Birgül Meral Adlı Antoloji.com Üyesinin Hakkı ...

Yüzünüzden gülücükler eksik olmasın

Sevgili antoloji arkadaşım;

Doğum gününüzü en içten dileklerimle kutlar, yaşam boyu başarı ve mutluluklar dilerim.

Hayat sevgi kadar güzel aşk gibi güçlü olsun..

Doğum gününüzün anısına ** RÜYA ** gibi şiirimin şarkısını aşağıdaki linkten dinlemek ister misiniz?

http://www.ibrahimyilmaz-siirleri.com/bestelenen-1.html


** RÜYA GİBİ **

Rüya gibi uçup bitti
O güzelim mutlu anlar
Bir hayaldi geçip gitti
O sevecen tatlı yıllar.

Mazideki o yıllara
Şöyle dönüp bir baksana
Sarhoş eden duygu gibi
Alır bizi kollarına.

Solmaz denen güzellikler
Hep yalanmış yalan meğer
Hayat denen tüm gerçekler
Bir anlık rüyaymış meğer.

Nerde şimdi nerde kaldı
Yalan olan çocukluğum
Bir yıldızdı kaydı gitti
Aşka kanan o gençliğim.

Kutlu olsun doğum günün
Mutlu olsun melek yüzün
Aşkla gülsün bütün ömrün
Sevip sarsın petek gönlün.

İbrahim Yılmaz


Güfte: İbrahim Yılmaz
Beste:Ersin Kayışlı - Mustafa Açıkgöz
Okuyan: Mustafa Açıkgöz

Not:bu şarkının yasal telif hakları mevcuttur.

Bestekar saygıdeğer Ersin Kayışlı hocama ve şarkıyı okuyan saygıdeğer Mustafa Açıkgöz kardeşime sonsuz teşekkürlerimi sunarım...

Ayrıca ANTOLOJİ sayfamdaki şiirlerimi okuyup yorum yaparsanız çok mutlu olurum.


Tekrar nice mutlu yıllar diler. Akçaydan selam ve sevgilerimi iletiyorum.

İbrahim Yılmaz

DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN NİCE SENELERE

SAAT 03.30'du. Adamın telefonu çalmaya başladı. Başını gömdüğü
yastıktan binbir zorlukla kaldıran adam, yatak ucundaki telefona uzandı:
'Alo! Kimsiniz? '
'Benim oğlum, annen! '
'Anne of ya.. Bu saatte ne var Allah aşkına! Yarın ne kadar
önemli işlerim olduğunu bir bilsen....'
'Şey oğlum..'
'Ne var anne, beni bu saatte uyandıracak kadar önemli ne var?
Sabah arasan olmaz mıydı? '
Anne, oğlundan duyduğu bu kırıcı sözlerden dolayı, çok üzülmüş
ve çok incinmişti. Ağlamaklı bir sesle şunları söyleyerek telefonu kapattı:
'Bundan tam otuzbeş yıl önce, böyle bir gece yarısı saat tam 03.30'da
sen de beni uyandırmıştın! Doğum günün kutlu olsun evladım

ALINTI

ŞİİRLER KADAR TATLI OLSANIN HER GÜZELLİK SENLE OLA
HER NEKADAR GÜZEL BİR DÜNYADAYSAK BİR OKDARDA ZALİM DÜNYADAYIZ AMA GÜZELLİKLERLE ZALİMLİĞİ YENMEYE GELDİK

Selam size, sevgili hemşerim, Bu şiirimi size armağan ediyorum
lütfen kabul buyurun. Sevgi ve saygıyla kalın,


Bu Sahilde
Bak yine sensizim, dolaşıyorum bu sahilde,
Zavallı, üzgün ve perişan halimle.
Düşünüyorum o mehtaplı akşamlarımızı.
Yine içim parçalansada,söylüyorum şarkımızı.
Deniz, artık dalgalarını, savuruyor üstüme,üstüme,
Bilmiyorum, sensizlikten mi, yoksa bana kastı ne
Sırıl sıklam olsamda; aldırmıyorum her halime.,
Kaderimde gülmek yoksa, gülemem
Ağlasam bile göz yaşımı silemem,
Bir gün mutsuz olduğunu öğrensem,yine gülemem,

.................................................................................
Sen şimdi hangi yâd ellerdesin,bilemem
Ben yine mehtaplı geceler de bu sahildeyim
...................................................................................

Bir zamanlar benim özümdün, sözümdün,
Varlığım, yüreğim, hayatım iki gözümdün,
Ne hâyâller kurmuştuk aşkımızın üstüne,
Başını koyar uyurdun, dizlerimin üstüne
Şimdi soruyorum sana, bana olan kastın ne,?
Söyle, aradığın mutluluğu buldun mu,?
Yoksa sende benim gibi, yanlız kaldın mı?
Ben seni düşünduğum gibi, sende düşünup ağladın mı?
Kimbilir; kaç gece daha düşüneceğim seni,
Kaç gece daha gök yüzüne bakarak yıldızlarımızı izleyeceğim,
Kaç gece daha hâyâller kurup, arayacağım seni,
O sessiz bakışlarını ve sımsıcak ellerini,
Aşkı, sevdayı, mutluluğu, anlatan dillerini,
Unutamam asla, koklattığın rengârenk güllerini,
........................................................................
Sen şimdi kimbilir hangi yâd ellerdesin, bilemem
Ben yine mehtaplı geceler de bu sahildeyim
..............................................................................
Bekliyorum bu sahilde,belki gelirsin diye
Kaptırdım kendimi,boş umutlar,boş hayallere
Boşuna bakıyorum geleceğin yollara,
Yüreğim hiç alışamıyor sensiz sokaklara.
....................................................................................
Sen şimdi kimbilir hangi yâd ellerdesin,bilemem...
Ben yine mehtaplı geceler de, bu sahildeyim.
....................................................................................
Kumsallara adını yazdım,
Dalgalar silip götürdüler,
Karanlıkta hayalini kurdum,
Yakamozlar alıp götürdüler.
Seni ben kalbime yazdım, açıp giremediler,
................................................................................
Sen şimdi kimbilir hangi yâd ellerdesin,bilemem...
Ben yine mehtaplı geceler de bu sahildeyim....

