip seyretmeniz önerilir...Robert de Niro benim favorimdir ama fazla senaryo filan seçmez..çok güzel filmleride vardır çok berbat filmleride..kötü filmine pek rastlayamayacağınız aktör Tom Hanks tir.(You have got mail hariç)
Bütün inananlar kardeştir...Kürt Türkün kardeşi yoldaşıdır..Nice kürt delikanlılarıda bu vatan için can vermişlerdir...Bu vatan hepimizin batarsa ne kürt kalır ne türk...Türkiyeyi bölmek isteyenleri sevindirmeyelim..Türk-Kürt çatışması ve Türkiyenin eski kudretli günlerinden uzaklaşması tekrar ayağa kalkamaması için tertib edilmiş tüm oyunları bozalım...
'hep istanbula yazıyorsun şiirlerini...istanbul diyorsunda başka bir şey demiyorsun..ankaranın neresini seviyorsun? ' diye soran birine verdiği cevap 'istanbul çıkışını'
o bir istanbul manyağıydı..istanbulu onun kadar güzel anlatan ve istanbula onun gibi bakabilen bir ikinci şair tanımıyorum..en az onun kadar istanbul delisiyim...
Hafızın kabri olan bahçede bir gül varmış
Yeniden hergün açarmış kanayan rengiyle
Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski şiraz ı hayal ettiren ahengiyle
Ölüm asude bahar ülkesidir bu rinde
Gönlü buhurdan gibi yıllarca tüter
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her gece bir gül açar her gece bülbül öter...
Yine Orhan Ayhan..Radyodan maç anlatırken köşe vuruşunun yapılacağı yönü anlatmaya çalışıyor..
Dolmabahçe stadını bilenler için söylüyorum...deniz tarafındaki kaleye soldan...
Orhan Ayhan: Prekazi geriliyor sevgili seyirciler..ceza sahasının içi bayağı kalabalık..hadi prekazi kes güzel bir orta...prekazi prekaziiiiii prekkkazziiiiiii...ohhhhaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
Divan Edebiyatında olsun, Hal Edebiyatında olsun seçkin bir yeri olan Bayburtlu Emrah, 1775 yılında Bayburt İli’ne bağlı Aksaçlı (Haşıya) köyünde doğdu. Ailesinin tek çocuğu olan Emrah’ın anası Erzurum’un Tambura köyünden, babası ise Bayburt İli’ne bağlı Konursu kasabasından “KARAOĞLU” Ailesindendir. Ailesinin çok fakir olması nedeniyle Bayburt’un Kaleardı Mahallesi’ne gelip, burada bir süre marabalık yaparlar. Kaleardı’ndan da Bayburt’un Aksaçlı köyüne gidip, burada yerleşirler. Ailenin biricik oğlu oğlu olan Emrah’da bu köydeyken doğar. Çocukluğunu burada geçirirken babası Aksaçlı köyünde ölür. Kimsesiz, çaresiz kalan anası yetim kalan oğlunu alıp, Erzurum’un Tambura köyüne götürerek, ilim öğrensin diye HACI HAŞIL EFENDİ’nin dergahına verir.
Bayburtlu olduğunu hiçbir an unutmayan Emrah; Bayburtlu’luğunu hiçbir an gizlememiş, gurbette hep çocukluğunun ilk yıllarını geçirdiği yeri Aksaçlı köyünün dağlarını, bayırlarını, şiirleriyle dile getirmiştir. Aynı dönemde yaşayan Bayburtlu Zihni (1797-1859) gibi O’da Bayburt’unun özlemini çekmiş, şiirlerinde Çini Mescit Kalesi’ni, doğup çocukluğunu geçirdiği, babasının mezarının bulunduğu kendi köyü Aksaçlı’yı unutmamış, “Divanyurdu” Dağlarını şiirlerine sokmuştur. ERZURUMLU OLMASI DURUMU; O DÖNEMDE BAYBURT’UN ERZURUM’A BAĞLI OLMASI İLE İLGİLİ OLUP, DİĞER BİR ÖNEMLİ NEDENİ İSE: ANASININ ERZURUM TAMBURA KÖYÜNDEN OLMASIDIR. Gerçek anlamıyla Bayburtlu Emrah’ın kendisini yetiştirmesinde buradaki Hacı Haşıl Efendi’nin oldukca büyük katkıları olmuştur.
