'beni görmeden mi gidecektin? ' (çoktan mağlup olmuşum)
'sen de olmasan' (bir vakitler asla şimdi değil)
'ödeşiriz' (bu gidişle mi?)
'ben mi geleyim' (sitem mi? çağrı mı?)
'olur olur' (doğruluğu henüz ıspatlanmamış)
'bozuksun bugün birşey mi var' (umrunda ki vakitler)
'yakışır' (öylesine)
'biliyorum' (bulaşıcı ukalalık)
'oh' (yorumsuz) (yorumsuzluk da bir yorumdur)
'günaydınlar' (taklit)
'döktürüyorsun yine' (kalem kağıt bir de sen bende varsam en doğal haliydi o vakitler)
bitti. niye yazdım bunları bu denli uzağa?
yakınında olsa yazmazdım.. benim ki sırrını haykırmak derince bir kuyuya..
ve kulaklarımızda bir sızı :)
koyunu kurdun elinden kurtaran çoban, koyuna göre kurtarıcı, kurda göre ise özgürlüğüne engel olan kimsedir.. bu koyunla kurdun özgürlük deyişindeki farklılık..
belki de onu düşünmeyecek kadar farkında olmamaktır..
siz koyunlar ve kurtlar hür müsünüz? ..
mythos dinlersin merakla bitince birşeyler kalır elinde gerçek zihnindekinin aslı. duydukların bütün yalan..
kosmogoni: sizce bu hikayeyi bize ilk anlatan kim?
olgunlaşmış meyveler.. 40 devirip hala özrü ima edenler...
benden özür dilemeyin hiç haz etmem.. mütevazı insanlar, zoru sevenler.. sen bana tecrübelerini anlat bende sana hayat teyzenin gözlerinden bahsedeyim..
nasıl?
size,
bu odanın alacakaranlığından,
okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
tenimde kalan tuzundan ve
yastıklarda kuruyan gözyaşından
hiç bahsetmedim.
size,
nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
'iyiyim' diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum
...
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını, gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil.
bilsen! ben hangi alemdeyim, sen hangi alemde!
aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
sanmam! yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil;
sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde;
vazgeç. kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler!
sabretmek
18.10.2007 - 21:10...
ne özlemi! .. düpedüz kana ekmek doğramak bu
hadi kızım, hadi gözüm, hadi Birgül
sıkıysa sabret.
buz
17.10.2007 - 23:28'gördüm, meğer buz bir su yanığı değilmiş
öğrendim; buz suyun yaralanıp kabuk bağlaması...'
baskı
17.10.2007 - 23:26sen
baskılarla eğri biten
ağrısı bitmeyen açelya
saksıda düzelemeyen.
bulunmalı
her sevdanın hürriyeti
çehresi yırtılarak
:her çiçek saksıda yetişir mi?
sözyaşı
17.10.2007 - 23:24'beni görmeden mi gidecektin? ' (çoktan mağlup olmuşum)
'sen de olmasan' (bir vakitler asla şimdi değil)
'ödeşiriz' (bu gidişle mi?)
'ben mi geleyim' (sitem mi? çağrı mı?)
'olur olur' (doğruluğu henüz ıspatlanmamış)
'bozuksun bugün birşey mi var' (umrunda ki vakitler)
'yakışır' (öylesine)
'biliyorum' (bulaşıcı ukalalık)
'oh' (yorumsuz) (yorumsuzluk da bir yorumdur)
'günaydınlar' (taklit)
'döktürüyorsun yine' (kalem kağıt bir de sen bende varsam en doğal haliydi o vakitler)
bitti. niye yazdım bunları bu denli uzağa?
yakınında olsa yazmazdım.. benim ki sırrını haykırmak derince bir kuyuya..
ve kulaklarımızda bir sızı :)
bize kalan
17.10.2007 - 23:14sustuk sabırla herşeyi söylettiler bize
sevdikçe nefret etmeyi öğrettiler bize
özgürlük
17.10.2007 - 23:11koyunu kurdun elinden kurtaran çoban, koyuna göre kurtarıcı, kurda göre ise özgürlüğüne engel olan kimsedir.. bu koyunla kurdun özgürlük deyişindeki farklılık..
belki de onu düşünmeyecek kadar farkında olmamaktır..
siz koyunlar ve kurtlar hür müsünüz? ..
mitoloji
17.10.2007 - 23:05mythos dinlersin merakla bitince birşeyler kalır elinde gerçek zihnindekinin aslı. duydukların bütün yalan..
kosmogoni: sizce bu hikayeyi bize ilk anlatan kim?