23/10/2008
Hikmet Atiş

ne desem ki bütün güzellikleri hakeden bir kişi.hayatı boyunca mutlu olması dileğiyle

Bir hadise var
Kimse bilmiyor
Olmuyor bende
Deprem olmuyor
Hiçbir sey beni
Böyle sarsmiyor
Bir senin gibi

Mühürledim seni kalbime
Kursunlar islemez cigerime
Zincirledim seni kalbime
Anahtarlari yok 'DENİZ'lerde

(git al alabiliyorsan,küçük denizyıldızı... :)

sanki bana birşeyler borçlusunuz gibi :) siz yahuu! .. ikiniz :)
işte.. 'adım bile yok'

'Yokluğun her dakika ölüm demek gitme kal
Hasretim daha yüz yıl dinmeyecek gitme kal
Yetişir senden uzak yıllardır kahroldugum
Ayrılma hiç yanımdan mahşere dek gitme kal'

BU YAĞMUR
Bu yağmur, bu yağmur bu kıldan ince,
Nefesten yumuşak yağan bir yağmur.
Bu yağmur, bu yağmur bur gün dinince,
Aynalar yüzümü tanımaz olur.

Bu yağmur kanımı boğan bir iplik,
Tenimde acısız yatan bir bıçak.
Bu yağmur yerde taş ve bende kemik,
Dayandıkça ağır ağır yanacak.

Bu yağmur, soğumuş yarada kezzap,
Sabrın memesine yapışmış sülük,
Ne başı, ne sonu olmayan azap,
Yandıkça gelişen sihirli kütük.

Bu yağmur, tufanı belki de Nuh'un,
Ve gölgede yüzen odam, gemisi,
Akrebi, çiyanı, böceği ruhun,
Ne varsa meydanda, meydanda hepsi.

Bu yağmur, delilik vehminden üstün,
Karanlık kovulmaz düşüncelerden.
Cinlerin beynimde yaptığı düğün,
Sularsan, seslerden ve gecelerden.

yazdıklarınız çok güzel...hayranlıkla okuyorum...kalemi konuşturan yürek daha da güzel(dir) olmalı...
saygıyla...

'masum şehir, düzgün insanlar, saflık olgusunun henüz yitmediği bölüm.
vatan sever, misafir perver, pervasız sakin kalabalık. muhalif olamayan ama ezilmeyen.
1 sevilen, 2 kere seven, 3.kez sevilmeye değen insanlar..
temiz hava, yeşilin her tonu, mavinin öfkeli bakışı..
kimi dalgalı kimi durğun denizi. sempatik yaratılmış hamsi :)
ve daha sayamadığım bir dolu ayrıcalık... '

(ayrıcalıklı şehrin ayrıcalıklı iNSANI)

Karadeniz kıyısında bir deniz yıldızıymış...
Dünya, onun yüreğinde atarmış...
Dünya, onun yüreğinde ses verirmiş evrene......
O, dünyayı yüreğinden işitir, bilir ve yaşarmış......

Al şalum,yeşil şalum da
Dünyayı dolaşalım
Sen yağmur ol,ben bulut
Maçka'da buluşalım...

Bir yol dönemecinde çarpıştı dalgın gözler.
Bir yol dönemecinde gördüm de sevdim seni.
Bir yol dönemeciydi,ardından baktığım yer.
Ve bir yol dönemecinde kaybettim ben seni...

Sen,sanki gerçek olmayacak kadar güzeldin.
Gerçek olmayacak kadar kısaydı bakışlar.
Gerçek olmayacak gibi de,süzülüp gittin...
Gerçek olmadın,fayda vermedi ağlayışlar.

Ben şimdi,o yol dönemecinde bekliyorum.

SEN

Sen esirliğim ve hürriyetimsin,
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
sen memleketimsin.

Sen ela gözlerinde yeşil hareler,
sen büyük, güzel ve muzaffer
ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin...

Nazım Hikmet

ne zaman terketmek istesem seniiii....
'ne zaman yeminler etsem unuttuguma dair
ne zaman...başka yüreklere yelken açmak istesemmm
ne zaman...bir şarkı çalsamm senin mırıldandıgınnn
ne zaman...bir damla yagmur düşşe yüregimeee
ne zaman...senden şeyler yakalasam başka yüzlerde
ne zaman..sensiz de oldugumu ispatlasam kendimee
ne zaman...bıkıp usansam seni özlemektennnn
YÜREKKK....İNKARRR EDER...İRKİLİRİM..... '

Cimcimem benim...

Hikmetten okuram sırdan sezerem
Aşk defterin açıp görem sultanım