BAYBURTLU ZİHNİ’NİN ERZURUM’DAN SÖZ EDEN ŞİİRLERİ YANINDA BAYBURT’U KONU EDEN ŞİİRLERİ GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞMAMIŞ OLSALARDI, O’DA “ERZURUMLU ZİHNİ” OLARAK TANINACAKTI. KALDIKİ: “ ERZURUMLU ŞAİRLER ” KONU EDİLDİĞİNDE, BİRÇOK YERDE: BAYBURTLU ZİHNİ’YE YER VERİLMİŞ OLDUĞU DA AYRI BİR GERÇEKTİR.
Medrese öğrenimini Erzurum’da tamamlayan Emrah, birçok Anadolu şehrini dolaşıp, Niksar’a yerleşmiştir. 1860 yılında Niksar’da ölen aşığımızın kabri, Tekkebayırı Mezarlığı’nda Ali Pehlivan Türbesi’nin yanındadır.
Bayburtlu Emrah’tan geriye (günümüze) kalan: “ Erzurumlu Emrah’ın Divanı ” adlı bir yapıtıyla,inançla yoğrulmuş, tatlı-temiz anılarıdır. Bayburtlu (Erzurumlu) Emrah’ıın şiirleri ile Ercişli Emrah’ın şiirleri birbirlerine karıştırıldıkları olmuş ise de, araştırıldığında gerçekler ortaya çıkartılabilmektedir.
* Bayburtlu Aşık Emrah’tan Bir Şiir:
E Ğ R İ
Bilmem ben ne yaptım o şivekare,
Yine bugün yüz göz eğri, kaş eğri,
Yıkmış fesin kakül düşmüş kenare,
Servi boylum dalgın geçmiş baş eğri.
Açmış gelir yar sıvamış kolunu,
Üftadeler tutmuş sağla solunu,
Gelip rakib beklemesin yolunu,
Dokunmasın ayağına taş eğri.
EMRAH cane yetti bu nar-ı hasret,
Kesti dört yanımı gam ü kasavet,
Ya RAB bilmem nedir bu sırr-ı hikmet,
Sardı can evimden bir ataş eğri.
Huzura gelip Filistin civarındaki verimsiz kurak bir toprak parçası için hazineler teklif eden Yahudi bir temsilcinin Sultan Abdulhamit Han dan yediği tokat...'Kan dökerek aldığımız toprağı kan dökerek veririz' demişti büyük sultan... Han öyle bir geçirmişki adı Osmanlı tokadı kaldı...O tokadın izi halen yahudinin yüzündedir...ve o yahudilerin ağzıyla 'Kızıl Sultan' dedirtirler bize büyük Han'a...
Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hülyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gözlerine beni de götür
Artık bu yerlere sığamıyorum
Pembe uçurtmalar yolladığından beri
Sarardı tiryaki menekşeleri
Sonbaharın tozlu kafeslerinde
Sevgi turnaları yakalıyorum
Turnalar gidiyor; ben kalıyorum
Avareyim,asudeyim,yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik düşlerimi kovalıyorum
Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum
Binbir türlü kokuyorsa yaylalar
Siyah gözlerine beni de götür
Baharın koynundan koparıp sana
İpek bir mendile sardığım yüreğimle
Şehzade gülleri gönderiyorum
Umutlar kalıyor; ben gidiyorum..
Bütün yelkenliler,deniz fenerlerini
Kaptanları sorgulayan
Yanından geçen küheylanların
Korku tufanına yakalandığı
Siyah gözlerine beni de götür
Güneş ülkesinden gelen yiğitler
Benzeri olmayan bir dünya kursun
Cellat,ayrılığın boynunu vursun
Usul usul intizarı çürüten
Bu hercai diken,bu çılgın arzu
Sürüklüyor imkansız muştuların
Eşiğine gönül vadilerini
Bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
Düşüyorum tanyerine
Ya topla yaralı kırlangıları
Ya da bu vefasız şarkıyı bitir
Özgürlüğe giden tutsaklar gibi
Siyah gözlerine beni de götür..
ateist
21.08.2005 - 02:38öldükten sonra ilk sözü 'varmış' olacak kişi..lakin dünya ömründe yaşadığı idrak yolları enfeksiyonu nedeniyle varlığını algılayamadığı Kudret sahibinin kendisine hoşgeldin demeyeceği kişidir...Allah saklasın.
sen benim kim olduğumu biliyor musun?
21.08.2005 - 02:29hayır..ama ne olduğunu biliyorum demiştim..
ahmet kabaklı
08.03.2005 - 10:18Şeyhül Muharririn..çok büyük kayıp çok..Nur içinde yatsın.
hz.muhammed
04.03.2005 - 12:08Canım kurban olsun senin yoluna,
Adı güzel,kendi güzel Muhammed (S.A.V)
alın teri
25.11.2004 - 13:26Onur...
