'Batı Medeniyeti' diyoruz, bu tabirle içinde bulunduğumuz, ama benimsemek istemediğimiz sosyo-kültürel çevreyi vurgulamış oluyoruz. Ne var ki bu tabiri kullanmakla 'biz' ve 'onlar' ayırımı yapmaya yetecek bir olguya işaret etmiş olmuyoruz. Şu noktada hataişlemeyelim: Batı Medeniyeti bizim Ülkemizin dışında yaşanan bir gerçeklik değil. Türkiyede okuma-yazma bilmeyenlerde dahil olmak üzere bu medeniyetin anlayış tarzına yabancı kalmış insan yok artık. Eskimoların bile çelik zıpkınlar kullandığı, Siyah Afrikalı köylülerin elinde Danimarka malı çapaların bulunduğu zamanımızda Batı Medeniyeti dışında kalmak New York'ta ne kadar mümkünse Çorum'da da o kadar mümkündür.
Batı Medeniyetinin yaygınlaşıp egemenlik elde etmesine varan gelişmenin tek sorumlusu Batı (Kolonyalizm, emperyalizm, süper-emperyalizm) değildir. 12. yüzyıldan bugüne kadar batılı (isterseniz burjuva deyin) kafa yapısını kökünden inkar eden, kabul edilemez sayan kültürler kökten yokoldular. Bugün yaşayan kültürler batı medeniyetiyle uzlaşarak, çatışarak yahut yarışarak onunla aynı ölçüleri bir alt basamakta paylaşmış olan kültürlerdir.
Bütün bunları gözönüne alalım ve Müslüman oluşumuzu normatif bir kafa yapısıyla kavramaya yeltenmeyelim. Uzun bir geçmişten getirdiğimiz Müslümanlığımızın değerini küçültmeksizin yani O'nu 'atalarımızın dini' mesabesine indirmeden, Allah'ın dinini herbirimiz kendinde tazeleme, bir bakıma yeniden bulmak, bulduğumuzu 'sen'de yeniden bulmak ve nihayet bu mihveri esas almak suretiyle yaygınlaştırmak mecburiyetindeyiz.
Yerkürenin bütününü kapsayan şartlar içinde bulunuşumuz bizleri kendi sorumuluğunu yüklenir yüklenmez dünyanın sorumluluğunuda omuzlarına alan insanlar durumuna getirmiştir. Böylesi bir sorumluluk 'üstün birey' anlayışının tamamen dışıonda ve derinlemesine bir sorumluluktur. Bu, namazı ikâme eden, zikr eden, dua eden insan sorumluluğudur.
Müslümanlığımızı nevrotik bir muhalefet olarak değil, her adımını kendimiz için kazanç olan bir mücahede süreci olarak kavrayabiliriz. O kadar ki; geriye attığımız adım bile hakkı ve hakikati savunmada müslümanların kâr hanesine yazılabilsin. Sahip olacağımız yerküre bilinci, kozmik bilinç; bizlerin günlük hayatımız ve yalın insan ilişkileri alanında edineceğimiz bilinçle kaynaşarak bizi o duruma getirmelidir ki müşahhas başarılar özlemi içinde değil an be an edinmiş olduğumuz başarının doygunluğu içinde ölebilelim.
Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.
DÜĞMELERİN SAVAŞI
Orjinal Adı: War Of The Buttons
Yönetmen:John Roberts
Oyuncular:Colm Meaney, John Murphy
1938 ve 1962 yıllarında da sinemaya aktarılan Louis Pergaud’un ‘La Guerre des Boutons’ adlı romanından uyarlanan ‘Düğmelerin Savaşı’nın senaryosunu Oscarlı senarist Colin Welland kaleme almış. İrlanda’nın Cork bölgesinde yer alan Ballydowse ve Carrickdowse adlı iki komşu kasabadaki çocuklar arasında gergin bir mücadele yaşanmaktadır. Ballydowse kasabasının öğrencileri Carricksdowse kasabasındaki öğrencilerin üniformalarındaki düğmeleri keserek ‘Düğme savaşları’nı başlatırlar. Ancak yanıt almakta gecikmezler. Savaş karşıtı mesajlarıyla beğeni toplayan etkileyici bir macera filmi. (hurriyetim.com)
Bence Mükemmel bir filmdi hayatım boyunca en fazla etkilendiğim bir kaç filmden biri diyebilirim. İçinde İnsan adına herşey var...
o kadar dedim kendisine:
-Bu millete iilik yaramaaaaass, Kendini heder etme yazıktır günahtır dedim, Bu millet senin değerini bilmes dedim inanmadı..
hatta; Bunlar yarın sana hırsızda derler dedim onada inanmadı...
yasık oldu pekte gençti :))
tmm buldum şarkıyı adı 'nurse whistle' imiş hemşire ıslığı anlamına geliyor herhalde... google den arayınca bulmak zor oluyor neden daha önce kazaa yı denemedimki....
