büyüklerle girilen komik diyaloglar kadar komik değil.nede olsa çocuk karşımızdaki ve beklediğimiz de komik olması zaten.ama büyüklerde tam bir şaşkınlık ve hayret :)
gariptir ki kendi de göçmen.ama hedef belli olunca adam göçmenler ve müslümanlar üzerinden siyaset yaparak fransa halkından oy topladı.kişiye karşı o kişinin silahıyla silahlanmayı taktik benimsedi ve le peni yolcu etti.
seçim garip bir biçimde hafızasında tahribat yapmış olmalı ki eski sarkozy ve yenisi arasında ciddi farklar oluştu.islam dinine hakaret edercesine lafları ile de düşman kitlesini artırdı.ama mesele fransada oy almaktı bunu başardı. başarıya giden her yol mübah mı? öyleyse buyrun sarkozyi tebrik edin.
Cengiz Aytmatovun kitabında okumuştum(kitap: gün olur asra bedel) avarlar esir aldıkları türklere enteresan bir işkence yapmaktaydılar. anında netice almıyorlar ama zamana yayıyorlar.Şöyle ki: işkenceye ***deri geçirme işkencesi*** diyorlar.önce esirlerin saçları kazınır ve saç diplerini çekerlermiş.sonrada bir devenin yeni kesilmiş bir deve ama bu devenin taze derisinin en sert kısmı olarak bildikleri boyun kısmını o kafaya geçiriirlermiş.elini kolunu bağladıkları bu köleyi çölün sıcağına atarlarmış.kafaya geçirdikleri deri o çöl sıcağında iyice kurur ve kafatasına yapışırmış.4-5 gün sonunda artık o deri kafatasından ayrılamaz hale gelince beklemeye başlarlarmış. saçlar uzamaya başlayınca yukarı doğru yol bulamaz ve tekrar geri döner kafatasından içeri doğru diken gibi ilerlermiş.beyne kadar ilerleyen bu saç kılları sonunda hafızayı kaybettirirmiş o insana. işte bu insan tam istedikleri köle pozisyonunu almış olurmuş.geçmişine dair hiçbirşey hatırlamazmış,ne esaretinin sebebini ne atasını ne anasını.işte kimliğini yitiren bu köleler işlerine o kadar yararmış ki bu köleler diğerlerinden kat kat fazla fiyata alıcı bulurmuş.
şimdi bu kitapta anlatılan bir hadiseydi.insanlar kimliksizleştirildi öyle bir yöntemle.e şu an bizim insanımızın kafasına da deve derisi mi yapıştırıldı da bu hale geldik? ? ? beynimize ne oldu? ? ? hafızalarımıza ne oldu? ? ?
yüzünde kaç kat astar olduğunu tahmin bile edemiyorum :))) vicdani vecibelerden bahsediyor çıkmış televizyonlarda.
ne yüzle tekrar gelmiş de ***inanın ben yaparım*** diyor? sanırım birşeyi iyi biliyor:millet balık hafızalı.bunu iyi bildiği belli.ama..ama..amaaa
biri bu adama haddini bildirsin! ! lütfen :))
kişileri şiirleriyle bilir şiirleriyle söylerim.bu da ***Servistan***
Sevilen sevene karsi sessiz,
Baskasina sevinçler de dagitsa...
Sükût, kara yazisi sevenlerin,
Onlar da ne türlü bir kâgitsa,
Hep keder üstüne yazdilar aski.
Sessizce haykirip durdular,
Bu da ne biçim bir agitsa.
Bizim illerde kara sevdâ gibiydi kar
Çünkü sessizdi ak da olsa.
Karanlik ve derin bir sükût idi kar,
Acisi uzardi, sevinci kisa;
Simdi dilerim yine yagsin, buz kessin ortalik,
Buz kessin, karayel essin, her bir sey tükensin.
Bilirim helâke gidecek ben,
Kalacaklar arasinda sensin.
Yetmez mi, “ Hüzünler Perisi” yetmez mi?
Sana bir “ Insirah Sûresi” nesesi
Bana bir “Yâsin”.
kadınları içermeyen cümlesi pek az.insan sevmediğini bu kadar cümlelerine misafir eder mi?
kadın düşmanı diyorlar ardından.yalan! küllien yalan :))
sadece kadınlardan aldığı yaralar derin.