Age of Empires
25.11.2004 - 13:182 saati sırf savaş hazırlığı olmak üzere tam 9 saat oynadığımızı biliyorum.age of king ve age of mitology de bu kadar çeşitli harita filan yok ayrıca deniz kuvvetleri ve kara kuvvetleri atlı birlikle yaya piyadeler topçular filan..muazzam bi oyundu yaa..Türkiye haritasının aynısını çizip malazgirtte Bizansı tarumar edip akabinde de istanbulu ele geçirmiştim.
ADSL
25.11.2004 - 13:091024 adsl hattım var ama speed test lerde 1 megabitin yanına bile yaklaşamıyorum.800 filan çıkıyor.Türk telekom ya bana sattığı hatta 1024 adsl demesin yada 800 adsl ücreti alsın.Bunu da yüzlerine gözlerine bulaştırdılar helal olsun.
ölüm
23.11.2004 - 19:42Yolculuk..sonsuzluğa atılan ilk adım.
robert de niro
04.09.2004 - 23:19Al pacino-Robert de Niro..ikiside olağanüstü..Ben Robert de Niro cephesindeyim...Büyük Hesaplaşma (heat) daki rolü ve çatışma sahneleri müthiş ve defalarca seyrettim sinema sistemle sesleri fulleyip seyretmeniz önerilir...Robert de Niro benim favorimdir ama fazla senaryo filan seçmez..çok güzel filmleride vardır çok berbat filmleride..kötü filmine pek rastlayamayacağınız aktör Tom Hanks tir.(You have got mail hariç)
mehmetçik
22.08.2004 - 23:13Alemlerin efendisi Muhammedin adının kısaltılarak şanına şan,şerefine şeref kattığı Türk Askeri..Dünyada eşin yok..
türk-kürt kardeştir
22.08.2004 - 12:12Bütün inananlar kardeştir...Kürt Türkün kardeşi yoldaşıdır..Nice kürt delikanlılarıda bu vatan için can vermişlerdir...Bu vatan hepimizin batarsa ne kürt kalır ne türk...Türkiyeyi bölmek isteyenleri sevindirmeyelim..Türk-Kürt çatışması ve Türkiyenin eski kudretli günlerinden uzaklaşması tekrar ayağa kalkamaması için tertib edilmiş tüm oyunları bozalım...
favori şarkılarım
21.08.2004 - 13:28Dilini kana bulama sus ta öldür beni n'olur
Gönlünün darağacına as ta öldür beni n'olur
Hasretinle yana yana ömrü tükettim uğruna
Bir taş misali bağrına basta öldür beni n'olur
dolaştır donan kanımı ruhun ile yak canımı
Körükleyip yangınımı yakta öldür beni n'olur
Sevdam nasib alacaksa hasret yetim kalacaksa
Sonu vuslat olacaksa küs de öldür beni n'olur
yahya kemal beyatlı
19.08.2004 - 20:44'hep istanbula yazıyorsun şiirlerini...istanbul diyorsunda başka bir şey demiyorsun..ankaranın neresini seviyorsun? ' diye soran birine verdiği cevap 'istanbul çıkışını'
o bir istanbul manyağıydı..istanbulu onun kadar güzel anlatan ve istanbula onun gibi bakabilen bir ikinci şair tanımıyorum..en az onun kadar istanbul delisiyim...
yahya kemal beyatlı
19.08.2004 - 20:38Hafızın kabri olan bahçede bir gül varmış
Yeniden hergün açarmış kanayan rengiyle
Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski şiraz ı hayal ettiren ahengiyle
Ölüm asude bahar ülkesidir bu rinde
Gönlü buhurdan gibi yıllarca tüter
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her gece bir gül açar her gece bülbül öter...
Ruhumu alıp götüren bir kaç şairden biri..
orhan ayhan
18.08.2004 - 00:59Bizzat dinledim..
Sinan Şamil Sam bir ingiliz boksörle döğüşüyor sunucumuz Orhan Ayhan..
Orhan Ayhan:Hadi sinannn şimdi bir pankreas daha evvett..bir de mideye aparkat bu işte sinan...
(sinan sol bi yumruk çakıyor) evet işte sinan bu..sağı solu belli olmaz..
orhan ayhan
18.08.2004 - 00:57Yine Orhan Ayhan..Radyodan maç anlatırken köşe vuruşunun yapılacağı yönü anlatmaya çalışıyor..