şarkıyı isteye olursa gönderebilirm harika :)))
Benim en çok hoşuma giden şarkılarıydı. Bence mükemmeldi. Şimdi Google den arıyom sabahtan beri pcye indirmek için ama bulamadım. Nerden indirilirki bu üstelik şarkının adını bilem bilmiyom. Hani şu hastanede öldüreceği zaman çaldığı şarkı ıslık felan vardı :) bilenler Bi zahmet
Günün birinde yazdıklarımdan bir perde çekeceğim hayatıma. Herkes kağıt üstüne yazılanları benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylelikle. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun? Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür, ama kimse tanımaz.
Murathan Mungan / Üç Aynalı Kırık Oda
Bu notu eklmeyei nunutmuşum; İstediğiniz Sorudan başlyabilirsiniz. Sınav Süresi 40 değil 50değil 60değil Tam 120 dakika... Bahar Kampanyasına özel fırsat :)))
burdaki adama kelimesi cinsi anlamda mı kullanılmış yoksa okumuş, görmüş geçirmiş yaşı kemale ermiş kişi olarak değerlendirilmeli? ?
Her iki durumdada kendimi aday gösterebilirim :))) özelliklede ibirincisinde :))
batı
25.06.2005 - 17:48'Batı Medeniyeti' diyoruz, bu tabirle içinde bulunduğumuz, ama benimsemek istemediğimiz sosyo-kültürel çevreyi vurgulamış oluyoruz. Ne var ki bu tabiri kullanmakla 'biz' ve 'onlar' ayırımı yapmaya yetecek bir olguya işaret etmiş olmuyoruz. Şu noktada hataişlemeyelim: Batı Medeniyeti bizim Ülkemizin dışında yaşanan bir gerçeklik değil. Türkiyede okuma-yazma bilmeyenlerde dahil olmak üzere bu medeniyetin anlayış tarzına yabancı kalmış insan yok artık. Eskimoların bile çelik zıpkınlar kullandığı, Siyah Afrikalı köylülerin elinde Danimarka malı çapaların bulunduğu zamanımızda Batı Medeniyeti dışında kalmak New York'ta ne kadar mümkünse Çorum'da da o kadar mümkündür.
Batı Medeniyetinin yaygınlaşıp egemenlik elde etmesine varan gelişmenin tek sorumlusu Batı (Kolonyalizm, emperyalizm, süper-emperyalizm) değildir. 12. yüzyıldan bugüne kadar batılı (isterseniz burjuva deyin) kafa yapısını kökünden inkar eden, kabul edilemez sayan kültürler kökten yokoldular. Bugün yaşayan kültürler batı medeniyetiyle uzlaşarak, çatışarak yahut yarışarak onunla aynı ölçüleri bir alt basamakta paylaşmış olan kültürlerdir.
Bütün bunları gözönüne alalım ve Müslüman oluşumuzu normatif bir kafa yapısıyla kavramaya yeltenmeyelim. Uzun bir geçmişten getirdiğimiz Müslümanlığımızın değerini küçültmeksizin yani O'nu 'atalarımızın dini' mesabesine indirmeden, Allah'ın dinini herbirimiz kendinde tazeleme, bir bakıma yeniden bulmak, bulduğumuzu 'sen'de yeniden bulmak ve nihayet bu mihveri esas almak suretiyle yaygınlaştırmak mecburiyetindeyiz.
Yerkürenin bütününü kapsayan şartlar içinde bulunuşumuz bizleri kendi sorumuluğunu yüklenir yüklenmez dünyanın sorumluluğunuda omuzlarına alan insanlar durumuna getirmiştir. Böylesi bir sorumluluk 'üstün birey' anlayışının tamamen dışıonda ve derinlemesine bir sorumluluktur. Bu, namazı ikâme eden, zikr eden, dua eden insan sorumluluğudur.