istanbul
17.10.2007 - 23:01costanpol
istanbul
isto
'3 istanbul' mutlaka aslını görerek okuyun :)
aslı tarih kitabınızın 177. sayfasında :)
yıllar sonra
13.10.2007 - 22:09ortasında kalbimin bir yer açtım senin için istersen sonsuza kadar gelme yine ben bekler/miy/im
bir şiir daha yaza/maya/cağım sana
bırakma
06.10.2007 - 22:23beni uslandır beni yüreklendir
beni deli edip bırakma
bilsen nereleri var kalk gidelim
beni hep buralarda bırakma
beni aç bırak evsiz urbasız bırak
beni sensiz bırakma
beni ne yap biliyor musun
beni yont beni arıt beni ayıkla
derinlik
06.10.2007 - 22:19'susarak susarmışız da, ölçemezmiş kimse derinliğini'
orhan veli
06.10.2007 - 22:16canan ki degüstasyon'a gelmez
balık pazarı'na hiç gelmez.
tayin
06.10.2007 - 21:59kutlarım benden kaçmayı yine başaramadın! ..
anadolu t.i.l ;)
saç kestirmek
06.10.2007 - 21:55belki boya saçlarını yakar kısacık kestirmek zorunda kalırsın :))
zaruret hali şizofren kadınları oynarsın.
susuyorum
02.10.2007 - 23:03kaç kez denedim.
susamıyorum! sus/duramıyorum..
özür dilemek
02.10.2007 - 22:57olgunlaşmış meyveler.. 40 devirip hala özrü ima edenler...
benden özür dilemeyin hiç haz etmem.. mütevazı insanlar, zoru sevenler.. sen bana tecrübelerini anlat bende sana hayat teyzenin gözlerinden bahsedeyim..
nasıl?
şiir
28.09.2007 - 21:30size,
bu odanın alacakaranlığından,
okyanusundan, beni boğan dalgalarından,
tenimde kalan tuzundan ve
yastıklarda kuruyan gözyaşından
hiç bahsetmedim.
size,
nasılsın diyerek başlayan telefonlarınıza
(garip, tuhaf aslında)
beyaz bembeyaz tabiatımla
'iyiyim' diyorum.
yani aslında korkuyorum
bütün bunlar kıyamet
bütün bunlar cinnet
bütün bunlar cinayet demeye
bir daha düzeltilemeyecek sözler
söylemeye korkuyorum
...
bunun beni ne kadar kırdığından
hiç bahsetmedim.
bahsetmediğim çok şey var daha
yaz çiçekleri, cam çiçekleri ölüyor
akşamın altını, gümüşe dönüyor
bunlar da önemli elbette
en az,
bana ihaneti öğrettiğiniz
bana kanatlarımı bıraktırdığınız kadar.
Birhan Keskin
imkansız
24.09.2007 - 20:38değil kardeşim, dal yeşil değil, gök mavi değil.
bilsen! ben hangi alemdeyim, sen hangi alemde!
aklından geçer mi dersin aklımdan geçen şeyler?
sanmam! yıldız ve rüzgar payımız müsavi değil;
sen kendi gecende gidersin, ben kendi gecemde;
vazgeç. kardeşim, ayrıdır bindiğimiz gemiler!
dost kazığı
24.09.2007 - 20:31düşmanlıkla saldırdı.. pek fazla derinlere uzanamadı.
sevgi gösterileriyle uzanıp girdi. yıktı geçti.
düşmanınıza sevgi yönünden yakınlaşınız.. onun içine girersiniz.
sonuç, sevgiyi kullanma seçiminize kalmıştır.
gerçek
24.09.2007 - 20:24işte sana basit bir sır: insan ancak kalbiyle doğru olarak görebilir.
gerçek olan göze görünmez.
unutmak
24.09.2007 - 20:20unutmak öğrenmekten zordur.
hatırlamak, unutmamak demek değildir, unutmak üzere anmaktır.
unutmamak unutmaktan büyük sanılır.. 'hiç unutmuyorum' derler.. 'hiç unutmayacağım' derler.. 'hiç unutamam' derler.. 'unutmam' derler..
ve unuturlar, unuturuz, unutursun..
hatırlamayı bile!
gözyaşı
24.09.2007 - 20:15...
sahte gözyaşları vardı üzerinde.
(içinde dünyayı taşıdıkları için mi yaşlar yuvarlaktır?)
gözyaşlarında da gemiler. dönmemek için geriye;
akıttım hepsini denize.
hüzün
24.09.2007 - 20:10hüzün..
nikotin tadında birşey
ve alışkanlık yapıyor..
yalnızlığın başkenti
24.09.2007 - 20:08'biliyorsun ben hangi şehirdeysem,yalnızlığın başkenti orası..'
aman be Süreyya kimimize ayak uydursun bu başkent..
Toplam 407 mesaj bulundu