Dolmabahçe stadını bilenler için söylüyorum...deniz tarafındaki kaleye soldan...
orhan ayhan
18.08.2004 - 00:55Monaco-Galatasaray maçı...Prekazinin unutulmaz golünü radyodan dinleyen sözüne itibar edilesi arkadaşlar anlatıyorlar...sunucumuz Orhan Ayhan.
Orhan Ayhan: Prekazi geriliyor sevgili seyirciler..ceza sahasının içi bayağı kalabalık..hadi prekazi kes güzel bir orta...prekazi prekaziiiiii prekkkazziiiiiii...ohhhhaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa
erzurumlu emrah
15.08.2004 - 13:29BAYBURTLU (Erzurumlu) EMRAH
Divan Edebiyatında olsun, Hal Edebiyatında olsun seçkin bir yeri olan Bayburtlu Emrah, 1775 yılında Bayburt İli’ne bağlı Aksaçlı (Haşıya) köyünde doğdu. Ailesinin tek çocuğu olan Emrah’ın anası Erzurum’un Tambura köyünden, babası ise Bayburt İli’ne bağlı Konursu kasabasından “KARAOĞLU” Ailesindendir. Ailesinin çok fakir olması nedeniyle Bayburt’un Kaleardı Mahallesi’ne gelip, burada bir süre marabalık yaparlar. Kaleardı’ndan da Bayburt’un Aksaçlı köyüne gidip, burada yerleşirler. Ailenin biricik oğlu oğlu olan Emrah’da bu köydeyken doğar. Çocukluğunu burada geçirirken babası Aksaçlı köyünde ölür. Kimsesiz, çaresiz kalan anası yetim kalan oğlunu alıp, Erzurum’un Tambura köyüne götürerek, ilim öğrensin diye HACI HAŞIL EFENDİ’nin dergahına verir.
Bayburtlu olduğunu hiçbir an unutmayan Emrah; Bayburtlu’luğunu hiçbir an gizlememiş, gurbette hep çocukluğunun ilk yıllarını geçirdiği yeri Aksaçlı köyünün dağlarını, bayırlarını, şiirleriyle dile getirmiştir. Aynı dönemde yaşayan Bayburtlu Zihni (1797-1859) gibi O’da Bayburt’unun özlemini çekmiş, şiirlerinde Çini Mescit Kalesi’ni, doğup çocukluğunu geçirdiği, babasının mezarının bulunduğu kendi köyü Aksaçlı’yı unutmamış, “Divanyurdu” Dağlarını şiirlerine sokmuştur. ERZURUMLU OLMASI DURUMU; O DÖNEMDE BAYBURT’UN ERZURUM’A BAĞLI OLMASI İLE İLGİLİ OLUP, DİĞER BİR ÖNEMLİ NEDENİ İSE: ANASININ ERZURUM TAMBURA KÖYÜNDEN OLMASIDIR. Gerçek anlamıyla Bayburtlu Emrah’ın kendisini yetiştirmesinde buradaki Hacı Haşıl Efendi’nin oldukca büyük katkıları olmuştur.
BAYBURTLU ZİHNİ’NİN ERZURUM’DAN SÖZ EDEN ŞİİRLERİ YANINDA BAYBURT’U KONU EDEN ŞİİRLERİ GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞMAMIŞ OLSALARDI, O’DA “ERZURUMLU ZİHNİ” OLARAK TANINACAKTI. KALDIKİ: “ ERZURUMLU ŞAİRLER ” KONU EDİLDİĞİNDE, BİRÇOK YERDE: BAYBURTLU ZİHNİ’YE YER VERİLMİŞ OLDUĞU DA AYRI BİR GERÇEKTİR.
Medrese öğrenimini Erzurum’da tamamlayan Emrah, birçok Anadolu şehrini dolaşıp, Niksar’a yerleşmiştir. 1860 yılında Niksar’da ölen aşığımızın kabri, Tekkebayırı Mezarlığı’nda Ali Pehlivan Türbesi’nin yanındadır.
Bayburtlu Emrah’tan geriye (günümüze) kalan: “ Erzurumlu Emrah’ın Divanı ” adlı bir yapıtıyla,inançla yoğrulmuş, tatlı-temiz anılarıdır. Bayburtlu (Erzurumlu) Emrah’ıın şiirleri ile Ercişli Emrah’ın şiirleri birbirlerine karıştırıldıkları olmuş ise de, araştırıldığında gerçekler ortaya çıkartılabilmektedir.