Müslümanlığımızı nevrotik bir muhalefet olarak değil, her adımını kendimiz için kazanç olan bir mücahede süreci olarak kavrayabiliriz. O kadar ki; geriye attığımız adım bile hakkı ve hakikati savunmada müslümanların kâr hanesine yazılabilsin. Sahip olacağımız yerküre bilinci, kozmik bilinç; bizlerin günlük hayatımız ve yalın insan ilişkileri alanında edineceğimiz bilinçle kaynaşarak bizi o duruma getirmelidir ki müşahhas başarılar özlemi içinde değil an be an edinmiş olduğumuz başarının doygunluğu içinde ölebilelim.
İsmet Özel / Zor Zamanda Konuşmak (s.99-100)
ismet özel
25.06.2005 - 17:45....
İşte gökyüzüne salıverdim O çılgın kanatları, boğulanları dahada itmek için suya, ölüme ölümlüğü yakıştırabilmek için cesetlerle bezedim güzel olan herşeyi. ELİMİN AKLIĞINDA DAĞILIVERDİ KANIN. Elim el olmaktan çıkıverdi. Çocuğun yanaklarıyla boğuşuyordu yağmur, derken yüklendik karanlık kapılarına yağmurun,
Seslerle büyüyen, Seslerle yıkanan güvercin kanatları denize giderdi
.........
.....
star wars
17.06.2005 - 16:33Sinemada izlediğim ilk filmdi, Müthiş heyecanlanmıştım, Film bittikten sonra dışarı çıktığımda kendimi uçuyormuşum gibi hissediyordum :)
ruh eşi
17.06.2005 - 16:26bende buldum; Candan Erçetin
Allahım Ruhlarımızın Ebediyyen Birleşmesini İstiyorum :)
Ekrem Şama
13.06.2005 - 23:00www.antiemperyalizm.org sitesinin yazarlarından.. iyi bir kalemi var, yetenekli bir yazar..
Bilgisayar Programcılığı
09.06.2005 - 23:34hadi ya kelmiymiş bad üstelikte cüce! ! ! ! ! !
o kadar konuştuk msnden hiç belli etmedi yaa :))
paragraf
05.06.2005 - 20:38İşte gökyüzüne salıverdim O çılgın kanatları, boğulanları dahada itmek için suya, ölüme ölümlüğü yakıştırabilmek için cesetlerle bezedim güzel olan herşeyi. ELİMİN AKLIĞINDA DAĞILIVERDİ KANIN. Elim el olmaktan çıkıverdi. Çocuğun yanaklarıyla boğuşuyordu yağmur, derken yüklendik karanlık kapılarına yağmurun,
Seslerle büyüyen, Seslerle yıkanan güvercin kanatları denize giderdi
İsmet ÖZEL / Erbain ('Yağmurun Kapıları Karanlık' şiirinden
marka tutsakligi
04.06.2005 - 01:10Kapitalizmin insanoğluna armağan ettiği bi hastalık işte bendede var malesef...
metin uca
04.06.2005 - 01:08sabah programı sunarken sokaktaki halka soruyorlardı metin uca kimdir diye 'manyak lan bu adam' demişti biri hiç unutmam :))
paragraf
04.06.2005 - 01:05Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle. Okullarınızla. İş yerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın, dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olunmayacak bir insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım. Şimdi tek konuğu olduğum bu otelden ayrılırken, hangi otobüs ya da tren istasyonuna, hangi havaalanı ya da hangi limana doğru gideceğimi bilmediğim bu sabahta, iyi, başarılı, düzenli bir insandan başka her şey olduğumu duyuyorum.
Tezer Özlü / Yaşamın Ucuna Yolculuk (s. 127)
Düğmelerin Savaşı
03.06.2005 - 21:03DÜĞMELERİN SAVAŞI
Orjinal Adı: War Of The Buttons
Yönetmen:John Roberts
Oyuncular:Colm Meaney, John Murphy
1938 ve 1962 yıllarında da sinemaya aktarılan Louis Pergaud’un ‘La Guerre des Boutons’ adlı romanından uyarlanan ‘Düğmelerin Savaşı’nın senaryosunu Oscarlı senarist Colin Welland kaleme almış. İrlanda’nın Cork bölgesinde yer alan Ballydowse ve Carrickdowse adlı iki komşu kasabadaki çocuklar arasında gergin bir mücadele yaşanmaktadır. Ballydowse kasabasının öğrencileri Carricksdowse kasabasındaki öğrencilerin üniformalarındaki düğmeleri keserek ‘Düğme savaşları’nı başlatırlar. Ancak yanıt almakta gecikmezler. Savaş karşıtı mesajlarıyla beğeni toplayan etkileyici bir macera filmi. (hurriyetim.com)
Bence Mükemmel bir filmdi hayatım boyunca en fazla etkilendiğim bir kaç filmden biri diyebilirim. İçinde İnsan adına herşey var...
