Bilge Su - Hakkında Yazdığı Tanıtım Yazısı


18 yaşında bir genç gibi, gelişmektedir karanlıkta
Kimilerine göre kötüdür ölüm
Kimilerine göre ecel
Kimilerine göre 90 gün örülen direniş
Ölüm, canlanan yaşamdır KAYPAKKAYA´LARDA

Bir çağlayan,
ve yüreğimizin isi yani
ve bir alev, Munzur bile söndüremez bu yangını

Diyarbakır´da bir Kaya
Sanki yükselmiş aya
Diyarbakırda bir zindan
Zindanda, KAYPAKKAYA

Nasıl ki sevgiyle kucaklamışsa ölümü
Nasıl ki 90 kere 24 saat katlanmışsa acıya
Nasıl ki haykırmışsa kinini
Tükürmüşse suratlarına suskunluğunu
Bizede anmak düşer, coşkuyla onu
Vurdu gövdesini karanlığın zembereğine
Ve doğdu ışık, yürek penceresine
Eeeeey benim cevahirim
Eeeeey benim dişleri kenetlim, suskun ırmağım
Ser verip, sır vermeyenim
Durmadı coşkun akan ırmağın
Ve namlusuna yüreğini sakladığın

Ne o zindandaki sesin
Ne de nefesin
Hala gitmiş değil hücre karanlığından

Her düşen, düstüğün yere, çıktı ğöğsünü gere gere
Kesilince bileklerin, sökülünce tırnakların,
Ödü koptu puştların.

Her Mayıs´ta vurdular bizi
Yinede yaşattık kendimizi,
Attılar bizi hasretin koynuna,
Boğmak istediler hasrete

Oysa ne kadarda güzeldir
Bizimle hasret sürmüş, filiz vermiş içimizde sevda
Hani kurşun sıksan parçalanır gece
Hani uzatsan elini aya gölge düşer

İşte güçlenerek, kıvılcımlara yürüyen mazin
Ve halkın boynunda bir incir gibi,
Büyüyüp gelişmektedir ZAFER.
Biz de gördük küçük adamları,
Köhnemiş silahlariyla saldıranları
Biz de yaşadık acıları sevince boğan direnişleri
Elbette vardır bir diyeceği, yaptığımız tarihin
Elbette unutulmaz direnişin senin

Çünkü büyüyüp gelişmektedir ZAFER
Bir yangın gibi taşıyıp durduk, zulamızda cevahirini
Sanki, okyanusta damla, işkencede denizdir.
Eeeeey günü uyandıran, toprakla söyleyen rüzgar
Eeeeey halkımın yaralı gülü, sol yanımın kıvılcımı
Eeeeey gökteki ay, dağdaki kaya
İBRAHİM KAYPAKKAYA

Onlar yoruldu 90 günü saya saya,
Bıkan onlardı, onlar şaşırdı, can çekiştiktçe yaşamaya
Bulutlar yağmura, karanlıklar aydınlığa,
Bugünler yarınlara, yarınlara mahkumdur.
Ve yüzleri gülmez, vurdukları ölmez.
Gökteki ay, dağdaki kaya

İBRAHIM KAYPAKKAYA
Devran geriye dönmez....'



Geçen her gün yavaş yavaş kurutur bizi
Kan tükürsek bilen olmaz yeryüzünde
Bir nefeste biter ömrün belki de burada
Özleriz güneşi gizli gizli…




Kentin çöplüklerinde iş arayan çocuklar
Bilir misiniz ben sizin için ağlarım
İki damla gözyaşı dökülür gözlerimden
Adınıza kendimden, herkesten utanırım

Gece rüyalarında ekmek gören çocuklar
Ne yer ne içersiniz, sizden uzak dostluklar
Sanmayın belki bir gün sizi de anımsarlar
İşte onun için ben, onun için utanırım

Dünya çöplüklerinde hayat arayan çocukla
Küçüklüğe doymadan büyük olan çocuklar
Gelecek yıllar sizin diyorsa da insanlar
Bir bayramdan bayrama sizi düşünmüyorlar…

Asu Maralman