***Bende mevsim denen üftadelerin yardığı yer apaçık
Esebilsin diye can içre dünden hazırım
Korkarım kalmazsa sevişmekten bir yangılı yer ya da sıyrık
Ömrüm fenalıklara kayıp ağulanmazsa ben ne yaparım***
Bilim adamlari pirelerin farkli yükseklikte ziplayabildiklerini görürler.Birkaçini toplayip 30 cm yüksekligindeki bir cam fanusun içine koyarlar.
Metal zemin isitilir. Sicaktan rahatsiz olan pireler ziplayarak kaçmaya çalisirlar ama baslarini tavandaki cama çarparak düserler. Zemin de sicak oldugu için tekrar ziplarlar, tekrar baslarini cama vururlar. Pireler camin ne oldugunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engelledigini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarini cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zipla(ya) mamayi ögrenirler. Artik hepsinin 30 cm zipladigi görülünce deneyin ikinci asamasina geçilir ve tavandaki cam kaldirilir. Zemin tekrar isitilir. Tüm pireler esit yükseklikte, 30 cm ziplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yüksege ziplama imkânlari vardir ama buna hiç cesaret edemezler.
Kafalarini cama vura vura ögrendikleri bu sinirlayici 'hayat dersi' ne sadik halde yasarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânlari vardir ama kaçamazlar.Çünkü engel artik zihinlerindedir. Onlari sinirlayan dis engel (cam) kalkmistir ama kafalarindaki iç engel (burada 30cm'den fazla ziplanamaz inanci) varligini sürdürmektedir. Bu deney canlilarin neyi basaramayacaklarini nasil ögrendiklerini göstermektedir.
Bu pirelerin yasadiklarina **cam tavan sendromu** denir. Bir insanin gelebilecegine inandigi en üst nokta, onun cam tavanidir. Cam tavaniniz hayallerinizin tavan yüksekligini gösterir.Insan inandigina denktir.Yapabilecegini düsündügü kadardir.
bir *ismet özel* şiirine isimdir.çarpıcıdır.sosyal içeriklidir.güzeldir.
***kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin ***
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Bryan Singer filmin sonuna dair ipuçları vermez seyirciye.işte bu filmi kalıcı ve muhteşem kılan yanlardan en önemlisi de budur.
sonuna kadar pek çok insan için bitişi tahmin edil(e) miyecek bir filmdir.
İsyan şiirleri bilirim sonra
Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden
Harfler harp düzeni almıştır mısralarında
Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır
Kimi bir soygun sofrasında ışıklı sofralarda
Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır.
çocuklarla girilen komik diyaloglar
10.05.2007 - 12:09büyüklerle girilen komik diyaloglar kadar komik değil.nede olsa çocuk karşımızdaki ve beklediğimiz de komik olması zaten.ama büyüklerde tam bir şaşkınlık ve hayret :)
sarkozy
10.05.2007 - 12:07gariptir ki kendi de göçmen.ama hedef belli olunca adam göçmenler ve müslümanlar üzerinden siyaset yaparak fransa halkından oy topladı.kişiye karşı o kişinin silahıyla silahlanmayı taktik benimsedi ve le peni yolcu etti.
seçim garip bir biçimde hafızasında tahribat yapmış olmalı ki eski sarkozy ve yenisi arasında ciddi farklar oluştu.islam dinine hakaret edercesine lafları ile de düşman kitlesini artırdı.ama mesele fransada oy almaktı bunu başardı. başarıya giden her yol mübah mı? öyleyse buyrun sarkozyi tebrik edin.
hamurabi
09.05.2007 - 23:59taksimdeki börekçimiz :) sabahları kahvaltı için yeri dar ama iyidir.
ben şahsen,bizzat,kendim
05.05.2007 - 00:52dünyadan dargın,nefsinde aciz.