genç parti
02.06.2005 - 10:45o kadar dedim kendisine:
-Bu millete iilik yaramaaaaass, Kendini heder etme yazıktır günahtır dedim, Bu millet senin değerini bilmes dedim inanmadı..
hatta; Bunlar yarın sana hırsızda derler dedim onada inanmadı...
yasık oldu pekte gençti :))
fabrika
01.06.2005 - 20:04Kapitalizm, Emperyalizm
Valdo
01.06.2005 - 19:51WALDO SEN NEDEN BURADA DEĞİLSİN? İsmet ÖZEL'in birçok kitabından biri....
İnsan için önüne çıkan bütün yollar 'yürünebilir' yollar ise, o insan artık kaybolmuştur.
kill bill
01.06.2005 - 00:30valla ben arattığımda o şekilde buldu.. hatta indirdim adıda hala öle geçiyor. bilemeyecem artık
Ünlülerin son sözleri
31.05.2005 - 21:22Necip Fazıl Kısakürek ölürken
-Demek Böyle Ölünürmüş...
İsmet Özel
-Geriye dönüp yaptıklarıma bakınca bütün bunları ancak bir dahi yapabilirdi diyorum....
kill bill
31.05.2005 - 21:18tmm buldum şarkıyı adı 'nurse whistle' imiş hemşire ıslığı anlamına geliyor herhalde... google den arayınca bulmak zor oluyor neden daha önce kazaa yı denemedimki....
şarkıyı isteye olursa gönderebilirm harika :)))
kill bill
29.05.2005 - 20:47Benim en çok hoşuma giden şarkılarıydı. Bence mükemmeldi. Şimdi Google den arıyom sabahtan beri pcye indirmek için ama bulamadım. Nerden indirilirki bu üstelik şarkının adını bilem bilmiyom. Hani şu hastanede öldüreceği zaman çaldığı şarkı ıslık felan vardı :) bilenler Bi zahmet
paragraf
29.05.2005 - 09:14Günün birinde yazdıklarımdan bir perde çekeceğim hayatıma. Herkes kağıt üstüne yazılanları benim hayatım sanacak, ben de hayatımı saklamış olacağım böylelikle. Saklanmanın en iyi yolu fazla görünmektir, biliyor musun? Herkes seni gördüğünü sanır, sen de rahat edersin. Kasada oturan kız gibi! Herkes kasadaki kızı görür, ama kimse tanımaz.
Murathan Mungan / Üç Aynalı Kırık Oda
nasılsın
29.05.2005 - 09:02Bu notu eklmeyei nunutmuşum; İstediğiniz Sorudan başlyabilirsiniz. Sınav Süresi 40 değil 50değil 60değil Tam 120 dakika... Bahar Kampanyasına özel fırsat :)))
enteresan diyaloglar
28.05.2005 - 19:13Kelime: Dinler Arası 'Muhabbet' :)
Hristiyan: Tanrı Muhabbet Etmes Dinde öyle
Müslüman: Aynen Katılıyom hayret hemde ilk defa :))
ismet özel
28.05.2005 - 17:52Kadın Ruhundanda Anlıyor Üstelik...
günün adamı
27.05.2005 - 19:11burdaki adama kelimesi cinsi anlamda mı kullanılmış yoksa okumuş, görmüş geçirmiş yaşı kemale ermiş kişi olarak değerlendirilmeli? ?
Her iki durumdada kendimi aday gösterebilirim :))) özelliklede ibirincisinde :))
çolak osman
25.05.2005 - 23:51yanlış hatırlamıyorsam Yaşar Kemalin İnce Memed kitabında vardı böle bi karakter.. İz sürüyordu galiba...
Toplam 1359 mesaj bulundu