* Bayburtlu Aşık Emrah’tan Bir Şiir:
E Ğ R İ
Bilmem ben ne yaptım o şivekare,
Yine bugün yüz göz eğri, kaş eğri,
Yıkmış fesin kakül düşmüş kenare,
Servi boylum dalgın geçmiş baş eğri.
Açmış gelir yar sıvamış kolunu,
Üftadeler tutmuş sağla solunu,
Gelip rakib beklemesin yolunu,
Dokunmasın ayağına taş eğri.
EMRAH cane yetti bu nar-ı hasret,
Kesti dört yanımı gam ü kasavet,
Ya RAB bilmem nedir bu sırr-ı hikmet,
Sardı can evimden bir ataş eğri.
Kaynaklar:
Bayburtlu Veysel Gider Belgeliği
www.turkuler.com
favori şarkılarım
15.08.2004 - 00:09Terk eyledim yüceleri,nağmeledim heceleri
Uyku tutmaz geceleri senin yüzünden yüzünden...
favori şarkılarım
14.08.2004 - 23:21Her bir günü asır ettim bilmem nerde kusur ettim
Aşkı can a esir ettim senin yüzünden yüzünden...
favori şarkılarım
14.08.2004 - 23:09Aşkım sana bir muamma çöz çözebildiğin kadar
Mürekkebin yetmez ama çiz çizebildiğin kadar...
Ayırdım can dan bedeni hatan ile sevdim seni
Öfken dahi okşar beni kız kızabildiğin kadar...
Dilin olayımsa söyle nasıl yandım sana böyle
Yollarında toprak eyle gez gezebildiğin kadar...
Aldım ruhunun tadını ölsem duyarım yadını
Mezar taşıma adını yaz yazabildiğin kadar...
Yokluğunla avunurum benliği yere vururum
Ayağındadır gururum ez ezebildiğin kadar...
favori şarkılarım
14.08.2004 - 22:56Ağlama,ağlama göz yaşın yanmasın
Ağlama yağmurlar ıslanmasın...
osmanlı tokatı
13.08.2004 - 23:22Huzura gelip Filistin civarındaki verimsiz kurak bir toprak parçası için hazineler teklif eden Yahudi bir temsilcinin Sultan Abdulhamit Han dan yediği tokat...'Kan dökerek aldığımız toprağı kan dökerek veririz' demişti büyük sultan... Han öyle bir geçirmişki adı Osmanlı tokadı kaldı...O tokadın izi halen yahudinin yüzündedir...ve o yahudilerin ağzıyla 'Kızıl Sultan' dedirtirler bize büyük Han'a...
favori şiirlerim
13.08.2004 - 15:03Daha dokunmadan kurudu irem
Çöllere bir türlü yağamıyorum
Yeni bir koşunun başlangıcında
Biraz deprem sonrası
Biraz şehir hülyası
Bir kalp yangınından geriye kalan
Siyah gözlerine beni de götür
Artık bu yerlere sığamıyorum
Pembe uçurtmalar yolladığından beri
Sarardı tiryaki menekşeleri
Sonbaharın tozlu kafeslerinde
Sevgi turnaları yakalıyorum
Turnalar gidiyor; ben kalıyorum
Avareyim,asudeyim,yorgunum
Bilmiyorum neden sana vurgunum
Erzurum garında banklar üstünde
Uyku tutmuyor karanlıkları
Yitik düşlerimi kovalıyorum
Gölgeler gidiyor; ben kalıyorum
Binbir türlü kokuyorsa yaylalar
Siyah gözlerine beni de götür
Baharın koynundan koparıp sana
İpek bir mendile sardığım yüreğimle
Şehzade gülleri gönderiyorum
Umutlar kalıyor; ben gidiyorum..
Bütün yelkenliler,deniz fenerlerini
Kaptanları sorgulayan
Yanından geçen küheylanların
Korku tufanına yakalandığı
Siyah gözlerine beni de götür
Güneş ülkesinden gelen yiğitler
Benzeri olmayan bir dünya kursun
Cellat,ayrılığın boynunu vursun
Usul usul intizarı çürüten
Bu hercai diken,bu çılgın arzu
Sürüklüyor imkansız muştuların
Eşiğine gönül vadilerini
Bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
Düşüyorum tanyerine
Ya topla yaralı kırlangıları
Ya da bu vefasız şarkıyı bitir
Özgürlüğe giden tutsaklar gibi
Siyah gözlerine beni de götür..
Toplam 52 mesaj bulundu