kimlik
04.05.2007 - 14:29Cengiz Aytmatovun kitabında okumuştum(kitap: gün olur asra bedel) avarlar esir aldıkları türklere enteresan bir işkence yapmaktaydılar. anında netice almıyorlar ama zamana yayıyorlar.Şöyle ki: işkenceye ***deri geçirme işkencesi*** diyorlar.önce esirlerin saçları kazınır ve saç diplerini çekerlermiş.sonrada bir devenin yeni kesilmiş bir deve ama bu devenin taze derisinin en sert kısmı olarak bildikleri boyun kısmını o kafaya geçiriirlermiş.elini kolunu bağladıkları bu köleyi çölün sıcağına atarlarmış.kafaya geçirdikleri deri o çöl sıcağında iyice kurur ve kafatasına yapışırmış.4-5 gün sonunda artık o deri kafatasından ayrılamaz hale gelince beklemeye başlarlarmış. saçlar uzamaya başlayınca yukarı doğru yol bulamaz ve tekrar geri döner kafatasından içeri doğru diken gibi ilerlermiş.beyne kadar ilerleyen bu saç kılları sonunda hafızayı kaybettirirmiş o insana. işte bu insan tam istedikleri köle pozisyonunu almış olurmuş.geçmişine dair hiçbirşey hatırlamazmış,ne esaretinin sebebini ne atasını ne anasını.işte kimliğini yitiren bu köleler işlerine o kadar yararmış ki bu köleler diğerlerinden kat kat fazla fiyata alıcı bulurmuş.
şimdi bu kitapta anlatılan bir hadiseydi.insanlar kimliksizleştirildi öyle bir yöntemle.e şu an bizim insanımızın kafasına da deve derisi mi yapıştırıldı da bu hale geldik? ? ? beynimize ne oldu? ? ? hafızalarımıza ne oldu? ? ?
cem uzan
03.05.2007 - 22:50yüzünde kaç kat astar olduğunu tahmin bile edemiyorum :))) vicdani vecibelerden bahsediyor çıkmış televizyonlarda.
ne yüzle tekrar gelmiş de ***inanın ben yaparım*** diyor? sanırım birşeyi iyi biliyor:millet balık hafızalı.bunu iyi bildiği belli.ama..ama..amaaa
biri bu adama haddini bildirsin! ! lütfen :))
husrev hatemi
03.05.2007 - 21:16kişileri şiirleriyle bilir şiirleriyle söylerim.bu da ***Servistan***
Sevilen sevene karsi sessiz,
Baskasina sevinçler de dagitsa...
Sükût, kara yazisi sevenlerin,
Onlar da ne türlü bir kâgitsa,
Hep keder üstüne yazdilar aski.
Sessizce haykirip durdular,
Bu da ne biçim bir agitsa.
Bizim illerde kara sevdâ gibiydi kar
Çünkü sessizdi ak da olsa.
Karanlik ve derin bir sükût idi kar,
Acisi uzardi, sevinci kisa;
Simdi dilerim yine yagsin, buz kessin ortalik,
Buz kessin, karayel essin, her bir sey tükensin.
Bilirim helâke gidecek ben,
Kalacaklar arasinda sensin.
Yetmez mi, “ Hüzünler Perisi” yetmez mi?
Sana bir “ Insirah Sûresi” nesesi
Bana bir “Yâsin”.
kulak çöpü
03.05.2007 - 19:39aslında zararlı.
adres sormak
03.05.2007 - 19:38türkiye sınırları içinde yapılmaması gereken eylem :))
ahmet necdet sezer
03.05.2007 - 19:36nerde o hep bahsedilen bîtaraf reis-i cumhur?
rektör
03.05.2007 - 19:34malatyadaki komedi rektör :)))
sen kimsin ki çıkıp siyaset arenasında bla bla blaaaa? ? ?
cıx cıx cıxxxx
cesare pavese
03.05.2007 - 15:27kadınları içermeyen cümlesi pek az.insan sevmediğini bu kadar cümlelerine misafir eder mi?
kadın düşmanı diyorlar ardından.yalan! küllien yalan :))
sadece kadınlardan aldığı yaralar derin.
ben
03.05.2007 - 13:26***Bende mevsim denen üftadelerin yardığı yer apaçık
Esebilsin diye can içre dünden hazırım
Korkarım kalmazsa sevişmekten bir yangılı yer ya da sıyrık
Ömrüm fenalıklara kayıp ağulanmazsa ben ne yaparım***
İsmet Özel
beyin
03.05.2007 - 11:52beyin yaşı diye birşey var.
http://www.biymed.com/haberci/haber_oku.asp? haber=371
***adresteki soru işareti boşluğu kapatılacak***
sendrom
02.05.2007 - 23:20CAM TAVAN SENDROMU
Bilim adamlari pirelerin farkli yükseklikte ziplayabildiklerini görürler.Birkaçini toplayip 30 cm yüksekligindeki bir cam fanusun içine koyarlar.
Metal zemin isitilir. Sicaktan rahatsiz olan pireler ziplayarak kaçmaya çalisirlar ama baslarini tavandaki cama çarparak düserler. Zemin de sicak oldugu için tekrar ziplarlar, tekrar baslarini cama vururlar. Pireler camin ne oldugunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engelledigini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarini cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zipla(ya) mamayi ögrenirler. Artik hepsinin 30 cm zipladigi görülünce deneyin ikinci asamasina geçilir ve tavandaki cam kaldirilir. Zemin tekrar isitilir. Tüm pireler esit yükseklikte, 30 cm ziplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yüksege ziplama imkânlari vardir ama buna hiç cesaret edemezler.
Kafalarini cama vura vura ögrendikleri bu sinirlayici 'hayat dersi' ne sadik halde yasarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânlari vardir ama kaçamazlar.Çünkü engel artik zihinlerindedir. Onlari sinirlayan dis engel (cam) kalkmistir ama kafalarindaki iç engel (burada 30cm'den fazla ziplanamaz inanci) varligini sürdürmektedir. Bu deney canlilarin neyi basaramayacaklarini nasil ögrendiklerini göstermektedir.
Bu pirelerin yasadiklarina **cam tavan sendromu** denir. Bir insanin gelebilecegine inandigi en üst nokta, onun cam tavanidir. Cam tavaniniz hayallerinizin tavan yüksekligini gösterir.Insan inandigina denktir.Yapabilecegini düsündügü kadardir.
manita
02.05.2007 - 23:06Manita, İtalyanca *mantenuta* (bakmak, beslemek, korumak, elinde tutmak) kelimesinden gelmekte ve besleme (kadın) metres manasındadır.
Sevan Nişanyan’ın etimoloji sözlüğünden.
Jazz
02.05.2007 - 15:36bir *ismet özel* şiirine isimdir.çarpıcıdır.sosyal içeriklidir.güzeldir.
***kendi kalbimle zamanım arasındaki sarkaç
püskürtüyor beni dünyaya
bırakıyorum zerreciklerime kadar emsin beni
Atlantik ve Pasifik ve beş kıta
koşmam gerek
yetişmem gerek yazgıma
tutmam gerek, sormam gerek, bilmem gerek
esenlemem, kargışlamam, irkitmem gerek niçin
niçin, niçin, niçin
kuyuya düşen çocuk niçin ölmesin ***
insan
02.05.2007 - 15:19Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Nazım Hikmet
usual suspects / olağan şüpheliler
02.05.2007 - 15:09Bryan Singer filmin sonuna dair ipuçları vermez seyirciye.işte bu filmi kalıcı ve muhteşem kılan yanlardan en önemlisi de budur.
sonuna kadar pek çok insan için bitişi tahmin edil(e) miyecek bir filmdir.
tashih
02.05.2007 - 02:14şimdilerin *edit*i
herkes
02.05.2007 - 02:11her]her
kes ]kişi
her kişi,kim olursa olsun tüm kişiler.
ateş
02.05.2007 - 02:07ateş olsa *cürmü* kadar değil de *cirmi* yani hacmi kadar yer yakmaktır aslı.
şiir
02.05.2007 - 02:01İsyan şiirleri bilirim sonra
Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden
Harfler harp düzeni almıştır mısralarında
Kimi bir vurguncuyu gece rüyasında yakalamıştır
Kimi bir soygun sofrasında ışıklı sofralarda
Hırsızın gırtlağına tıkanmıştır.
üç şey
02.05.2007 - 00:19chp
dyp
anap
evet evet şey bunlar *şey* :)))
Toplam 85 mesaj bulundu